AK Parti’nin kalkınma politikalarının temel parametreleri
Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Arş. Görevlisi Yunus ŞAHBAZ, bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu olan SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı için ‘AK Parti’nin kalkınma politikalarının temel parametreleri!’ başlıklı bir rapor hazırladı.
Kalkınma fikri ve söyleminin Türkiye sağ siyasetine girişi 1950’de iktidara gelen DP hükümetiyle birlikte mümkün olmuştur. DP iktidarlarıyla birlikte tarım, sanayi, ulaşım ve altyapı alanlarında büyük yatırımlar yapılmıştır. DP’nin bu yatırımlar ve kalkınma hamleleri vasıtasıyla dönemin ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) kendisini ayırmaya çalıştığını söylemek mümkündür.
2001’de kurulan AK Parti’nin ismine “kalkınma” kelimesini eklemesi manidar bir girişim olmuştur. Zira kuruluşundan itibaren AK Parti kalkınma meselesini her daim siyaset ve hizmet anlayışının öncelikleri arasında tutmuştur. Bu siyaset anlayışının şekillenmesinde AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan faktörünün de büyük etkisi vardır. 1994 yerel seçimlerinde Refah Partisi’nden İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanı seçilen Erdoğan görev süresi boyunca İstanbul’da birçok ses getiren hizmete imza atmıştır. Bu bağlamda kendisini sağ kalkınmacı gelenek içerisinde farklılaştıran iki hususa dikkat çekmek gerekir.
Bunlardan birisi diğer birçok sağ kalkınmacı liderin aksine Erdoğan’ın mühendis olmamasıdır. Erdoğan meselelere sadece teknokratik zaviyeden bakmamaktadır. Bu da hem seçmen sosyolojisinin anlamlandırılması hem de yapılan hizmetlerin toplum nezdinde kabul görmesinde önemli bir faktör olmaktadır. İkinci olarak Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediyesi deneyimini göz önünde tutmak gerekir.
Belediyeler merkezi hükümetlere nazaran yerel dinamikleri daha iyi bilen ve bu dinamiklere göre hizmet üretme potansiyeline sahip kurumlardır.
İstanbul gibi özellikle altyapı sorunlarının kangren halini aldığı bir şehre belediye başkanı olan ve kısa sürede birçok sorunu çözen Erdoğan erken bir dönemde hizmet siyasetini tecrübe etme ve bunun sonuçlarını da gözlemleme şansına kavuşmuştur. Belediye başkanlığı deneyimi Erdoğan’a hem hizmet siyasetinin önemini müşahede etme imkanı vermiş hem de toplumun kendisinden beklentilerinin şekillenmesinde
önemli bir rol oynamıştır.
AK Parti siyasetinin paradigmatik olarak öne çıkan yönü bir hizmet siyaseti olmasıdır. AK Parti, iktidara geldiği ilk günden itibaren toplumu belirli ideolojik kalıplar içinde dönüştürme yerine verili durumunu göz önünde tutarak sorunlarına odaklanmayı tercih etmiştir. Bu durum AK Parti için temel bir husus olmakla beraber daha genel anlamda herhangi bir siyasi iktidarın kalkınma ve yatırım politikalarını önceliklendirmesinde bir ön koşulu ifade etmektedir. Zira bir siyasi iktidarın esaslı ve etraflı bir kalkınma hamlesine girişebilmesi için öncelikle ideolojik saikleri takıntı haline getirmek yerine reel şartların gereğine göre hareket etmesini sağlayan bir akla sahip olması gerekmektedir.
2000’lerin başında Türkiye toplumu büyük oranda kentleşmiş fakat bu süreç planlı ve düzenli bir kentleşme faaliyeti şeklinde cereyan etmemiş; daha ziyade çarpık ve dağınık bir kentleşmenin gerçekleştiği görülmüştür. Diğer taraftan metropollerde gelişen yeni kentli orta sınıfı oluşturan kesimler de daha çok ulaşım, altyapı ve eğitim hizmetlerini talep etmiştir. Dolayısıyla AK Parti’nin iktidara geldiği dönemde kalkınma meselesi ertelenemez ve ötelenemez bir toplumsal talep haline gelmiştir. Dolayısıyla AK Parti’nin iktidara geldiği dönemde kalkınma meselesi ertelenemez ve ötelenemez bir toplumsal talep haline gelmiştir.
Bu sebepler doğrultusunda AK Parti iktidara geldiği ilk günden itibaren önceliklerinden birini kalkınma olarak belirlemiştir. Bu önceliği söylem düzeyinde kalmamış ve uygulama sahasında bunun emarelerini güçlü bir şekilde görmek her daim mümkün olmuştur. AK Parti
iktidarıyla birlikte Türkiye kalkınma konusundaki eksikliklerini büyük ölçüde gidermiş ve kısa sürede büyük bir atılım hamlesi gerçekleştirmiştir.
Kalkınma ve yatırım tablosuna bakıldığında Türkiye’nin Cumhuriyet tarihi boyunca yapılanın dört katına yakın bir performans gösterdiği görülmektedir. Bir anlamda seksen yılda yapılmayanlar son yirmi yılda başarılmıştır. Özellikle demir yolu ve hızlı tren sistemleri, yol ve köprü gibi ulaşım vasıtaları üzerinden yapılacak mukayeseler AK Parti döneminde Cumhuriyet’in kuruluşundan 2000’lere kadar geçen sürede yapılanlardan daha fazla bu alanlarda mesafe katedildiğini göstermektedir. Ayrıca eğitim altyapısının çözülmesi, üniversiteleşmenin yaygınlaştırılması ve üniversite eğitiminin ülkenin belli bir kesiminin uhdesinde olmaktan çıkarılarak demokratikleştirilmesini
de bu anlamda zikretmek gerekir.
Bu sebepler doğrultusunda AK Parti iktidara geldiği ilk günden itibaren önceliklerinden birini kalkınma olarak belirlemiştir. Bu önceliği söylem düzeyinde kalmamış ve uygulama sahasında bunun emarelerini güçlü bir şekilde görmek her daim mümkün olmuştur.
AK Parti iktidarıyla birlikte Türkiye kalkınma konusundaki eksikliklerini büyük ölçüde gidermiş ve kısa sürede büyük bir atılım hamlesi gerçekleştirmiştir.
Kalkınma ve yatırım tablosuna bakıldığında Türkiye’nin Cumhuriyet tarihi boyunca yapılanın dört katına yakın bir performans gösterdiği görülmektedir. Bir anlamda seksen yılda yapılmayanlar son yirmi yılda başarılmıştır. Özellikle demir yolu ve hızlı tren sistemleri, yol ve köprü gibi ulaşım vasıtaları üzerinden yapılacak mukayeseler AK Parti döneminde Cumhuriyet’in kuruluşundan 2000’lere kadar geçen sürede yapılanlardan daha fazla bu alanlarda mesafe katedildiğini göstermektedir. Ayrıca eğitim altyapısının çözülmesi, üniversiteleşmenin yaygınlaştırılması ve üniversite eğitiminin ülkenin belli bir kesiminin uhdesinde olmaktan çıkarılarak demokratikleştirilmesini de bu anlamda zikretmek gerekir. (devam edecek- Kalkınma ve kamu yatırımları)
Yunus ŞAHBAZ
***
Yazar hakkında
Yunus ŞAHBAZ,2014’te Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi-Mülkiye’den mezun olmuştur. 2017’de Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamlamıştır. Kırıkkale Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak görev yapan Şahbaz “Türk Düşüncesinde Aydın Sorunsalı: Bir Erol Güngör Çözümlemesi” başlıklı teziyle doktorasını tamamlamıştır. Akademik görevlerinin yanı sıra Muhafazakar Düşünce dergisinin genel yayın yönetmenliğini deruhte etmektedir. Akıntıya Karşı Bir Aydın: Erol Güngör ve Vahdettin Işık’la beraber editörlüğünü üstlendiği Said Halim Paşa: Geleneğin Muhafızı, Değişimin Faili isimlerinde kitapları vardır. Çok sayıda ulusal ve uluslararası dergilerde makaleleri ve çeşitli süreli yayınlarda yazıları bulunmaktadır.
Temel çalışma alanları Türk siyasal hayatı, Türk düşüncesi, Türk sağı, Türkiye’de milliyetçilik ve
muhafazakarlıktır.
[TÜHA Haber Ajansı, 25 Ocak 2023]