“Millî bünyemize tehdit teşkil eden bu cehalet karanlığını yırtıp atacağımıza inanıyorum”
Türkiye’de bir kesimin içinde bulunduğu cehalet karanlığında, giderek daha fazla boğulduğunu görmekten üzüntü duyduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnşallah el ele verip sizlerin de samimi gayretleriyle, millî bünyemize tehdit teşkil eden bu cehalet karanlığını yırtıp atacağımıza inanıyorum.” ifadelerini kullandı.
Salondakilere bir kıssa anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
“İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri bir gün yolda yürürken bir çocuğun çamura düştüğünü görür. İmam-ı Azam Hazretleri ona, ‘bundan sonra düşmemek için daha dikkatli ol’ der. Bunun üzerine çocuk, ‘Ey Müslümanların imamı, benim düşmem çok mühim bir iş değildir, tekrar ayağa kalkmam da kolaydır. Hem ben düştüğüm zaman yalnız başıma düşmüş olurum, ancak senin düşmenle bütün âlem düşmüş olur. Senin tekrar ayağa kalkman da gerçekten zor olur.’ cevabını verir. Şu zihnin dinamik halini görüyor musunuz, işte ben karşımdaki hocalarımdan bunu bekliyorum. İnşallah erkeğiyle kızıyla yeni nesli, bu şekilde siz yetiştireceksiniz.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, medeniyet müktesebatında âlimler ve hocaların, Hazreti Muhammed’in varisleri olarak görüldüğünü ve öyle kıymet verildiğini belirterek, “Dinin anlaşılması, anlatılması ve yaşanması hususunda Mevla, öncelikle hademeihayrat olan siz hocalarımızı, âlimlerimizi, mükellef tutmuştur. Hikmet ışığı 14 asrı aşıp ilk günkü parlaklığıyla bugüne ulaşan İslam medeniyetinin bugünkü mirasçıları unutmayın, sizlersiniz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam’ın hakikatlerinin egemen olmasının ancak din görevlilerinin gayretleriyle gerçekleşeceğini belirterek, “Irkçılık, asabiye, mezhepçilik, tefrika, cehalet gibi sosyal marazları ortadan kaldırmak ancak sizlerin emekleriyle mümkün olacaktır. Hepimiz şu gerçeğin gayet iyi farkındayız. Din görevlilerimizin kendilerini camilerle ve Kur’an kursları ile sınırlamaları asla düşünülemez.” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, imam hatiplik veya müezzinliğin sadece namaz vakitlerinde icra edilen bir vazife olmadığını vurgulayarak, “İslam tarihi boyunca da hiçbir zaman böyle olmamıştır. İmam demek aynı zamanda içinde yaşadığı halkın önderi ve parmakla gösterilen örnek şahsiyeti demektir. Bunu irşat vazifesi başta olmak üzere tebliğ, tebyin ve temsil görevinizi hakkıyla yerine getirmek her birinizin asli sorumluluğudur.” diye konuştu.
Hayatın boşluk kabul etmediğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
“Sizin bıraktığınız her boşluk ya sosyal medya şarlatanları ya FETÖ’vari terör örgütleri ya beşinci kol elemanları ya zehir tacirleri ya marjinal yapılar ya küresel güçlerin teşvikiyle yaygınlaşan sapkın ve sapık akımlar ya da emperyalistlerin içimizdeki aparatları tarafından mutlaka doldurulacaktır. Yakın tarihimizde bunun pek çok örneğine bizzat şahitlik ettik. Ülkemizin en parlak evlatlarını teröre, şiddete, cehalete ve Batı özentisi müstevlilerin senaryolarına maalesef kurban verdik. İstikbalimizin teminatı olan nice gencimizin hayatının uyuşturucu, kumar, fuhuş ve alkol batağında karardığını gördük. Kalem tutması gereken gençlerimizin eline silah tutuşturdular. Kimi zaman kandırdıkları, kimi zaman zorla dağa kaçırdıkları gençleri kendi insanına, kendi ülkesine düşman ettiler.”