CHP, İyi Parti’yi Yeniden İkna Edebilir mi?
İYİ Parti bugünlerde istifaların yanı sıra genel başkanın ailesinin hesaplarının araştırılması, kasada olmayan para ve taciz iddiaları ile uğraşıyor. Akşener, Mayıs 2023 seçimlerinden yenilgiyle çıkan 6’lı Masa’dan en kapsamlı seçim muhasebesi yapan lider. Eski CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağı halde kendi adaylığını dayatmasını eleştiren Akşener, ittifak siyasetini reddederek Mart 2024 yerel seçimlerine 81…
Prof. Dr. Burhanettin DURAN & SETA Genel Koordinatörü
İYİ Parti bugünlerde istifaların yanı sıra genel başkanın ailesinin hesaplarının araştırılması, kasada olmayan para ve taciz iddiaları ile uğraşıyor. Akşener, Mayıs 2023 seçimlerinden yenilgiyle çıkan 6’lı Masa’dan en kapsamlı seçim muhasebesi yapan lider. Eski CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağı halde kendi adaylığını dayatmasını eleştiren Akşener, ittifak siyasetini reddederek Mart 2024 yerel seçimlerine 81 ilde müstakil girme kararı almıştı. Bu karardan sonra İyi Parti’deki çekişme ve Akşener üzerindeki kamuoyu baskısı arttı.
Siyasi fay hatları üzerinde kurulan bir parti olarak İyi Parti’nin sağın büyük partisi olma hedefinin ne kadar zorlu olduğunu son 6-7 yılda gözlemledik. İyi Parti, seküler-milliyetçi seçmen ile muhafazakâr seçmeni merkezde bir araya getirme çabasında başarılı olamadı. Dahası, HDP çizgisine yakınlaşan CHP ile yürütülen ittifak siyaseti 2019’dan bu yana İyi Parti’nin aleyhine işliyor. 2019 yerel seçimlerinde hiçbir büyükşehir belediyesi kazanamayan İyi Parti, 2023 seçimleri öncesinde ve sonrasında CHP’ye yakın çevrelerden gelen ağır baskı ve lince maruz kaldı.
Şimdi ittifak siyasetinin dışında yeni bir yol bulmaya çalışan İyi Parti ve Akşener, yeni bir sınama ile karşı karşıya. CHP cenahından gelen eşzamanlı iki dalga Akşener’i zorlayacak. İlki, Özel ve İmamoğlu’nun oluşturduğu ikna etme çabası. Bu dalga “abla” söyleminin ve “ittifak değil il bazlı ikili işbirliği” önerisinin çekiciliğinden oluşuyor. Seçim sonrası muhalefetin dağınıklığını toparlama iddiasıyla değişimci CHP’liler en azından İstanbul ve Ankara için işbirliği yapma gayretindeler. “Sen haklısın, bak, kaybeden genel başkanımızı değiştirdik, gel yeni genel başkanla işbirliği yap, senin önerdiğin İmamoğlu ve Yavaş’ı destekle” ve “Ben kazanmazsam, sen kazanmazsan, biz kazanmazsak o kazanacak. O kim? Recep Tayyip Erdoğan. Bu seçmen, bizim ona kaybetmemize tahammül edemez” argümanlarını seferber ediyorlar.
İkna görünümlü bu argümanların içinde bir sopa saklı: “Erdoğan’ın adaylarına kazandırmanın sorumluluğu sana yıkılır, partin tümüyle biter.” Bu da Akşener ve partisini halen zorlayan ve daha da zorlayabilecek ikinci dalgaya işaret ediyor: Yeni bir linç seferberliği. İki eşanlı dalganın hedefi ister ikna ile ister toplumsal baskı ile İyi Parti seçmeninin desteğini almak. Yani Akşener’in İstanbul ve Ankara’da seçimlere müstakil girmekte ısrar etmesi durumunda seçmeninin CHP adaylarına oy vermesini sağlamak.
Bu kampanya, nezaket ziyareti ve telefonları ile başladı. Genel başkanların resmi görüşmeleri ile devam eder. Eğer Akşener CHP ile işbirliğini konuşursa, yani Özel, İmamoğlu ve Yavaş ile bir dizi görüşme yaparsa İyi Parti’ye yönelik kampanya başarılı olur. Sonunda CHP ile işbirliği yapmama kararı alınsa bile İyi Parti’nin müstakil seçimlere girme tercihinin fiilen anlamı kalmaz. İmamoğlu ve Yavaş, İyi Parti seçmenini ikna edecek siyasi malzemeyi üretir ve daha sonra HEDEP ile açıktan işbirliğine yönelir. Özel-İmamoğlu ikilisi “baba-oğul söylemi” ile Kılıçdaroğlu’nu CHP genel başkanlığından etti. “Abla-kardeş” söyleminin Akşener’i götüreceği yer de pek tekin görünmüyor. Bu yeni maceranın sonunda Akşener, belki genel başkanlıktan olmayabilir ancak seçmen kaybına uğraması kuvvetle muhtemel.