CHP Lideri’nin ABD projesi olduğu wikileaks belgelerinde ortaya çıktı
Deniz Baykal’a kurulan kumpasla CHP liderliğine gelen Kılıçdaroğlu’nun ABD projesi olduğu Wikileaks’teki yazışmalara yansıdı. Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’yi kullanmak isteyenlerce nasıl bir planın parçası olduğu, büyükelçilerin ve düşünce kuruluşlarının raporlarında açıkça anlatılıyor.
Deniz Baykal’a kurulan kaset kumpası skandalının ardından görevi devralan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir ABD projesi olduğu Wikileaks’teki Amerikan hükümet yazışmalarından, ABD’de devlete yakın düşünce kuruluşlarının raporlarına kadar her yerde açıkça ortaya çıkıyor. Kılıçdaroğlu bu göreve gelmeden yıllar önce onunla görüşmeye başlayan ABD’li yetkililer zaman içinde Kılıçdaroğlu’nu Baykal’ın alternatifi olabileceği yönünde raporlar gönderdi.
CLİNTON BİLGİ TOPLADI
ABD eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ise göreve gelmesine günler kala Kılıçdaroğlu hakkında tüm bilgileri ve Baykal’la ilişkisi hakkında bilgiler istedi. Düşünce kuruluşlarının raporlarında ise Kılıçdaroğlu’nun ‘kullanılabilecek’ alternatif olduğu ve bağlantı kurulması gerektiğini yazdı. Silkroad Enstitüsü’de açıkça Kılıçdaroğlu’nun Baykal’ı istifaya zorlandıktan sonra yerine getirileceği yazıldı.
BÜYÜKELÇİ ROSS WILSON RAPORU: 22 NİSAN 2008
‘BAYKAL’DAN KURTULALIM!’
22 Nisan 2008 tarihinde ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Ross Wilson tarafından aralarında CIA, ABD Savunma Bakanlığı’nın da bulunduğu çok sayıda devlet kurumuna gönderilen ‘Gizli’ ibareli belge: “Baykal’dan kurtulup yerine marjinal şekilde daha sunulabilir bir llideri yerleştirmek Erdoğan’ın AK Parti’ye karşı ordu ya da yargı yoluyla baskı kurmaktan daha etkili bir silah olabilir.”
27 Ağustos 2008’de“Türkiye, Üçüncü Ulusal Program Sıçrama derecesinde reformların başlangıcını hedefliyor” başlıklı belgede, Kılıçdaroğlu ile görüşmesine şu sözlerle yer veriyor:
BİLGİLERİ SIZDIRMIŞ
“CHP’liler şevke gelmiş, AK Parti’ye karşı çıkmaya kararlı görünüyorlar. Kılıçdaroğlu bize AK Parti’nin, AYM’nin 30 Temmuz’da AK Parti’yi cezalandırması ancak kapatmaması karşısında rektörlerin atanmasında siyasi kriterler kullanarak mesaj verdiğini gösteriyor. Kılıçdaroğlu bize “10-11 hakim AK Parti’nin anti laik faaliyetlerin odağı olduğu yönünde oy kullanmasına karşın AK Parti bildiğini okumaya devam ederek muhalefet dinlemeksizin kontrolsüz önlemler almak için zorluyor.”
BÜYÜKELÇİ ROBERT PEARSON RAPORU: Neden ben de başbakan olmayayım
30 Mayıs 2003 tarihinde ABD’nin Ankara Büyükelçisi Robert Pearson’in kaleme aldığı ‘CHP reformlara ilişkin taktik bir görüş alıyor’ raporunda Erol Çevikçe’nin ABD’li yetkililere yaptığı açıklamalar yer alıyor: “CHP’nin yerel seçimlerde şansını artırmak için yaptığı her şey doğru.” Eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Sabri Ergül’e göre de “Baykal, Çiller ve Erbakan’ın başbakan olduğunu gördü ve neden ben de olmayayım demekte. Kazanma şansı en yüksek isimleri aday gösterecek, bu stratejinin Kılıçdaroğlu’nun seçimiyle var olduğunu görüyoruz” dedi.
CENTER FOR AP ANALİZİ: 2011
ABD yönetimine yakın Center For American Progress düşünce kuruluşunun 3 Ağustos 2011 tarihli “Türkiye’deki yeni Cumhuriyetçi Parti ile tanışın! Değişen muhalefet katılım için daha ileri seviyede fırsatlar sunuyor” başlıklı bir makale göze çarpıyor. Bu makalede aslında ABD’nin Kılıçdaroğlu’nu hangi gözle gördüğü şu paragraflarla da anlaşılıyor: “Türkiye’nin ana muhalefet partisi olan CHP uzun bir süre sonra ilk kez kendisini yenileyerek Washington’daki siyasi konuşmalara yeniden katılım göstermeye başladı. Bu anlamda yeni CHP içindeki kayma ABD ile nasıl yeni alanlarda katılım fırsat potansiyelleri sunmakta. Her ne kadar CHP muhalefet partisi de olsa en az dört yıl bu pozisyonda kalacağından bu önemli ortaklıkta oynayacağı bir role sahip.”
ABD’de hükümete en yakın basın-yayın organı olanAmerika’nın Sesi 2011 seçimleri öncesinde AK Parti’den kimseyle röportaj yapmazken Türkiye’de sadece Kılıçdaroğlu’na uğradı ve seçimlerden 5 gün önce CHP’nin vaatlerini ABD kamuoyuna duyurmayı görev bildi.
SİLKROAD RAPORU: 2008: HERŞEY ÖNCEDEN PLANLANDI!
CHP‘nin başına Kılıçdaroğlu’nun geçeceği, Baykal’ın 2010’daki istifasından iki yıl önce ABD raporunda bile yer aldı. Svante E.Cornell ve Halil Magnus Karavelli tarafından hazırlanan ve ABD yönetimiyle yakın bağları bulunan Silkroad Enstitüsü’nün 75 sayfalık raporda şoke edici bir ifadeye yer veriliyor. 2008 Ekim ayında hazırlanan raporda ‘2023 yılında Türkiye’ başlıklı bölümde CHP’nin başına gelenler ancak bir kahinin tahmin edebileceği şekilde şu şekilde yazılıyor:
AVRUPA DESTEK VERECEK
“Türkiye’nin ‘AK Parti Cumhuriyeti’ olacağı korkusu dağılacak ve laikler yeniden kendilerine güvenecekler. Baykal sonunda istifaya zorlanacak ve yerine 2008 yılında AK Parti içindeki yolsuzluğu ortaya çıkaran Kemal Kılıçdaroğlu getirilecek. CHP modern, Avrupa tarzında merkezci sosyal demokrat parti olacak ve buna Avrupa büyük destek verecek.”
AMERİKA’YA TEMİNAT VERMİŞ
20 Şubat 2009 tarihli, ABD İstanbul Başkonsolosluğu’ndan ‘gizli’ ibaresiyle, CIA, ABD Savunma Bakanlığı ve Beyaz Saray’a gönderilen “CHP’nin yolsuzlukla mücadelecisi İstanbul Belediyesi koltuğunu hedefliyor” başlıklı doküman: “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı adayı Kılıçdaroğlu bize AK Parti içindeki yolsuzluğa ilişkin mücadelesini sürdüreceğini, bunun Türkiye’nin bugün yüz yüze kaldığı en büyük problem olduğunu söyledi.”
SORULAR HER ŞEYİ İFŞA EDİYOR
6 Ocak 2009 tarihli ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan, ABD’nin İstanbul Başkonsolosluğu’na gönderdiği “Muhalefet üzerine sorular” başlıklı ‘Gizli’ ibareli belgede şu sorulara yer verilmekte: “Yerel seçimlerin ardından muhalefet partisi CHP’nin stratejisi nedir? 2011 Genel Seçimleri öncesinde tabanını genişletmek için ne gibi gelecek planları var? Deniz Baykal’ın parti üzerindeki hakimiyeti ne kadar?
KONGREYE GİDİLECEK Mİ?
Baykal’ın liderliğine içeriden herhangi bir olası tehlike var mı? Kongreye gidilecek mi? Baykal’ın CHP’li parlamenter Kılıçdaroğlu ile ilişkisi nedir? İstanbul’daki belediye seçimleri sonuçları hakkında CHP’nin görüşü nedir? Baykal, Kılıçdaroğlu’nun popülerliği karşısında kendisini savunabileceğini hangi gerekçelere dayandırıyor? ” Böylece Clinton’in Dışişleri Bakanlığı döneminde Kılıçdaroğlu’na nasıl bakıldığı ve onun için neler yapıldığı tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriliyor.
WASHİNGTON RAPORU: 2010: TÜM ÜMİTLERİ KILIÇDAROĞLU
Yine ABD hükümetine yakın The Washington Institute’de “2011 yılında ABD-Türkiye İlişkilerini Yeniden Canlandırmak” başlıklı 2010’da hazırlanmış raporda da ABD’nin ‘umudunu!’ Kılıçdaroğlu’na bağladığı şu cümleyle ortaya çıkıyor. “Türkiye’nin mevcut dış politikasında en etkili değişiklik elbette 2011 Temmuz’da gerçekleşecek olan seçimlerden çıkacak sonuçlarda olacaktır. Ekonomik endişeler ve PKK ile sürdürülen mücadele ve PKK’nın terör eylemleri AK Parti’ye olan desteği azaltıyor… Ancak geleceğe iyimser bakmak için elimizdeki en iyi sebep Kılıçdaroğlu’dur.”
Kaynak: Akşam Gazetesi (20.01.2017)
[TÜHA Haber Ajansı, 09 Ekim 2022]