Analiz: Rusya-Ukrayna Savaşının Bir Yılı’nda Roket ve Füze Kullanımı
Hasan Kalyoncu Üniversitesi öğretim üyesi ve SETA bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Araştırmacısı Murat ASLAN, Rusya-Ukrayna Savaşının Bir Yılı dolayısıyla yapmış olduğu Analizinde, savaş uzadıkça savaşın sonuçlarının olumsuz yönleriyle kendini hissettirdiğine dikkat çekiyor.
Murat ASLAN, tarafların zafer umudunun savaşı beslerken Batılı ülkeler ile Rusya arasında Ukrayna’nın bir mücadele alanı haline dönüştüğünün altını çizerek, mevcut gidişatın ise savaşın beklenenden daha uzun süreceğini ve insani bağlamda maliyetin artacağı emarelerini verdiğini dile getiriyor.
Bu analizde savaşın ilk yılında Rusya ve Ukrayna odaklı bir askeri analiz yapılarak bahis konusu maliyetinin ortaya konduğunu belirten Araştırmacı Murat ASLAN, öte yandan savaşın sosyal, ekonomik ve insani gibi diğer maliyetlerinin ölçülmesine yönelik ilave analizlerin gerekli olduğunu da belirtmek gerektiğini söylüyor.
Murat ASLAN, bu analizde Rusya-Ukrayna savaşının askeri boyutuna yönelik bir değerlendirme yapıldığını ve bu kapsamda tarafların mevcut askeri görünümün değerlendirildiğini açıklıyor.
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Araştırmacısı Murat ASLAN, bugün de Analizinde ‘Rusya-Ukrayna Savaşının Bir Yılı’nda Roket ve Füze Kullanımı‘ konusuna değiniyor:
ROKET VE FÜZE KULLANIMI
Rusya taktik, operatif ve stratejik füze sistemlerini cezalandırmak ve Ukrayna’nın altyapısını tahrip etmek için kullanmaktadır. Böylece
Ukrayna’nın savaşı idame etme kapasitesi yok edilmek istenmektedir. Ancak Rusya roket ve füzelerle oluşturduğu etkiyi kara unsurlarıyla
taçlandıramamıştır.
Ukrayna’nın ulaştırma hatlarını ve şehirlerindeki altyapıyı hedef alan roket ve füze saldırıları sivil zayiatı artırmış, elektrik şebekesini tahrip etmiş ve ikmal konvoylarının hareket serbestisini kısıtlamıştır. Bu çerçevede Rusya’nın Ocak ortalarına kadar geçen sürede her iki haftada bir anlık ve yoğun füze saldırısı düzenlediği görülmüştür. Ancak söz konusu saldırılar askeri bağlamda kesin üstünlük sağlayacak nitelikte değildir.
Kyiv Independent’ın Ukrayna Savunma Bakanlığına dayandırarak yayımladığı rapor haberde Rusya’nın 18 Kasım 2022 itibarıyla kullandığı ve stoklarında halen mevcut güdümlü füze miktarı (tahmini) paylaşılmıştır.
Aynı haberde Rusya’nın yoğun roket ve füze saldırıları nedeniyle sarf ettiği roket ve füze sistemlerini ikmalde ve yeniden üretmekte güçlükler yaşadığı da belirtilmiştir. Ukrayna Savunma Bakanı Oleksii Reznikov’a göre Rusya’nın toplam 900 olan İskender füzesinin sayısı 119’a düşerken savaşın başından itibaren ürettiği İskender füzesi sayısı ise 48 olmuştur.
Rusya’nın roket ve füze sarfının mevcut kullanım paterni devam ettiği takdirde operatif füze sistemlerini önümüzdeki yıl tüketebileceği ve bu durumda stratejik füzelerini kullanmaya başlayabileceği ifade edilebilir.
Öte yandan Rusya’nın taktik nükleer füze kullanma olasılığı gündemi meşgul ederken bu seçeneğin olabilirliğinin ise ayrıca irdelenmesi gerekmektedir.
NÜKLEER SİLAH KULLANIMI BEKLENTİSİ
Rus doktrinine göre nükleer silah toplu hedef teşkil eden kıtalara veya kritik tesislere karşı kullanılabilmektedir. Rusya’nın nükleer silah
kullanımında diğer ülkelerin tepkisi nedeniyle belirgin ölçütleri ön plana çıkartması beklenmelidir. Bu çerçevede savaşın Rus topraklarına
aktarılması, Kırım gibi manevi ve jeostratejik önemi olan bölgelerin kaybedilmesi riski ve sonuçta köşeye sıkışıp Ukrayna’da var olma ile yok olma arasında kalma gibi kritik karar noktaları nükleer silah kullanımında siyasi kararları şekillendirebilecektir.
Ayrıca Rusya lideri Vladimir Putin’in ruh halinin ve Rus kamuoyunun savaşa karşı tutumunun dikkate alınması gerekmektedir. Putin’in nükleer silahı işaret eden ve caydırıcılık karinesinden uzaklaşan beyanları böyle bir riski haber vermektedir.
Bu kapsamda Moskova yönetiminin nükleer başlık üretimini sınırlayan ve denetlenmesini sağlayan antlaşmalardan çekilmesi nükleer
kaygıları hareketlendirmiştir.
UKRAYNA’YA BATI DESTEĞİ
Rusya’nın genel durumuna karşı Ukrayna Batılı ülkelerin desteğine endeksli bir askeri harekat icra etmektedir. Bu nedenle Batılı ülkelerin niyeti Ukrayna’da belirleyici bir hal almıştır. Batı ve özellikle Doğu Avrupa ülkeleri bir yandan Ukrayna’yı tampon bölge olarak algılamakta diğer yandan ise Rusya’yı doğrudan karşılarına alacak bir eyleme girişmemektedir.
Diğer bir ifadeyle Rusya’ya uzun bir yıpratma savaşında direnebilecek kadar güçlü ancak Rus topraklarına nüfuz edemeyecek kadar sınırlı bir destek stratejisi benimsenmiştir. Örnek vermek gerekirse Ukrayna’ya HIMARS çok namlulu roket sisteminin lazer güdümlü akıllı mühimmatı temin edilmiş, böylece operatif ve stratejik hedeflere nüfuz edebilme imkanı sağlanmıştır.12 Ancak silah sisteminin 80 kilometrelik menzilli mühimmatı tedarik edilirken daha uzun menzile erişebilen mühimmat ise verilmemiştir.
Öte yandan eski Doğu bloku yeni NATO üyelerinin envanterlerindeki eski Rus silah sistemlerinin Ukrayna’ya devri sağlanmıştır. Böylece en az eğitim ve doktrinel dönüşüm ihtiyacıyla cephedeki savaş desteklenebilmiştir. Ayrıca savaşlarda en etkin tedarik zincirinin hasımdan ele geçirilen malzeme olduğu dikkate alındığında Ukrayna ele geçirdiği Rusaraçlarını tekrar kullanılabilir hale dönüştürmeye başlamıştır.13
Halen devam eden Batı yardımlarının savaşın gidişatına etkisini görmek bağlamında bir değerlendirme yapmak faydalı olabilecektir.
KIEL Enstitüsü’nün yapmış olduğu istatistiki analizde ABD’nin Ukrayna’ya savaşın başından 6 Mart 2023’e kadar 73,177 milyar avro yardımda bulunurken yapılan insani yardımlarının 3,724; mali yardımlarının 25,114; askeri yardımlarının 44,338 milyar avro düzeyinde
gerçekleştiği görülmektedir.
AB’nin ise 54,9 milyar avro yardımda bulunduğu ancak yardımların daha çok mali destek şeklinde gerçekleştiği görülmektedir. Buna binaen ABD askeri yardıma ağırlık verirken AB ise daha çok mali destek sağlamaktadır. Muhtemelen AB’nin bu tercihinin nedeni Rusya ile restleşme kaygısı ve Birlik üyesi ülkelerin askeri kapasitelerinin bir meydan okumaya karşı koyamayacak kadar ihmal edilmiş olmasıdır.
Öte yandan Ukrayna’ya bazı kritik silah sistemleriyle tank sevkiyatı yapılmasında Avrupa ülkelerinde hareketlenme olduğu görülmüştür. Leopard tankları konusunda cesur davranan Batılılar savaş uçağı sağlanması hususunda ise tereddüt etmiştir. (devam edecek-Analiz: Rusya-Ukrayna Savaşının Bir Yılı’nda Harekat Seyri)