‘Türkiye Enerji Sektöründe LNG’
TÜHA HABER / SETA Enerji Araştırmaları Direktörlüğü Araştırmacısı ve aynı zamanda SETA Vakfı tarafından yayımlanan Insight Turkey dergisi editör asistanı Gloria Shkurti Özdemir, ‘LNG TİCARETİ; ABD-Türkiye ikili ilişkilerinde bir umut ışığı’ konusunda yapmış olduğu analizinde bugün de ‘Türkiye Enerji Sektöründe LNG’yi değerlendirecek.
Araştırmacı Gloria Shkurti Özdemir, halen kendi doğal gaz üretiminin tüketiminin sadece yaklaşık yüzde birini karşıladığı göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’nin net bir ifadeyle doğal gaz ithal eden bir ülke olduğunu, ancak Onlarca yıldır Türkiye’nin en başta Rusya’dan olmak üzere boru hattı ile taşınan doğal gaza bağımlı bulunduğunu ve Rusya’nın Türkiye’nin toplam doğal gaz ithalatının yarısından fazlasını karşıladığının altını çizdi.
Özdemir, “Ancak son dört yılda boru hattı üzerinden doğal gaz ithalatı sürekli azalırken LNG ithalatında artış olmuştur. Benzer bir eğilim 2020’de de devam etmekte ve LNG ithalatının toplam ithalat içindeki payının yüzde 35’ten fazla olması beklenmektedir.Türkiye Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre LNG ithalatı ilk kez Mart 2020’de boru hattı ile yapılan ithalatı geride bırakmıştır” dedi.
Türkiye Mart 2020’de 3,9 milyar metreküp doğal gaz ithal ederken bunun 2 milyar metreküpünü LNG ithalatı ve 1,9 milyar metreküpünü de boru hattı üzerinden yapılan ithalatın oluşturduğunu hatırlatan Araştırmacı Gloria Shkurti Özdemir, İthalatın büyük bir kısmının Azerbaycan ve Katar tarafından karşılandığının altını çizdi.
Araştırmacı Özdemir, bununla birlikte ABD ve Rusya’dan yapılan ithalatlardaki değişikliklere de dikkat çekmek gerekdiğini belirterek, ” Rusya’dan ithalat yıllık bazda (1,398 milyar metreküpten 389,7 milyon metreküpe) yüzde 72,13 oranında azalırken ABD’den ithalat ise (92,27 milyon metreküpten 369,73 milyon metreküpe) yüzde 300,7 oranında artış göstermiştir” dedi.
Bu değişikliğin (önceden bahsedildiği gibi) boru hattı üzerinden ithalat ile LNG ithalatı arasındaki oranı doğrudan etkilediğini söyleyen Gloria Shkurti Özdemir, Nisan 2020’de boru hattından doğal gaz ithalatının LNG ithalatının önüne geçse de Mayıs’ta LNG ithalatı yeniden boru hattından doğal gaz ithalatından fazla olduğuna vurgu yaptı.
Özdemir, Mayıs 2019 ile karşılaştırıldığında ise doğal gaz ithalatının yüzde 0,51 azaldığı ve buna karşılık boru hattından ithalat yüzde 44,67 oranında azalırken LNG ithalatının ise yüzde 205,56 oranında arttığını ifade etti.
Benzer şekilde son üç ayda görüldüğü gibi ABD’den ithalat artarken Rusya’dan ithalat ise yüzde 62,01 oranında azaldığına işaret eden Araştırmacı Özdemir, İran’dan doğal gaz ithalatının ise boru hattında söz konusu olan bir sorundan dolayı Nisan’dan itibaren durduğunu hatırlattı.
Gloria Shkurti Özdemir, “2000’lerin başlarında Türkiye’nin LNG ithalatının toplam doğal gaz ithalatı içindeki payı yüzde 30’dan fazla iken Rusya, İran ve Azerbaycan ile imzalanan uzun vadeli sözleşmeler ile LNG ithalat payı ciddi oranda düşüş göstermiş ve 2013’te en düşük noktasına ulaşarak yüzde 13,4 olmuştur. Fakat 2013 sonrasında LNG ithalat payı istikrarlı bir şekilde artmaya başlamıştır” diye konuştu.
Araştırmacı Özdemir,”Türkiye’nin 2013 ve 2019’da yaklaşık aynı miktarda gaz ithal etmesine rağmen LNG ithalatının toplam doğal gaz ithalatı içindeki payı 2013’te yüzde 13,4 iken 2019’da yüzde 28,3’e yükselmiştir. Bu durum Türkiye enerji piyasasında LNG ithalatının önem kazandığının göstergesidir” dedi ve şöyle devam etti:.
“Her şeyden önce Türk hükümeti uzun yıllardır bölgesel bir gaz hub’ı olma iddiasını ortaya koymaktadır ki bu şekilde hem ulusal hem de bölgesel enerji güvenliği doğrudan artırılabilir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez Türkiye’nin bir enerji hub’ı olmaya hazır olduğunu kaydederek ülkenin güvenli bir liman ve başaktör olduğunu ileri sürmüştür”.
Gloria Shkurti Özdemir, bu doğrultuda Türkiye’nin kendisini hedefine yaklaştıran birtakım politikaları yürürlüğe koyarken bir yandan da enerji piyasasını serbestleştirmek için adımlar attığını ve diğer yandan da AB düzenlemelerine uyum sağlamak için şeffaf ve rekabetçi bir piyasa yapısına sahip bir çerçeve oluşturduğuna vurgu yaptı.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol da doğal gaz kaynakları ve tüketici piyasaları bakımından ülkenin stratejik konumu göz önüne alındığında Türkiye’nin sadece enerji aktaran bir ülke olarak kalmaması gerektiğini ifade ettiğini açıklayan Araştırmacı Özdemir, “Bir doğal gaz hub’ı olmak için başlıca ön şartlardan biri LNG altyapısının sağlamlaştırılmasıdır. Bu bağlamda Türkiye son yıllarda depolama ve yeniden gaza dönüştürme kapasitesini artırmıştır. Depolama kapasitesi artarken toplam doğal gaz giriş kapasitesi günde 330 milyon metreküpe çıkmış ve bu kapasitenin takip eden yıllarda 400 milyon metreküp olması hedeflenmiştir” dedi.
Gloria Shkurti Özdemir, Türkiye’de halen dört LNG terminali bulunduğuna dikkat çekerek, bunlardan ikisinin FSRU (Floating Storage Regasification Unit yüzer LNG depolama ve gazlaştırma ünitesi) birimleri olduğunu, en eski LNG terminallerinden biri –1994’te BOTAŞ tarafından faaliyete geçirilen– Marmara Ereğlisi’nin günlük üretim kapasitesi 37 milyon metreküptür. İkinci terminal 2006’da günlük 40,5 milyon metreküp kapasiteyle faaliyete geçirilen Aliağa’daki Egegaz’dır ve tüm terminallerin içinde en büyüğüdür. Son yıllarda Türkiye LNG kapasitesini takviye etmeye ve genişletmeye çalışmaktadır. Bu doğrultuda iki yeni FSRU inşa edilmiştir:
Etki Liman ve Hatay Dörtyol. 2016’nın sonunda faaliyete geçirilen Etki Liman ise günlük 28 milyon metreküp kapasitesiyle Türkiye’nin yıllık LNG talebinin yüzde 12’sini yeniden gaz hale getirmektedir. Son FSRU terminali –2017’de lisans verilen– Hatay Dörtyol’un günlük üretim kapasitesi ise 20,5 milyon metreküptür. Bu terminal aynı zamanda yaklaşık 263 bin metreküp ile dünyanın en büyük depolama kapasitesine sahiptir.
Özdemir, bir diğer FSRU terminalinin yakın bir gelecekte Ege Denizi’nin Saros Körfezi’nde inşası beklendiğini hatırlatarak, LNG terminallerinin yanı sıra yer altı depolama tesislerinin de Türkiye’nin bir doğal gaz hub’ı olma amacına hizmet ettiğini, halen bu tür iki depolama tesisinin Tuz Gölü ve Silivri’de bulunduğunu kaydetti.
Türkiye’nin depolama kapasitesini 2023’e kadar 11 milyar metreküpe çıkarmayı planladığını ifade eden Gloria Shkurti Özdemir, Türkiye’nin doğal gaz ithalatında LNG’nin payında yaşanan artışın bir başka sebebinin de LNG fiyatları olduğuna dikkat çekti.
Araştırmacı Özdemir, Türkiye FSRU kapasitesini genişletirken bu durum LNG piyasasında bol miktarda gaz bulunması ve koronavirüs (Covid-19) sebebiyle düşen LNG fiyatlarından kar etmesine müsaade etmektedir. Independent Commodity Intelligence Services’in (ICIS) en son çalışmalarından birine göre LNG fiyatları 2020’nin ilk aylarında Rus boru hattı ile taşınan gaz fiyatlarının yarısı kadardır” dedi.
“Bunun ışığında Türkiye düşük LNG fiyatlarından yararlanmaya çalışarak LNG ithalatını artırırken boru hattı ile gaz ithalatını ise en alt seviyeye düşürmüştür” diyen Gloria Shkurti Özdemir, ” Sonuncu ama bir o kadar önemli sebep Türkiye’nin son yıllarda Rusya’ya bağımlılığını azaltmayı hedefleyen bir çeşitlendirme stratejisi izlemesiyle yakından ilişkilidir” dedi.
Özdemir, yıllardır Rusya’dan ithal edilen doğal gazın Türkiye’nin toplam doğal gaz ithalatının yaklaşık yarısını oluşturmuş ve Türkiye’yi enerji açısından Rusya’ya bağımlı kıldığına vurgu yaparak, bu durumun Türkiye’nin güvenliğini doğrudan tehdit ettiğini, hatta söz konusu tehditin 2015’te bir Rus jetinin Türkiye tarafından düşürülmesinden sonra daha da görünür hale geldiğini ifade etti.
“Söz konusu tehdidi dikkate alan Türkiye 2016’dan itibaren Rusya’dan ithal ettiği doğal gazın payını sürekli düşürmüş ve 2019’da bu pay yüzde 33 seviyesine kadar gerilemiştir” diye konuşan Gloria Shkurti Özdemir, Benzer bir eğilimin 2020’de de devam ettiğini belirtti.
Araştırmacı Özdemir, Türk hükümetinin yaklaşan LNG çağını doğru bir şekilde önceden görerek Rusya’ya bağımlılığı azaltmak suretiyle enerji güvenliğini artırmasını mümkün hale getiren ve aynı zamanda ülkeyi bir doğal gaz hub’ı olma hedefine daha da yaklaştıran adımları attığını söylenin mümkün olduğunua vurgu yaptı.
Bu çerçevede ABD’den LNG ithalatındaki artışın özel bir dikkati hak ettiğini açıklayan Gloria Shkurti Özdemir, “Daha önce bahsedildiği gibi Rusya ve İran’dan gaz ithalatı sürekli düşerken LNG ithalatı ise kayda değer miktarda artmakta ve son yılların büyük bir kısmında çatışmanın eşiğinde bulunan Türkiye ve ABD için bu durum yeni ama çok önemli bir iş birliğine kapı açmaktadır” dedi. (devam edecek).
HABER : Ataner YÜCE
***
YAZAR HAKKINDA
Gloria Shkurti Özdemir, lisans öğrenimini Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde Arnavutluk’ta tamamlamıştır. Shkurti Özdemir yüksek lisans derecesini ise Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde “A Lethal Weapon that Became the Cure-all for Terrorism: Discursive Construction of the U.S. Dronified Warfare” baslığıyla almıştır. Halihazırda Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde doktorasına devam eden Shkurti Özdemir “Yapay Zekanın Askeri Alanda Uygulamaları ABD-Çin Rekabeti” başlıklı tez çalışmasına
devam etmektedir. Çalışma alanları arasında Amerikan dış politikası, SİHA’lar ve yapay zeka gibi alanlar bulunmaktadır. SETA Enerji Araştırmaları Direktörlüğü’nde araştırmacı olarak çalışan Shkurti Özdemir aynı zamanda SETA Vakfı tarafından yayımlanan Insight Turkey dergisinde editör asistanı olarak görev yapmaktadır.
[TÜHA Haber Ajansı, 11 Ekim 2020]