Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devlet millet kucaklaşmasının odağına özgürlüğü yerleştirdik”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Erdoğan, Türkiye’nin dünyanın en eski, en güçlü, sürekliliği en sağlam devlet geleneğine sahip milletlerinin başında geldiğine dikkati çekti.
“Milli iradenin üstünlüğü esasına dayalı yeni bir yapı inşa ettik”
Erdoğan, şunları söyledi:
“Anadolu’yu kendimize vatan yaptıktan sonra da bu topraklarda yükselttiğimiz her bayrakla ortak varlığımızın teminatı, güç kaynağımız, bağımsızlığımızın mihenk taşı devletimize sahip çıktık. Selçuklu’nun attığı temeller, vurduğu damgalar hala Anadolu’nun dört bir yanında yaşıyor. Osmanlı’yı bir uç beyliğinden cihan devletine taşıyan güçlü kurumsal temellerin çoğu halen ayaktadır. Cumhuriyet’imizi kurarken tüm bu birikimin üzerine milli iradenin üstünlüğü esasına dayalı yeni bir yapı inşa ettik. Rahmetli Erol Güngör, Anadolu’daki Türk devletlerinin Orta Asya’daki devasa imparatorluklar gibi kısa sürede yıkılıp gitmeyişini Osmanlı’nın dehasına bağlıyor. Yerleşik bir medeniyet olan Osmanlı’nın Cumhuriyet’e bıraktığı mirasın büyüklüğünü bugünkü önemli kurumlarımızın çoğunun kuruluş tarihlerinde görmek mümkündür. Üniversitelerimizden Meclis’imize, adliyemizden maarifimize kadar Osmanlı’nın kurduğu müesseselerin çoğunun devam ettiği gerçeği, devletteki sürekliliğin işaretidir. Hiç şüphesiz bu gücün gerisinde milletin ve devletin ruh ve beden gibi ayrılmaz bir bütün olması vardır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte vesayet odaklarının devleti, milletin değerlerine ve iradesine karşı bir kırbaç gibi kullanma gayretlerinin yol açtığı hasarı demokrasi ve kalkınma reformlarıyla önemli ölçüde tamir ettiklerini dile getirdi.
“Devlet millet kucaklaşmasının odağına özgürlüğü yerleştirdik”
Artık sadece tarihten geleceğe uzanan kadim mirasın özüne uygun şekilde asli görevlerine odaklanmış, milletiyle etle tırnak gibi bütünleşmiş şekilde çalışan bir devlete sahip olduklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:
“Milletimizin zenginliğinden ve kucaklaşmasından güç alan devletimizi her alanda dünyada hak ettiği yere çıkartmak için gece gündüz çalışıyoruz. Cumhuriyet’imizin yeni yüzyılına girerken devlet millet kucaklaşmasının odağına özgürlüğü yerleştirdik. Ancak korkaklar kendi insanlarının düşüncelerine kelepçe vurmak, kendi halkını geri bırakmak, kendi ülkesinin büyümesini engellemek ister. Biz milletine husumet besleyen korkaklarla mücadele ederek, zihinlere ve kalplere vurulan prangaları kırarak, yasakları ortadan kaldırarak Türkiye’yi bugünlere getirdik. İşimiz hizmet, gücümüz millet derken ülkemize kazandırdığımız ve kazandıracağımız eserler yanında işte bu tarihi zihniyet dönüşümünü de kastediyorduk. Büyük fikirlerin, büyük sanatçıların içinde hayat buldukları özgürlük öyle sadece sloganla, lafla, kağıt üzerinde yapılan düzenlemelerle olmaz. Bunun için insanlara hayallerini gerçekleştirebilecekleri imkanları sağlamanız gerekir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeyi 81 vilayeti ve 85 milyon insanıyla kuşatan, eser ve hizmetlerle zenginleştirirken aslında gerçek özgürlüğün de zeminini döşediklerini vurguladı.
Erdoğan, şunları kaydetti:
“Yıllarca vesayetin baskısı, terör örgütlerinin saldırıları, çetelerin tehditleriyle bunalan insanımızı güvenliğin ve huzurun iklimine taşırken aynı zamanda bireyleri her alanda gerçek özgürlükle de tanıştırıyorduk. Gelişmiş ülkelerdeki demokrasi ve refah standartlarına gıptayla bakan insanımıza çok daha ileri hakları ve imkanları sunmak için mücadele ederken her kesimden vatandaşımızın özgürlük talebine de cevap veriyorduk. Biz bu çabaları gösterirken, elimize kolumuza sarılanların, paçamızdan çekenlerin özgürlük söylemlerinin gerisindeki faşist zihniyeti en iyi milletimiz biliyor.”
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Kabine Toplantısı’nın ardından millete seslendiği konuşmasında, Türkiye’yi yönetme sorumluluğu üstlendikleri dönemde üzerinde önemle durdukları hassasiyetlerden birisinin de adalet olduğunu söyledi.
Uzun süre belirli grupların elinde vesayetin kılıcı olarak hoyratça istismar edilen adaleti, hakkın ve halkın aracı haline getirecek reformların altında kendilerinin imzasının bulunduğuna işaret eden Erdoğan, “İktidardayken partisine kapatma davası açılmış, iktidardayken muhtıra ve darbe teşebbüslerine maruz kalmış bir siyasetçi olarak adalet arayışımızın samimiyetinin sorgulanmasına asla rıza gösteremeyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, özgürlükleri genişletmek, adaleti vesayetin elinden kurtarmak isterken önlerine zorluk çıkaranların, ellerine fırsat geçtiğinde ilk yapacaklarının, bu süreci tersine çevirmeye çalışmak olacağını kaydetti.
Özgürlüğün de adaletin de siyasetinin olmayacağının altını çizen Erdoğan, bunların “insanların en tabii ve analarının ak sütü gibi helal” hakları olduğunu ifade etti.
Amaçlarının, bu kavramlarla siyasi polemik çıkarmak değil, ülkenin ve milletin kazanımlarına sahip çıkma kararlılığını ifade etmek olduğunu dile getiren Erdoğan, Milli Mücadele’nin ardından Cumhuriyet ile taçlandırılan devleti daha ileriye taşımak için bu kararlılığın hep birlikte ortaya konduğunun gösterilmesine ihtiyaç olduğunu bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Teklifimiz, siyasetin dilinin, duruşunun ve davranışının merkezine ‘devletimizi daha güçlü, milletimizi daha müreffeh yapmak’ olarak ifade edebileceğimiz ortak hayallerimizi koymaktır. Unutulmamalıdır ki bugüne kadar ülkemizde hayata geçirdiğimiz her eser ve hizmet, milletimizin ortak kazanımını ifade ediyor. Aynı şekilde 2023, ortak hedeflerimizi, Türkiye Yüzyılı olarak ortak geleceğimizi, 2053 ve 2071 ortak vizyonlarımızı ifade ediyor. İyiyi, güzeli, doğruyu, hakkı, hakkaniyeti takdir etmek, sahiplenmek, bu doğrultuda katkı vermek kimseyi küçültmez, tam tersine milletimiz nezdinde büyütür, itibar sahibi yapar. Köken, inanç, meşrep farkı olmaksızın ülkemizde her insanın, özellikle de gençlerimizin beklentisi, yasamasıyla, yürütmesiyle, yargısıyla demokrasinin tüm sacayaklarının akıl ve vicdan sahibi her kesimin bu şekilde davranması, gayret göstermesi, duruş sergilemesidir. 2023, diğer pek çok alanda olduğu gibi bu hususta da ülkemiz ve milletimiz için yeni bir milat, tarihi bir dönüm noktası olacaktır. Cumhurbaşkanı ve kabinesi olarak ‘Niyet hayır, akıbet hayır’ diyerek tüm çalışmalarımızı bu hissiyatla yürütüyor, her eser ve hizmetimizi bu anlayışla hayata geçiriyoruz.”
[TÜHA Haber Ajansı, 08 Kasım 2022]