2021’de Türkiye
ANKARA – TÜHA HABER / SETA’nın gelenek haline gelen SETA Yıllığı bu sene de Türkiye’yi ilgilendiren bütün meselelere dair geniş bir perspektif sunuyor ve tecrübe edilen gelişmeleri; iç siyaset, dış politika, güvenlik, savunma, göç, hukuk, ekonomi ve enerji alanlarında gündem oluşturmuş kritik konuları bir araya getirerek analiz ediyor.
Bölüm Editörleri
Nebi Miş • Baki Laleoğlu • Murat Yeşiltaş • Cem Duran Uzun • Mevlüt Tatlıyer • Hacı Mehmet Boyraz
Yazarlar
Nebi Miş • Baki Laleoğlu • Fatma Zehra Özdemir • Yunus Şahbaz • Zeynep Curabeyoğlu
Ferhat Tokyürek • Kadir Üstün • Tunç Demirtaş • Erkut Ayvaz • Filiz Cicioğlu • Hacı Mehmet Boyraz
Ferhat Pirinççi • Mehmet Uğur Ekinci • Deniz İstikbal • Mahmut Alrantisi • Can Acun • Mustafa Caner
Haydar Oruç • Süheyl Yasir Yıldız • Mehmet Rakipoğlu • Murat Aslan • Aydoğan Kalabalık
Kutluhan Görücü • Mehmet Çağatay Güler • Durdu Mehmet Özdemir • Sibel Düz • Rıfat Öncel
Mevlüt Tatlıyer • Bingül Satıoğlu • Büşra Zeynep Özdemir Daşcıoğlu • Münevver Yüksel
Cem Duran Uzun • Mert Hüseyin Akgün
Geride kalan yılın en önemli konusu kuşkusuz koronavirüs (Covid-19) kaynaklı pandeminin etkisini sürdürmesiydi. Bir taraftan koronavirüs pandemisinin yıkıcı etkilerinden kurtulmaya çalışan ülkeler diğer taraftan pandeminin tetiklediği meselelerle ilgilendi.
2021’de Türkiye’nin de ilk gündem maddesi koronavirüs salgını oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yürütülen mücadele geçen yıl olduğu gibi bu yıl da salgının sosyal ve ekonomik etkilerini asgari düzeyde tutmak ve sağlık alanındaki muhtemel krizleri engellemek yönünde bütüncül bir politika üzerinden şekillendi.
2021’de iç siyasetteki tartışma ve gelişmeler Cumhur İttifakı’nın önemli gündem başlıkları, partilerin yıl içerisinde gerçekleşen genel kongre ve kurultayları, yeni anayasa girişimi, ekonomi ve hukuk alanlarındaki reformlar oldu.
Bunlara ek olarak ekonomide yaşanan sorunlara yönelik Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ortaya koyduğu yeni yaklaşım ve politikalar ile MHP kanadının söz konusu yaklaşıma desteği yılın son gündem maddesiydi. Yüksek faizin ekonomiyi durgunluk ve işsizliğe götüreceğini öngören Cumhurbaşkanı Erdoğan büyüme, ihracat ve yatırım odaklı bir yaklaşımı benimsedi.
2021, iç siyaset bakımından olduğu kadar dış politika bakımından da hareketli bir yıl oldu. Dinamik bir siyasi coğrafyada yer alan ve dönüşüm içerisindeki küresel sistemin kendi içinde ortaya çıkardığı fırsatları etkili şekilde kullanmaya çalışan Türkiye, dış politikada uzun bir süredir benimsediği stratejik özerklik ve otonomi arayışını 2021’de de tatbik etti.
Bunun bir sonucu olarak ise yıl boyunca karşı karşıya gelinen siyasi ve ekonomik meydan okumalar etkili bir şekilde yönetildi. Bu sayede Türkiye etkili bir bölgesel güç ve yükselen bir küresel aktör olduğunu ispat etti. Bununla birlikte küresel ve bölgesel siyaset üzerinde etki uyandıran meselelerde inisiyatif alarak bazen oyun kurucu bazen de oyun bozucu bir ülke oldu.
Türkiye’nin dış politika gündeminde her daim önemli bir yer tutan ABD ile ilişkiler yıl boyunca inişli çıkışlı bir seyir izledi. ABD’nin önceki başkanı Cumhuriyetçi Donald Trump döneminde yaşanan sorunların bir kısmı yeni başkan Demokrat Joe Biden’ın ilk bir yılına denk gelen 2021’de de devam etti.
İki ülke ilişkilerinde Suriye krizi, ABD’nin YPG/PKK’ya verdiği destek, F-16 ve F-35 konuları, ABD’deki FETÖ varlığı ve Türkiye’nin Rusya’dan temin ettiği S-400 hava savunma sistemleri gibi meselelerde problemler yaşanmaya devam etti.
Buna karşın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başkan Biden ile Ekim’de gerçekleşen G20 zirvesi kapsamında doğrudan görüşmesi ise ikili ilişkilerdeki gerilimin bir nebze azalmasına imkan sağladı. Bu görüşmede liderlerin ikili ticaret hacmini arttırma ve iklim değişikliği konusunda iş birliği yapma noktasında olumlu irade beyanında bulunması ise yapıcı gelişmeler olarak kayıtlara geçti.
Türkiye 2021’de Batı haricindeki bölgelerle daha ziyade ekonomik angajmanlarını yükselterek kendisine yeni fırsatlar oluşturmaya devam etti. Örneğin Afganistan’da yönetimi ele geçiren Taliban’ın Batı ile ilişkilerinde bir nevi ara bulucu gibi hareket ederek, bölgesel bir güç ve yükselen bir küresel aktör olduğunu gösterdi. Aynı şekilde İsrail Yüksek Mahkemesinin Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi’nde oturan bazı Filistinlileri evlerinden zorla çıkarma kararı almasıyla başlayan protestoların ardından İsrail’in, Mescid-i Aksa ve Gazze’de Filistinlilere orantısız müdahalede bulunması önemli bir gelişme oldu. Filistin meselesini kendi meselesi olarak kabul eden Türkiye gelişmelere kayıtsız kalmadı ve uluslararası toplumu
harekete geçirmeye çalıştı.
Bunun yanı sıra uluslararası sistemdeki güç boşluklarını fırsat olarak kullanan Türkiye daha ziyade insani saiklerle başlattığı Afrika’ya yönelik açılımını stratejik bir iş birliği haline çevirdi. Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bölge ülkelerine gerekse bölge ülkelerinin devlet ve hükümet başkanlarının Türkiye’ye yaptıkları yapıcı ziyaretlerdeki artış taraflar arasındaki beklentilerin arttığını ortaya koydu. Aynı minvalde Aralık 2021’de Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşen III. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi Ankara’nın bölge ülkeleriyle ekonomi politik ilişkilerini güçlendirme yolunda samimi bir çaba içerisinde olduğunu gösterdi.
2021’de dış politikada yaşanan en önemli gelişmelerin başında ise hiç şüphesiz Türkiye’nin ikili ilişkiler düzeyinde bazı bölge ülkeleriyle başlattığı “normalleşme süreçleri” yer aldı.
Türkiye 2021’in ikinci yarısında BAE, Mısır ve Ermenistan gibi uzun zamandır yapısal sebeplerden ve/veya konjonktürel gelişmelerden ötürü sorun yaşadığı ülkelerle ilişkilerini daha sağlıklı bir zemine oturtabilmek için reel politik eksende normalleşme süreçlerine öncülük etti.
En önemlisi Türkiye’nin rasyonalist bir doktrin kapsamında başlattığı bu sürecin meyveleri kısa
zamanda alındı. Örneğin Türkiye ve BAE arasında hızlı şekilde üst düzey ziyaretler gerçekleşti ve iki ülke kapsamlı iş birlikleri için anlaşmalar imzaladı.
Mısır’la henüz tam bir normalleşme gerçekleşmese de taraflar bir nevi “ısınma turları” olarak görülebilecek istikşafi görüşmelere başladı.
Tarihi meselelerden ve Karabağ’da yaşanan gerilimden ötürü olası bir normalleşmenin beklenmediği Ermenistan’la dahi normalleşme adımlarının başlatılması ise hiç şüphesiz kritik bir gelişme olarak kayıtlara geçti.
Dış politikada gerek 2021’de atılan normalleşme adımları gerekse 2022’de atılması muhtemel normalleşme adımları, Türkiye ile diğer ülkeler arasında ikili ilişkilerdeki tüm sorunların çözüleceği şeklinde yorumlanmamalıdır.
Bunun yerine Türkiye’nin muhatap ülkelerle sorunlarını en aza indirmek için iş birliği alanlarını
ön plana çıkarmaya çalıştığını belirtmek daha yerinde bir tespit olacaktır. Bu doğrultuda normalleşme adımlarını daha somut hale getirmek için Dışişleri bürokrasisini 2021’de yoğun bir mesai beklemektedir.
Bunların haricinde Türkiye-Rusya ilişkilerinde önceki yıllarda sık sık gerçekleşen üst düzey ziyaretler 2021’de kısmen azalma gösterdi. Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde ise ne bir ilerleme ne de bir gerileme yaşandı.
Rasyonaliteden uzaklaşan ve daha çok ideolojik tartışmaların hakim olduğu Türkiye-AB ilişkilerinde Doğu Akdeniz’de yaşanan gerilim ile Kıbrıs meselesine dair yaşanan farklı “paradigma öncelikleri” yıl
boyunca geniş bir yer tuttu.
Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı bir ittifak oluşturmaya çalışan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Fransa ve Yunanistan’ın müşterek stratejilerinin önümüzdeki süreçte hem Doğu Akdeniz’deki suları daha fazla ısıtması hem de Türkiye-AB ilişkilerini daha fazla etkilemesi beklenmektedir.
Netice itibarıyla 2021 her yönden olduğu gibi dış politikada da Türkiye açısından önemli bir süreç oldu. Dış politikanın bir birikim sahası olduğu ve Türkiye’nin dönüşen küresel sistemdeki boş alanları etkili şekilde kullanmaya çalıştığı dikkate alındığında 2022’de de Türkiye’yi hareketli bir dış politikanın beklediği ifade edilebilir.
SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran, SETA’nın mutat hale gelen SETA Yıllığı bu sene de Türkiye’yi ilgilendiren bütün meseleleri geniş bir perspektifle ele alıyor ve tecrübe edilen gelişmeleri; iç siyaset, dış politika, güvenlik, göç, savunma, ekonomi, enerji ve hukuk alanlarında gündem olan kritik konuları bir araya getirerek analiz ediyor. Yıllığın kaleme alınmasında katkısı olan bütün yazarlara ayrı ayrı teşekkür eder, 2022’nin Türkiye için hayırlı olmasını temenni ediyor.
İnci Cevher UZGAŞ
[TÜHA Haber Ajansı, 17 Ocak 2022]