enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
23:33 Dışişleri Bakanı Fidan, yarın Fransa’ya gerçekleştireceği resmi ziyaret kapsamında, Fransa Avrupa ve Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot ile bir araya gelecek…
23:09 Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Aydın, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “boykot” çağrısına tepki gösterdi…
22:49 Bahçeli’den sokak çağrılarına tepki: Şuursuzluk ve sorumsuzluk
22:20 Cumhurbaşkanı Erdoğan, Salı günü vefat eden AK Parti Kocaeli İl İstişare Kurulu Üyesi ve eski Ulaşlı Belediye Başkanı Burhan Abiş’in cenaze törenine katıldı…
22:11 Ömer Çelik: Özgür Özel’in geldiği nokta Türkiye’yi topyekun tehdit etmektir
22:01 Trabzonspor U19 UEFA Gençlik Ligi’nde yarı finalde
21:55 Fahrettin Altun: Siyasi rekabet, ilke ve vizyonla yapılır; tehdit ve sindirme ile değil
21:37 Birleşik Irak Türkmenleri Cephesi’nden Talabani’nin açıklamalarına tepki!…
21:13 Acıların gölgesinde bir Ramazan Bayramı daha
20:19 CHP Neden Boykot Çağrısı Yaptı?
18:55 Fidan’ın Washington Ziyareti ve Türkiye’nin Stratejik Otonomisi
18:30 Sokak Siyasetinden Geriye Ne Kalır?
18:10 Adalet Bakanı Tunç, Silivri’de işkence ve kötü muamele yapıldığına dair iddialara yanıt verdi…
13:33 Bilgisayar korsanları, zayıf gördükleri gıda endüstrisine saldırıyor!
13:24 Gazeteci Serkan Borlak hayatını kaybetti 
12:59 Kocaelispor Sakarya’yı eli boş gönderdi!…
09:26 Irak ile Kuzey Irak Arasında Türkiye’ye Petrol İhracatı Gerilimi Çözülecek Mi?
09:18 “Klinik Araştırmalar Eğitim Programı” gerçekleştirildi
08:50 Bipolar bozukluk, genellikle 15-35 yaş arası bireylerde ortaya çıkıyor
08:43 Saha İstanbul Haber Bülteni!…
TÜMÜNÜ GÖSTER →

“Dindar muhafazakarlar değişmedikçe” sözünün dayanılmaz kibri!

“Dindar muhafazakarlar değişmedikçe” sözünün dayanılmaz kibri!
15.03.2021
A+
A-

TÜHA HABER / STAR Gazetesi Yazarı Halime KÖKCE, Şerif Mardin’in Türkiye’ye uyarladığı çevre-merkez ikileminin, devlet yönetimindeki elit değişimine direnci ifade ettiğini belirterek, Cumhuriyet’i kuran kadroların tahayyül ettikleri toplum modeliyle çevrenin kendiliği arasındaki ikilem oluşturduğunu ifade etti.

Ah be Ahmet abi! - Halime Kökçe - Star GazetesiHalime KÖKCE, Cumhuriyet tarihi boyunca devam eden bu ikilem ve mücadelenin, darbelere rağmen her daim çevrenin bir adım daha merkeze yaklaşmasıyla sonuçlandığına dikkat çekti.

Merkezin mukimlerine” göre bir bozulma, yozlaşma olan bu sürecin, Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle başladığını söyleyen Halime KÖKCE, halkın talep ve beklentilerinin siyasete taşınmasının Cumhuriyet’in siyasi seçkinleri için en büyük felaket olduğunu açıkladı.

“CHP’nin halkçılığı da zaten “halka rağmen halkçılık“tır” diyen Yazar Halime KÖKCE, “Yani “Halkı kendi başına koyverirsen önünü alamazsın” halkçılığı…Demokrat Parti ile başlayan süreç, eğitimsiz taşranın, eğitimli merkezi taciz etmesidir aslında ve 1961 Anayasası ile ihdas edilen anayasal kurumlar da kaçınılmaz olan bu süreci yavaşlatmak ve siyaset kurumunun halka fazlaca yüz vermesinin ya da halktan fazlaca yüz bulmasının önüne geçmek içindir. Nitekim seçim dönemlerinde halka verilen vaatler, bu anayasal kurumlar sayesinde tutulamamıştır” dedi.

Halime KÖKCE,  bu yüzden siyasetin hiçbir zaman güvenilen bir kurum olamadığına dikkat çekerek, “iktidar, siyaset kurumundan çok siyaset üzerindeki vesayet kurumlarında olduğu için de siyasetçiler ya asılmış, ya şapkasını alıp gitmiş, ya yüzüne anayasa kitapçığı fırlatılmış, ya boncuk boncuk terletilmiş ya da pijamayla karşılanmıştır…Bu makus talihin değişmesine vesile olan ise dostu da düşmanı da takdir edecektir ki AK Parti ve Recep Tayyip Erdoğan’dır” değerlendirmesinde bulundu.

“Önceki akşam Clubhouse’ta Etyen Mahçupyan’la yapılan bir söyleşiye denk geldim ve Mahçupyan gibi başka pek çok seküler-liberal aydının, muhafazakar medyada yer bulduğu, itibar gördüğü 28 Şubat dönemine gittim” diyen Yazar Halime KÖKCE, “Nazlı Ilıcak, Ali Bayramoğlu, Nuray Mert, Kürşat Bumin, Etyen Mahçupyan… ilk aklıma gelenler bunlar…” olduğuna vurgu yaptı.

Bu isimlerin adeta Türkiye’nin sessiz çoğunluğunun “elinden tutmuş” kanaat önderleri olduğunu belirterek, hatta Meclis’te Merve Kavakçı’ya, CHP-DSP vekilleri ve dönemin Başbakan’ı Bülent Ecevit tarafından “haddinin bildirildiği” o gün, Nazlı Ilıcak’ın ifa ettiği rolün tam da böyle bir şeydi olduğunun altını çizdi.

Halime KÖKCE, “Dindar Muhafazakarlara ablalık-ağabeylik yaparak yeni bir vesayet ilişkisi kuruluyordu adeta. Mahçupyan’a biri, “Siz gerçekten inandığınız için mi AK Parti’yi desteklediniz?” gibi bir soru sordu. Mahçupyan’ın verdiği cevap bana kalırsa dindar muhafazakar kesim üzerinde Kemalist toplumcuların kurmaya çalıştığı vesayetten daha az üstenci değildi. Özetlemeye çalışacağım bu bakış açısı sadece Mahçupyan’la sınırlı da değil. AK Parti’den ilk liberal kopuş dalgasından bu yana izini sürebiliriz bu üstenciliğin” ifadesini dile getirdi.

“Özetle diyor ki Mahçupyan, Türkiye’nin büyük çoğunluğunu bu kesim oluşturuyor ve Türkiye’nin demokratikleşmesi muhafazakarların değişmesine bağlı” dediğini hatırlatan Halime KÖKCE, “Bu yüzden AK Partililer her çağırdığında gitmiş, onlara akıl vermiş. Bir tür eğitici yani. Dindar muhafazakarları görücüye çıkartan, küresel elitlerle tanıştıran, küresel değerlerle barıştıran bir mürebbiye…” olduğuna dikkat çekiyor.

STAR Gazetesi Yazarı Halime KÖKCE, şöyle devam ediyor:

“Şu anda Gelecek Parti’sindeki misyonunu da böyle görüyor.

Diyorum ki ben de; toplumun çoğunluğunu terbiye edilmesi ve değiştirilmesi gereken bir yığın olarak gören bu bakış açısıdır asıl sorunlu olan.

Toplumun terbiye edilmesi gerektiğini düşünen bu kibir, Cumhuriyet’in Kemalist kadrolarında daha kaba saba haliyle vardı, küresel liberalizmi kıble edinmiş bu kanaat önderi elitlerde ise daha sofistike şekilde tezahür ediyor.

Son tahlilde muhafazakar toplum, terbiye edilmesi, küreselleştirilmesi -örneğin LGBT’yi içselleştirmesi- gereken ‘az gelişmiş’ bir kitle olarak görülüyor.”

HABER : Ataner YÜCE & Emekli TRT Muhabiri

[TÜHA Haber Ajansı, 16 Mart 2021]

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.