Tarım Bakanı Pakdemirli: “Çiftçilere 214 milyon lira hasar tazminatı ödedik”
ANKARA-TÜHA HABER / Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, çiftçinin alın terini TARSİM ile güvence altına aldıklarını belirterek, TARSİM kapsamında sadece tarımsal kuraklık nedeniyle yüzde 60 devlet prim desteğiyle 36,3 milyon lira prim desteği verdiklerini ve çiftçilere 214 milyon lira hasar tazminatı ödediklerini dile getirdi.
(TÜHA) TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı‘na açıklamada bulunan Bakanı Bekir Pakdemirli, 2022’den itibaren ise buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale gibi hububat grubunda yer alan ürünleri kapsayan, Köy Bazlı Kuraklık Verim Sigortasında devlet prim desteğini yüzde 60’dan yüzde 70’e, hasar tazminatının eşik değerini ise yüzde 70’den yüzde 80’e çıkaracaklarını söyledi.
Pakdemirli, şöyle devam etti:
“Ayrıca buğdayda dolu paketine yüzde 5 prim indirimi yapılacak. Bu yıl ilk defa hayata geçireceğimiz uygulama kapsamında üreticimizin verim ve fiyat kaynaklı risklere karşı, zararını tazmin hakkı doğacak. Bu uygulamanın ismi Gelir Koruma Sigortası’dır. Bu uygulama Avrupa’da ilk defa benim talimatımla ülkemizde başlamıştır. Uygulama kapsamında ekmeklik ve makarnalık buğdayda, üreticilerimiz daha ürünü ekerken gelirini bilecek ve teminat altına alacak. Bu yıl tahıl ambarımız olan Konya’nın Cihanbeyli, Kadınhanı ve Karatay ilçelerinde uygulayacağımız bu sigorta sistemini 2022-2023 üretim sezonunda Konya’nın tamamında, 2023-2024 üretim sezonunda ise tüm Türkiye’de uygulayacağız.”
Pakdemirli, çiftçi ve üreticiyi desteklemenin tek yolunun desteklemeleri artırmak olmadığını vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Desteklerin yanında yapılması gereken önemli şey, doğru müdahale alımları ve stratejiyi koymak. Müdahale alımlarını etkin kullanmalıyız. Bunu çok etkin bir şekilde uygulamaya koymaya başladık. Gelir koruması da çok önemli. Çiftçi ekimini yapar ve satacağı fiyatı bilirse çok daha güvenerek yapar. Bu yapılamayacak bir şey değil. Gelir Koruma Sigortası ile belli bir fiyat oluşursa çiftçimiz sigorta üzerinden desteklenecek.
Sözleşmeli üretimi de burada konuşmak lazım. Sözleşmeli üretim Türkiye’de var ama istenilen seviyede değil. Şeker pancarında bu iş yürüyor biraz, onun haricinde de ister istemez bir çok konuda da aksaklıklar var. İyi bir yasal düzenlemeyle, iyi çalışılmış bir yasal düzenlemeyle sözleşmeli üretimle Türkiye’deki verimliliği, üretimi artırabileceğimizi, çiftçimizin finansmana olan erişimini artırabileceğimizi düşünüyorum. Bu konuda çalışmalarımızı tamamladık. Şu an Meclis’te. Bir an önce bunların da yasalaşması lazım. Çiftçinin üretim motivasyonunu arttıracak, sanayicinin sürekli olarak ürün almasını sağlayacak, piyasaların da fiyat regülasyonunu kendi kendine yapmasını sağlayacak bir sistem.”
YEM PİYASASINDA FİYAT İSTİKRARINI SAĞLADIK
Dünyada yaşanan salgın süreci ve Türkiye’yi etkileyen kuraklığın hububat üretiminde ciddi verim kayıplarına sebep olduğuna dikkati çeken Pakdemirli, dünya hububat piyasalarındaki istikrarsızlık ve Türkiye’deki tarımsal kuraklığın etkisiyle yaşanan üretim eksikliği iç piyasada tüketicileri etkileyecek boyuta ulaşınca gerekli tedbirleri almak durumunda kaldıklarını aktardı.
Bu yılın tüm dünyada gıda ve tarım piyasaları açısından oldukça sancılı geçtiğini, bunun etkilerinin hala hissedildiğini vurgulayan Pakdemirli, “Özellikle arz açığı olan ülkeler stoklarını takviye etmek amacıyla yoğun miktarda alımlar yapıyor. Biz de iç piyasada arz güvenliğini sağlamak için hasat döneminden itibaren stoklarımızı takviye etmeye başladık. Bu kapsamda yem piyasası istikrarı için besici ve yetiştiricilerimizin hammadde tedarikinde sıkıntıya düşmemesini, üretim maliyetlerinin azaltılmasını sağladık. Hasatla birlikte takviye edilen TMO stoklarındaki ürünleri, temmuzdan itibaren satışa açtık ve yem piyasasında fiyat istikrarını sağladık. Bununla birlikte 3,7 milyon ton hububatın piyasaya arzını gerçekleştirerek, yetiştiricilerimizin maliyetlerinde oluşacak ilave 2 milyar lira yükün önüne geçtik.” ifadelerini kullandı.
Pakdemirli, un piyasası istikrarı için ekmeklik buğday satışlarının sürdüğüne değinerek, eylülden itibaren 1 milyon tonun üzerinde ekmeklik buğdayı satışa açtıklarını, yaklaşık 350 firmanın makul fiyat taahhüdü vererek satışlardan yararlandığını söyledi.
TÜRKİYE UN İHRACATINDA DÜNYADA BİRİNCİ
Türkiye’nin un ihracatında dünyada birinci, makarna ihracatında ise ikinci sırada yer aldığı bilgisini veren Pakdemirli, 2002’den bugüne un ihracatının 11, makarna ihracatının 30, bulgur ihracatının 15, irmik ihracatının 5, bisküvi ihracatının ise 4 kat arttığının altını çizdi.
Pakdemirli, 2020’de Türkiye’nin un ihracatının yaklaşık 3 milyon ton, makarna ihracatının 1 milyon 472 bin ton, bulgur ihracatının 283 bin ton, irmik ihracatının 80 bin ton, bisküvi ihracatının ise 535 bin ton olarak gerçekleştiğine dikkati çekerek, “Son 19 yılda toplam 22 milyar dolar tutarında 79 milyon ton buğday ithalatına karşılık, 35 milyar dolar tutarında 89 milyon ton buğday ve mamulleri ihraç ederek, yaklaşık 14 milyar dolar dış ticaret fazlası verdik.” diye konuştu.
Muhalif bir kesimin sürekli ithalatları konuştuğunu anlatan Pakdemirli, şunları kaydetti:
“Bunları konuşurken her zaman bizim önümüze Hollanda örneğini getiriyorlar. Hollanda’nın yaklaşık 17 milyar dolar Gayri Safi Tarım Hasılası vardır. Bizim 48 milyar dolar. Yani yaklaşık üç misli. Hollanda’nın yalnız güzel bir tarafı var, 100 milyar dolarlık tarım ürünleri ihracatı yapıyor. Bu ihracatı nasıl yapıyor, 67 milyar dolar ithalat yapıyor. O ürünleri işliyor ve değerli hale getiriyor. Türkiye’de biz toprak kaynaklarımızı ve üretimimizi artıralım. Türkiye’nin lojistik ve üretim avantajını kullanalım. Dünyanın en büyük havalimanına, büyük limanlara sahip olmanın avantajını kullanalım. Siz sanayicilerimiz kapasitelerinizde boşluk yaşamayın. Sadece tarım ürünlerini üreterek değil, onları katma değerli ürünler haline getirerek yapılabilir. Her genel kurula gittiğimde ‘Hollanda’da sizin gibi bir muhalefet olmadığı için yaklaşık 20 milyar dolar ithalatı yapabiliyor.’ diyorum. Böylece ihracatı yapabiliyorlar’ diyorum.”
DEVLET OLARAK ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Bakan Pakdemirli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tarımı siyaset üstü mesele olarak gördüğünü, önemli yatırımlar yapılmasına vesile olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamlandı:
“Tüm dünya zor zamanlar yaşıyor. Biz devlet olarak üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. Herkes hakkaniyetli şekilde para kazanmak durumundadır. Kazanılmadığı an herkes bu işten vazgeçer. Ama regülasyonlar konusunda da özellikle üstümüze önemli bir görev düştüğünü düşünüyorum. Sanayicilerimiz açısından. ‘Bu işlerden kar edelim’ düşüncesi hakkınız. Bu işleri yaparken bir miktar da vatandaşı düşünmeniz gerekiyor. Biz regülasyon konusunda üzerimize düşeni yapacağız. Ben sizlerden fiyat taahhüdü istiyorum ve bu taahhüde sadık kalmanızı özellikle istiyorum. Bu taahhütlere sadık kalmanızla alakalı takipleri Bakanlık ve ilgili kurumlarla sıkı bir şekilde yapacağız. Kasımda TMO stoklarında 1 milyon 70 bin ton hububatı regülasyon için ayırmıştık. Bunun 410 bin tonu ekmeklik buğdaydı. Son piyasa gelişmelerini dikkate alarak hem sanayicinin hem vatandaşın maliyetine katkı sağlamak amacıyla kasım satışlarına 100 bin ton ekmeklik buğday ilave edilmesi talimatı verdim. Hepimize hayırlı olsun.”
[TÜHA Haber Ajansı, 15 Kasım 2021]