Analiz: Katar’ın 2008’de duyurduğu ‘2030 Ulusal Vizyonu’

TÜHA HABER / SETA bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı, Ekonomi Araştırmacı Şerif Dilek ‘Katar Yatırımları ve Türkiye’nin Yeri’ başlıklı bir analizin ‘Giriş’ bölümünde de önemli bilgiler aktardı.
Araştırmacı Şerif Dilek, Körfezin doğal gaz zengini konumundaki Katar’ın sahip olduğu finansal birikimi yoluyla yurt dışında önemli yatırımlar gerçekleştirdiğinin altını çizerek, Katar’ın 2008’de duyurduğu “2030 Ulusal Vizyonu” çerçevesinde ülke ekonomisini çeşitlendirmek ve hidrokarbona bağımlı olmaktan çıkartıp bilgiekonomiye geçiş yapmak hedefiyle son yıllarda yatırımlarına hız verdiğini açıkladı.
Şerif Dilek, Katar’ın coğrafi olarak küçük bir ülke olmakla birlikte bir taraftan da küresel piyasalarda ses getiren büyük bir ulusal varlık fonunun sahibi olarak bugün dünyanın en önemli borsalarında, en büyük otomotiv şirketlerinde ve finans kuruluşlarında hisseleri bulunan dev bir yatırımcı ülkesi olduğunu hatırlattı.
Katar’ın dünyaca ünlü futbol kulüplerini, lüks otel, moda ve mağaza zincirlerini bünyesine katarak adından sıkça söz ettirdiğine vurgu yapan Şerif Dilek, “Öyle ki dünyanın LNG ihracatında lider konumda olan Katar’dan sermaye ve yatırım çekmek amacıyla Batılı ülkeler stratejik iş birlikleri yoluyla ilişkilerini derinleştirmekte birbirleriyle adeta rekabet etmektedirler” dedi.
Araştırmacı Şerif Dilek, Dünyanın en büyük on birinci ulusal varlık fonuna sahip olan Katar’ın halihazırda ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa’da devasa boyutlarda yatırım ve satın almalar gerçekleştirmiş durumda olduğunun altını çizdi.
Küresel yatırımlarda önemli bir potansiyele sahip olan Katar’ın Türkiye ile kurduğu dostane siyasi ilişkilerin, meyvesini ekonomik alanda göstermeye başladığının altını çizen Şerif Dilek, Türkiye ve Katar arasında bugüne kadar altı kez yapılan Yüksek Stratejik Komite Toplantıları sonucunda 62 anlaşma ve altı ortak bildiri imzalandığını açıkladı.
Şerif Dilek, “Son olarak iki ülke lideri arasında gerçekleşen görüşmede başta Borsa İstanbul’un hisse devri olmak üzere farklı alanlarda 10 anlaşma imzalanmıştır” ifadesini kullandı.
“Söz konusu görüşmenin akabinde açıklanan iş birliği anlaşmaları Türkiye kamuoyunun bir kesimi tarafından son tahlilde “Arap sermayesi kötüdür” anlayışıyla eleştiriye tabi tutulmaktadır” diye konuşan Araştırmacı Şerif Dilek,. “Oysa hepimizin de on yıllardır şahitlik ettiği bir gerçek olarak tarihsel açıdan Batılı ülkelerden gelen sıcak paranın Türkiye ekonomisindeki kırılganlığı gideremediği bilinen bir husustur. Sırf bu sebeple bile ülkeye giriş yapan sermayenin çeşitlendirilmesi amacıyla farklı ülkelerden yatırım çekme stratejisinin genişletilerek sürdürülmesinin elzem olduğu aşikar” olduğunu söyledi.
Şerif Dilek, “Aksi tutumların ise “ideolojik saplantılar”ın yansıması olduğu rahatlıkla ifade edilmelidir. Katar’ın Türkiye ilgisi son yıllarda artmakla birlikte Batılı ülkeler ile kıyaslandığında Türkiye’nin halen Katar’dan çok sınırlı miktarda yatırım çektiği de unutulmamalıdır” dedi.
Katar’ın bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de teknolojiden yatırıma, eğitimden spora, ekonomik, sosyokültürel ve sportif alanlarda çok ciddi yatırımlar gerçekleştirme potansiyeli taşıdığını ifade eden Araştırmacı Şerif Dilek, 2022 Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak olmasından dolayı devasa miktarlarda altyapı ve proje yatırımlarına girişen Katar’ın özellikle Türk şirketlerini bu projelere dahil etmiş olduğunu hatırlatmak gerektiğini, Türkiye’nin de ortak tarihi geçmişi ve güçlü dostluk bağları olan Katar ile siyasi, ekonomik ve güvenlik alanlarında iş birliğini güçlendirmek için çeşitli girişimlerde bulunduğuna işaret etti.
Şerif Dilek, Katar’ın finansal birikimi sonucunda hızlanan yurt dışı yatırımları ve gerçekleşen yatırımlarda Türkiye’nin yeri konusunun bu çalışmanın çıkış noktasını oluşturduğunu kaydetti. (devam edecek)
***
Şerif Dilek & SETA Araştırmacı, Ekonomi Araştırmaları, İstanbul
[TÜHA Haber Ajansı, 28 Aralık 2020]