Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) BM ile artan anlaşmazlıklar
Türkiye’nin saygın, bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu olan SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Balkan politikaları, Avrupa siyaseti, iç siyaset-uluslararası siyaset Araştırmacısı – Yazar Mehmet Uğur Ekinci, “Kıbrıs’ta Pile Olayının Gösterdikleri” başlığıyla perspektif açıdan kaleme aldı.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
İşte Araştırmacısı – Yazar Mehmet Uğur Ekinci’nin bugün de “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) BM ile artan anlaşmazlıklar” konusunu aktaracak:
• BMBG’nin adadaki iki tarafa yönelik eşit olmayan tutumu nasıl açıklanabilir?
• Kıbrıslı Türklerin eşit olmayan bir zeminde eşit statü ve hak arayışları nasıl
yürütülmelidir?
BM İLE ARTAN ANLAŞMAZLIKLAR
Her ne kadar küçük çaplı bir olay olsa da Pile’de yaşananları Kıbrıs’ta Türk tarafı ile BMBG arasındaki ilişkinin geldiği noktayı göstermesi bakımından dikkate almak gerekmektedir. Görevi gereği adadaki iki tarafa eşit mesafede durması beklenen BMBG, GKRY’nin uluslararası tanınırlığı yüzünden ister istemez birçok konuda Rumların bakış açısına uygun hareket etmektedir.
Bu yaklaşımın temelinde KKTC’nin Türkiye haricinde bir devlet tarafından tanınmaması, buna karşılık GKRY’nin uluslararası alanda Kıbrıs’taki tek meşru hükümet kabul edilmesi yatmaktadır.
BMGK, KKTC’nin ilanından üç gün sonra kabul ettiği 541 sayılı Karar’da Kıbrıslı Türklerin bağımsızlık kararını hukuken geçersiz ilan ederken tamamen Rumların eline geçmiş olan “Kıbrıs Cumhuriyeti” hükümetini ise 1960’taki ortak devletin devamı saymıştır. Aradan geçen kırk yılın ardından bu karar halen gerek Türkiye haricindeki devletlerin gerekse BM organ ve misyonlarının Kıbrıs meselesine yaklaşımlarını belirlemektedir.
Başta BMGK’nin beş daimi üyesi olmak üzere uluslararası aktörlerin Kıbrıs sorununa ilişkin ön kabulleri devam ettiği sürece BMBG’nin adadaki iki tarafa yaklaşımından tam bir tarafsızlık beklemek oldukça zordur.
Kıbrıs sorununa BM parametreleri uyarınca çözüm aranan yıllarda BMBG’nin adadaki varlığı, yetkileri ve olaylara yaklaşımı Türk tarafınca tartışma konusu edilmemiştir. Ancak KKTC ve Türkiye’nin eşit statü ilkesini merkeze almasından beri Kıbrıslı Türklerin doğrudan BM unsurlarıyla karşı karşıya geldiği durumlar yaşanmaktadır.17
KKTC Dışişleri Bakanlığının BMBG’nin ara bölgede taraflı tutum sergilediğine dair şikayetleri son yıllarda giderek sıklaşmıştır.18 Ocak 2023’te ara bölgede yeniden sportif faaliyetlere açılan Taksim sahasına geçişlerin nereden yapılacağı konusunda KKTC yetkilileri ile BMBG arasında tartışmalar meydana gelmiştir.19
KKTC ile BMBG arasında son zamanlarda yaşanan sürtüşmeler yalnızca ara bölgeyle sınırlı değildir. BMGK’nin 1964’te yayımladığı 186 sayılı Karar’a göre o zamanki Kıbrıs Cumhuriyeti’nin resmi onayı alınarak kurulan BMBG, bugün de uluslararası toplumda aynı devletin devamı varsayılan GKRY’nin verdiği izin belgesine istinaden adada görev yapmaktadır.
GKRY’nin verdiği iznin KKTC topraklarında geçerli olmadığını belirten Kıbrıslı Türk yetkililer ise BM’nin KKTC ile de bir askeri statü anlaşması imzalamasında ısrar etmektedir.
KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu Ekim 2022’de yaptığı açıklamada anlaşmanın taslak metnini BM’ye sunduklarını, bir ay içinde anlaşma imzalanmadığı takdirde BMBG’nin Türk topraklarında görev yapmasına izin verilmeyeceğini belirtmiştir.20 Ancak BM, hukuken yalnızca üye devletlerle anlaşma imzalayabildiği gerekçesiyle bu talebi reddetmiştir. Buna rağmen BMBG’nin adadaki misyonu devam etmektedir.
Pile yakınında yaşanan kavga Kıbrıslı Türkler ile BM unsurlarının karşı karşıya geldiği olayların son perdesi olurken önceki tartışmalara nazaran daha fazla uluslararası yankıya yol açtı.
Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu olayın ardından BMBG’yi Türk dostu bir örgüt olarak görmediğini dile getirirken21 Türkiye’de başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan olmak üzere üst düzey yetkililer de BMBG’nin taraflı tutumunu eleştirdi.22
AB ve BMGK tarafından yayımlanan bildirilerde Kıbrıslı Türkler BMBG’ye karşı saldırıda bulunduğu gerekçesiyle kınanırken 23 KKTC ve Türkiye Dışişleri bakanlıkları birer karşı bildiri yayımlayarak BM’nin tarafsızlığını bir kez daha tartışmaya açtı.
Pile’deki olay hakkındaki tartışmalar şimdilik dursa da yolun yapımına Rumların rıza göstermemesi ve BMBG’nin mevcut pozisyonunu koruması durumunda Kıbrıslı Türkler ile BM unsurları yeniden karşı karşıya gelebilir. Nitekim Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu’nun BMBG ile bir anlaşma olmasa bile yolun mutlaka yapılacağını dile getirmesi 24 KKTC hükümetinin bu konudaki kararlılığını ortaya koymaktadır.
Son yıllarda yaşanan gelişmeler, KKTC’nin adadaki eşit statüsünü ve vatandaşlarının haklarını proaktif bir şekilde savunurken BMGK kararları çerçevesinde hareket eden BMBG ile çeşitli konulardaki anlaşmazlıklarının arttığını göstermektedir. Bu gidişat devam ettiği takdirde Kıbrıs sorununun Türkler ile Rumlar arasındaki esas boyutunun yanında Türkler ile uluslararası toplum arasında bir soruna dönüşme ihtimalini göz önünde bulundurmak gerekmektedir.
Daha da önemlisi KKTC ile BMBG arasında yaşanacak yeni sürtüşmeler, Kıbrıslı Türklerin hamisi konumundaki Türkiye’nin de uluslararası toplumla ilişkilerini olumsuz etkileme potansiyeli taşımaktadır.
Pile olayına ilişkin BM kurumlarının yaptığı açıklamalarda Türkiye’ye dair herhangi bir ifade kullanılmazken GKRY yetkililerinin olayı Türkiye’nin adadaki “provokasyonlarının” ve “emrivaki çabalarının” bir parçası olarak göstermelerine 25 bakılırsa Rumların
uluslararası toplumun tepkilerini Türkiye’ye yönlendirmek istediği anlaşılmaktadır. Kıbrıs’ta Türkiye ile BM’nin karşı karşıya gelmesi Türkiye’yi “işgalci” ve “saldırgan” olduğu iddialarıyla uluslararası alanda yalnız bırakmaya çalışan aktörlerin arzularına uygun bir
netice olacaktır.
EŞİT OLMAYAN ZEMİNDE HAK ARAYIŞI
1960’lardan bu yana Kıbrıs sorunu uzadıkça sahadaki gerçekler ile uluslararası metinler arasındaki çelişki de giderek derinleşmiştir. Günümüzde sahada kimsenin tam anlamıyla hoşnut olmadığı bir statüko varlığını sürdürürken BMGK kararlarının çizdiği çerçeve bu statükonun adil ve kalıcı bir biçimde aşılabilmesi için yetersiz kalmaktadır.
Pile olayında da görüldüğü gibi Kıbrıs sorunundaki açmazların temelinde uluslararası toplumun halen GKRY’yi 1960’da kurulan Kıbrıs
Cumhuriyeti’nin devamı olarak görmesi yatmaktadır.
Bu ön kabul devam ettiği sürece uluslararası aktörlerin adadaki iki tarafa eşit bir yaklaşım sergilemesi mümkün olmayacaktır. Uluslararası toplumda Rumların lehine olan yaklaşımın nihai olarak ortadan kaldırılmasının yolu daha önce alınan BMGK kararlarının
gözden geçirilmesinden geçmektedir.
Uluslararası siyasetin gerçekleri karşısında kabul etmek gerekir ki Kıbrıs’ta Türklerin eşit egemenlik ve eşit statü taleplerinin gerçeğe dönüşmesi oldukça meşakkatli bir süreç gerektirmektedir.
GKRY ve Yunanistan’ın AB üyesi olduğu bir ortamda bu taleplerin Batı dünyasında olumlu karşılık bulması hiç de kolay değildir. Dahası Türkiye’nin Avrupa ülkeleri ve ABD ile son yıllarda yaşadığı sorunlardan istifade eden GKRY ve Yunanistan kendi görüşlerine Batı dünyasında daha fazla destekçi bulmuştur.
Bugün Türkiye’nin AB ve ABD ile ilişkilerindeki yumuşamaya rağmen Batı’da Türkiye’ye Kıbrıs konusunda baskı yapılmasını savunan görüşler dile getirilmeye devam etmektedir.26 Pile’deki olayın ardından Rum lobileri ABD hükümetini Türkiye’ye karşı tavır almaya çağırmaktadır.27
Bu tür faaliyetler karşısında KKTC ve Türkiye’nin görüşlerine Batı dünyasında karşılık bulabilmek için daha fazla diplomatik çaba harcaması gerekecektir.
Bütün bu meydan okumalara rağmen Kıbrıs’ta Türklerin meşru haklarını elde etmelerine yönelik çabalardan vazgeçilmesi elbette düşünülemez.
Bu yöndeki kararlılığı sahada göstermenin yanı sıra uluslararası platformlarda Kıbrıslı Türklerin taleplerinin kabul görmesine yönelik bir strateji takip edilmeli ve özellikle GKRY’nin 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamı olduğuna dair yerleşmiş ön kabulün zayıflatılması hedeflenmelidir.
Rum yönetiminin adanın tamamı üzerindeki tek meşru hükümet olmadığını uluslararası topluma kabul ettirmek ise ancak dikkatli ve uzun soluklu bir diplomatik çabanın sonucunda mümkün olabilir.
Bu süreçte Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin imajının zarar görmemesi için başta BM olmak üzere uluslararası aktörlerle ilişkilerin hassasiyetle yürütülmesi büyük önem taşımaktadır. Sahada atılacak adımların güçlü bir diplomatik kampanyayla kurulacak sağlam bir zeminde sürdürülmesi en doğru hareket tarzı olacaktır.
***
17. Hüseyin Işıksal, “Pile-Yiğitler Yolu BM’yi Neden Rahatsız Ediyor?”, Anadolu Ajansı, 26 Ağustos 2023.
18. “Pile’ye İlişkin Ortaya Atılan Söylemlere Açıklık Getirme İhtiyacı Hk.”, KKTC Dışişleri Bakanlığı, 20 Mart 2019, mfa.gov.ct.tr/tr/pileye-iliskin-ortaya-atilan-soylemlere-aciklik-getirme-ihtiyaci-hk, (Erişim tarihi: 28 Ağustos 2023).
19. “Taksim Sahası Gerginliği”, Kıbrıs Gazetesi, 21 Ocak 2023, https:// www.kibrisgazetesi.com/kibris/taksim-sahasi-gerginligi h139466.html, (Erişim tarihi: 28 Ağustos 2023).
20. “KKTC’yi Ya Tanı Ya Çekil! BM Barış Gücü’nden Askeri Anlaşma İstediler”, Hürriyet, 5 Ekim 2022.
21. Mehmet Kemal Firik, “KKTC Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu: Pile-Yiğitler Yolu Projesi’nden Geri Dönüş Olmayacak”, Anadolu Ajansı, 18
Ağustos 2023.
22. Ferdi Türkten ve Utku Şimşek, “Cumhurbaşkanı Erdoğan: BM Barış Gücü’nün KKTC’nin Egemenliğindeki Topraklara Müdahalesi Kabul
Edilebilir Değil”, Anadolu Ajansı, 22 Ağustos 2023; Muhammet Tarhan ve Tuğba Altun, “Dışişleri Bakanı Fidan: KKTC’nin Haklı Pozisyonunu Sonuna Kadar Destekliyoruz”, Anadolu Ajansı, 22 Ağustos 2023.
23. “Cyprus: Statement by the High Representative on the Escalation of the Situation around Construction Works Near Pyla/Pile”, AB Dış İlişkiler Servisi, 18 Ağustos 2023, www.eeas.europa.eu/eeas/cyprus-statement-high-representative-escalation-situation-around-construction-works-near-pylapile_en, (Erişim tarihi: 28 Ağustos 2023); “Security Council Press Statement on Cyprus”, BM, SC/15391, 21 Ağustos 2023.
24. “Tahsin Ertuğruloğlu Kıbrıs Postası’na Açıkladı: Pile’de BM ile Mutabakatı Sağlamak Üzereyiz”, Kıbrıs Postası, 26 Ağustos 2023, www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n484838-tahsin-ertugruloglu-kibris-postasina-acikladi-pilede-bm-ile-mutabakati-saglamak-uzereyiz, (Erişim tarihi: 28 Ağustos 2023).
25. “President: The International Community Gave a Clear Answer to Turkey”, Stockwatch, 23 Ağustos 2023, www.stockwatch.com.cy/en/article/politika/president-international-community-gave-clear-answer-turkey, (Erişim tarihi: 28 Ağustos 2023); “Cyprus Issue Solution Would Benefit Turkey, Menendez Says”, in-cyprus, 25 Ağustos 2023, in-cyprus.philenews.com/news/local/cyprus-issue-solution-would-benefit-turkey-menendez-says, (Erişim tarihi: 28 Ağustos 2023).
26. Michael Rubin, “How Europe Could Play Hardball with Turkey Over Cyprus”, Kathimerini English, 24 Temmuz 2023, www.ekathimerini.com/ opinion/1216096/how-europe-could-play-hardball-with-turkey-over-cyprus, (Erişim tarihi: 28 Ağustos 2023).
27. “Τ. Σαρμπάνης-Ζητά ουσιαστική παρέμβαση ΟΗΕ στη νεκρή ζώνη”, Kathimerini Kıbrıs, 20 Ağustos 2023, www.kathimerini.com.cy/gr/
politiki/t-sarmpanis-%E2%80%93-zita-oysiastiki-parembasi-oie-sti-nekri-zwni, (Erişim tarihi: 28 Ağustos 2023).
***
Yazar hakkında
MEHMET UĞUR EKİNCİ
Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde lisans, Tarih Bölümü’nde yüksek lisansını tamamladı. Ohio State Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi’nde doktora dersleri aldıktan sonra doktorasını Londra Üniversitesi SOAS Siyaset ve Uluslararası Çalışmalar Bölümü’nde tamamladı. Araştırma alanları arasında güncel Balkan politikaları, Avrupa siyaseti, iç siyaset-uluslararası siyaset bağlantıları, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri dış politikaları ve siyasi tarihleri bulunmaktadır.