Azerbaycan eski Malezya Konsolosu Dr. Elsevar Salmanov, Batı Azerbaycan’da yaşanan zulme mercek tutuyor.
Düşünsenize evinizde oturuyorsunuz. Birileri geliyor ve evinizden çıkmanızı talep ediyor. Nedenini bile soramadan ana vatanınızdan kovuluyorsunuz. Doğup büyüdüğünüz ana topraklarınızdan binlerce yıllık geçmişinizin olmasına rağmen sürülüyorsunuz. Değerli yakınlarınızın mezarlarını, kutsal yapıtlarınızı, camilerinizi, tarihi yapıtlarınızı geride bırakarak bir meta gibi kamyonlara doldurularak sürülüyorsunuz. Sizi siz yapan çok şeyden mahrum bırakılarak kovuluyorsunuz.
Çar Rusyası ve İran’ın çıkarları doğrultusunda Güney Kafkasya’da Hıristiyan bir devlet kurulması “gerekiyor” idi. Siyasi coğrafya mühendisleri buna karar vermişlerdi. Etnik milli bir topluluk bulunmuştu, bunlara “devlet” kurulması için toprak aranıyordu. Anadolu Türkiyesi’nin de coğrafi olarak diğer Türk devletleri ile ilişkilerinin kesilmesi büyük önem arzediyordu. Zayıflamaya yüz tutmuş Osmanlı’nın son dönemleri. Anadolu ve İran’da bulunan etnik olarak Ermeni kökenli insanlar şimdiki Ermenistan olarak bilinen bölgeye çeşitli aralıklarla göç ettirildi. İşte bu projenin acısını Batı Azerbaycan’da bulunan yüzbinlerce müslüman çekmek zorunda kaldı. Çünkü bölgeye göç ettirilen Hristiyan Ermeniler onları oraya getirenlerin cesaretlendirmeleri ile yerli Müslümanları göçe zorladılar. Aslında Hitler’in Lebensraum’u kanlı faşist liderden çok önce 19. yüzyılın ortalarından başlayarak 20. yüzyıl boyunca devam ettirildi.
***
Rus tarihçi Nikolai Nikolaevich Shavrov bir araştırmasında şu ifadelere yer vermektedir: “20. yüzyılın başında 1.300.000’den fazla Ermeni Transkafkasya’ya yerleştirildi, onların 1 milyondan fazlası bölgenin yerlisi değildi, bizim (Rusya) tarafımızdan yerleştirildi.”
Alexander Sergeyevich Griboyedov Çar Rusyası’nın Tahran’da Büyükelçisi olarak çalıştığı dönemde kendi başkentine gönderdiği bilgilendirme belgelerinde İran’da bulunan Ermenilerin Azerbaycan topraklarına göç ettirilerek bölgede bir Hıristiyan devletinin kurulmasını ısrarla tavsiye etmekte idi. Rus İmparatoru I. Nicholas’ın 21 Mart 1828 tarihli fermanı Azerbaycan’a getirilen Ermeniler’e yurt belirlemenin ilk adımları ile ilgilidir.
Amerikalı ünlü tarihçi Justin A. McCarthy’nin konu ile ilgili bilimsel çalışmaları Ermenilere vatan ve devlet yaratılması sürecinin sanki bir laboratuvar çalışması ile nasıl gerçekleştirildiğini gün yüzüne çıkarmaktadır.
Şimdiki Ermenistan’ın başkenti yapılan İrevan şehrinin tarihi ile ilgili önemli çalışmalara imza atmış Rus tarihçi Stepan Pavlovich Zelinsky Müslüman Azerbaycan halkının yaşadığı bölgelere Hıristiyan Ermenilerin göç ettirilmeleri ile ilgili gerçekleri doğrulamaktadır.
Tüm bu gerçeklerle ilgili olarak tarihsel Azerbaycan kaynaklarını bilinçli bir şekilde örnek olarak göstermiyorum. Azerbaycan topraklarında Ermenistan isimli yapay bir devletin yaratılması gerçeği ile ilgili Azerbaycan tezlerinin yabancı kaynaklar tarafından da doğrulandığının görülmesi açısından bu son derece önemlidir.
Çok ilginçtir ki, Çar Rusyası’nın projeleri SSCB yönetimi tarafından kesintiye uğratılmadan iştiyakla devam ettirildi. Şimdiki Ermenistan bölgesinden Müslüman Azerbaycan halkı ağırlıklı olarak SSCB öncesinde 1905-1906, 1918-1920 ve SSCB sonrasında 1948-1953, 1988-1991 yıllarında şimdiki Azerbaycan Cumhuriyeti’nin farklı bölgelerine yerleştirilmek üzere göçe zorlandılar. Kanlı göç politikalarının “doğal” devamı olarak yerleşim birimlerinin, ırmakların, nehirlerin, göllerin, ormanların vs. Azerbaycan’a has isimleri hızlı bir şekilde değiştiriliyor, mezarlıklar, camiler, tarihi mekan ve binalar yok ediliyordu. Ermeni ulus-devleti inşa süreci böylesine bir vandallığı gerektiriyordu.
KİLİT KORİDOR ZENGEZUR
1920 yılında Moskova’nın talimatları ile Azerbaycan SSC Komünist Partisi Merkez Bürosu ve Rusya Komünist Partisi Kafkasya Bürosu’nun aldığı karar doğrultusunda Azerbaycan’ın Zengezur bölgesi Ermenistan’a birleştirildi. Yani yeni bir devletin coğrafi inşa süreci böylece tamamlandı.
Ayrıca bir diğer önemli husus da şu ki, şimdiki Ermenistan`ın yerli halkı Müslüman Azerbaycanlılar için hayat, Moskova ve Ermenistan SSC’nin çeşitli devlet politikaları sonucunda da yaşanmaz duruma düşürülmüştü. Yükseköğretim kurumlarına kabul edilmeyen Müslüman Azerbaycanlılar’ın Azerbaycan SSC’nin eğitim kurumlarına yönlendirilmesi ve teşvik edilmesi gerçekleri çok iyi hatırlanmakta. Eğitim sonrası iş olanakları hususunda da Azerbaycanlılar devlet eliyle yaratılmış engellerle karşılaşmakta idi.
Her yıl 20 Haziran’da dünya, vatanından kaçmak zorunda kalan insanlara değer verdiğini göstermek adına Dünya Mülteciler Günü’nü kutluyor. Dünya Mülteciler Günü, Birleşmiş Milletler tarafından dünyanın dört bir yanındaki mülteciler adına belirlenmiş uluslararası bir gün.
1989 yılında Azerbaycan Mülteci Derneği isimli bir sivil toplum kuruluşu oluşturuldu. Vatanından kovulmuş yüz binlerce insanın ortak acısını dile getirmek, son 150 yıl süresince onların temel insan haklarının çiğnendiği gerçeğini dünyaya duyurmak, sorunlarına çözüm aramak adına demokratik sivil bir oluşum. Azerbaycan Mülteci Derneği 2022 yılında Batı Azerbaycan Topluluğu olarak yeniden örgütlenerek daha da etkinleşti. Topluluk, uluslararası hukuk çerçevesinde bu yılın Ocak ayında Geri Dönüş Konsepti`ni ilan etmiştir. Bu çerçevede BM, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, Avrupa Parlamentosu, UNESCO, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği gibi uluslararası kurumlarla ilişkiler kurulmuştur.
ANA YURDA DÖNÜŞ BİR İNSAN HAKKIDIR
Batı Azerbaycan Topluluğu’nun kuruluş amacı ve faaliyetleri İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi çerçevesindedir. Uluslararası hukuka aykırı faaliyetlerden dolayı onlar için oluşturulmuş mağduriyetlerin giderilmesi çağrısı ve amacı Topluluğun temel misyonudur. Ana yurtlarına barış içinde ve onurlu bir şekilde dönebilmek, kutsal mekanları ve yakınlarının mezarlarından geri kalanları ziyaret edebilmek en temel insan haklarıdır. Ait oldukları topraklara geri dönmek, orada yaşamak ve Ermenistan toplumuna entegre olmak kötü bir şey değildir, Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti’nin desteklemesi gereken bir girişimdir. Monoetniklikten kurtulmak Ermenistan’a sadece ve sadece büyük faydalar sağlayacaktır. Ne yazık ki, Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti’nin Azerbaycan’ın Karabağ bölgesinde yaşayan kimin elinde esir tutuldukları çok açık olan Ermeni kökenli vatandaşlara entegrasyon çağrılarına benzer yaklaşımı Ermenistan Cumhuriyeti Hükümeti’nden Azerbaycanlılara karşı göremiyoruz.
Bu yazıda yer alan fikirler yazara aittir. TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı (TÜHA)’nın bakış açısını yansıtmayabilir.