Batılı uzmandan çarpıcı iddia! Hamaney ölünce İran karışacak
WASHİNGTON – TÜHA HABER / ABD basınında yer alan bir makalede, İran Dini Lideri Ali Hamaney’in ölmesiyle, ülkede rejim değişikliğine gidilebileceği, dolayısıyla 10 milyondan fazla mültecinin İran’dan başka ülkelere geçmeye çalışabileceği ileri sürüldü.
(TÜHA) TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı‘nın ‘Star Gazetesi‘den aktardığı haberine göre, Amerika merkezli uluslararası ilişkiler dergisi The National Interest’te yer alan bir makalede, İran Dini Lideri Ali Hanamey’in ölmesinin ardından, ülkede yaşanabilecek muhtemel senaryolar masaya yatırıldı.
Dini Lider Ali Hamaney
Makalede, Dini Lider Ali Hamaney’den sonra İran’ın rejim değişikliğine gideceğine dikkat çekilirken, yıllardır ambargolar altında ezilen halkın pandemi ve Ukrayna-Rusya Savaşı’nın başlamasının ardından ekonomik çöküşle karşı karşıya kaldığına işaret edildi.
Uzmanlar, Hamaney’in iktidara geldiği 1989 yılında, siyasi zayıflığını İslam Devrim Muhafızları Ordusu (IRGC) ile güç birliği sağlayarak aştığını vurgularken, bu 33 yıllık sürede tarafların yozlaştığını ve servetlerine milyarlarca dolar kattığını ifade ediyor.
Oryantalistler, İran’da yer alan ‘Dini Liderlik‘ kurumunun monarşiye olan benzerliği, geçişlerin nadiren ve demokratik olmaması sebebiyle yeni rejimi isteyen hırslı siyasi figürlerin hamlesini yapacağı ve istikrarsızlaştırıcı darbeyi vuracağı konusunda uyarıyor.
The National Interest makalesinde, İran’da bir iç savaşın kapıda olduğu ve sonuçlarının 10 milyondan fazla mülteciye sebep olacağı öne sürüldü.
İran Çalışmaları Uzmanı Michael Rubin imzalı makalede, Hamaney’in iktidarı boyunca selefi Ruhullah Humeyni’nin sahip olduğu dini kimliğe ve karizmaya yaklaşamadığı belirtilirken, sözünün öldükten sonra bir anlam ifade etmeyeceği ileri sürüldü.
Hamaney’in yönetimiyle kendisini yüz milyarlarca dolar değerinde zenginleştiren Devrim Muhafızları’nın, kışlaya geri dönmek istemeyeceğini ve yeni bir dini liderle siyasi bir kavgayı göze almayacağını vurgulayan Rubin, bunun yerine Devrim Muhafızları’nın, hakim olmadığı kişilerin liderliğe ulaşmasını engellemeye çalışacağını iddia etti.
“BU KARIŞIKLIK 10 MİLYONDAN FAZLA MÜLTECİYE SEBEP OLABİLİR”
İktidar mücadelesinin acımasız olabileceğini belirten Rubin şöyle devam etti:
İran’da ne zaman bir liderlik boşluğu olsa, askeri güçler başkentte yoğunlaştı ve ülkenin çevresindeki huzursuz kabilelerin ve siyasi grupların boşluğu doldurmasına izin verdi. Komşu ülkeler ise kendilerine yakın grupları destekleyerek ülke içindeki siyasi karışıklıkları uzaktan seyretmek istemedi.
Sovyetler Birliği, hem ülkenin işgalinden hem de Şah’ın 1941’de tahttan indirilmesinden sonraki yıllarda İran’ın zayıflığından yararlanmaya çalışırken, Soğuk Savaş’ın ilk gerçek krizi olan 1946 (Güney) Azerbaycan Krizi’nin bağlamı buydu. Hamaney öldüğünde, sadece Rusya’nın değil, Iraklı Kürtlerin, Türklerin, Suudilerin, İsraillilerin ve Pakistanlıların da Tahran’da olmasa da İran’ın çevresindeki vekil grupları destekleyeceğini beklemek mantıklıdır.
İran’ın yaklaşan ekonomik sorunları da büyük bir siyasi fırtınaya sebep olabilir. Ne yaptırımlar ne de pandemi İran’ın ekonomik sıkıntılarını tam olarak açıklamıyor. İran Merkez Bankası’na göre, bir ekonominin gidişatının en iyi ölçütü olan net sermaye stoğu, Başkan Donald Trump Ortak Kapsamlı Eylem Planından çekilmeden ve Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun İran’a karşı bir “Maksimum Baskı” kampanyası uygulamasından önce bile negatif bölgeye düştü. Bu, ekonomide, birkaç milyar dolarlık infüzyonun tersine çeviremediği temel bir zayıflığa işaret ediyor. Oldukça basit bir şekilde, Hamaney’in İran ekonomisini yönetememesi onu yerle bir etti. İran ekonomik çöküşle karşı karşıya.
İran’daki bu karışıklık on milyondan fazla mülteciye yol açabilir. Çok az kişi doğuya Afganistan’a gitmeyi seçecek ve Suriyeli mültecilerde olduğu gibi Arap dünyası da onları almaya isteksiz olacak. Bu, kuzeye doğru Kafkasya’ya ve ardından batıya Türkiye üzerinden Avrupa’ya doğru büyük bir mülteci akışı anlamına geliyor. Avrupalı liderler, art arda gelen Suriyeli ve şimdi de Ukraynalı mülteci dalgalarından sonra da fazlasının gelmeyeceğine inanabilirler, ancak ufukta çok daha büyük bir mülteci krizi dalga görünüyor.
[TÜHA Haber Ajansı, 30 Mart 2022]