1 Ocak’tan bugüne kadar 2 bin 84 terörist etkisiz hale getirildi
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, 1 Ocak’tan bugüne kadar Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil 2 bin 84 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, yıllık basın değerlendirme toplantısında konuştu.
Bakan Güler’in açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
Halkımızın doğru bilgiye ulaşması ve sağlıklı bir kamuoyunun oluşmasında gerçeğin temsilcisi olarak büyük sorumluluklar üstlenen sizleri Bakanlığımızda ağırlamaktan büyük memnuniyet duyuyor; sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Millî Savunma Bakanlığı olarak ülkemizin huzur ve güvenliği için üstlenmiş olduğumuz görevleri başarıyla yerine getirdiğimiz yoğun bir yılı geride bırakırken artan bir şevk ve gayretle de yeni yıla hazırlanıyoruz.
Sözlerimin başında ifade etmem gerekirse ortak ve millî meselemiz olan savunma ve güvenliğimize yönelik faaliyetlerimizin takibi, tezlerimizin iyi anlaşılması, bilinmesi; iç ve dış kamuoyuna doğru anlatılması ve dezenformasyona karşı mücadele edilmesi büyük önem taşıyor.
Tüm faaliyetlerimizi büyük bir şeffaflık içinde icra ederken faaliyet alanlarımıza ve gelişmelere ilişkin kamuoyunu bilgilendirmeyi sürdüreceğiz.
Sizlerin de yakından takip ettiği üzere, dünyanın kritik olaylar ve meydan okumalarla karşı karşıya olduğu hassas bir dönemden geçiyoruz. Son dönemdeki siyasi, askerî, sosyo-kültürel, ekonomik ve toplumsal alanlarda meydana gelen çok yönlü ve karmaşık gelişmeler, özellikle savunma ve güvenlik konusunu her zamankinden daha önemli kılmaktadır. Bu süreçte Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm gelişmeleri yakından takip etmekte, proaktif davranarak savunma ve güvenliğimize yönelik gerekli tüm tedbirleri de almaktadır.
“Türk Silahlı Kuvvetlerimiz üstlendiği tüm görevleri başarıyla yerine getirmektedir”
Asil milletimizin desteği ve devletimizin sahip olduğu imkânlarla, bölgesinde ve dünyada etkin ve güçlü bir ordu konumunda olan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ile hudutlarımızın güvenliğinin sağlanmasından terörle mücadeleye, Mavi ve Gök Vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizin korunmasından uluslararası barış ve istikrara katkı sunmaya kadar, üstlendiği tüm görevleri başarıyla yerine getirmektedir.
“Türkiye Cumhuriyeti barış ve istikrara önemli katkılar sağlamaktadır”
Güçlenen ve büyüyen Türkiye’nin güvenliğinin artık kendi sınırlarının ötesinde başladığı gerçeğini herkes görmeli ve kabullenmelidir.
Bugün Türkiye Cumhuriyeti, bölgesinde huzur, güven ve istikrarın merkezi olarak gıpta ile takip edilmekte, kritik bölge ve coğrafyalarda getirdiği çözüm önerileri ile barış ve istikrara önemli katkılar sağlamaktadır.
“2 bin 84 terörist etkisiz hale getirilmiştir”
Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; tehditleri sınırlarımıza dayanmadan, kaynağında bertaraf etmeyi öngören dinamik ve proaktif savunma ve güvenlik stratejimiz çerçevesinde, terörle mücadelesini başarıyla sürdürmektedir. İcra ettiğimiz operasyonlarla, bölücü terör örgütü yurt içinde bitme noktasına gelirken, sınır ötesinden ülkemize yönelik saldırılar da bertaraf edilmiş, sınırlarımızda kurulmak istenen terör koridoru da parçalanmıştır.
Bu kapsamda, 1 Ocak’tan bugüne kadar Irak ve Suriye’nin kuzeyi dâhil; 2 bin 84 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Özellikle, son 4 ayda icra ettiğimiz Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki terör hedeflerine yönelik bir kısmında karadan ateş destek vasıtalarının da kullanıldığı etkili ve kapsamlı hava operasyonları ile toplam 1110 hedef imha edilmiş, 820 terörist etkisiz hâle getirilmiştir. Böylece teröristlere ağır bir darbe indirilerek kararlılığımız gösterilmiştir.
“122 terörist teslim olmuştur”
Yine, kararlı operasyonlarımız neticesinde teslim olmalar artmış, yıl içerisinde 122 terörist teslim olmuştur.
Bugün operasyon yapmayı dahi akıllarından geçiremeyen, sözde kale dedikleri mağaralardan kafalarını çıkaramayan ve sıkışıp kalan teröristler için tek çıkış yolu, Türk adaletine teslim olmaktır.
Tüm bu faaliyetlerimizle ilgili bir kez daha hatırlamakta yarar var. Suriye ve Irak’taki tüm operasyonlarımız; Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51’inci maddesinden doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda, komşularımızın egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne saygılı olarak, masum sivillerin, dost unsurların, tarihî ve kültürel varlıklar ile çevrenin zarar görmemesi için her türlü tedbir alınarak icra edilmektedir.
“Kim nasıl destek verirse versin, tek hedefimiz teröristler”
PKK/KCK, PYD/YPG ve DEAŞ’ın Suriye ve Irak’taki tüm unsurları, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da meşru hedefimizdir. Kim, nasıl destek verirse versin, ne şekilde eğitirse eğitsin tek hedefimizin teröristler olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Bugün bazı müttefiklerimizce kullanılan; benim işime yarayan, bana dokunmayan terörist yaşasın anlayışı sakıncalı, tek taraflı ve tehlikelidir!
Uzun yıllardır ülkemizin enerjisini ve kaynaklarını harcayan terörle; tek bir terörist kalmayıncaya kadar artan bir etki ve yoğun bir baskıyla mücadele etmekte azimliyiz, kararlıyız. Terörle mücadelede elde edilen başarılarda en büyük paya sahip olan aziz şehitlerimizi ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor; bugüne kadar terörle mücadelede emeği geçen, katkı sağlayan bütün devlet büyüklerimize, komutanlarımıza, Türk Silahlı Kuvvetleri personeline teşekkür ediyor, saygı ve şükranlarımı sunuyorum.
“Şehirlerimizde terör, artık bir gündem olmaktan çıkmıştır”
Diğer yandan terörle mücadelede elde edilen kazanımların, yıllarca terörden muzdarip olan bölgedeki vatandaşlarımız tarafından da büyük bir memnuniyetle desteklendiğini müşahede ettiğimizi belirtmek istiyorum. Başta Şırnak ve Hakkâri olmak üzere tarihî ve kültürel zenginlikleri olan şehirlerimizde terör, artık bir gündem olmaktan çıkmıştır.
Bölge terörden temizlendikçe, güvenlik ve huzur temin edildikçe, Hükûmetimiz tarafından yürütülen hizmet siyasetiyle ulaştırmadan sağlığa, eğitimden spora, tarımsal kalkınmadan hayvancılığa, çevre-şehircilikten turizm ve kültüre kadar her alanda büyük yatırımlar hayata geçirilmiştir. Şu anda da artan bir ivmeyle bölgeye yönelik yeni yatırımlar devam etmektedir.
“Suriye’nin toprak bütünlüğünü destekliyoruz”
Suriye’de hayatın normalleşmesine yönelik insani yardım ve altyapıyı destekleme faaliyetlerimiz devam etmektedir. Amacımız, Suriye’de 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı temelinde siyasi bir çözüme ulaşılmasıdır.
Bir kez daha hatırlatmak isterim ki, Suriye’nin toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Bölgede kalıcı barışın sağlanması amacımız doğrultusunda diyalog, temas ve koordinasyona yönelik çalışmalarımızı da sürdüreceğiz. Kapsayıcı bir Anayasa’nın kabulü, serbest seçimlerin yapılması, sınır güvenliğimizin sağlanması sonrası biz de herkes gibi gereğini yapacağız. Ancak Suriye topraklarında varlık gösteren terör örgütleriyle mücadele konusundaki tutumumuz nettir. Bunu herkes böyle bilmeli, anlamalı, kabullenmelidir!
“Hudutlarımızda 199 bin 898 kişinin geçişi engellendi”
Hudutlarımız, Cumhuriyet tarihinin en yoğun en etkin tedbirleri ve tesis edilen çok katmanlı emniyet sistemi ile korunmaktadır. Hudut birliklerimizin imkân ve kabiliyetlerini sürekli geliştiriyoruz. Personel takviyesinin yanı sıra hudut hattımızda dünya standartlarında ve teknoloji yoğunluklu sistemler de etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Hudutlarımızdaki başarı rakamlarla da açıkça görülmektedir.
01 Ocak’tan itibaren hudutlarımızda 199 bin 898 kişinin geçişi engellenmiş; yakalanan 13 bin 156 düzensiz göçmen ile 410’U FETÖ olmak üzere 590 terörist kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir.
Bütün bu fedakârlık ve başarıya rağmen, daha önce de karşılaştığımız gibi farklı ülke ve zamanlarda çekilmiş stok görüntülerle iddialar ortaya atılıyor, dezenformasyon oluşturuluyor.
“Hudutlarını namusu bilen” Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sınır güvenliğimizde etkin tedbirler almaya ilgili bakanlık ve kamu kurumları ile koordineli olarak çalışmaya devam edecektir.
Sınırlarımızda alınan tedbirleri ve yapılan çalışmaları yerinde görmek isteyenleri ağırlamaktan memnuniyet duyacağımızı da bir kez daha ifade etmek istiyorum.
İsrail ve Filistin arasındaki çatışmalar
İsrail ve Filistin arasında yaşanan çatışmaları yakından takip ediyoruz. Gazze ile ilgili ilk günden bu yana sergilediğimiz insani ve adaletli tutumumuzu sürdürüyoruz.
12 Ekim’de Brüksel’de gerçekleştirilen NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nda, İsrail Savunma Bakanın VTC ile katıldığı Gazze’deki çatışmalara ilişkin düzenlenen özel oturumda İsveç dâhil 30 ülke Hamas ile ilgili en şiddetli ifadelerle açıklamalar yaptılar. Toplantıda sadece biz, şu anda da sergilediğimiz vicdani ve adaletli yaklaşımı ortaya koyduk.
O günkü duruşumuz bugün de değişmedi. Ancak o zaman aceleci ve yanlı açıklama yapan ülkelerin her geçen gün bizim tutumumuza yaklaştığını da görüyoruz. Uluslararası hukukun ihlal edilerek çoğunluğu bebek, çocuk ve kadınlardan oluşan binlerce masum sivilin katledilmesi vahşet boyutuna ulaşan bir savaş suçu ve daha da acısı bir insanlık suçudur.
“Beklentimiz kalıcı ateşkes ilan edilmesi”
Beklenti ve temennimiz, çatışmaların derhâl sonlandırılarak gecikmeksizin kalıcı ateşkes ilan edilmesi, insani yardımların kesintisiz ve yeterli şekilde Gazze’ye ulaştırılması, iki devletli çözüm temelinde, adil ve kalıcı bir barışa yönelik sürecin de başlatılmasıdır.
“Toplam 317 Gazzeli kardeşimizi ülkemize getirdik”
Filistin meselesi adil bir sonuca kavuşturulmadan bölgemizde kalıcı bir barışın mümkün olamayacağını da her fırsatta dile getiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemiz, hem insani yardım konusunda üzerini düşeni yapmaya hem de kalıcı çözüm için diplomatik girişimlerde bulunmaya devam ediyor.
İnsani yardım konusunda uzun süre ses çıkaramayan dünya maalesef sınıfta kalmıştır. Gazze’ye yönelik yardımlarımız kapsamında Sağlık Bakanlığımız ve ilgili kurumlarla koordineli olarak bugüne kadar 13 uçak ile 225 tondan fazla insani yardım malzemesini bölgeye ulaştırdık.
Çoğunluğu acil tedaviye ihtiyaç duyan hasta ve refakatçilerden oluşan toplam 317 Gazzeli kardeşimizi ise ülkemize getirdik.
Yunanistan ile ilişkiler
Yunanistan ile aramızdaki ilişkilerin geliştirilmesinde tarihî bir dönemden geçtiğimize, çözüm odaklı bir yaklaşım ile dürüst ve yapıcı bir ilişkinin iki ülkenin de yararına olacağına inanıyoruz.
13 Kasım’da Ankara’da icra edilen Güven Artırıcı Önlemler Toplantısı, Yunanistan ile ilişkilerimizi daha da geliştirmek için güzel bir fırsat olmuştur.
Bu vesileyle, iki yıldan fazla bir süredir ara verilen “heyetler arası görüşmeler” tekrar başlatılarak görüşmelere önümüzdeki sene de devam edilmesine yönelik görüş birliğine varılmıştır. Ayrıca, Güven Artırıcı Önlemlerin uygulanmasını kolaylaştırmak için bir İletişim Noktası (Point of Contact) Mekanizması kurma kararı da alınmıştır.
Yine, 7 Aralık’ta Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısının 5’incisi kapsamında Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde iki ülke adına önemli bir adım daha atılmıştır. Görüşmelerimizde ağırlıklı olarak Ege’de gerginliğin azaltılması, diyalog kanallarının açık tutularak sorunların iyi komşuluk ilişkileri ve müttefiklik ruhu çerçevesinde çözümü konuları ön plana çıkmıştır.
“Diyalog ve pozitif gündemle süreci devam ettirmeyi hedefliyoruz”
İki ülke arasında imzalanan Atina Bildirgesi çerçevesinde de iyi komşuluk ilişkileri, diyalog ve pozitif gündemle süreci devam ettirmeyi hedefliyoruz. Tabii, barışçıl bir çözüm için çaba gösterirken millî menfaatlerimizden asla taviz vermeyeceğimizi ve bu konuda kararlılığımızın tam olduğunu da özellikle vurgulamak isterim.
“Kıbrıs meselesi, ülkemizin en önemli önceliklerinden birisidir”
Kıbrıs konusunda bugüne kadar ortaya konulan çözüm yöntemlerinden bir sonuç alınamamıştır. Kıbrıs meselesinin, Kıbrıs Türk halkının meşru çıkarlarını ve güvenliğini teminat altına alacak şekilde bir an önce çözüme kavuşturulması, ülkemizin en önemli önceliklerinden birisidir.
Ada’da tek ve kesin çözüm; Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesidir. Millî meselemiz olan Kıbrıs’ta Garanti ve İttifak Antlaşmaları kapsamında bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da huzur, güvenlik ve refah için elimizden geleni yapacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz.
“Azerbaycanlı kardeşlerimizin haklı davalarında her zaman yanındayız”
Kederde ve kıvançta bir ve beraber olduğumuz Can Azerbaycanlı kardeşlerimizin haklı davalarında her zaman yanındayız.
Tek Vatan Harekâtı ile elde edilen Zafer ve sonrasında meşru ve haklı endişeleri kapsamında terör unsurlarına yönelik icra edilen Anti-Terör Operasyonu ile bugün, Karabağ’ın tamamında şanlı Azerbaycan bayrağının dalgalanmasından da büyük bir memnuniyet duyduğumuzu ifade ediyoruz.
Stratejik müttefikliğimizin güçlenmesi ve iş birliğimizin derinleşmesi yönündeki ortak çabalarımız başarıyla sürüyor. Başta savunma sanayi ve askerî iş birliği olmak üzere, sarsılmaz dayanışmamızı, daha üst seviyelere taşımak için aralıksız çalışıyoruz.
“14 ortak tatbikat icra ettik”
Bu yıl içerisinde “Cumhuriyetimizin 100’üncü Yılı” ve Büyük Lider “Haydar ALİYEV’in 100’üncü Doğum Yılı” münasebetiyle ülkelerimizin gücünü ve kararlılığını ortaya koyan geniş kapsamlı Mustafa Kemal Atatürk-2023 Tatbikatı da dâhil 14 ortak tatbikat icra ettik.
“Tek Millet, İki Devlet, Tek Ordu” anlayışıyla bugüne kadar yürüdüğümüz bu yolda, bundan sonra da kararlı bir şekilde çalışmalarımıza devam edeceğiz.
“Kafkasya’da huzurun tesisi kapsamlı ve kalıcı bir barış anlaşmasından geçmektedir”
Kafkasya’da güvenlik ve huzurun tesisi Azerbaycan ve Ermenistan arasında kapsamlı ve kalıcı bir barış antlaşmasından geçmektedir. Buna yönelik samimi çabaları destekliyor, bir an evvel olumlu bir şekilde neticelenmesini de arzu ediyoruz.
Geçtiğimiz günlerde alınan iki ülke arasında bazı somut güven artırıcı adımların atılması kararından memnuniyet duyuyoruz.
“Üçlü Savunma Bakanları 10’uncu Toplantısı’nı da gerçekleştirdik”
Diğer yandan, 27 Kasım’da Bakü’de Azerbaycan ve Gürcistan ile askerî ve güvenlik konuları dâhil olmak üzere geniş bir yelpazede, üç ülkenin de ortak yarar ve beklentilerine hizmet eden Üçlü Savunma Bakanları 10’uncu Toplantısı’nı da gerçekleştirdik. Bölge istikrarı için çabalarımız çok yönlü olarak sürecektir.
“Libya ile son yıllardaki iş birliğimiz artarak devam etmektedir”
Tarihî dostluk ve kardeşlik bağlarımız bulunan Libya ile son yıllardaki iş birliğimiz artarak devam etmektedir. Bu kapsamda askerî eğitim, yardım, iş birliği ve danışmanlık faaliyetleriyle Libyalı kardeşlerimize destek sağlıyoruz.
“15 binden fazla Libyalı personele eğitim verdik”
Bugüne kadar 15 binden fazla Libyalı personele eğitim, yaklaşık 37 bin kişiye de sağlık desteği verdik.
Amacımız; toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini sağlamış; barış, huzur ve istikrar içerisinde yaşayan “Tek ve Birleşik Libya”nın oluşumuna katkıda bulunmaktır. Bu konuda yoğun gayretler sarf ettiğimiz de bilinmelidir.
Kasırga felaketi nedeniyle uluslararası yardım çağrısında bulunan Libya’ya yardım elini uzatan ilk ülke olarak uçak ve gemilerimizle gerekli destek ve yardımları ulaştırdık. Uzattığımız bu yardım eli, Libya’nın doğusu ile ilişkilerimizin gelişmesine ve böylece Tek Libya faaliyetine de katkı sağlayan önemli bir adım olmuştur.
Türkiye olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Libya’da barış, huzur ve güven ortamının oluşması için desteğimizi sürdüreceğiz. Bu vesile ile Libya’nın 24 Aralık bağımsızlık gününün 72’nci yıl dönümünü de şimdiden yürekten kutluyorum.
“Tahıl Anlaşması’nın yeniden aktif hale gelmesi için girişimlere devam ediyoruz”
Ukrayna-Rusya arasında devam eden çatışmalara ilişkin Türkiye olarak, ilk günden itibaren, bu krize çözüm bulabilmek için Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gayretlerimizi sürdürüyoruz. Bu kapsamda Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini her seviyede ve her platformda dile getiriyoruz. Temennimiz, tüm dünyayı etkileyen bu savaşın bir an önce son bulmasıdır.
Yine, ülkemizin koordinasyonunda hayata geçirilen ve etkinliğiyle tahıl krizinin aşılmasına büyük katkı sağlayan Karadeniz Tahıl Anlaşması’nın, yeniden aktif hale gelmesi için de girişimlerimizi sürdürmeye devam ediyoruz.
“Montrö’yü sorumlu ve tarafsız bir biçimde uyguluyoruz”
Ayrıca, Karadeniz’de barış ve istikrarın yeniden tesisi, başta kıyıdaş devletler olmak üzere tüm dünya açısından önem arz etmektedir. Türkiye olarak Karadeniz’deki dengeyi sağlayan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni dikkatle, sorumlu ve tarafsız bir biçimde uyguluyoruz ve uygulamakta da kararlıyız.
Karadeniz’deki mayın tehlikesine karşı ülkemiz öncülüğünde başlatılan “Üçlü Girişim” kapsamında Türkiye, Bulgaristan ve Romanya heyetlerinin yer aldığı Karadeniz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu Toplantısı’nın 3’üncü turunu 22-23 Kasım’da Bakanlığımız ev sahipliğinde gerçekleştirdik. Ayrıca 11 Ocak 2024 tarihinde üç ülkenin Savunma Bakanlarının katılımı ile İstanbul’da imza töreninin yapılmasını da planlıyoruz.
“Türkiye, İttifak’taki görev ve sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmektedir”
NATO’nun etkin ve saygın bir üyesi olan Türkiye, İttifak’taki görev ve sorumluklarını da eksiksiz bir şekilde yerine getirmektedir. 2023 yılında Haziran ve Ekim aylarında NATO Savunma Bakanları Toplantılarına katılım sağlayarak İttifak bünyesindeki karar alma süreçlerini beklentilerimiz doğrultusunda şekillendirdik.
Türkiye hem kuvvet katkısında hem de NATO misyon, operasyon ve karargâhlarına katkıda ilk beş ülke arasındadır.
NATO görevleri kapsamında Kosova’daki Barışı Destekleme Harekâtına yüksek seviyede katkılarımızı da sürdürüyoruz. 10 Ekim’de devraldığımız Balkanlar’daki en büyük NATO Misyonu olan NATO Kosova Gücü (KFOR) Komutanlığı görevini şeffaf ve tarafsız şekilde başarıyla yerine getiriyoruz.
KFOR Komutanlığının yanı sıra, bu yıl NATO Mukabele Kuvveti Deniz Unsur Komutanlığı görevini üstlenirken, 3’üncü Kolordumuz da halen NATO Muharip Kolordu Karargâhı görevini yürütmektedir.
Her yıl farklı bir ülkede icra edilen Güneydoğu Avrupa Savunma Bakanları (SEDM) Bakanlar Toplantısını 21-23 Kasım tarihlerinde ülkemiz ev sahipliğinde Ankara’da icra ettik. Ayrıca, Hava Kuvvetleri unsurlarımız, NATO Hava Polisliği Görevleri kapsamında 1 Aralık’ta Romanya’da konuşlanmış olup 4 ay süreyle bölgede görev yapacaktır.
“İsveç konusunda ise yapılan yasal değişiklikler tek başına bir anlam ifade etmiyor”
NATO’nun aktif ve yapıcı bir üyesi olmaya devam ediyoruz. Bunu Finlandiya’nın üyeliğinde bir kez daha gösterdik. İsveç konusunda ise yapılan yasal değişiklikler tek başına bir anlam ifade etmiyor. Bizim için önemli olan somut ve uygulamaya dönük adımlar atılarak taahhütlerin yerine getirilmesidir.
Malumunuz son dönemlerde Avrupa’da, Müslümanların kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’e yönelik sözde demokrasi ve ifade özgürlüğü adı altında küstah ve iğrenç saldırılar yapılmaktadır. Danimarka, geç de olsa bu durum karşısında kutsal kitaplara karşı “uygunsuz bir şekilde muamele etmeyi” yasaklayan bir yasayı kabul etmiştir. Tüm insanlığın ortak değerlerine, hoşgörü ve barış içerisinde bir arada yaşama kültürüne katkı sağlayan her adım gibi bunu da olumlu bulduğumuzu ifade etmek istiyorum.
Temennimiz; benzer eylemlerin yaşandığı, terörün farklı biçim ve tezahürlerinin bulunduğu diğer ülkelerin de gecikmeksizin benzer ve somut adımlar atmasıdır.
“Üyelik ile ilgili son kararı TBMM verecektir”
İsveç’in NATO’ya katılım protokolü Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından imzalanarak TBMM’ye sevk edilmiştir. Üyelik ile ilgili son kararı TBMM verecektir.
“Toplam 85 tatbikat başarıyla icra edilmiştir”
Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, hâlihazırda yürüttüğü tüm operasyonları ve görevlerinin yanı sıra karada, denizde, havada ve siber alandaki etkinlik ve caydırıcılığını daha da artırmaktadır. personelinin niteliklerini geliştirmek maksadıyla ulusal ve uluslararası eğitim ve tatbikat faaliyetlerimizi de aralıksız sürdürmekteyiz. 1 Ocak’tan itibaren 21’i NATO, 15’i Millî, 33’ü Davet ve 16’sı Özel olmak üzere toplam 85 tatbikat başarıyla icra edilmiştir.
“Kara Kuvvetlerimiz 10 bölgede aynı anda harekat icra etmiş, etmektedir”
2023 yılında, Kara Kuvvetlerimiz; 10 bölgede aynı anda harekât icra etmiş, etmektedir, Deniz Kuvvetlerimiz; 122 bin 567 saat seyir gerçekleştirmiş, Hava Kuvvetlerimiz; 65 bin 118 sorti, 103 bin 125 saat uçuş, nakliye-ulaştırma uçakları ile de 12 bin 114 sorti icra etmiştir.
Ayrıca bölgesel ve küresel barışa destek faaliyetleri kapsamında 19 farklı bölgede 16 görev de icra edilmektedir.
İkili ve çoklu görüşmeler
Bu arada çok yönlü yoğun faaliyetlerimizin yanı sıra diğer ülkelerle (91 ülke) ikili ve çoklu yüz yüze ve telefonla görüşmeler (154 görüşme) gerçekleştirdik.
“88 ülke ile Askerî Çerçeve Anlaşması imzalanmıştır”
Kardeş, dost ve müttefik ülkelerle askerî iş birliğini geliştirmek için Askerî Çerçeve Anlaşmaları, Askerî Eğitim İş Birliği ve Askeri Yardım Anlaşmaları imzalıyoruz. Bu bağlamda, kardeş, dost ve müttefik 88 ülke ile Askerî Çerçeve Anlaşması, 63 ülke ile Askerî Eğitim İş Birliği Anlaşması imzalanmıştır.
Ayrıca, 47 ülke ile Askerî Çerçeve Anlaşması ve 13 ülke ile de Askerî Eğitim İş Birliği Anlaşması imzalanmasına yönelik müzakere süreci devam etmektedir.
Askerî Yardım anlaşmaları kapsamında ise bugüne kadar 20 ülke ile Askerî Mali İş Birliği Anlaşması ve 30 ülke ile Nakdi Yardım Uygulama Protokolü imzalanmıştır. Bunların yanı sıra yeni anlaşmalar imzalamaya ve eski tarihli anlaşmaları güncellemeye yönelik gayretlerimiz de devam etmektedir.
“Öğrenci alımına ve personel teminine büyük önem veriyoruz”
Savunma ve güvenlik alanında nitelikli insan gücünün hayati önemi haiz olduğunun bilinciyle öğrenci alımına, personel temini ve eğitimine büyük önem veriyoruz. Personel ve askerî öğrenci alımları ilgili mevzuata uygun, idari ve adli denetime açık ve şeffaf bir şekilde gerçekleştirilmektedir.
Diğer yandan görevdeki ve emekli personelimizin özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalarımız da devam ediyor.
“FETÖ ile mücadelemiz tavizsiz bir şekilde devam edecektir”
Elde edilen bilgi ve belgeler doğrultusunda FETÖ ile mücadelemiz, büyük bir hassasiyetle devam etmektedir. Hain örgütle mücadelemiz, iltisaklı tek bir personel kalmayıncaya dek tavizsiz bir şekilde ve kararlılıkla devam edecektir.
İngilizce seminer dersleri 2024 başından itibaren başlayacak
Silahlı Kuvvetlerimizin üstün niteliklerinin artarak devam etmesi için Millî Savunma Üniversitemiz de eğitim faaliyetlerini titizlikle sürdürmektedir. Hâlihazırda Millî Savunma Üniversitesi Müşterek Harp Enstitüsünde eğitim öğretim tüm öğrenciler için Türkçe olarak verilmektedir.
Ancak, gelen yoğun talepler üzerine Türkçeye ilave olarak anılan eğitimin İngilizce olarak da ayrı bir seminer halinde verilmesi için çalışmalarımızı başlatmış bulunuyoruz. Söz konusu seminer dersleri 2024 yılı başından itibaren verilmeye başlanacaktır.
“641 bin 544 kişi bedelli askerlik uygulamasından istifade etmiştir”
Askeralma faaliyetlerimiz ise, 2019 yılında yürürlüğe konulan Kanun çerçevesinde sürdürülmektedir. Söz konusu Kanun hükümlerinden, yürürlüğe girmesinden bugüne kadar 2 milyon 817 bin 600 kişi askerlik yaparken, 641 bin 544 kişi de bedelli askerlik uygulamasından istifade etmiştir.
Savunma sanayii
İçinde bulunduğumuz hassas dönemde ulusal güvenlik konusu ile onun ayrılmaz parçası olan yerli ve millî savunma sanayisinin önemi her geçen gün daha da artmaktadır. Tarih ve coğrafya çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır ki güçlü bir orduya sahip olmayan ülkelerin söz sahibi olabilmeleri mümkün değildir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın desteği ve teşvikiyle yerlilik ve millilik oranı yüzde 80’lere ulaşan savunma sanayi ürünlerimizin de katkısıyla kahraman ordumuz; kara, deniz, hava ve siber harekât alanlarında sürekli güçlenmektedir. Devam eden modernizasyon projeleri kapsamında 2023 yılı içinde çeşitli cins ve miktarda önemli harp silah, araç ve gereçleri envanterimize alınmıştır.
Bu kapsamda, askeri fabrikalarımızda, yerli ve millî kaynaklarla modernizasyon, bakım ve onarım faaliyetleri başarıyla yürütülmekte, tersanelerimizde, kendi savaş gemilerimiz ve millî denizaltılarımız tasarlanıp inşa edilmekte, su üstü ve su altı platformlarının bakım ve onarımları gerçekleştirilmektedir.
Bakanlığımıza bağlı ASFAT başta MİLGEM ve Mekanik Mayın Temizleme Teçhizatı olmak üzere savunma sanayi alanında kritik projeleri başarıyla yürütmektedir.
Makine ve Kimya Endüstrisi de sahip olduğu köklü tecrübe ile millî proje ve yatırımlara öncelik vermektedir.
Ülkemiz artık; ürettiği, tasarladığı ve ihraç ettiği yerli ve millî savunma sanayi ürünleri ve bu alanda sahip olduğu imkân ve kabiliyetleriyle dünyada adından her geçen gün daha fazla söz ettirmektedir.
“Kritik projelerin hayata geçirilmesi Türkiye’nin gücünü simgelemektedir”
Hülasa; Millî muharip uçağımız Kaan’dan Hürjet’e, insansız savaş uçağımız Kızılelma’dan Anka-3 ve Atak-2’ye, dünyanın ilk SİHA gemisi TCG Anadolu’dan TCG İstanbul’a, İMECE uydumuzdan Yeni Altay Tankı ve Fırtına Obüsüne birçok kritik projemizin hayata geçirilmesi uluslararası pazarda önemli bir aktör haline gelen Türkiye’nin gücünü simgelemektedir.
“HİSAR VE SİPER için anlaşmaları da imzalamış bulunuyoruz”
Dün Savunma Sanayii Başkanlığımızda HİSAR VE SİPER için anlaşmaları da imzalamış bulunuyoruz.
Özgün tasarım ve ileri teknoloji yetenekleriyle göz kamaştıran yerli ve millî savunma sanayimizde ulaştığımız seviye; ülkemizin ve asil milletimizin gurur kaynağı olmaktadır.
Millî yetenek, değer ve gururlarımız övgüyle karşılanıp takdir edilirken diğer yandan yürütülen çalışmaların ve proje teknik bilgilerinin kamuoyuyla kontrolsüz bir şekilde paylaşılması, sahip olunan yeteneklerin bilinmesine, ürünlerin işlevselliğini önlemeye yönelik karşı tedbir alınmasına, yeteneklerin zafiyete uğraması ve bilgi üstünlüğünün kaybedilmesine neden olabilmektedir.
Bu konuda; üretici, kullanıcı, basın kısacası tüm taraflar her anlamda büyük hassasiyet göstermeli ve duyarlılık sergilemelidir.
“En önemli husus müttefiklerin birbirine yaptırım uygulamamasıdır”
ABD’den 40 adet F-16 Blok 70 Viper alımı ile 79 adet modernizasyon kiti talep ettiğimiz süreci takip ediyoruz. ABD ile teknik toplantılar tamamlandı. Ancak bir an evvel olumlu ve somut adımlar atılarak sürecin başlatılmasını beklediğimizi de muhataplarımıza iletiyoruz. Bu konuyla ilgili dün Sayın Cumhurbaşkanımız, ABD Başkanı Biden ile bir tel görüşmesi yaptılar. Başkan Biden da “bunu en kısa ürede kongreye iletme hazırlıklarını yaptım” diyerek ifade etmiş.
Tedarik sürecinde en önemli husus müttefiklerin birbirine yaptırım uygulamamasıdır. Müttefiklerin, Türkiye’nin küresel ve bölgesel fonksiyonunu iyi anlaması, ona göre bu gibi tahdit uygulamalarından derhâl vazgeçmesi gerektiğini her zaman ifade ediyoruz. Güçlü Türkiye’nin, güçlü Türk Silahlı Kuvvetlerinin; güçlü NATO ve güçlü ittifak demek olduğunu hatta güçlü terörle mücadele olduğunu vurguluyoruz. Temenni ediyorum ki önümüzde süreçte somut gelişmeler olacaktır.
Eurofighter alımı
F-16 tedarik ve modernizasyonu süreci devam ederken üzerinde durduğumuz tek uçak; oldukça etkili olan ve en iyi alternatif olarak gördüğümüz Eurofighter. İlk aşamada 20 daha sonra da 20 olmak üzere en üst versiyon 40 uçak alma planımız vardır.
İngiltere’nin bu konudaki desteği ve yaklaşımı diğer müttefiklere örnek olması açısından önemlidir. İspanya da benzer desteği bize vermektedir. Almanya’nın itirazları konusunda; müttefiklik ruhu esaslarında, ortak güvenlik perspektifine uygun seçenek ve kararların alınması doğru bir yaklaşım olacaktır.
“KAAN’ın ilk uçuşunun 27 Aralık’ta gerçekleştirilmesi planlanmaktadır”
Tüm bunların ötesinde asıl hedefimiz, muharip eğitim uçağımız HÜRJET ve 5’inci nesil millî muharip uçağımız KAAN’dır. KAAN’ın; ilk uçuşunun 27 Aralık’ta gerçekleştirilmesi, yerli motorun 2028’de hazır olması ve en geç 2032’de de envantere alınması planlanmaktadır.
Dolayısıyla önceliğimiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hayata geçirilen millî teknoloji hamlesi doğrultusunda; teknolojisiyle, tecrübesiyle, mühendislik altyapısı ve proje yönetim sistematiği ile dünyada büyük yankı uyandıran ve gıpta ile takip edilen savunma sanayimizi daha da ileriye taşımak için var gücümüzle çalışmaktır.
“Bakanlığımız, yaraların sarılması için seferber olmuştur”
Bakanlığımız, ülkemizde yaşanan deprem felaketinin ilk anından itibaren tüm imkânlarıyla arama kurtarma, ulaştırma, güvenlik, barınma ve iaşe desteğiyle yaraların sarılması için seferber olmuştur. Başta deprem bölgelerinde hayatın normalleştirilmesi olmak üzere orman yangınları ve diğer afetlerle mücadele çalışmaları ile insani yardım faaliyetlerine yurt içinde ve dışında ilgili bakanlık ve kurumlarla tam bir koordinasyon içerisinde çalışmalarımız sürdürülmektedir.
“Helikopter ve uçaklarımız 1369 sorti yapılarak yangınla mücadeleye katkı sağladı”
Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından oluşturulan Rezerv Güç ile yangın söndürme çalışmalarına sağlanan destek de aralıksız sürdürülmektedir. Bu çerçevede, Silahlı Kuvvetlerimize ait helikopter ve uçaklarımız tarafından yıl içerisinde 1369 sorti yapılarak yangınla mücadele çalışmalarına katkı sağladık.
Ülkemizde meydana gelen afetlerin yanı sıra; Libya ve Afganistan’da meydana gelen afetler sonrasında AFAD’ın arama-kurtarma ekipleri, sağlık ekipleri ve yardım malzemeleri askerî gemi ve kargo uçaklarımızla bölgeye sevk edilmiştir. Ayrıca, Gazze için ülkemiz tarafından gönderilen insani yardımlar da Mısır’a ulaştırılmıştır.
Milli Savunma Bakanlığı Mobil uygulaması
Tüm bunların yanı sıra askeralma süreçlerinin daha rahat bir şekilde yürütebilmesi için oluşturulan “Askerliğim” uygulaması, mart ayında e-Devlet üzerinden, resmî internet sayfamızda yer alan içeriklerin yanı sıra kullanıcıların anlık bildirimler ve duyurulara hızlı erişim sağlayabileceği “Millî Savunma Bakanlığı Mobil Uygulaması” ise Kasım ayında mobil cihazlar üzerinden vatandaşlarımızın, kamuoyunun istifadesine sunulmuştur.
“Türkiye ile birlikte olanlar kazanacaktır”
Gerginlik ve çatışmaların savaşa evrildiği bu dönemde ülkemiz; huzur, güven ve istikrarın merkezinde olarak, müzakere masalarının mimarı ve vazgeçilmez bir üyesi olmuştur. Artık, Türkiye’yi içermeyen hiçbir değerlendirmenin kıymetiharbiyesi olmayacak, önümüzdeki dönemde Türkiye ile birlikte olanlar kazanacaktır.
Millî Savunma Bakanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri olarak Cumhuriyetimizin ikinci asrında ve Türkiye Yüzyılı hedeflerimiz doğrultusunda; bekamıza yönelen her türlü tehdit ve tehlikeyi bertaraf etmeye, ülkemizin savunma ve güvenliği için var gücüyle çalışmaya dün ve bugün olduğu gibi bundan sonra da devam edecektir.
Kamuoyunun haber alma ihtiyacını zamanında ve doğru haberlerle karşılamak için büyük bir özveriyle görev yapan siz değerli basın mensupları ile bir araya gelmekten büyük memnuniyet duyduğumu bir kez daha ifade ediyorum.
Özellikle Gazze’de yaşananları ve gerçekleri -maalesef basın mensuplarının da hedef alındığı- yoğun çatışma ortamı içerisinde çok büyük bir cesaret ve fedakârlıkla iç ve dış kamuoyuna aktaran, bölgede görev yapmış ve yapmakta olan basın mensuplarımız başta olmak üzere hepinize bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.