Para Politikasının Yaptıkları ve Yapamadıkları
Yaklaşık bir yıldır para politikasında uygulanan sıkı duruş sayesinde cari açıkta kayda değer bir iyileşme yaşandı. Gerilemenin ikinci yarıda da devam etmesi bekleniyor. Gözler enflasyonda olacak.
Doç. Dr. Nurullah GÜR & SETA Ekonomi Araştırmaları Direktörü
Türkiye geçen sonbaharda parasal sıkılaşma sürecine girmişti. O dönemde artmaya başlayan enflasyonu ve tehlikeli seviyelere doğru tırmanan cari açığı düşürmek için böylesi bir politika tercihi yapılmıştı. Salgının ikinci ve üçüncü dalgalarının ekonomiyi zorladığı dönemler oldu. Buna rağmen, para politikasındaki bu sıkı duruş yaklaşık bir yıldır devam ediyor. Bu süreçte cari açıkta kayda değer bir iyileşme yaşandı. Altın ithalatı normale döndü. 2021’in ilk altı ayında dış ticaret açığı yüzde 11.4 oranında geriledi. 2020’nin ilk yarısında yaklaşık 4 milyar dolar olan turizm gelirleri, bu yılın ilk altı ayında 5.5 milyar dolara yükseldi. Bu gelişmeler sayesinde cari açıkta yaklaşık 7 milyar dolarlık bir iyileşme yaşandı. Cari açıktaki gerilemenin yılın ikinci yarısında da devam etmesi bekleniyor. Cari açığın makul seviyelere gelmesi, makro istikrar açısından oldukça önemli. Zira, yüksek cari açık verip de bunu ne sıcak parayla ne de uzun vadeli yabancı yatırımlarla finanse edebileceğimiz bir küresel konjonktür var.
KURAKLIK GIDADA GEVŞEMEYİ ENGELLEDİ
TCMB’nin de altını çizdiği gibi, sıkı para politikası cari açık tarafında meyvesini veriyor. Enflasyonda ise işler istendiği gibi gitmiyor. TCMB, yayınladığı son enflasyon raporunda yılsonu enflasyon beklentisini yüzde 12.2’den yüzde 14.1’e yükselttiğini duyurdu. Bir önceki raporunun yayınlandığı nisan ayından bu yana enflasyonla ilgili bütün potansiyel riskler gerçeğe dönüştü. TL’deki değer kaybı ve küresel emtia fiyatlarındaki yükseliş devam etti. Kamu tarafından yönetilen/yönlendirilen fiyatlardan enflasyonu düşürücü yönde destek alınamadı. Bir taraftan da kuraklık, gıda fiyatlarında beklenen gevşemeyi engelledi. Bu koşullar altında enflasyon beklentilerinin yukarıya kayması kaçınılmazdı. Aşılanmanın hızlanması ve sosyal kısıtlamaların azalması sonrasında hizmetler sektörüne yönelik talepte artış yaşanıyor. TCMB ekonomistlerinin yaptığı bir araştırmanın sonuçlarına göre, yüz kişi başına uygulanan toplam aşılamada kaydedilen 10 puanlık bir artış, sosyal hareketliliği 2.9 ila 4.8 puan arasında artırıyor. İnsanlar alışveriş ve eğlence mekanları, parklar ve iş yerlerinde daha fazla vakit geçirince de haliyle daha fazla para harcıyorlar. Bu da enflasyonu artırıcı yönde bir etki yaratıyor. TCMB, çıktı açığının Eylül 2021’e kadar pozitif seyredeceğini tahmin ediyor. Bir başka ifadeyle, canlı iç talepten dolayı yaz aylarında ekonominin kapasitesinin üzerinde çalışması bekleniyor. Sonbahar aylarıyla birlikte iç talepte bir miktar ivme kaybı yaşanabilir. Ayrıca baz etkisinin son çeyrekte enflasyonu düşürücü yönde devreye girmesi muhtemel. Bunlar dikkate alındığında, enflasyonun ekim-aralık döneminde biraz gerileyeceği düşünülüyor. TCMB’nin yılsonu enflasyon tahmini yüzde 14.1 iken, piyasa tahmini ise yüzde 15.6. Enflasyonun yılı bu iki beklentinin arasında bir noktada kapatma riski var.
ENFLASYONLA ÇOK YÖNLÜ MÜCADELE
TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu, enflasyon raporunun tanıtım toplantısında yaptığı konuşmasında enflasyonla mücadelede sıkı para politikasının tek başına yeterli olmayacağının altını çizdi. Kavcıoğlu, konuyla ilgili şunları söyledi: “…enflasyonu düşürmek ve kalıcı olarak daha düşük bir enflasyona ulaşmak için toplumsal mutabakat ve ortak çabanın büyük önem taşıdığını düşünüyoruz. Bu kapsamda, uygun bir parasal ve mali duruşun yanında, enflasyondaki düşüşü geciktiren veya zorlaştıran yapısal katılıkların azaltılması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulmayı önleyecek rekabeti artırıcı önlemlerin alınması da önem arz ediyor.” Sıkı para politikasına ilave olarak kamu tarafından yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda yapılan ayarlamaların enflasyonu düşürücü yönde katkı vermesi şart. Fiyatlamaların sağlıklı yapılabilmesi için adil bir rekabet ortamının tesis edilmesine ihtiyaç var. Reel sektörü temsil eden kurumların da bozulan fiyatlama davranışlarının normale dönmesine destek olmak için kolları sıvaması gerekiyor.
(TÜHA Haber Ajansı, 08 Ağustos 2021]