Bozkırın Tezenesi – Reşat Ertaş!
Merhaba Sevgili Okurlarım. Bugün ki yazımı Türkülerin Babası, rahmetli Neşet Ertaş için yazıp sizlerle buluşturacağım.
Plak çalara, Neşet Ertaş’ın ‘Ah Yalan Dünya’ plağını takıp, dinleyerek yazıyorum yazımı. ‘Ah yalan dünya, yalan dünya. Yalandan yüzüme gülen dünya’ deyişiyle gözlerin uzaklara dalmaması, kalpte hüzün oluşmaması imkansız. Öyle güzel ve ahenkli bir sesi var ki Üstad’ın, kalpten kalbe bir yol uzanıyor adeta.
Bozkırın tezenesi, kalplerimizin yoldaşı, yazdığı ve söylediği her bir türküsüyle yüreğimize dokunan en nadide eserlerin mimarıdır Neşet Ertaş. Gelenekten gelen türküleri özgün üslubuyla icra eden, Türk halkı tarafından, ‘Bozkırın Tezenesi’, ‘Türkülerin Babası’, ‘Anadolu Efsanesi’ ve ‘Abdal Müzisyen’ gibi lakaplarıyla da bilinir.
Türkülerin babası Üstad Neşet Ertaş’ın, şöyle bir hayatına bakıp geçmiş zamana gittiğimiz zaman, Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesine bağlı Abdallar (Kırtıllar) köyünde 1938’de dünyaya geldiğini ve müzik hayatına kendisi gibi saz üstadı babası Muharrem Ertaş sayesinde başladığını görüyoruz.
Ertaş’ın ilk çalgısı ise annesi Döne Hanım’ın çamaşır tokacına tel takmak suretiyle yaptığı oyuncak bağlama olmuştur. Acıklı türkülerini “feryat” olarak nitelendiren Üstad Neşet Ertaş, müzikle tanışmasını bir röportajında şu sözlerle anlatmıştı:
“Beni 6 yaşındayken zille başlattı babam. Hem köçeklik yapardım, hem zil çalardım. Darbuka da çalardım. Babam saz çalardı, ben onun yanında saz çalamazdım. Abim keman çalıyordu, ben de cümbüşe başladım.” Demişti.
Ertaş, çok küçük yaşta bağlama ve keman çalmayı öğrendi ve babasıyla il il, ilçe ilçe, köy köy, gezerek gittiği yerlerde etrafına neşe saçtı. Neşet Ertaş, 1957’nin sonunda İstanbul’a gelerek, “Neden Garip Garip Ötersin Bülbül” isimli türküyü babasıyla birlikte seslendirdi.
Sözleri babası tarafından yazılan ve İstanbul Şen Çalar Plak’tan çıkan bu çalışmasıyla halk tarafından çok beğenilen Üstad, böylelikle geniş kitlelere ulaşmayı başardı ve tüm Anadolu’da dinlenilen bir halk ozanı haline geldi. Yaşamı boyunca 400 plak, birçok kaset ve “long play“e imza attı.
Ünlü Ozan 25 Eylül 2012 günü prostat kanserine yenik düşerek, İzmir’de 74 yaşında vefat etti. Geride bıraktığı kalbe dokunan eserleri ve sevenleri kaldı. Öyle ki her sene Eylül 25 oldu mu anılır rahmetli üstad Neşet Ertaş.
Kalbe dokunan eserler demişken, araştırmaya göre, en çok dinlenen eserlerinin isimlerine yer vermek istiyorum;
‘Neredesin Sen’, ‘Ah Yalan Dünya’, ‘Zülüf Dökülmüş Yüze’,’Gönül Dağı’, ‘Mühür Gözlüm’, ‘Kendim Ettim Kendim Buldum’, ‘Hata Benim’, ‘Haydar Haydar’, ‘Seher Vakti’, Zahidem’, ‘Yazımı Kışa Çevirdin’, ‘Kesik Çayır’, ‘Hüdayda’, ‘Dertli Yoldaş’, ‘Bağa Gel Bostana Gel’, ‘Tatlı Dille Güler Yüze’, ‘Kesik Çayır’, ‘Yolcu’, ‘Evvelim Sen Oldun’ , ‘Bir Ayrılık Bir Yoksulluk’ gibi bir dizi ustaca yazdığı ve seslendirdiği eserleri var.
Yazdığı türküleri bir çok filme ve diziye konu olmuştu. Onlardan biri ve gündemde olan , her Cumartesi akşamı üç sezondur TRT 1’de izleyiciye sunulan ‘Gönül Dağı’ dizisi. İşte böyle usta bir insandır Neşet Ertaş. Yaşayan eser, gönül dağımızın ozanıdır. İnsanlara öğüt niteliğinde güzel cümleleri de vardır Rahmetli Üstad Neşet Ertaş’ın. Bundan mütevelli sözlerimi Halk Ozanı Üstad Neşet Ertaş’ın bir cümlesiyle bitirmek istiyorum:
Der ki Bozkırın Tezenesi:” Can yakıp da kalp kırma ey insanoğlu! Seninde gül benzin solacak bir gün. Her canlının kalbi Allah’a bağlı, herkes ettiğini bulacak bir gün.”
Gazeteci * Emine TUNÇ
[TÜHA Haber Ajansı, 02 Kasım 2022]
Yorumlar