Almanya’nın Düzensiz Göçü Önleme Çabaları
* Almanya’nın sınır kontrollerini sıkılaştırması, Schengen Bölgesi’nde serbest dolaşım hakkına yönelik bir tehdit olarak değerlendirilebilir.
* Almanya Hükümeti, 16 Eylül 2024 tarihinden itibaren tüm kara sınırlarında yeniden sınır kontrolleri uygulamasını devreye sokmuştur.
*Bu sınır kontrolleri, özellikle karayoluyla komşu ülkelerden Almanya’ya seyahat edecek kişileri ilgilendirmektedir.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) yazarı Ekin GÜLLÜOĞLU, kaleme aldığı “Almanya’nın Düzensiz Göçü Önleme Çabaları” başlıklı yazısını TÜHA Haber‘e değerlendirdi.
Schengen Bölgesi, 25 Avrupa Birliği (AB) ve 4 Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkesinden oluşan ve toplamda 29 ülkenin yer aldığı bir bölgedir. Bu bölge içerisinde yer alan ülkelerin vatandaşları, bölge sınırları içerisinde serbest dolaşım hakkına sahiptirler ve herhangi bir evrak veya vize kontrolüne tabi değildirler. Aynı zamanda üye ülkelerin vatandaşlarının yanı sıra üçüncü ülke vatandaşları, Schengen Bölgesi içerisinde gerekli evraklara ve vizeye sahip oldukları sürece bölge içerisinde serbest dolaşım hakkını elde etmektedir.
Olağan akıştan farklı olarak ise Schengen Bölgesi kuralları gereği üye ülkeler, güvenlik tehditleri ya da olağanüstü durumlarla karşı karşıya kaldıkları durumlarda veya hükümetler gerekli gördüğünde geçici olarak sınır kontrollerini geri getirebilir. Bu uygulamanın gerekçesi ve süresi Avrupa Komisyonu’na bildirilmek zorundadır.
Yukarıdaki bilgiler doğrultusunda Almanya Hükümeti, 16 Eylül 2024 tarihinden itibaren tüm kara sınırlarında yeniden sınır kontrolleri uygulamasını devreye sokmuştur. Bu karar, Almanya’nın 2015 yılından beri sürdürdüğü kısıtlı sınır kontrolleri uygulamasının, zaman içerisinde genişletilerek daha kapsamlı hale geldiği son nokta olarak yorumlanabilir.
Almanya’nın Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Fransa, Lüksemburg, Hollanda, Polonya ve İsviçre olmak üzere dokuz ülkeyle sınırı bulunmaktadır. Sınır kontrolleri ilk olarak 2015 yılında Avusturya ile olan kara sınırında uygulanmaya başlanmıştır. Devamında Polonya, Çek Cumhuriyeti ve İsviçre sınırlarındaki geçici kontrollerle devam etmiştir.
2023 yılında sınır kontrollerinin kısmi olarak başlatılmasından sonra kaçak girişlerde azalma gözlenmiştir. Faeser’ın belirttiğine göre; söz konusu yıl kontroller sırasında 30 binden fazla kişi geri gönderilmiştir ve bu sayının sıkı denetimle birlikte bu yıl artacağı beklenmektedir. Almanya, Avrupa Komisyonu’na yaptığı bildirimde sınır kontrolleri uygulamasının 15 Mart 2025 tarihine kadar süreceğini bildirmiştir.
Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, bütün sınırlarda uygulanmaya başlayan sıkı denetimin sebebini ise düzensiz göçü daha da azaltmak, insan kaçakçılarını durdurmak, suçluları engellemek, suç faaliyetlerini azaltmak ve radikal İslamcı hareketleri tanıyıp durdurmak olarak belirtmiştir.[i]
Bu sınır kontrolleri, özellikle karayoluyla komşu ülkelerden Almanya’ya seyahat edecek kişileri ilgilendirmektedir. Denetimler kapsamında hava yolu ulaşımına bağlı olan mevcut prosedürlerde bir değişiklik henüz bulunmamaktadır.
Resmi açıklamalardan yola çıkarak kontrollerin Schengen Bölgesi üyesi ülkelerin vatandaşlarını, üye ülkelerde oturma izni bulunan kişileri ve Schengen vizesine sahip turistleri kapsamadığını söylemek mümkündür.
Bu kişilerin serbest dolaşım hakkı hala korunmaktadır. Aynı zamanda komşu ülkelerle olan trafiğin aksamamasına ve Almanya’ya çalışmak için günübirlik gelen komşu ülke vatandaşlarının da mağdur edilmemesine ayrıca özen gösterileceği de açıklamalarda belirtilmiştir. Ancak denetimlerin sıkılaştırılması ve herkesin kontrolden geçirilecek olması sebebiyle Almanya’nın hareket kabiliyetine sahip insanlar üzerinde de daha geniş bir inisiyatif hakkına sahip olacağına işaret edilmektedir.
Bu gelişmeler, Almanya’nın temel hedefinin düzensiz göçle mücadele etmek, insan kaçakçılığını engellemek ve sınır güvenliğini korumak olduğu uygulamada Schengen Bölgesi’ne ve vize verme prosedürlerine dair soru işaretleri ortaya çıkmıştır. Bazı durumlarda Almanya’nın yasal olarak ülkeye giriş yapma hakkına sahip kişileri de kontrol altına alabileceği ve gerektiğinde girişlerini engelleyebileceği söylenmektedir.
Kara sınırlarında kontroller ve Alman yasaları gereği, sınır polisleri vizesi olsa bile sakıncalı gördüklerini ülkeye almayacaktır. Eleştirmenler, Almanya’nın iç siyasi baskılar sonucunda kesin ve net bir tehdit olmadan sınır kontrolü yaptığını düşünmektedir.
Bu durum, Schengen anlaşmalarının uygulama şekline ve Almanya’nın sınır güvenliği politikalarına dair soru işaretlerine yol açmaktadır.
Sivillerin hareket kabiliyetinin etkilenmesinin yanı sıra Almanya’nın kara sınırı kontrolü uygulamasına birçok Schen Bölgesi’ndeki Avrupa Birliği ülkesinden de eleştiriler gelmiştir. Komşu ülkelerin liderlerinde de Almanya’ya sırasıyla tepkiler gelmiştir. Polonya Başbakanı Donald Tusk, bu kararı “kabul edilemez” olarak nitelendirdikten sonra Avrupa Birliği içerisindeki diğer ülkeleri de harekete geçmeye çağırmıştır.
Sosyal medya platformu olan X hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda “Düzensiz göçü engellemenin tek yolu, ülkelerarası iç sınırlarda değil, Avrupa Birliği’nin (AB) dış sınırlarında kontrolleri artırmaktır” ifadelerini kullanmıştır.[ii] Avusturya İçişleri Bakanı Gernard Karner ise bu kararın yasadışı olduğunu ve Almanya tarafından reddedilen göçmenleri kabul etmeyeceklerini belirtmiştir.[iii] Yunanistan Başbakanı Kiryakos Mitsotakis ise bu uygulamanın Schengen Antlaşmaı’nın tek taraflı feshi olduğunu düşünmektedir.[iv]
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, bu eleştirilerin hemen ardından tepki gösteren ülkelerin liderleriyle iletişime geçerek gerekli görüşmeleri yapmıştır. Scholz, Polonya Başbakanı Donald Tusk’u telefonla arayarak Almanya’nın bu adımının düzensiz göçü engellemeye yönelik olduğunu belirtmiş ve anlayış göstermesini istemiştir. Aynı şekilde Scholz’un, Avusturya Başbakanı Karl Nehammer ve Lüksemburg Başbakanı Luc Frieden ile de görüştüğü açıklanmıştır.
Scholz, bu görüşmelerde Almanya’nın Avrupa Birliği düzenlemelerine riayet ettiğini, ancak sınır kontrolleri sayesinde düzensiz göçün engellenmesinde başarılı olunabileceğini söylemiştir. Başbakan Scholz’un ayrıca Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile de bu konuda irtibatta olduğu ve Almanya’nın uyguladığı sınır kontrolleriyle ilgili gerekli bildirimlerde bulunduğu belirtilmiştir. [v]
Sonuç olarak Almanya’nın sınır kontrollerini sıkılaştırması, Schengen Bölgesi’nde serbest dolaşım hakkına yönelik bir tehdit olarak değerlendirilebilir. Özellikle AB içindeki ülkeler arasında bu kararın siyasi ve diplomatik gerilimlere yol açabileceği görülmektedir. Almanya’nın düzensiz göçle mücadele etmek ve sınır güvenliğini artırmak amacıyla attığı bu adımın, AB içindeki işbirliği mekanizmaları üzerinde nasıl bir etki yaratacağı ise zamanla daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır.
[i] Alexander Ratz and Sarah Marsh, “Germany tightens controls at all borders in immigration crackdown”, Reuters, https://www.reuters.com/world/europe/germany-put-temporary-controls-all-land-borders-source-says-2024-09-09/, (Erişim Tarihi: 11.09.2024).
[ii] Kate Connolly, “German border plan to stop ‘irregular migration’ unacceptable, says Tusk”, Guardian, https://www.theguardian.com/world/article/2024/sep/10/germany-steps-up-controls-at-borders-in-response-to-irregular-migration, (Erişim Tarihi: 11.09.2024).
[iii] Paul Kirby, “Neighbours criticize German move to extend border controls”, BBC, https://www.bbc.com/news/articles/cq5dvzj81g3o, (Erişim Tarihi: 11.09.2024).
[iv] “Greek PM says German border plan will be burden for Greece”, Reuters, https://www.reuters.com/world/europe/greek-pm-says-response-migration-cannot-be-scrapping-schengen-zone-2024-09-12/, (Erişim Tarihi: 13.09.2024).
[v] Aynı yer.