Atatürk’ün vefatının hemen ardından, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü

Millî Mücadele döneminde önemli görevler üstlendi, Mustafa Kemal Paşa’nın en yakınındaki isimlerin başındaydı. Lozan’da temsilciydi. Cumhuriyet’in de ilk başbakanı oldu. İnönü’yü okumak, Türkiye’nin ilk 50 yıllık tarihini okumak demektir.
-Doç. Dr. Süleyman Âşık-
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
İzmir Bakırçay Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü’nde öğretim üyesi Doç. Dr. Süleyman AŞIK, kaleme aldığı “Cumhuriyet’in ikinci adamı : İsmet İnönü” başlıklı yazısında, Mustafa İsmet İnönü, Türk siyasi hayatında üzerinde eleştiri ve beğenilerin yoğun olduğu isimlerden biri olduğuna dikkat çekti.
Atatürk’ün vefatının hemen ardından, sadece bir gün sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci cumhurbaşkanı seçilen İsmet İnönü 1938’deki CHP kongresinde “Millî Şef” ünvanını almıştı. İnönü için on iki yıllık Cumhurbaşkanlığı dönemini özetleyen iki anahtar kelimeden söz edebiliriz: II. Dünya Savaşı ve çok partili siyasi hayata geçiş. Bu dönemi için ayrıca “otoriterlikten demokratlığa geçiş” değerlendirmesi de yapılabilir.
İnönü liderliğinde savaş dönemini “denge oyunu”[16] stratejisi ile fiili savaşa girmeden geçiren Türkiye büyük bir badire atlatmıştı. Belki de İnönü üzerinde mutabakata varılan konuların başında “savaş dışı kalma” politikası gelmektedir. Savaş sonrası Türkiye’yi Batılı demokratik ülkeler safında konumlandıran İnönü için yeni görev, çok partili siyasi hayata geçişi sağlamaktı. Tabii bu dönemde şartlar gereği ABD ile kurulan yakın ilişkiler ve sağlanan finansman desteklerini bu siyasi hayattaki değişimle de bağdaştırmak yanlış olmaz.
CHP’de hizip istemeyen İnönü bu yeni dönemde kendi yol arkadaşlarının kurduğu Demokrat Parti (DP) ile belki de çetin bir mücadeleye gireceğinden habersizdi. 1950 yılında yapılan genel seçimi DP’nin kazanması İnönü için sürpriz olsa da bu ihtimali çok da uzak görmediği söylenebilir.[17] Ancak İnönü için yıllardır sürdürdüğü siyasetteki tek adam olma pozisyonunu kaybedişinin kolay bir ruh hali olmadığını tahmin etmek de güç değil!
Muhalefet Lideri İsmet İnönü
Hayatında ilk kez muhalefet lideri olma duygusunu yaşamaya başlayan İsmet İnönü bunun getirdiği sarsıntıyı kısa sürede atmıştı. Bu dönem bir “düello”ya giriştiği Başbakan Adnan Menderes’i yıpratmıştı. Bir keresinde kendisiyle ilgili, “İsmet İnönü’nün ölüsü, dirisinden çok kuvvetlidir”[18] demişti.
İktidarın eylem ve söylemleri üzerine sertçe giden İsmet İnönü özellikle 1957’den sonra muhalefetinin dozunu artırmıştı. Çünkü DP için göstergeler iyi seyretmemekteydi. Bu dönemdeki en keskin ve tarihin şekillenmesinde etkili olan tenkitlerini 27 Mayıs 1960 Askerî Darbesi’nden kısa bir süre önce Meclis’te dile getirecekti. DP’nin Tahkikat Komisyonu[19] kurulması yönünde Meclis’te yapılan görüşmelerde kürsüye çıkan İnönü ülkede bir “dehşet idaresi” kurulacak derken, asıl bomba etkisi yapacak sözü şöyle diyecekti: “(…) Biz böyle bir ihtilâl içinde bulunmayız, bulunamayız. Böyle bir ihtilâl dışımızda, bizimle münasebeti olmayanlar tarafından yapılacaktır. Bu yolda devam ederseniz, ben de sizi kurtaramam.”[20]
Bu keskin ifadeler darbe için son hazırlıklarını yapan cuntacı ordu mensupları tarafından eylemlerine “yeşil ışık”[21] olarak değerlendirilecekti. Cumhurbaşkanı Celal Bayar da bu sözlerin darbeye “zemin” hazırladığını söylemişti.[22] İnönü’nün damadı Metin Toker de darbeye giden süreçle ilgili şu çarpıcı ifadeleri kullanır: “Eğer o günler İsmet Paşa’ya, ‘DP diktası mı, ihtilal mi?’ diye sorulacak olsaydı ve İsmet Paşa buna serbestçe yanıt verebilseydi ‘ihtilal’ derdi. İhtilalciler bundan haberdar oldular.”[23] Karaosmanoğlu da “İsmet Paşa’nın bizzat kendisi dahi, Meclis’teki ve Meclis dışındaki sert sözleri, kırıcı davranışlarıyla, doğrudan doğruya ihtilali değilse bile bir ihtilal ortamı hazırlamakta olduğunu biliyor muydu?”[24] diyerek, bu toz duman ortamda adeta yangına körükle gittiğini ifade etmekteydi.
Dolayısıyla, 1946’da demokratik siyasi hayata geçişin kilidini açan İsmet İnönü’nün muhalefet lideri olduğu dönemde, Menderes’in de mutlak hataları olmakla birlikte, konumunu çok iyi benimseyemediği söylenebilir. Üst üste girdiği üç seçimi kaybetmesi İnönü gibi tarihî bir şahsiyeti açıktır ki, sarsmıştır.
Bu ortamda gerçekleşen darbede lider konumundaki Org. Cemal Gürsel’in 28 Mayıs günü telefonla aradığı İnönü’ye söylediği şu sözler o günlerin anlaşılmasına yardımcı olacak mahiyettedir: “(…) Emirleriniz bizim için daima peygamber buyruğudur, sayın Paşam…” İnönü’nün cevabı da ilgi çekicidir: “Memleket ve millet için hayırlı bir iş yaptınız. Büyük bir iş yaptınız. Mutlu ve uğurlu olmasını dilerim.”[25]
1960’tan sonra eski siyasi gücü giderek azalan İnönü artık Türk siyasetinde yön tayin edici özelliğini büyük ölçüde yitirmiş, siyasi hayatı 1972’de CHP içinde Bülent Ecevit ile girdiği mücadeleyi kaybetmesiyle son bulmuştu. Ancak bu durum onun Cumhuriyet’in ilk 50 yıllık tarih yazımındaki önemini azaltmaz. Aksine, İnönü’yü okumak, Türkiye’nin ilk 50 yıllık tarihini okumak demektir. Dolayısıyla, İnönü’yü tarihteki yerine oturtmak kolay olmamakla birlikte hem büyük bir sorumluluk gerektirmekte hem de Cumhuriyet’in ilk yıllarını anlamak için şarttır.
Bu yazı ilk kez 25 Aralık 2024’te yayımlanmıştır.
[16] Selim Deringil, Denge Oyunu, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 4. Baskı, İstanbul 2009.
[17] Hakkı Uyar, Demokrat Parti İktidarında CHP 1950-1960, Doğan Kitap, İstanbul 2017.
[18] Metin Heper, İsmet İnönü, Çeviren: Sermet Yalçın, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2008.
[19] Komisyon, CHP’nin ve bir kısım basının yıkıcı faaliyetlerini araştırmak amacıyla kurulmuştur.
[20] TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: XI, Cilt: 18, İçtima: 8, Birleşim: 58, TBMM Matbaası, 18.IV.1960.
[21] Muhsin Batur, Anılar ve Görüşler Üç Dönemin Perde Arkası, Milliyet Yayınları, 3. Baskı, İstanbul 1985.
[22] Mehmet Saray, Celal Bayar’la Son Röportaj, Postiga Yayınları, İstanbul 2013.
[23] Metin Toker, Demokrasimizin İsmet Paşa’lı Yılları 1944-1973 Demokrasiden Darbeye 1957-1960, Bilgi Yayınevi, 2. Baskı, Ankara 1992.
[24] Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Politikada 45 Yıl, İletişim Yayınları, 10. Baskı, İstanbul 2021.
[25] Şevket Süreyya Aydemir, İkinci Adam, Cilt: 3, Remzi Kitabevi, 9. Baskı, Ankara 2011.