Avrupa’da Müslümanın adı yok
TÜHA HABER / SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın Avrupa Araştırmacı ve Sabah Gazetesi Yazarı Zeliha ELİAÇIK, kaleme aldığı ‘Avrupa’da Müslümanın adı yok’ başlıklıköşe yazısında, Almanya’nın Hanau şehrinde Alman bir teröristin iki nargile kafeye ‘Müslan düşmanı’ terör saldırısı olayına yer veriyor.
Zeliha ELİAÇIK, “Resmi açıklamalara göre saldırıda ölenlerin beşi Türk vatandaşı. Bu saldırılardan daha bir hafta önce Almanya’da camilere bombalı saldırı planları yapan bir örgüt ele geçirilmişti” diyor.
Saldırıdan bir gün sonra ise bu kez Londra’da bir Müslümanın camide bıçaklandığına da değinen Araştırmacı ELİAÇIK, Bu terör olaylarının Avrupa’daki İslam ve Türk düşmanlığının terör boyutuna ulaştığını göstermesi açısından önemli olduğunu ifade ediyor.
ELİAÇIK, “Üstelik son terör eylemini gerçekleştiren kişi asosyal ve eğitimsiz bir “dazlak” da değil. Çok iyi Almanca ve İngilizce bilen 43 yaşında iyi eğitimli bir iktisatçı. Peki bu gelişmeleri nasıl yorumlamalı?” diye soruyor.
“Avrupa’da yerleşik hakim düzene ve bu düzenin aktörlerine karşı her kesimden yükselen ciddi bir öfke var. Avrupa orta sınıfı can çekişiyor” diyen Zeliha ELİAÇIK, “Bu öfkeyi Müslümanlara kanalize eden aşırı sağ akım, bunu oya tahvil ediyor” diyor.
Araştırmacı ELİAÇIK, yerleşik düzenin aktörlerinin merkez siyasetin de bu durumdan rahatsız görünmediğini belirtiyor, Sağ/sol merkez siyasetini “ırkçlığı” aşırı sağcı ırkçı partilere fatura ederken oyları alabilmek için aşırıcıların Müslüman karşıtı söylemlerini sadece ödünç aldığını, Almanya’da ırkçılık cininin yeniden Müslüman karşıtı bir ruhla şişeden çıktığını ve kimsenin nasıl geri sokulacağını bilmediğine dikkat çekiyor.
Alman medyasında ve siyasetinin Müslümanların katledildiği terör saldırısına verdiği tepkilere bakıldığında dikkat çeken iki nokta bulunduğuna değinen ELİAÇIK, “Birincisi failin psikopat kişiliğini vurgulayarak yalnız kurt olduğu imajını oluşturmak. Böylelikle topluma ve kurumlara sirayet eden Müslüman düşmanlığının üzeri örtülmek isteniyor. Oysa failin bir psikopat olduğu kabul edilse bile bu yalnız kurtların neler yapabileceğini Hitler açıkça gösterdi. Avrupa’daki Müslüman karşıtı havaysa bu yalnız kurtların neden şimdi eyleme geçtiğini de açıklar mahiyette” olduğunun altını çiziyor.
Türklerin adı yok
Zeliha ELİAÇIK, diğer yandan Alman medyası ve siyasetinin saldırının herhangi bir yabancı gruba yapılmış gibi öldürülen Kürtlerin ve Türklerin adını anmamasının dikkat çekici olduğunu ifade ediyor.
“Öldürülen Kürt/Türk vatandaşlarımız haberlerde “göçmen kökenliler” olarak geçiştiriliyor” diyen Araştırmacı ELİAÇIK, Avrupa’da Müslüman karşıtı bir ırkçılık ve terör hareketi olduğu gerçeğinin adeta gözlerden kaçırılmak istendiğine vurgu yapıyor.
ELİAÇIK, Bu terör saldırısından sonra herkesin aşırı sağcı terörden bahsetmeye başladığını hatırlatıyor, ancak henüz hiç kimsenin Müslüman düşmanı ırkçılık veya Müslüman düşmanı terör demeye cesaret edemediğinin altını çiziyor.
İslam düşmanı söylem sağdan sola kadar tüm kesimleri ele geçirmiş durumda olduğunu açıklayan Araştırmacı Zeliha ELİAÇIK, “Halbuki saldırıyı yapan Alman-nazi terörist arkasında bıraktığı manifestoda bazı halkların az gelişmiş olduklarını ve yok edilmeleri gerektiğini söylüyor. Fail, Afrikalı ve Türkleri özellikle anarken Suriye, Fas ve Pakistan gibi halkı çoğunlukla Müslüman olan ülkeleri de hedef gösteriyor. Teröriste göre beyaz ırk diğer ırklardan üstün. Ne ilginçtir ki bu saldırıyı kınayan Alman Sosyal ve Hristiyan Demokratlar da benzer demeçlerde bulunuyor” şeklinde kaydediyor.
ELİAÇIK, kısa süre öncesine kadar SPD’de siyaset yapan Thilo Sarrazin Türklerin “şiddete meyilli ve aptal” oldukları söylemini ileri sürdüğünü belirterek, benzer şekilde İçişleri Bakanı Seehofer’ın da “İslam Almanya’ya ait değildir” ifadesini kullandığının altını çiziyor.
Seehofer ayrıca Almanya’da yaşayan Müslümanlara mevcut dini ve kültürel kimliklerinin kabul görmeyeceği mesajını vererek Alman İslamı oluşturmaları yönünde çağrıda bulunduğunu hatırlatan Araştırmacı ELİAÇIK, Irkçı teröristlerin, terör saldırılarıyla Türklerin/Müslümanların canlarına kast ederken, Alman ana akım siyaseti ve medyasıysa entegrasyon altında yürütülen asimilasyon siyasetiyle Türk ve Müslüman kimliğini dönüştürmeyi tartıştığını ve Avrupa’da ırkçılığın 21. yüzyılda etnik ırkçılıktan hedefte Müslümanların olduğu kültürel ırkçılığa doğru evrildiğine işaret ediyor.
Hanau cinayetleri yeni NSU olur mu?
Sabah Gazetesi Yazarı Zeliha ELİAÇIK, Almanya’da Müslüman karşıtı terörü AfD’ye fatura eden merkez siyasetin, tek yönlü kültürel uyum ve asimilasyon siyasetini değiştirmedikçe inandırıcı olmayacağını söylüyor.
“Merkez siyaset günah keçisi olarak AfD’yi işaret ediyor” diyen ELİAÇIK, ancak 8 Türkün öldürüldüğü NSU cinayetlerinin işlendiği dönemde bile AfD’in henüz kurulmadığına dikkat çekiyor.
Zeliha ELİAÇIK, şahitlerin birer birer öldüğünü, konuyu aydınlatan istihbarat belgesine 120 yıl erişim yasağı konulduğunu ve sadece üç kişinin ceza aldığı NSU davasında kamu vicdanını rahatlatan bir sonuç elde edilemediğine vurgu yapıyor.
Bunun da kurumsal ırkçılığın boyutlarını ortaya koyduğunu ifade eden ELİAÇIK, “Alman devleti içindeki Müslüman ve Türk düşmanı grupları tasfiye etmedikçe ırkçılıkla mücadelede başarılı olunamayacağı anlaşılıyor. Alman devleti ise yeni bir sınavla karşı karşıya. Alman makamlarının Hanau’daki terör saldırısına yönelik soruşturmadaki tavırları bu cinayetlerin yeni bir NSU olup olmayacağını belirleyecek” diyor.
ELİAÇIK, bunun yanı sıra Avrupa’daki Türklerin de Alman ana akım medyasının söylemlerini ödünç almak yerine kendi hikayesinin gerçeğini anlatacak söylemler üretmesi gerektini açıklıyor.
Açıkça Müslümanları hedef alan terör saldırısına aşırı sağ terör denilerek meselenin sulandırılmasına müsaade edilmemesi gerektiğini ifade eden Araştırmacı ELİAÇIK, “Aksine Müslüman düşmanı terör kavramının Almanya’da kabul görmesine gayret edilmeli. Nitekim Avrupa’da Yahudilere yönelik ırkçı saldırılar antisemitik olarak kategorize edilir. Müslümanları hedef alan saldırıların da aşırı sağcı terör olarak geçiştirilmesi kabul edilemez” olduğunu aktarıyor.
SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın Avrupa Araştırmacı ve Sabah Gazetesi Yazarı Zeliha ELİAÇIK, köşe yazısının son bölümünde şunlara yer veriyor:
“Eskiden Avrupa’da kurumsal yapı iyi Türk-kötü Türk; iyi Müslüman-kötü Müslüman ayrımına gidiyordu. Ancak Hanau’daki saldırı gösterdi ki yeni akım Müslüman düşmanı terör “Türk”, Kürt”, “Alevi Sünni”, “başörtülü başörtüsüz” “Erdoğan karşıtı-Erdoğancı” ayırt etmiyor. Avrupa’daki Türk kesimler bu gerçeği göz önünde bulundurarak artık birlik olmalı”.
HABER : Tuba Nur TÜRKELİ
***
Zeliha Eliaçık
Araştırmacı, Avrupa Araştırmaları, İstanbulİlk orta ve lise eğitimini Türkiye’de tamamladıktan sonra Almanya’da yabancı öğrenciler için üniversiteye hazırlık okulu “Studienkolleg”i birincilikle bitirdi. Ruhr Bochum Üniversitesi’nde Oryantalistik (Şarkiyat) ve Siyaset Bilimi bölümlerinden mezun olan Zeliha Eliaçık, “İsrail Devletinin Kuruluşundan Günümüze Yemen Yahudilerinin Sosyal ve Hukuki Statüleri” isimli saha çalışmasıyla aynı üniversitede yüksek lisansını tamamladı. Alman Akademik Değişim Servisi’nin (DAAD) burs ve teşvikleriyle Suriye, Yemen ve Ürdün’de beş yıl süreyle alan çalışmalarında ve akademik görevlerde bulundu. Son olarak Alman-Ürdün Üniversitesi’nde öğretim görevlisi ve kültür işleri sorumlusu olarak çalıştı. Eliaçık ağırlıklı olarak Şarkiyat (Oryantalistik), Müslüman ve Avrupa toplumlarında azınlıklar, Irkçılık ve Almanya’nın İslam siyaseti alanlarında çalışmalar yapmaktadır. SETA İstanbul Avrupa Araştırmaları Direktörlüğü’nde Araştırmacı olarak görev yapan Zeliha Eliaçık Almanca, İngilizce ve Arapça biliyor.
[TÜHA Haber Ajansı, 04 Mart 2020]