Ege Adaları ve Doğu Akdeniz Politikaları

TÜHA HABER / Türk Ocakları Kocaeli Şubesi’nce ‘Ege Denizindeki Adaları ve Doğu Akdeniz Enerji Politikaları ‘ konusunda bir toplantı düzenlendi.


Toplantının açılış konuşmasını yapan Şube Başkanı Yücel Alpay Demir;” bu gün 12 eylül de, merhum Ozan Arif’in tabiri ile kara eylülde cuntacılar tarafından idam edilen başta Mustafa Pehlivanoğlu olmak üzere bütün masum vatan evlatlarını rahmet, minnet ve dua ile anıyor, ayrıca şartları olgunlaştıran ve ihtilal için zemin hazırlayan insanların birbirini öldürmesi için Kaos planlarını devreye sokan bir sağdan bir soldan astık gibi cani ifadelerle vatan evlatlarının canına kıyan “Amerika’nın bizim çocuklar dediği” onun bunun çocuklarını da lanetle anıyorum” dedi.
Yücel Alpay Demir, Özellikle son 15 yılda sık sık konferans söyleşi ve basın açıklamaları düzenleyerek, Rum ve Yunan hükümetlerinin bizi İskenderun ve İzmir limanlarına hapsetme çabalarının beyhude olduğuna dikkat çekerek, özellikle EGE, AKDENİZ ve KARADENİZ’ de ki enerji yataklarının Rusya’nın Kırım’ı işgal etmesi, Suriye’ye asker göndermesi, Fransa’nın Libya’da söz sahibi olmaya çalışmasının, terör örgütlerini finanse etmesinin, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, Mısır ve İsrail ile deniz yetki alanı anlaşmaları yapmasının dahil tüm senaryoların aslında nedeninin aynı ENERJİ olduğunu anlatmış, mevcut hükümetlerimizi ve konuyla alakalı tüm yetkilileri siyasetçileri uyarmaya gayret ettiğimizin altını çizdi.

“Hamd olsun Yüce Allah’ın da yardımı ile pek çok Milli meselede olduğu gibi bu konuda da son virajda yani eyvah iş işten geçiyor mu? Derken Devletimiz olaya el koyarak bir zamanlar Türk Gölü olan EGE ve AKDENİZ’de bize rağmen yapılmış tüm planları bozarak tekrar söz sahibi olduk” diyen Başkan Demir; “Her konuda, her zaman ve her şartta olduğu gibi Devletimizin ve hükümetimizin yanında ve destekçisi olduğumuzu herkes bilir” şeklinde konuştu.
Yücel Alpay Demir konuşmasının sonunda, “Türk Ocakları olarak Ege’deki Adalar Doğu Akdeniz’deki haklarımız ve Karadeniz’deki enerji yatakları politikalarımız ile ilgili faaliyetlerimiz devam edecektir” dedi.

Stratejist Emekli Binbaşı Doç.Dr. Poyraz Gürson
Konuşması için söz alan, Stratejist Emekli Binbaşı Doç.Dr. Poyraz Gürson konuşmasında, “Ege Adalarının hukuki statüsünün, 30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması, 14 Kasım 1913 Atina Antlaşması, 13 Şubat 1914’de Yunan Hükümetine tebliğ edilen Altı Büyük Devlet Kararı, 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması, 04 Ocak 1932 Türk İtalyan Sözleşmesi, 1936 Montrö Sözleşmesi ve 1947 Paris Antlaşması olmak üzere toplam yedi antlaşma ve sözleşme ile belirlenmiştir” ifadesini kullandı.
“Yakındoğu olarak adlandırdığımız coğrafyayı kontrol eden Doğu Akdeniz, Türkiye’nin güney kıyılarının doğal uzantısıdır” diyen Doç.Dr. Poyraz Gürson . Doğu Akdeniz’in, Ortadoğu, Kafkaslar ve Orta Asya enerji bölgelerini ve bu enerjinin deniz güzergahları ile enerjinin tüketim noktalarına ulaştırılmasındaki limanları kontrol eden ve bu imkanlara sahip olan bir bölge olduğuna dikkat çekti.

Doç.Dr. Gürson, Eski çağlarda dünya ticaretinin düğüm noktası olan Ortadoğu’ya hâkim olan gücün, gelecekte tüm enerji kaynaklarına ve güzergahlarına hâkim olacağını ve bu yüzdendir ki 200 yıldan fazla bir süredir batılı devletlerin dikkatini çektiğini söyledi.
Gelecekte, çok kutuplu bir dünyadan bahsetmenin yerinde olacağına vurgu yapan Doç.Dr. Poyraz Gürson, Ortadoğu’da özellikle İkinci Dünya Savaşı sonrası hakim güç olan Amerika Birleşik Devletleri’nin, son 20 yıllık süreçte hakimiyetini kaybetmeye başladığını açıkladı.
ABD’nin, Irak ve Suriye’de kalıcı askeri üsler elde ederek kontrol etme gayretlerini devam ettirdiğini hatırlatan Doç.Dr. Gürson, Ortadoğu’da ABD’nin en sadık müttefiki olan İsrail ile Arap devletlerinin ilişkilerini geliştirerek, Arap blokunu parçalama ve İsrail’e karşı müşterek politika yapma imkanlarını ortadan kaldırdığını ve benzer hususun İslam İşbirliği Örgütü içinde de olabileceği beklentisinin bulunduğuna dikkat çekti.

Doç.Dr. Poyraz Gürson, Rusya Federasyonu’nun, özellikle Suriye’deki durumu fırsat bilerek bölgede pay kapma ve kalıcı olma gayretleri içinde bulunduğuna işaret ederek, Eylül 2015 yılında iç savaşı sonlandırmak ve barışı sağlamak için geldiği Suriye’de kalıcı deniz ve hava üsleri kurduğunu aktardı.
“Diğer taraftan Çin, bölgeye askeri olarak değil de ticari olarak gelmekte, altyapı yatırımları yapmakta, deniz ticaretini kontrol eden limanları ele geçirmektedir” şeklinde konuşan Stratijist Doç.Dr. Gürson, Doğu Akdeniz’de Aşkelon, Hayfa, Port Said, Pire, Abu Dabi ve Dubai limanları ile Pakistan’ın Gwadar limanlarını işletmeye başlamıştır. Ayrıca, kuşak yol girişimi (Belt and road initiative) kapsamında demiryolu, karayolu ve köprü inşaatları ile kontrol etmektedir. Çin, İran ile ABD ambargosuna ve BMGK kararlarına rağmen ilişkilerini ve yatırımlarını devam ettirmektedir” dedi.
Doç.Dr. Poyraz Gürson, Doğu Akdeniz’in, aynı zamanda bir kısmı tespit edilmiş ve tespit edilmeyi bekleyen enerji yataklarına sahip bulunduğunu ifade ederek, bu enerjinin doğal sahibi ve sahildar olan ülkelerin ekonomik bölgeleri ile sınırlı olduğunu açıkladı.
Türkiye’nin kıyılarının uzantıları olan bölgelerdeki rezervlerin tespiti, çıkarılması ve pazarlara sunulmasının öncelikle tartışmasız şekilde Türkiye’ye ait olduğunun altını çizen Doç.Dr. Gürson, “Yunanistan’ın veya Fransa’nın bölgede bayrak göstermesi kabul edilemez. Bu arada Fransa, AB liderliğini kapma yarışında Almanya şansölyesinin değişimine hazırlık yapma ve AB ordusu hayali&telaşı ile Doğu Akdeniz’de söz sahibi olma gayretleri içinde” olduğunu söyledi.
Stratejist Emekli Binbaşı Doç.Dr. Poyraz Gürson, Doğu Akdeniz’de olası bir sıcak çatışmanın galibinin şimdiden belli olduğunu belirterek, “Türk Silahlı Kuvvetleri, harp sanayini büyük ölçüde milli teknolojisinde almaktadır. Hava Kuvvetleri, havada ikmal yapma yetenekleri ile harekât çapını istenilen mesafelere uzatmakta, insansız hava araçları (silahlı/silahsız) milli teknolojimizle gücümüzü artırmakta, Deniz kuvvetlerimiz her zaman Mavi Vatanın savunmasında görev yapmaya hazır durumdadır. Kara Kuvvetlerimiz, en az iki cephede harekât yapabilecek imkân ve kabiliyettedir” şeklinde konuştu.

Doç.Dr. Gürson, sonuç olarak; diğer devletlerin Ortadoğu bölgesi ve Doğu Akdeniz’de neler yaptıklarının ve/veya yapabileceklerinin farkında olarak, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Türkiye’nin, hak ve menfaatlerinin savunulmasında verilecek her görevi başarı ile yapacağına güvenlerinin tam olduğunu kaydetti.
Programın sonunda katkılarından dolayı Binbaşı Poyraz Gürson’a ve salgın süreci başlamadan önce yapılan Doğu Türkistan Konulu şiir yarışmasında dereceye giren Eyüp Cüce, Rasim Yılmaz, Züleyha Özbay Bilgiç ve Cevat Nas’a plaketleri verildi.
Toplantıya, Aydınlar Ocağı Başkanı Süleyman Pekin, BBP İl başkanı Remzi Kaya, BBP körfez ilçe başkanı Bayram Kurtaran, Kocaeli Milli Kuruluşlar Birliği başkanı Eren Elmalı, Alperen Ocakları il başkanı Murat Ağçay, Kocaeli Türkçüler Başkanı Özer Mert Özdemir ve dinleyiciler katıldı.
[TÜHA Haber Ajansı, 14 Eylül 2020]
Yorumlar