Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dostlarımızın sayısını çoğaltmaya büyük önem veriyoruz”
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde Kabine Toplantısı sonrası açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Dostlarımızın sayısını çoğaltmaya büyük önem veriyoruz” dedi.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Bu yaklaşımı yeni hamlelerle devam ettireceklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
“Dostlarımızın sayısını çoğaltmaya büyük önem veriyoruz. Küresel gerilimlerin ürkütücü boyutlara ulaştığı, büyük güçler arasındaki paylaşım kavgasının hızlandığı, bölgemizin sürekli diken üstünde olduğu bir dönemde, dış siyasette yeni denklemler kurmamız, Türkiye için tercihten öte ihtiyaçtır. Bu açılımlara sadece bizim değil, komşularımızla birlikte diğer ülkelerin de muhtaç olduğunu görüyoruz. Bunun için sıkılı yumrukların açılmasında fayda olduğuna inanıyoruz. İhtilafların müzakere masasında ve karşılıklı diyalog yoluyla çözülmesini samimiyetle temenni ediyoruz.”
Bölgesel işbirliği ve dayanışma ne kadar artırılırsa giderek büyüyen tehditler karşında o derece mukavemet kazanılacağını herkesin idrak etmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, “Diğer türlü, bir asır önceki gibi coğrafyamızın sınırlarının yeniden kanla ve gözyaşıyla çizilmesine engel olamayız” dedi.
Erdoğan, küresel siyasetin bir türlü istikrara kavuşamamasının, küresel ekonomideki sorunların da çözüm yolunu tıkadığına dikkati çekerek, büyüme, istihdam ve enflasyonla ilgili beklentilerdeki kötümser havanın halen ortadan kalkmadığını söyledi.
Hafta sonu eski ABD Başkanı ve Cumhuriyetçilerin Başkan Adayı Donald Trump’a yönelik düzenlenen menfur suikast girişiminin, dünyadaki mevcut kırılganlıkları bir kez daha gözler önüne serdiğini anlatan Erdoğan, suikast teşebbüsünü lanetledi, Trump’ın kendisine, ailesine ve destekçilerine geçmiş olsun dileklerini iletti.
Bölgede ve ötesinde neredeyse her sabah gözlerin yeni bir krize açıldığını ifade eden Erdoğan, ekonomi, güvenlik, ticaret başta olmak pek çok alanda artan belirsizliklerin önüne tam manasıyla geçilemediğini, küresel sistemde “yeni denge” arayışlarının artarak devam ettiğini ve hükümet olarak, bu olumsuz iklime rağmen hedeflerinden kopmadıklarını söyledi.
6 Şubat depremlerinde yıkılan şehirlerin yeniden imarının gündemlerinin en tepesindeki yerini koruduğunu, depremin yıktığı şehirleri devasa birer şantiyeye çevirdiklerini belirten Erdoğan, şimdiye kadar 76 binden fazla afet konutunu hak sahiplerine teslim ettiklerini belirtti.
Çok yakında bunlara yenilerini ekleyeceklerini kaydeden Erdoğan, hedeflerinin yıl sonuna kadar 200 bin konutun teslimatını gerçekleştirmek olduğunu söyledi.
Erdoğan, “2025 senesi bitmeden önce evine girmeyen hiçbir depremzede kardeşimizi bırakmayacağız. Bundan sonra çalışmaların daha da hızlanacağını ümit ediyorum. Afetzede kardeşlerim şunu çok iyi bilsin, şahsımızın ve hükümetimizin bir eli daima deprem bölgesinin üzerindedir. Yapılan işleri, karşılaşılan sıkıntıları anbean takip ediyoruz” açıklamasını yaptı.
Depremin yıktığı şehirleri yeniden ayağa kaldırmadan, gönlülerinin rahat etmeyeceğini dile getiren Erdoğan, deprem bölgesinde yaşayan insanlarla aralarına kimseyi sokmamakta da kararlı olduklarını vurguladı.
Milletle seçim meydanlarında yaptığı sözleşmesine sadık bir iktidar olduklarını belirten Erdoğan, 31 Mart öncesinde meydanlarda atıp-tutanların halktan yetki alınca, nasıl çark ettiklerini ise hep beraber gördüklerini söyledi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Millete verdikleri sözleri tutmak yerine, orada burada gün aşırı miting yaparak, kendi beceriksizliklerinin üstünü örtmeye çalışıyorlar. Bakınız bundan 3 ay evvel İstanbul’un göbeğinde Beşiktaş’ta rızkının peşinde koşan 29 emekçi kardeşimiz ihmallerin kurbanı oldu. Ardından yine sorumsuzluk sebebiyle Antalya’da teleferik kazası yaşandı, 1 insanımız hayatını kaybetti, facianın eşiğinden dönüldü. Daha sonra yine İstanbul’da bir çocuk parkında, 5 yaşındaki bir evladımız boğularak can verdi. Geçtiğimiz günlerde aynı beceriksizliğin, ihmalkarlığın ve umursamazlığın faturasını bu sefer İzmir Konak’ta ödedik. İki vatandaşımız, hem de çok acı, çok yürek yakan bir şekilde vefat etti. Ancak, adeta bağırarak gelen bu faciaların hepsinde vebali olanlar, çıkıp bir kez olsun milletten özür dilemedi.
Yakınlarını kaybedenlerin yüreğine su serpecek, acılarını bir nebze olsun dindirecek, sorumluluklarını kabul edecek hiçbir açıklama yapmadılar. Hiçbir şey olmamış, hiçbir şey yaşanmamış gibi yollarına devam ettiler. İstanbul’daki, Antalya’daki skandallarda nasıl vicdansızca davrandıysalar, İzmir’deki müessif hadisede de aynı sorumsuz tavrı sürdürdüler. Bunun mazur görülebilir hiçbir yanı yoktur. Bunun ne siyaseten ne vicdanen anlaşılabilir bir tarafı da yoktur. İnsan hayatına mal olan iş bilmezliklere artık bir ‘dur’ denilmesi gerekiyor. Biz, hükümet olarak, bütün bu skandallarda payı ve ihmali olanların hukuk önünde hesap vermesi için gereken neyse yapıyoruz ve yapacağız. Aziz milletimizin de yaşananları gördüğüne ve vicdan terazisinde tarttığına inanıyorum. Konak’taki hadisede hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, acılı ailelerine sabır niyaz ediyorum.”