Almanya’da Koronavirüs Tedbirleri Işığında Laschet ve Söder Rekabeti (4)

TÜHA HABER / Değerli okurlar, bugün de SETA bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu,Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’dan Araştırmacı M. Erkut Ayvaz’ın kendi ‘Perfektifi’nden ‘Almanya’da Koronavirüs Tedbirleri Işığında Laschet ve Söder Rekabeti’ni aktaracağız.
Laschet ve ve Söder’in özellikle karşı karşıya geldiği bazı süreç ve hususlar söz konusu olduğunu açıklayan Araştırmacı M.Erkut Ayvaz, Örneğin salgının Almanya’da ilk olarak arttığı dönemde Söder’in daha hızlı ve Bavyera odaklı hareket etmesinin, başta Laschet olmak üzere diğer federal eyalet hükümetlerinin de tepkisini çektiğini hatırlattı.
M.Erkut Ayvaz, Bavyera’da okulların kapatılmasını derhal yürürlüğe koyan Söder’in okullar konusu ve sokağa çıkma yasağı gibi hususlarda da diğer eyaletlere göre yavaş hareket etmediğini, buna göre Bavyera’da sokağa çıkma yasağı ilan eden Söder’in kararından sonraki günde ise tüm eyaletlerde de geçerli olacak olan bir “temas yasağı” mutabakatının sağlanabildiğini ifade etti.
krizin yönetimi konusundaki girişimlerinin esasen federal şansölyelik (federal başbakanlık) adaylığı için uzun vadeli bir rekabetin yansıması olarak
algılandığının altını çizen M.Erkut Ayvaz, “burada Söder daha avantajlı bir konumdadır zira kendisinin Laschet’e –ve diğer adaylara– kıyasla hem kariyer hem de yaş itibarıyla kısa vadede kaybedecekleri sınırlıdır. Bununla birlikte Söder’in Almanya’nın ekonomik anlamda en güçlü eyaletlerinden biri olan Bavyera’nın başbakanlığını hem de aynı anda on altı eyalet başbakanının istişare maksatlı bir araya geldiği konferansın da (Ministerpräsidentenkonferenz) başkanlığını yürüttüğünü belirtmek gerekmektedir” dedi.
M.Erkut Ayvaz, Söder’in bu konferansa –dönüşümlü başkanlık
esası gereği şu sıralar– başkanlık ettiğinin altını çizerek, haliyle
toplantılarda Merkel’in doğrudan yanında yer alan Söder’in bu sebeple konumuna ilaveten bir söylem meşruiyeti intibaı ve algısı ekleyebildiğini açıkladı.
Söder’in salgının yayılmasını engellemek için sokağa çıkma yasağının getirilmesini ilk savunanlardan olduğunu söyleyen M.Erkut Ayvaz,
hedeflenen bu kısıtlamaları kriz bölgelerine (Avusturya ve İtalya’ya) doğrudan komşu olunması üzerinden gerekçelendirdiğini belirtti.
M.Erkut Ayvaz, Söder’in, Avusturya’nın Almanya’ya kapılarını kapatması üzerine Bavyera olarak Avusturya’ya geçişleri durdurduğunu,.Laschet’in ise koronavirüs salgınında bilhassa KRV’de bulunan Heinsberg bölgesindeki vaka artışlarına karşı yeterli önlem almamakla ve hatta Şubat’ta karnaval etkinliklerine müsaade etmekle eleştirildiğini açıkladı.
Böylelikle salgına çok geç reaksiyon gösterildiği ithamıyla en çok federal hükümete, CDU’lu Federal Sağlık Bakanı Spahn’a ve Almanya’nın en yoğun nüfusuna sahip KRV eyalet hükümetine ve haliyle Laschet’e yönelik eleştirilerin öne çıktığını aktaran M.Erkut Ayvaz, Sokağa çıkma yasağının toplum nezdinde en doğru tedbir olarak kabul görmesine rağmen Hollanda gibi komşu ülkelere sınırını kapatmaya da sıcak bakmayan Laschet’in eleştirilere muhatap olduğunu ifade etti.
M.Erkut Ayvaz, Merkel’in desteklediği genel başkan adayı olarak kabul edilen Laschet’in, eyaletinde koronavirüs krizini iyi yönetemediği ithamlarıyla karşılandığını hatırlatarak, benzer şekilde –Laschet’in CDU genel başkanlık
yarışı bağlamında destekçisi– Federal Sağlık Bakanı Jens Spahn’ın salgının bilhassa başlangıcında yetersiz kaldığının gün geçtikçe daha açık bir şekilde –bakanın kendi cılız öz eleştirel cümleleriyle de birlikte– kamuoyuna yansıdığını anlattı.
Ayrıca federal siyasetteki karar alıcıların Bavyera Başbakanı Söder’in tek taraflı ve aktif girişimlerinden dolayı da alan bulamadığı eleştirileri kamuoyunda gözlenirken Laschet ve Söder ile ilgili bir hayli karşılaştırma yapıldığına dikkat çeken M.Erkut Ayvaz, burada özellikle Söder’in çok iyi bir hatip
olduğunun yanı sıra medyaya verdiği demeçlerde de somut, kısa ve net cümleler kurduğundan övgüyle bahsedildiğini açıkladı.
M.Erkut Ayvaz, Laschet’in ise eskiden bu yana iyi bir hatip olmadığına işaret edildiğini ve haliyle Laschet’e genel olarak yöneltilen eleştirinin ise liderlik algısını yerine getiremediği ve bu sebeple Söder’in sert ve net pozisyonu karşısında varlık gösteremediğini anlattı.
22 Mart’taki Şansölye Merkel ve eyalet başbakanları toplantısında dikkat çeken husus Laschet ile Söder arasında ciddi bir görüş ayrılığının yaşanmış
olduğu bilgisi olduğunu söyleyen M.Erkut Ayvaz, bu süreçte medyada bu gibi tartışmaların federal devletin çıkarlarından ziyade “kişisel
egoların tatmini” olarak ele alındığını belirtti.
Araştırmacı M.Erkut Ayvaz, Laschet 29 Mart’ta kaleme aldığı bir yazıda Söder’in yöntemini de eleştirerek en hızlı kararın en iyi karar olmadığını, aksine anayasal bir prensip olan orantılılık ilkesine uygun olanın en iyi karar olduğunu ileri sürdüğünü, Söder’in ise genelde Laschet ile arasındaki olası rekabete yönelik böyle bir hususun olmadığı yanıtını vermekle yetindiğini kaydetti. (Devam edecek)
HABER : Tuba Nur TÜRKELİ & Berlin
(UHA) Uluslararası Haber Ajansı / Almanya Temsilcisi
***
M. Erkut Ayvaz
[TÜHA Haber Ajansı, 30 Haziran 2020]