Bakanların Almanya ziyareti
TÜHA HABER / Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy ve Sağlık Bakanlığı Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Emine Alp Meşe ile bakanlıkların üst düzey bürokratlarının eşlik edeceği heyet Almanya’ya gitti.
YAZAR : Fehmi KÖFTEOĞLU
Ziyaretin amacı Almanya’nın mart ayından beri başka ülkelerle birlikte Türkiye’ye uyguladığı seyahat uyarısının kaldırılması.
Konuyla ilgili olarak bundan önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Almanya Şensölyesi (Başbakanı) Angela Merkel ile telefonla görüştü.
Arkasından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Alman mevkidaşı Heiko Maas ile yüz yüze görüşmesinde Türkiye’nin seyahat uyarısı listesinden çıkarılmasını istedi.
Cumhurbaşkanı ve Dışişleri bakanı görüşmelerden sonra yaptıkları açıklamalarda Almanya’nın bu konuda olumlu izlenim edindiklerini söyledi.
Günler geçti, Almanya’dan beklenenin tersine bir açıklama geldi.
Almanya, seyahat uyarısı yapılmış ülkeler listesindeki tarihi 31 Ağustos’a kadar uzattığını açıkladı.
Listede Türkiye de var.
Bunun üzerine Dışişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’ndan bir heyetin Almanya’ya gitmesine karar verildi.
Bakanlar ve onlara eşlik eden heyet Almanlara durumu anlatacaktı.
Görüşme talebi Almanya’ya iletildi, kabul edilip teyit edildi.
Bu sırada Der Spiegel Dergisi’nde ilginç bir haber çıktı.
Haberde Almanya’nın Türkiye ile ilgili seyahat uyarısını neden kaldırmadığına ilişkin şöyle deniyordu:
“Almanya Türkiye’de koronavirüs tedavisinde etkin maddesinde hidroksiklorokin olan sıtma ilacının kullanılması nedeniyle Türkiye’ye yönelik seyahat uyarısını kaldırmak istemiyor.”
İddia kadar haberin bakanların ziyareti öncesi çıkması, yani zamanlaması da dikkat çekiciydi.
Bu arada AB de üye ülke yurttaşlarının yurtdışına gidebilecekleri ülkelerden oluşan koridor açıkladı.
Bu listede de Türkiye yoktu.
Oysa bakan Mehmet Ersoy katıldığı bir televizyon programında bir hafta-10 gün içinde çok iyi şeyler olacağını söylüyordu.
Bakanların ziyareti, bu ve önceki açıklamalarla sektörde yaratılan olumlu beklenti ortamında yapılıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı görüşmeden bir gün önce yayınladığı genelge ile otellerde alınan koronavirüs önlemlerine eklemeler yaparak bu önlemlerin kapsamını daha da genişletti.
Bununla Almanya’ya gidilirken talep edilecek seyahat uyarısının kaldırılması için elini güçlendirmeyi düşündü.
Ama zor.
Çünkü iki ülke ilişkilerinde siyasal alanda görünenin dışında bir süreç yaşanıyor
Sorun Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca’nın dediği “yapılacak sunum ile çözülecek” sorun değil.
Zira Almanya’nın bu tutumu, sorunun nedeni sektörel, sağlık, güvenli seyahat vs. değil siyasidir.
Dolayısıyla nedeni görmeden ya da nedeni atlayarak sonuca bakmak sorunu çözmüyor.
Türkiye Almanya arasındaki siyasal ilişkiler görünürdeCumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir ara “Ey Merkel, Nazi kalıntıları” diye çıkışlar yaptığı dönemdeki gibi değil.
Ama görünmeyen, açıktan ifade edilmeyen diplomatik zeminde yürütülen halinin iyi olmadığı da bir gerçek.
Bunun da birçok nedeni var.
Bunlardan biri Türkiye’nin tümüyle haklı olduğu, ulusal çıkarlarının gereği olan Libya üzerinden Doğu Akdeniz’deki çıkışıdır.
Ama bir de, Türkiye’yi uluslararası alanda zor duruma düşürüp köşeye sıkıştırıp en yakın dostlarından bile uzaklaştırıp yalnızlaştıracak bir barolar yasasını değiştirme girişimi var ki bunu kimi, neden, hangi amaçla ve kime hizmet etmek için getirdiği bilinmeyen, bunu bulanın da kendi amacına göre kullanacağı konular var.
Bu arada sanki hiç sorun yokmuş gibi bir de Ayasofya konusu gündeme getirildi.
Almanya, Amerika ve AB’nin ele geçirdikleri her fırsatı Türkiye’ye baskı amacına dönüştürmeleri kendilerine göre çıkarlarının gereğidir.
Peki Türkiye onlara kullanacakları bu malzemeleri neden veriyor?
Bu kimin aklı?
Almanya Türkiye’yi seyahat uyarısı listesinden çıkarmak için yeni bir rahip Bronson ya da Deniz Yücel benzeri taleple karşı karşıya kalabilir.
Kaynak : Turizm Gazetesi
[TÜHA Haber Ajansı, 05 Temmuz 2020]