Asgari Ücretliler: ‘‘Geçinemiyoruz”
TÜHA HABER / Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2021 yılı için belirlenen asgari ücreti 2 bin 825 lira 90 kuruş olarak açıkladı. İşçi konfederasyonları açıklanan rakama tepki gösterirken, VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan asgari ücretliler de açıklanan zam oranını tatmin edici bulmadıklarını söyledi.
Özcan Durmuş, Avcılar’da yaşayan işsiz bir garson.
Yıllardır restoranlarda çalışıyor. Pandemi sürecinde çalıştığı yer kapanınca aylardır 1.170 lira kısa çalışma ödeneği alarak evde oturuyor. Elde ettiği gelirin ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olması her geçen ay durumunu da zor hale getiriyor.
İki çocuğu olan Durmuş, bugün açıklanan ve 2021 yılı için asgari ücreti 2 bin 826 lira olarak belirleyen kararın da kendisi ve tüm düşük gelirliler için umut verici olmadığını söylüyor.
Asgari Ücret 2 Bin 825 TL Olarak Belirlendi
‘‘Nasıl geçineceğiz, bilmiyorum’’
İşsiz garson, ‘‘Asgari ücretin en az 3 bin 500 olması lazımdı. Beklentimiz oydu. Maalesef kendileri dört maaş alıyor, arkadaşlar ama bize geldiği zaman, ‘asgari ücretle geçin’, ‘kuru ekmekle geçin’ diyorlar. Yapacak bir şey de yok ne yapalım? Şu an çalışmıyorum. Bin 170 lira ile geçinmeye çalışıyorum. Nasıl geçineceğiz, bilmiyorum. Evin kirası, evin doğalgazı, elektriği, suyu, çocukların masrafı. İşler yeniden başlamazsa sürünmeye devam böyle’’ diyor.
‘‘Geleceği nasıl görüyorsunuz?’’ sorusunu duyunca yüzü iyice asılıyor ve ‘‘Geleceği görmüyorum. Hiç görmüyorum. Hiçbir umudumuz yok. ‘Karnımız doysun yeter’, diyoruz. ‘Çocuğumuzu muhtaç etmeyelim yeter’, diyoruz. Gidişat hiç iyi değil, çok kötü’’ diye yanıt veriyor.
Kiminle konuşsak yanıt hep aynı. Bekar ve çocuksuz çalışan için net 2.826 lira, evli ve üç çocuklu çalışan için 3.014 lira olarak açıklana 2021 yılı asgari ücreti, herkes tarafından yetersiz bulunuyor.
Öztürk: ‘‘Pandemi değil yoksulluk öldürecek’’
Emekli Ayşe Öztürk kendisinin evi olduğu için nispeten iyi durumda olduğunu söylerken kirada oturan iki çocuk sahibi oğlu gibilerin durumuna üzülüyor.
Öztürk, ‘‘Kesinlikle yeterli bulmuyorum. Bir insan empatiyle bakıp karşıdaki insanı düşünmeli. Bu kadar parayla bir insanın hem kira verip hem çocuğunu okutması gerekiyor. Gerçekten insanın vicdanı sızlıyor. Bugün Türkiye’ye baktığım zaman hiç kimsenin yüzü gülmüyor. Tamam evimiz kira değil ama etrafa baktığı zaman o da seni çok üzüyor. Bu hırsızlık, bu vahşet, bu insanların birbirine kötü davranışları hepsi yokluktan geliyor. Kesinlikle yokluktan geliyor. İnsanlar parasızlıktan cinnet geçiriyor. Yetkililerin bunu görüp düzeltmesi lazım. Bugün Avcılar’da kiralar 1900-2000 lira. Kalan parayla, evini mi geçindirsin çocuğunu mu okutsun? Bakın insanlar sokaklarda, koskoca insan para istiyor. Bundan sonra ruhsal rahatsızlık daha çok başlayacak. Pandemi değil yoksulluk öldürecek. Bence asgari ücretin en azından 3500-400 olması lazım’’ dedi.
‘‘Pazardan millet artık topluyor’’
Umut Demirci de asgari ücretli çalışanlardan. Ne medyanın ne de siyasetçilerin gerçekleri gösterdiğini söyleyen Demirci, yoksul insanların pazarlarda ve süpermarketlerde çıkma sebze meyve aldığını söylüyor.
Umut Demirci, ‘‘Bu ülkeyi yönetenler de biliyorlar. Bir insanın, bir ailenin bu asgari ücretle geçinmesine imkan yok. Kira en varoşta bile bin liradan başlıyor. Kaldı adama 1800 lira. Yapsın bu ülkeyi yönetenler hesabı. Geçmişteki yönetimlerden de bahsediyorum. Hep bu rakamlar bu insanlara layık görüldü, reva görüldü. Gelsinler onlar yapsınlar hesabı kitabı bize. Halkın geçinmesine imkan yok. Borçla harçla yoklukla insanlar günü geçiriyor, ay sonunu getiriyor. Gırtlağına kadar borca batmış durumda bu halkın gerçeği. Gelsinler vatandaşın halini görsünler. Ben halkın içindeyim, halkın göbeğindeyim. İnan geçinemiyorlar. Pazardan millet artık topluyor. Çıkma sebze, çıkma meyve satılıyor. Bu ülkeyi yönetenlerin çok büyük ayıbıdır. Halka bunu reva görüyorlar. Kendileri saltanat sürüyor’’ dedi.
Demirci’ye göre, dört kişilik bir ailenin geçinmesi için bir ayda ellerine 5 bin lira geçmesi gerekiyor: ‘‘Ben eşitlikten yanayım. Benim çocuğumun da Anadolu’daki bir çocuğun da eşit beslenmesinden yanayım. Beslenme, artık bunu konuşur duruma geldik. İnsan et-met yiyemiyor. Gerçekten yiyemiyor. Et-met almak gerçekten çok zor. Salam sucuğu vitrinlerde görüyor alamıyor insanlar. Açlık sınırını devletin bir kurumu belirliyor. Asgari ücretin açlık sınırının altında olmaması lazım. Akıl var mantık var. Şu an öyle söyleyeyim 4 kişilik bir ailenin 5 bin lira alması lazım.’’
Yanardağ: ‘‘Asgari ücret yetersiz ama Türkiye kıskaca alınmak isteniyor’’
Özel sektör çalışanı Vedat Yanardağ da asgari ücret artışını düşük bulmakla birlikte hem işverenin de zor durumda olduğunu hem de Türkiye’nin kıskaç altına alınmak istendiğini düşünüyor.
Yanardağ, ‘‘Şu anki asgari ücret bence yetersiz. Düşük şu an. Bizim gibi insanlar; asgarinin üstünde alanlar var, tamam. 3 bin, 4 bin, 6 bin alanlar var. Ama bugün baktığın zaman ülkemizin yüzde 30-40’lık kesimi asgari ücrete talim (ediyor). 3 bin 500 ideal bir rakam. Pandemi süreci, işlerin düşmesi, mekanların kapanması işsizlik oranı o da ortada. Herkes şikayetçi. Rahatsız olanlar, işsiz kalanlar var. İşverene de hak veriyorsun. İş yok. Adam kapalı olduğu halde kimseye maaş vermek zorunda değil. Yanında çalışan beş, on kişi var. Onların maaşını nasıl verecek? Kaç ay cepten verebilir? Çok şükür devletimiz başta, işini de layığıyla yapıyor; Sağlık Bakanımız olsun, Reisicumhurumuz olsun… Türkiye kıskaca alınmaya çalışıyor, inşallah iyi olacak’’ dedi.
Üstün: “Yeni zamlarla asgari ücretteki artış işlevsiz kalacak”
Kamuda çalışan Bayram Ünsal, asgari ücretteki artışın ihtiyaçları karşılamaktan uzak olduğunu söylerken emekli Mediha Üstün ise yılbaşından sonra yapılması muhtemel zamlarla 2021 ilk ayında yapılan asgari ücret artışının işlevsiz kalacağını düşünüyor.
HABER : Hilmi HACALOĞLU & İstanbul
[TÜHA Haber Ajansı, 29 Aralık 2020]