<>.theiaStickySidebar:after {content: ""; display: table; clear: both;}
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
15:30 Haftalardır partisiyle ters düşen CHP’li Şehitkamil Belediye Başkanı Umut Yılmaz, partisinden istifa etti…
13:07 Körfez uzatmalarda yıkıldı!…
12:07 Türk Dış Politikası Araştırma Merkezi’nin (TUDPAM) ‘Dış Bakış’ dergisinin 3. sayısı yayınlandı
22:50 Bakan Tunç, “Bu kişilerin sağlık durumları ve barınma şartlarının devletin tüm imkanlarıyla karşılanmak zorunda”
22:22 Bakan Tunç, “Yerli ve milli çözümler üretmeyi sadece tarihi bir sorumluluk olarak görüyoruz”
22:17 Bakan Tunç, “Veri ihlallerine karşı idari para cezaları getirildi”
21:36 Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Tarım ürünleri noktasında net ihracatçı konumdayız”
21:09 İletişim Başkanı Altun: “Siyonist katiller, gazetecilere düzenlediği saldırıda hakikati bir kez daha katletti”
20:50 Kurtulmuş: Terörsüz Türkiye meselesi, Türkiye’nin beka meselesidir
20:36 Bahçeli: Cunta demek CHP demektir, bunu bilmeyen de yoktur
20:25 Çelik: Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEM Parti heyeti ile bu hafta görüşebilir
19:55 Türkiye Çin Geliştirme ve Destekleme Derneği’nden Cumhurbaşkanı Tatar’a ziyaret 
10:33 Kocaelispor itiraz edecek!…
09:51 Antalya tarihi Kaleiçi’nde surlarda bulunan bir mağarada 4 yıldır hayatını sürdüren 63 yaşındaki Hüseyin Urlu, sessiz sedasız yaşadığı mağarayı terk etti…
09:45 PROMOGIFT İstanbul, Türkiye’nin Sektördeki Gücünü Dünyaya Taşıyor
08:19 İnci Taneleri dizisindeki performansıyla hafızalarda iz bırakan başarılı oyuncu Hazar Ergüçlü ve Efe Çelik’in mutlu anları!..
08:16 Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) halkını kandırmaya devam ediyor!…
08:13 IJS Istanbul Jewelry Show, Türkiye Gümüş Takı Sektörüne İvme Kazandıracak!…
07:56 Ziraat Bankası’ndan Nisan Ayına Özel Kampanya: Bankkart Kullanıcılarına 1.500 TL’ye Varan Bankkart Lira Hediyesi…
07:51 Amerikan Kanser Derneği, 2025 yılına yönelik kanser eğilimleri raporunu açıkladı…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Perspektif: iklim krizi ajandasında hangi maddeler var?

Perspektif: iklim krizi ajandasında hangi maddeler var?
23.01.2021
A+
A-
BIDEN’IN İKLİM POLITIKALARI
ABD 1980’den bu yana ekonomiye zararı 1,8 trilyon doları aşan 279 iklim ve hava şartlarına bağlı felaket yaşadı.21 Uzmanlara göre artan küresel ısınmayla beraber yaşanacak hidrometeorolojik olayların zararının giderek artması beklenmektedir.
Koronavirüs salgının yanı sıra son zamanlarda yaşanan şiddetli kasırga ve orman yangınlarının Amerikan halkının tercih ve davranışları üzerinde oldukça etkili olduğu görülmektedir. Buna istinaden seçimden önce yapılan anketlerde halkın yüzde 52’si başkanın ve Senatonun öncelikli görevinin iklim kriziyle mücadele etmesi gerektiği yönünde olmuştur.
İklim krizini Donald Trump’ın “kandırmaca” görmesinin aksine Joe Biden ise geç kalınmadan adım atılması gereken bir öncelik olarak görmektedir. Bu nedenle Biden, 21 Ocak’ta ilk iş olarak Trump’ın ABD’yi resmen çektiği Paris İklim Anlaşması’na yeniden taraf olmak için çalışma başlatacağını belirtmiştir. Biden’ın yaptığı atamalarda da iklim değişikliğine öncelik verdiği görülmektedir. Zira Paris İklim Anlaşması’nda imzası bulunan John Kerry’nin iklim değişikliği özel temsilcisi olarak göreve atanması ve Ulusal Güvenlik Konseyinde yalnızca iklim değişikliğine odaklanan ilk üye olması konunun ehemmiyetinin göstergesidir. Aynı zamanda Janet Yellen’ın da karbon nötr ekonomiyi destekleyen çalışmalarda yer aldığı ve desteklediği bilinmektedir.
Öte yandan Biden’ın “Temiz Enerji Devrimi” olarak adlandırdığı projesinin Amerikan ekonomisinde önemli bir yer tutması beklenmektedir. Bu proje ile Biden ABD’nin elektrik üretimini 2035’e kadar karbondan arındırmayı önerirken aynı zamanda 2050’ye kadar yüzde 100 temiz enerji kullanan ve karbon nötr bir Amerikan ekonomisi planlamaktadır. İlk etapta Senatoya sunulacak 2 trilyon dolarlık hızlandırılmış yatırım paketinin içinde sürdürülebilir altyapı yatırımları, 1,5 milyon sürdürülebilir konutun inşası, 2 milyon evin hava koşullarına uygun hale getirilmesi, sürdürülebilir ve akıllı tarımın yanı sıra çevre dostu teknolojilerin teşvik edilerek desteklenmesi yer almaktadır.
Ayrıca ABD’nin elektrikli araç sektöründeki liderliğini Trump’ın uyguladığı yanlış politikalar yüzünden Çin’e kaptırdığını belirten Biden, ABD’nin liderliği devralarak elektrikli araç üretim merkezi olması gerektiğinin altını çizerek bu sektörü destekleyeceğini belirtmektedir.
Demokrat Parti’nin popüler Temsilciler Meclisi üyesi Alexandria Ocasio-Cortez’in daha radikal sol bir “yeşil dünya düzeni” çağrısına kıyasla Biden’ın uygulamak istediği iklim planlarının daha ılımlı olduğu söylenebilir. Ancak yine de Demokratların Senatoda elde ettiği çoğunluk sayesinde devreye girme ihtimali yükselen 2 trilyon dolarlık yatırım planı Amerikan tarihindeki en ilerici iklim stratejisi olmaya yakındır.
Brezilya’nın Amazon Ormanları’na zarar vermeye devam etmesi halinde bunun bedelini ödeteceğini söylemekten geri kalmayan Biden’ın ayrıca birçoğu fosil bazlı enerji projeleri olan Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi üzerinde de baskı uygulayacağı beklenmektedir. Bu nedenle Biden’in iklim değişikliği ile mücadelede sadece ulusal değil uluslararası çapta da aktif rol oynaması beklenmektedir.
Kerry ve Biden iş birliği, iklim değişikliği uyumu ve adaptasyonu konusunda ikili diyalogları, uluslararası iş birliklerini ve taahhütleri beraberinde getirebilir. Ayrıca AB ile oluşturulabilecek “küresel net sıfır koalisyonu” da mücadeleyi olumlu anlamda etkileyebilir.
ESKİ SAVAŞ, YENİ BAŞKAN
Her ne kadar korumacı önlemler Obama döneminden itibaren artmaya başlamış olsa da Trump’ın başkanlık serüveninden akıllarda en fazla kalacak yanlarından birisi hiç kuşkusuz ticaret savaşları olacaktır.
Trump ticaret savaşlarını kazanımı kolay olarak nitelendirse de özellikle Çin’e karşı uyguladığı agresif ticari politikalar en başta Amerikan ekonomisinin zarar görmesine neden olmuştur. Bu nedenle Biden, Trump’ın başlattığı ticaret savaşlarını “umursamaz”, “zarar verici” ve “felaket” olarak eleştirmiştir. Trump ise bu söylemlere cevaben Biden’ı, oğlu Hunter Biden’ın Çin ile olan yakın
ilişkilerinden hareketle vurmaya çalışmıştır.
Göreve başlayacak Biden yönetiminin öncelik sıralamasında koronavirüs, iklim değişikliği ve eşitsizlik gibi iç politikada adım atacağı meselelerin olması ticaret/teknoloji savaşları konusunda herhangi bir girişimde bulunmayacağı anlamına gelmemektedir. Zira Foreign Affairs’e yazdığı makalede Biden, Pekin yönetimine karşı sert davranılması gerektiğini aksi takdirde Çin’in ABD’nin ve ABD’li şirketlerin teknolojilerini ve fikri mülkiyet haklarını çalmaya devam edeceğini ve kendi şirketlerini ise haksız bir şekilde sübvanse etmeye devam edeceğini belirtmektedir. Biden veya ekibinden gelecek dönemde ABD’nin bu konuda nasıl bir yol izleyeceği ile ilgili çok net bir açıklama yapılmamış olmasına rağmen Biden, gümrük vergilerini hemen kaldırmayacağını belirtmemiştir.
Bu nedenle Biden’ın Trump zamanında arttırılan gümrük vergilerini Çin’e karşı bir pazarlık unsuru olarak kullanması beklenebilir. Biden her ne kadar Amerikan ekonomisi düzelmeden yeni ticaret anlaşmalarına imza atmayacağını belirtse de önünde Çin’in de taraf olduğu dünyanın en büyük serbest ticaret anlaşması olan Bölgesel Kapsamlı Ekonomik Ortaklık (RCEP) gibi kaçamayacağı bir gerçek bulunmaktadır.
Trump, Obama döneminde müzakereleri yürütülen ve amacı bölgedeki Çin yükselişinin önüne set çekmenin yanı sıra ABD hakimiyetini güçlendirmek olan Trans-Pasifik Ortaklığı’ndan (TPP) göreve gelir gelmez kötü bir anlaşma diyerek çekilmiştir. Diğer ülkeler müzakerelere devam ederek Kapsamlı ve İlerlemeli Trans-Pasifik Ortaklığı’nı (CPTPP) imzalamıştır. ABD’nin boşluğundan fırsat bulan Çin, 10 ASEAN ülkesine ek Avustralya, Güney Kore, Japonya ve Yeni Zelanda’yı kapsayan RCEP’yi imzalamıştır.
Böylece Çin, bölgenin tedarik zincirlerine daha fazla entegre olarak bölgenin kendisine bağımlılığını arttırırken ABD’yi pazardan ekarte etme yolunda önemli bir adım atmıştır. Biden ise RCEP’deki eksikleri de vurgulayarak bölgedeki demokrasilerle ticaret anlaşması yapılabileceğini belirtmiştir.
ABD’nin gelecek dönemde izleyeceği yolu net bir şekilde belli olmasa da RCEP’nin Biden’ı işçi haklarını ve çevresel kıstasları da içine alan ABD merkezli yenilenmiş ve dengelenmiş bir TPP’ye
yönelttiği düşünülüyor.
Trump’ın başlattığı ticaret savaşlarından Avrupa Birliği’nin (AB) de nasibini alması gelecek dönemdeki belirsizliklerin arasına AB ve ABD arasındaki
ekonomik ilişkilerin de eklenmesine neden olmuştur.
Biden’ın –Trump’ın aksine– AB’yi tarihsel müttefiki olarak görmesi nedeniyle başta Çin ile olan ekonomik rekabetinde ve iklim krizinde AB ile iş birliği içinde hareket etmesi beklenmektedir. Gelecek dönemde dışişleri bakanı olarak göreve başlayacak olan Antony Blinken tarafından gelen “AB ile ticaret ilişkilerimizi geliştirmeli ve ticaret savaşını bitirmeliyiz” söylemleri AB tarafında pozitif karşılanmıştır.
Ancak Almanya’nın tüm ısrarlarına rağmen AB, Airbus-Boeing gerginliğine dair meselelerden ötürü Biden’ın göreve başlamasını beklemeden ABD’ye karşı yeni tarifeler uygulamıştır. ABD ise buna yeni tarifelerle misillemede bulunmuştur. Diğer yandan AB, sembolik anlam taşımasına rağmen sınırlı gümrük vergisi indirimini onaylamıştır.34 Öte yandan AB Komisyonu’nun 2021’in hemen başında Pekin yönetimiyle el sıkıştığı Kapsamlı Yatırım Anlaşması (CIA), AB’yi Çin ile mücadelede çok önemli bir müttefik olarak gören Biden ve ekibinde hayal kırıklığına yol açmıştır.
Birbiri ardına gerçekleştirilen hamleler ileriki dönemde Çin’in de parçası olacağı bazen üç bazen çok bilinmeyenli bir ticaret denkleminin süreceğinin kanıtıdır. Buna ek olarak başta Fransa olmak üzere birçok AB ülkesi Google ve Facebook gibi dev Amerikan teknoloji şirketlerinin vergilendirilmesi konusunda ısrarcı tutumunu sürdürmektedir.
AB, yeni dönemde de dijital ekonomideki adil vergilendirme ve piyasa çarpıklıklarının çözümü için diyalogların geliştirilmesinde ısrarcı olmaya devam edecektir. Trump’ın Çin’in teknoloji rekabetini güçlendirmeye yönelik yürüttüğü “Made in China 2025” stratejisini baskılaması, Huawei ve sağladığı 5G altyapısını ve ZTE’yi ulusal güvenlik tehdidi olarak sayması ticaret savaşlarının teknolojik bir soğuk savaşa evrilmesine neden olmuştur.
Biden’ın da teknolojik gelişmeler ve ulusal güvenlik meselelerinde Trump ile benzer endişelere sahip olması yeni dönemde teknoloji savaşlarının devam edeceğinin göstergesidir. Ancak Biden her iki savaşı da tek başına yürütmenin orta sınıf başta olmak üzere Amerikan ekonomisine zarar vereceğini düşündüğünden yöntem değişikliğine giderek uluslararası iş birlikleri ile sonuç almayı hedeflemektedir.
Biden –Trump’a benzer şekilde– halk tarafından da karşılık bulan “Amerikan Malı Al” yasasını sıkılaştıracağını belirtiyor. Buna istinaden Biden Amerikan ürünü olan mal ve hizmetlerin hükümet tarafından satın alınması için 400 milyar dolarlık fon ayrılacağını ve bu alımların en az yüzde 23’ünün küçük işletmelerden olacağını belirtmektedir. Ayrıca Biden 5G, elektrikli araç, yapay zeka ve temiz enerji alanlarına odaklanan Ar-Ge çalışmalarını desteklemek için de 300 milyar dolar fon ayırma vaadinde bulunmuştur.
Bunun yanında işletme faaliyetlerini ABD dışında gerçekleştiren şirketlere “dönün” çağrısında bulunan Biden eğer bu çağrısına uyulmazsa şirketlere yüzde 10 vergi cezası uygulayacağını da açıkça belirtmektedir.  Yeni dönemde izlenebilecek olan bu politikalar son dönemde birçok ülke tarafından uygulanan korumacılık politikalarının ABD’de de devam edeceğinin göstergesidir.
SONUÇ
Barack Obama Amerikan başkanı olarak göreve başlandığında ABD’de başlayan ve etkisi tüm dünyaya yayılan finansal bir kriz vardı. Bu dönemde başkan yardımcılığı görevini üstlenen Joe Biden 2021’de başkanlık koltuğunu devraldığında ise sadece finans sistemini değil ekonominin her bir zerresini derinden etkileyen daha karmaşık koronavirüs krizi ile karşıkarşıyadır.
Biden’ın önceliği teşvik paketiyle koronavirüsün oluşturduğu yaraları sarmak; yatırım paketleriyle de işsizlik, altyapı, iklim ve sürdürülebilirlik sorunlarına çözüm bulmaktır. ABD’de uzun yıllardır devam eden gelir dağılımı eşitsizliği ve onun nedenlerinden biri olan ırkçılığın giderek etkisini arttırması Biden’ın ekonomi politikalarını şekillendiren diğer önemli faktörlerdir. Bunu sorun olarak gören ve çözmeye çalışacağını belirten Biden seçim kampanyası süresince bu politikasını destekleyici vergi ve asgari ücret artışından, istihdam oluşturma olanaklarından ve fon aktarım taahhütlerinden bahsetmiştir.
Son yılların önemli fenomenlerinden olan ticaret ve teknoloji savaşları yeni dönemde de gündemdeki yerini korumaya devam edecek gibi gözükmektedir. Ancak yeni başkan döneminde bu savaşlarda meydana gelecek önemli değişiklik yöntem farklılığı olacaktır. ABD’nin bu yolda yalnız yürümesinin öncelikle kendisine zarar vereceğini düşünen Biden gerçekleştirmek istediği politikaları uluslararası iş birlikleriyle yürütecektir. Özellikle iklim krizinde tek başına hareket etmenin bir mücadele olmadığını vurgulayan Biden bu konuda da uluslararası iş birliklerine ve çeşitli anlaşmalara başvuracaktır.
ABD içinde 2050’ye kadar karbon nötr ekonomi hedefi koyan Biden çeşitli alt hedefler ile ABD’de yeşil bir ekonomik dönüşüm başlatmayı planlamaktadır. Elizabeth Warren ve Bernie Sanders’ın cesur ekonomi politikaları ile kıyaslandığında Biden’ın görece muhafazakar politikalarının Amerikan ekonomisinin yapısal sorunlarına ne denli çözüm üretebileceği bir muammadır. Zira siyasi kutuplaşma, ırkçılık ve eşitsizlik gibi ekonomik gidişatı olumsuz etkileyen sosyal ve siyasi sorunların çözümü kısa ve orta vadede çok kolay değildir. Biden’ın hem içeride bu sorunlarla mücadele etmesi hem de Çin ile kızışan ekonomik rekabeti ABD lehine çevirmesi gerekecektir.
***
Bingül Satıoğlu | Istanbul University - Academia.edu
BINGÜL SATIOĞLU
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi İşletme Fakültesi Bankacılık ve Finans (İngilizce) bölümünden 2018’de dereceyle mezun olmuştur. Yüksek lisansına İstanbul Üniversitesi Para, Sermaye Piyasaları ve Finansal Kurumlar programında devam etmektedir. SETA Vakfı Ekonomi Araştırmaları Direktörlüğü’nde araştırma asistanı olarak çalışmalarına devam etmektedir.
[TÜHA Haber Ajansı, 23 Ocak 2021]
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.