AB’nin DEAŞ ile Sanal Ortamda Yürüttüğü Mücadele
TÜHA HABER / İnternet ve sosyal medyanın bireylere daha önce hiç tanık olunmamış ölçüde büyük kitelelerle anlık olarak iletişime geçme olanağı vermiş olmasının devrimsel niteliği yadsınamaz.
Çoğu kullanıcının bu kanallardan zararsız amaçlar için faydalandığı görülmekle birlikte, terörist örgütlerin de faaliyetlerini yürütürken modern iletişim imkanlarını giderek artan bir ustalıkla kullanıyor olmaları düşündürücüdür. …
İnternet ve sosyal medyanın bireylere daha önce hiç tanık olunmamış ölçüde büyük kitelelerle anlık olarak iletişime geçme olanağı vermiş olmasının devrimsel niteliği yadsınamaz.
Çoğu kullanıcının bu kanallardan zararsız amaçlar için faydalandığı görülmekle birlikte, terörist örgütlerin de faaliyetlerini yürütürken modern iletişim imkanlarını giderek artan bir ustalıkla kullanıyor olmaları düşündürücüdür.
Bu bağlamda, karar alıcıların sanal ortamda giderek mevcudiyetlerini arttıran radikal hareketlerin oluşturduğu tehdidi yeniden değerlendirmekten başka seçenekleri kalmamıştır.
Bu zorunluluk Avrupa Birliği’ne (AB) üye olan devletler için de geçerlidir. Nitekim, hem Birlik seviyesinde hem de ulusal seviyelerde Irak ve Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı sanal ortamda çok cepheli mücadeleler yürütülmektedir.
Yüzyılın başından itibaren sanal platformlar devlet dışı aktörlere önemli bir yer sağlamıştır. Bu aktörlerin artık siyasal otoritelere karşı daha güçlü konumda ve siyaset gündemini yeni katılım kanallarıyla etkileyebilir durumda oldukları gözlemlenmektedir.
Bu durum terör örgütleri için de geçerlidir. İstihbarat servisleri tarafından takip edilme gibi bazı risklere rağmen, internetin IŞİD’e yaşamsal faydaları olmuştur.
11 Eylül 2001 saldırısı sonrasında terör örgütlerinin “beyan veren, röportaj yapılan ve hükümetlerle müzakere eden” düzenli ve aranan kaynaklar oldukları görülmektedir. Ancak, bu durum terör örgütlerinin sansürden muafolmaları sonucunu getirmemiştir.
Terör eylemlerinin medyada yer alması – etkilerini sınırlandırma amacıyla – kısıtlamalara tabidir. Aksi takdirde bu yayınlar teröristlere mesaj aktarımı, korku yayma ve taraftar toplama fırsatı verebilir.
İnternet ve sosyal medya sayesinde teröristlerin önündeki bu önemli engel kalkmış bulunmaktadır. Çünkü artık yasa dışı örgütlerin yayın sınırlarını medya kuruluşları çizememektedir.
Daha da kötüsü, görüntüler manipüle edilebilmekte ve mesajlar özel efektler kullanılarak daha etkili hale getirilebilmektedir. IŞİD ve benzer örgütler için dijital ortamların sağladığı bir başka fayda da yayın hızıyla ilgilidir.
Terör örgütleri artık klasik iletişim yöntemlerini kullanma zorunluluğundan kurtularak çevrimiçi özelliği olan herhangi bir cihaz aracılığıyla mesajlarını rahatlıkla iletebilir duruma gelmişlerdir.
İnternet aracılığıyla anlık bir basın duyurusu yapmanın maliyeti yok denecek kadar düşük seviyelerdedir ve bu işlem kolayca ve son derece hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir.
IŞİD’in sansürlenmemiş bir yayın olanağına sahip olmasının faydaları üzerinde dururken bu örgütün devlet benzeri bir yapılanmaya sahip olduğunu da hatırlamak faydalı olacaktır.
Petrol kaynakları işleten, kaçakçılık şebekelerini kontrol eden ve tarım alanında faaliyet gösteren IŞİD dünyanın en zengin terör örgütüdür.
Örgütün devletleşme ihtirası, işgal ettiği topraklar üzerinde işleyen bir idari sistemin var olduğunu dünyaya ispatlama gayretlerine de sebep olmuştur.
Böylece, gerçekleştirmiş olduğu birçok propaganda faaliyetinde – dış dünya ile sürdürdüğü savaşa rağmen – “normallik” görüntüsünü verme ve idari anlamdaki yetisini ispatlama amaçları tespit edilmektedir.
Böylece, radikal terör örgütü başarılı bir dijital iletişim stratejsini yürüterek ve büyük miktarlarda veri paylaşımı gerçekleştirerek bilgi savaşında önemli bir aktör durumuna gelmiş bulunmaktadır.
Örgüt üyeleri her gün binlerce mesaj göndermekte ve dış dünyayı en son “gelişmelerden” haberdar etmektedir. Önemli olayların gerçekleştiği dönemlerde sanal ortamdaki etkinlik daha da artmaktadır.
Bu bağlamda, IŞİD mensuplarının internet üzerindeki faaliyetlerinin terörle mücadeleyi zorlaştıran bir kısır döngüye yol açtığını ilerii sürmek hata olmaz. Zira, örgütün üye ve destekleyicilerinin artması giderek daha fazla çevrimiçi faaliyete neden olmakta ve bu durum da IŞİD için faaliyette bulunacak kişilerin çoğalmasıyla sonuçlanmaktadır.
Böyle bir sebep-sonuç ilişkisi içerisinde terör örgütlerinin modern iletişim teknolojilerinin kullanıldığı kitle kaynak süreçlerine yönelmeleri şaşırtıcı olmaktan uzaktır.
***
[TÜHA Haber Ajansı, 15 Ekim 2020]