Çatalzeytinlilerin gönlünde taht kurmuş bir cami hocası: Recep Demir
Milli Gazete köşe yazarı Hüseyin Akın’ın dayısı, Çatalzeytin Merkez Camii emekli imamı Recep Demir Hoca 87 yaşında bu dünyaya veda etti.
Kastamonu’nun Çatalzeytin ilçesinde vefat eden Recep Demir Hoca, Çatalzeytin Merkez Camii’nde 1960 yılında başladığı imam ve hatiplik görevini yaş haddinden emekli olduğu 2001 yılına kadar aralıksız 41 yıl sürdürdü.
Bu 41 yıl ve sonrasında tüm Çatalzeytinlilerin gönlünde taht kurmuş olan Recep Demir Hocaya, biz de TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı (TÜHA) ve Uluslararası Haber Ajansı (UHA) olarak Allah rahmetine gark etmesini diliyoruz.
Recep Hoca 41 yıllık resmi görevinden sonra bir kenara çekilmemiş, vefatına yakın günlere kadar görev yaptığı caminin zemin katında bir bakkal dükkanı işletmişti. Bu demektir ki Recep Hoca atmış yıldan fazla Çatalzeytin halkıyla sürekli iletişim içinde olmuştu.
Elbette içinde yaşadığı çevre ve toplumla bu kadar yıl hemhal olmuş başka birçok insan vardır. Fakat Recep Hoca tek değildi. Ama Recep Hoca’nın tek olduğu, benzerinin olmadığı nokta onun olağanüstü geçimliliği, güler yüzlülüğü, hoşgörüsü, istisnasız herkesle kesintisiz diyalog içinde olabilmesi.
Bizim de üzerinde durmak istediğimiz onun şurada doğduğu, burada yaşadığı veya hayatının kronolojisi değil, bu örnek insanlığıydı.
[Hüseyin Akın (sağ başta), rahmetli Recep Demir (sol başta)]
Bu konuya Recep Hoca’nın yeğeni, Milli Gazete yazarı Hüseyin Akın da 13 Eylül 2022 tarihli yazısında çok güzel değinmiş. Bizimki bir tekrar, ama “Et-tekraru ahsen, velev kâne yüz seksen (iyi şeyler yüz seksen defa bile tekrar edilse yine güzeldir) meseline uygundur.
Recep Hoca, ömrünün büyük bölümünü arasında geçirdiği bütün Çatalzeytin halkıyla çok iyi anlaşmış; en küçüğünden en büyüğüne bütün Çatalzeytinlilerin sevgisini, saygısını kazanmış. Temas içinde olduğu hiç kimseye karşı ayrımcılık yapmamış. Bir imam olarak camiye gelenle gelmeyene, dindar olanla olmayana aynı sıcaklık ve samimiyette yaklaşabilmiş. Kim hangi politik ve ideolojik kanaatte olursa olsun onunla diyalog içinde olabilmiş. Gerek din gerekse politik alanda farklı görüş ve düşüncede olan insanlarla kırgınlık ve küslük yaşadığı görülmemiş.
Merhum Recep Hoca; insanlarla iyi ilişkiler kurmada, güzel güzel anlaşmada, her konuda uzlaşmada örnek bir insandı. Bu örneklik, Peygamberimizin “Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden güven içinde olabildiği kimsedir” ve “Müslüman; başkalarıyla iyi geçinen, başkalarının da kendisiyle iyi geçinebildiği kimsedir” hadislerinin pratikleşmiş, somutlaşmış halidir.
Bu hadislerin vermek istediği mesaja Recep Hoca kadar örnek olabilecek Müslüman sayısı ne yazık ki sınırlıdır. Kendisinin sözü ile davranışları hep uyum içinde olmuştur. O başkalarına tavsiye ettiği iyilikleri, güzellikleri yaşamıştır. Ele talkın verip kendi salkım yutmamıştır.
Bir insanın atmış yıl aralarında yaşadığı bütün bir ilçe halkından hiçbiriyle mi bir ihtilafı, bir sorunu, ufacık bir kırgınlığı olmaz? Recep Hoca’nın olmamıştır. Hiç kimse kendisinden incinmez mi? Recep Hoca’dan kimse incinmemiştir. Bu, gerçekten iyilikte, insanlıkta çok az kırılan bir rekordur!
Görüldüğü üzere Kastamonu’nun sahildeki küçük bir ilçesiyle sınırlı, olabildiğince yerel bir yaşanmışlıktan söz ediyoruz. Fakat evrensel ölçekte olması gereken insani ilişkilerin bundan bir milim farkı, eksiği ya da fazlası olabilir mi? Yeryüzünde var olan yaklaşık sekiz milyar insan için de arzulanan insani ilişki tarzı bu değil midir?
Recep Hoca; Mevlâna’nın, Yunus Emre’nin insanlığın barışı, iyiliği, esenliği için en muhtaç olduğu değerler olarak gördüğü sevgi ve hoşgörünün bizim zamanımızdaki iddiasız, alçakgönüllü bir temsilcisi ve bir sembolüdür. Ne yazık ki çoğumuz şu fani dünyada bir benzeriyle kolay kolay karşılaşamayacağımızın bilincindeyiz.
Recep Hocamıza Allahtan rahmet, ailesine ve tüm sevenlerine sabırlar ve uzun ömürler dileriz.
İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar
[TÜHA Haber Ajansı, 21 Eylül 2022]
Yorumlar