enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
23:33 Dışişleri Bakanı Fidan, yarın Fransa’ya gerçekleştireceği resmi ziyaret kapsamında, Fransa Avrupa ve Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ile bir araya gelecek…
23:09 Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Aydın, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “boykot” çağrısına tepki gösterdi…
22:49 Bahçeli’den sokak çağrılarına tepki: Şuursuzluk ve sorumsuzluk
22:20 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Salı günü vefat eden AK Parti Kocaeli İl İstişare Kurulu Üyesi ve eski Ulaşlı Belediye Başkanı Burhan Abiş’in cenaze törenine katıldı…
22:11 Ömer Çelik: Özgür Özel’in geldiği nokta Türkiye’yi topyekun tehdit etmektir
22:01 Trabzonspor U19 UEFA Gençlik Ligi’nde yarı finalde
21:55 Fahrettin Altun: Siyasi rekabet, ilke ve vizyonla yapılır; tehdit ve sindirme ile değil
21:37 Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi’nden Talabani’nin açıklamalarına tepki!…
21:13 Acıların gölgesinde bir Ramazan Bayramı daha
20:19 CHP Neden Boykot Çağrısı Yaptı?
18:55 Fidan’ın Washington Ziyareti ve Türkiye’nin Stratejik Otonomisi
18:30 Sokak Siyasetinden Geriye Ne Kalır?
18:10 Adalet Bakanı Tunç, Silivri’de işkence ve kötü muamele yapıldığına dair iddialara yanıt verdi…
13:33 Bilgisayar korsanları, zayıf gördükleri gıda endüstrisine saldırıyor!
13:24 Gazeteci Serkan Borlak hayatını kaybetti 
12:59 Kocaelispor Sakarya’yı eli boş gönderdi!…
09:26 Irak ile Kuzey Irak Arasında Türkiye’ye Petrol İhracatı Gerilimi Çözülecek Mi?
09:18 “Klinik Araştırmalar Eğitim Programı” gerçekleştirildi
08:50 Bipolar bozukluk, genellikle 15-35 yaş arası bireylerde ortaya çıkıyor
08:43 Saha İstanbul Haber Bülteni!…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Karabağ’ı bekleyen 30 yıllık umudun anahtarı

Karabağ’ı bekleyen 30 yıllık umudun anahtarı
19.10.2020
A+
A-

TÜHA HABER / Dönüş gününü bekleyen Karabağlılar geride bıraktıkları, doğup büyüdükleri evlerin anahtarlarını hala saklıyor. Gözü gibi sakladığı anahtarlarla dönüş gününü bekleyen Musa Aziz de onlardan biri…

Damla Erikan
TRT Haber : Damla Erikan

Geçmişi uzun, acıları taze yeni hikayeler dinlemek için yola çıktık. Ankara’dan, ateşin ve rüzgarın şehri Bakü’ye indik. Kucaklandık, ”Türk kardeşlerimiz gelmiş, hoş gelmiş” dedi soydaşlarımız.

Başkentin batısında Dağlık Karabağ bölgesi 30 yıldır işgal altında. Azerbaycan ordusu, yerinden edilen 1 milyonu aşkın sivilin yeniden öz yurtlarına kavuşması için savaşıyor. Cephe hattının hemen gerisindeki Terter, Berde, Goranboy, Ağdere Ermeni güçlerinin ateşi altında. Cephe hattının uzağındaki büyük şehirler Gence ve Mingeçevir de füzelerle vuruluyor. Tarih boyunca olduğu gibi yaşanan her çatışma, vurulan her bina bir hayatı yerinden ediyor. Nedeni, sonucu ne olursa olsun kaybeden yine siviller oluyor.

”Ekmeksiz geldik inanır mısınız?”

Azerbaycan’ın ikinci büyük kenti Gence’ye, Karabağ Savaşı’nda memleketi Kelbecer’den ayrılmak zorunda kalan Musa Aziz ile tanışmaya gittik. 70 yaşındaki Aziz, 1993’te eşi Firengül Aziz ile Ermeni zulmüne sonuna kadar dayananlardan. Kelbecer’e 30 kilometre uzaklıktaki Başlıbel köyünde yaşıyordu. Bir gece köyün etrafı Ermeni güçleri tarafından çevrildi. Köylüler evlerini terk etmeye başladı çünkü askerler kadın, erkek, çocuk demeden Azerbaycan Türklerini katlediyordu.

2 oğlunu korumak isteyen Firengül Aziz, eşine ”Gitmeliyiz” dedi. Küçük kırmızı bir bavula birkaç parça eşya alıp düştüler yola. Dağ yolunu yaya aştılar Kelbecer’in merkezine geldiler. ”Burada da duramazsınız, tehlikeli” dediler. 2 çocukla kilometrelerce aç susuz yürüdüler. ”Ekmeksiz geldik inanır mısınız? Cemaat yolda kar yiyordu, Ermeni de ateşe tutuyordu” diyor Musa Aziz.

Fotoğraf: TRT Haber

[Fotoğraf: TRT Haber]

Bir gece Murov Dağı’nda kaldılar. Ardından yine yola koyulup şimdi yaşadıkları Gence’ye vardılar. Bir evladı dayanamadı bu zorluğa, Gence’ye vardıktan 1 yıl sonra hastalanıp vefat etti. 14 yıl Gence Devlet Üniversitesinin yatakhanesinde kaldı Aziz ve ailesi, ardından 2012’de devlet tarafından Karabağ’da yerinden edilenler için yapılan konutlara yerleştirildi.

Evinin anahtarlarını kilometrelerce taşıdılar

Salonunun baş köşesinde birkaç anahtar ilişti gözümüze. Burnunda tüten köyünün haritasının üzerinde geride bırakmak zorunda kaldığı Kelbecer’deki evinin anahtarlarıydı. O küçücük bavulunda üşümemek için aldıkları battaniye ve anahtarlar… Aslında evini yanında götürmüştü Musa Aziz. Döneceğinden emindi. O göremese de torunları açacaktı evinin kapılarını. Karabağ’dan çıkmak zorunda kalanların neredeyse hepsi, evinin anahtarlarını taşıdı kilometrelerce. Toprağı uğruna ölmeye hazır, son ana kadar direnen bir halkı evlerine dönemeyeceklerine inandırabilir misiniz?

”Tek bir gün gitsem, bir gün yaşasam, öz nehirlerimin suyunu içsem, evimi görsem” diyen Musa amcanın evini alsanız ne olur? O kapıları açacak ‘anahtar’ onun yüreğinde, bitmeyen umudunda, dağları aşıp getirdiği kırmızı bavulunda.

Gence’de, Bakü’de yaşayan milyonlarca Şuşalı, Hankendili, Kelbecerli bayram gününü bekliyor. Evleri yıkılsa da ölseler de zulüm de görseler Azerbaycan’dan ayrılmıyorlar. Hepsinin umutları aradan 30 yıl geçse de baki. Cepheden gelecek zafer haberi hasretle bekledikleri ata toprağı Karabağ’ın anahtarı onlar için.

[TÜHA Haber Ajansı, 19 Ekim 2020] 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.