“Kanser hastalarına peruk yapımında saç bağışlama projesi”

KUAFÖRÜM DEĞİL, KANKAM OL!

Kendinizi kötü mü hissediyorsunuz?
Moraliniz mi bozuk?
Yeni bir görünüşe, bir değişikliğe mi ihtiyacınız var?

Bir kadının yukarıdaki sorulara yanıtı “evet” ise, adres aynıdır: kuaför!
Yüzyıllardır değişmeyen geleneklere göre, kadınların kendilerini en mutsuz hissettiği anlarda imdadına koşan kişi, kuaförüdür. En samimi arkadaşlardan bile daha sık görüşülen, kimi zaman en mahrem sırların paylaşıldığı, esnaftan çok dosta dönüşen kişilerdir kuaförler. Her müşterisini güler yüzle karşılayan, işini yaparken keyif de aldığını belli eden ve bu samimiyeti hissettiren kişilerdir.

Günümüzde oldukça çoğalan kadın kuaförleri kıyasıya bir yarış halindeler. En iyi bayan kuaförü elemanını almak için adeta yarışan firmalar mevcut.

İstanbul Kadıköy bölgesinde ve Çifte Havuzlarda hayatını ‘Bayan Kuaför‘lük mesleğine adamış Hair Box’un sahibi Eray Yurga’yla, ‘Bayan Kuaför‘lüğü üzerine kendisiyle bir söyleşi yapmak istedik.

Eray Yurga, söyleşi isteğimizi kırmayarak o yoğun makas ve fön makinesinin sesleri arasında söyleşimizi gerçekleştirmek istemesi bizi son derece mutlu etti.

–Eray bey, öncelikle kısaca sizi tanımak isteriz. Bu mesleğe nasıl ve ne zaman başladınız?

-Öncelikle buraya kadar gelip ‘Bayan Kuaför‘lük üzerine söyleşi yapmak istemeniz beni çok heyecanlandırdı. Hiç olmazsa sizin sayenizde söyleşi süresince biraz dinlenmiş olacağım.

Evet, Mesleğe İzmir’de  15 yaşımda bir yaz tatili çalışması olarak başladım. 20 Li yaşlarımda İstanbul’a gelerek, ‘Bayan Kuaför‘ü olan sevgili amcam Yunus Yurga ve Abim Çağlar Yurga ile birlikte çalışarak onlardan mesleğin püf noktalarını öğrenmeye çalıştım.

– Eray bey, bu konuda ayrıca kendinizi daha iyi yetiştirmek için herhangi bir eğitim de aldınız mı?

– Amcam Yunus Yurga ve Abim Çağlar Yurga’nın yanlarında usta-çırak ilişkisi çerçevesinde her ne kadar kendimi yetiştirmiş olsam da, mutlaka dışarıdan da bir eğitim almam gerekiyordu. Ve bu dönem eğitimlere katılarak kendimi geliştirme fırsatı buldum.- 

–Şu an ‘HAIR BOX Salonu’ndayız . Bir hayli çalışanınız var. Sürekli ayaktasınız. Üstelik salon sorumlusu olarak da oldukça yoğunsunuz. Akşam olduğunda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

 -Evet ‘Bayan Kuaför‘lüğü oldukça zor, sürekli ayaktasınız. İster istemez yoruluyorsunuz. Oldukça stresli bir meslek. Müşteriyi memnun etmek zorundasınız. Bir yerde sanatınızı ortaya koyuyorsunuz, koymak da zorundasınız. O gün iş yerinizde olumsuz birşeyle karşılaşmadıysanız, evinize mutlu bir şekilde gidiyorsunuz. 

– Siz de biliyorsunuz ki kadınlar kuaförlerini kolay kolay değiştirmezler. Sizce neden? 

-Müşteri her zaman size inanmak ve güvenmek ister.  Bu da bir kuaförde mutlaka olması gereken en önemli şeylerin başında da yetenek ve tecrübe geliyor. Şayet bunlar yoksa zaten bu işi yapmak asla mümkün değil .  

–Sanırım burada karşılıklı diyalog çok önemli?

-En başta güler yüz çok önemli. Eğer müşteriniz ile anlaşabiliyor, söylediklerini anlıyor, siz de anlatabiliyorsanız ve frekanslar uygunsa zaten sorun olmuyor. Ve işte o zaman müşteri için vazgeçilmez oluyorsunuz .Nitekim Müşteri için vazgeçilmez olsak da bizler de çok rahat bir şekilde çalışıyoruz ve sanatımızı yerine getirebiliyoruz  

–Az önce “SANAT”dediniz kuaförlük sanat olarak değer görüyor mu yada sanat olarak kabul ediliyor mu? 

-Evet bizler de birer sanatçıyız.  Aslında bir ressam nasıl ki tual üzerinde resim yaparak bunu satıyor ise  bizler de ‘Bayan Kuaför‘ü olarak insan üzerinde sanat yaparak kazanç sağlıyoruz.

–Ülkemizde  ‘Bayan Kuaför’lüğüne bakış açısı sizce nasıl?

-Son yıllarda ülkemizde ‘Bayan Kuaför’lüğü sanat olarak kabul edilmeye başlandı desem daha doğru. Nitekim daha önceleri kuaförlük çok değerli bir meslek değildi.  Aslında insanların kuaförlere karşı bakış açısı çok değişik oluyordu yada ben hep böyle denk geldim, ama şu an bence ‘Bayan Kuaför’lüğü çok iyi bir değerde ve herkes kuaförlüğün ne kadar zor olduğunu ve değerli olduğunu giderek anlamaya başladı. Hatta bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifika veren eğitim kurumları giderek yaygınlaştı.

-Mesleğinizde en çok sevdiğiniz işlem hangisi ? 

-Bu bize hep sorulur bizler de genelde hepsini seviyoruz deriz. Aslında bir ‘Bayan Kuaför’ü olarak gerçekten her işlemi seviyorum ve  yapmaktan da zevk alıyorum.   Ama şu bir gerçek ki hepsinde çok iyi olmamız imkansız . 

–Aslında bu soruyu en çok hangisinde kendinizi geliştirdiniz olarak sorabiliriz. 

-Ve ben en zevk aldığım işlemeler olarak ; Kesim Perma diyebilirim, çünkü bu işlemleri yapmak bana daha çok huzur veriyor.

–Evet Kesim konusunda oldukça başarılısınız ve genelde kesim üzerine çalışmalarınızı görüyoruz . Peki kesim veya diğer işlemlerde en çok neye dikkat edersiniz? 

-Ben bir ‘Bayan Kuaför’ü olarak, saç kesimi yapmadan önce yada diğer işlemleri eğer müşteri ile ilk defa karşılaşıyorsam, mesleğini sorar, boyunave giyimine yüz hatlarına bakarım. Ve çok kısa kesim yapacaksam mutlaka boyun uzunluğuna dikkat ederim. Bunlara bakarak neler yapabileceğimize birlikte karar veririm ve müşterime anlatarak işlemlere başlarım.  

-Peki çok uzun bir saç geldi ve çok kısa bir kesim istedi herşey uygun tüm kriterler kesim için sorunsuz hemen kesime başlarmısınız yine de?  

-Eğer müşterim ise ufak bir soru cevap ile gerçekten istiyor mu yoksa o anlık bir sorun yüzünden mi istiyor anlıyorum ve ona göre devam ediyorum veya kesmiyorum . Şayet müşteri ilk defa geliyorsa, onu iyi dinleyerek vücud dilinden anlamaya çalışıyorum gerçekten istiyor mu yoksa o anlık bir karar mı, diye genelde olayın üzerine gidiyorum.

Benim için öncelikli olarak insanların mutluluğu çok önemli.  Ben o anda aldım, kestim ve İnstagram’dan paylaştım reklamımı yaptım, peki o kişi pişman olacak mı yada kullanabilecek mi?  Benim önceliğim her zaman  müşterinin rahatlığı olur.

–Günümüzde Saç Modasını kimler belirliyor? 

-Modacılar. Modacılar sokak tarzından iş kadınına kadar her tarzdan ilham alarak ürünler yaratıyor. Bu yüzden saç modasını da onlar yönlendiriyor. Bizler modaya göre kesim ve renklendirmeleri yaparız.  

“Kanser hastalarına peruk yapımında saç bağışlama projesi”

–Sizin uzun süredir çalıştığınız bir sosyal sorumluluk projesi var . Onu bize anlatırmışsınız? 

-Evet 2017′ den beri kanser hastalarına peruk yapımında saç bağışlamak isteyenlerin kesimlerinden ücret almıyorum o dönem bir hayli zorlanıyordum. Hatta meslektaşlarımdan bazıları kesim yapmak ve reklam yapmak için bunu yaptığımı söyledikleri kulağıma geliyor ve üzülüyordum.  Ama şimdi gerçekten tüm meslektaşlarım bu konuda çok güzel bir çalışmaya girdi ve çok fazla arkadaşımız bu sosyal sorumluluk projesinde yer alıyor.  

–Ve son olarak saç bakımları olarak Bitkisel ürünler mi Salon ürünleri mi? 

-Öncelikle bu saç tipine ve saç durumuna göre değişir.  Ben biraz salon bakımı ürünleri taraftarıyım, eğer alerji ve gebelik yoksa.  Çünkü Salon bakımları daha ayrıntılı olarak yapılıyor.  Ve çok fazla kontrolden geçiyor ve bize o şekilde ulaşıyor. Tabii ki de salon bakımları derken bildiğiniz tanıdığımız ürünler için emin konuşabilirim. Bitkisel güzel ürünleri seven biriyim, ama saçlarda maalesef onarıcı bir etkisi yok . Bu bilimsel olarak araştırılmış bir konu ise bir bitkisel yağın saça tedavi etmesi için min.12 saat saçta kalması gerekiyor .

[TÜHA Haber Ajansı, 27 Aralık 2020]