Epstein Skandalı ve Sinagog Tünelleri Ne Anlatıyor?
Küresel gündem, MOSSAD casusu Jeffrey Edward Epstein’in Dünyanın önde gelen etkili isimlerini İsrail lehine yönlendirmek üzere kurduğu iğrenç seks tuzağının ifşası neticesinde ortaya dökülen haberler ve yayınlanan isim listeleri ile çalkalanıyor.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Türkiye’nin ilk strateji merkezlerinden Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’nin kurucularından ve Başkan Yardımcısı Alper TAN, kaleme aldığı “Epstein Skandalı ve Sinagog Tünelleri Ne Anlatıyor?” başlıklı yazısında, bunu, “pedofili” olarak ifade edenlerin de olduğuna dikkat çekti.
Alper TAN, “Fakat pedofili olarak göstermek son derece yanlış. Çünkü “Pedofili” veya “sübyancılık,” “Yetişkin yaştaki bir kimsenin ergenlik öncesi çocukları cinsel açıdan çekici bulması ve cinsel eğiliminin çocuklara yönelik olmasına neden olan psikoseksüel rahatsızlık” olarak tanımlanıyor. Yani pedofili, bir çeşit hastalık. Fakat MOSSAD elemanı Jeffrey Epstein’in yaptığı iğrençlik, pedofiliyi çok çok aşan bir suç” olduğunu açıkladı.
Alper TAN, şunları söyledi:
“Dolayısıyla bu suç, gayri iradi gelişen bir hastalık mazereti ile kesinlikle izah edilemez. O sebeple konuyu anlatırken kullanılan kelimeler ve kavramlar doğru seçilmelidir. MOSSAD’ın yani İsrail’in yaptığı eylem, dünyadaki etkili isimleri Tel Aviv, Yahudilik veya Siyonizm’in hizmetinde kullanmak için tuzağa düşürülen, uçkuruna düşkün kişilerin suç ve günah işlerken yine MOSSAD tarafından çekilmiş olan fotoğraf ve videoları, tehdit ve şantaj silahına dönüştürerek o şahısların gücünü ve etkisini yönetmek ve yönlendirmektir. Yani “pedofili” olarak ifade edilecek şahsi bir suç değil, “örgütlü/kurumsal olarak organize edilen kolektif bir suçtur. Tıpkı soykırım suçu gibi”.
Bu suçla ilgili olarak, 2019’da cezaevinde öldü-rüldü-ğü için mahkeme dosyası bilinçli şekilde kapattırılarak sadece bu dosyanın kapatılmadığını dile getiren TAN, Epstein’in gizli-kirli bağlantılarının da kapatılmaya çalışıldığını ifade etti.
Jeffrey Edward Epstein kimdir?
Jeffrey Epstein, 1953’te ABD/Brooklyn, NYC’de, Yahudi bir ailenin oğlu olarak doğdu. Annesi Pauline bir okulda hizmetçi olarak çalışıyordu. Babası Seymour Epstein New York’taki parklarda çalışan sıradan bahçıvandı. Jeffrey ise bir öğretmendi. Peki böyle bir aileden gelip böyle bir meslekle nasıl dünya çapında milyarder oldu! Bu güne kadar hiç kimse buna ikna edici bir cevap verebilmiş değil.
Jeffrey Epstein, sıradan bir sapık değil, sapıklığı, İsrail dış istihbarat teşkilatı MOSSAD adına görev olarak icra eden nitelikli bir casustu. Bu kimliğini gizlemek için ise kendi adına kurduğu vakıflar aracılığıyla birçok üniversite ve araştırma merkezleri gibi kurumlara “hayır” görüntüsü ile bağışlar yapan bir istihbarat görevlisiydi.
Epstein, 2008’de biri 18 yaşından küçük iki genç kıza fuhuş amaçlı istismardan suçlu bulundu. Tartışmalı bir anlaşma sonucu 13 ay hapis cezasına çarptırılarak farklı bir şekilde kısa yoldan kurtarılıp esas görevi ve büyük pislik örtülmüş oldu. Ancak 2019’da Florida ve New York’ta küçük çocukları taciz etmek ve fuhuş nedeniyle tekrar tutuklandı. Tutuklandıktan sadece birkaç gün sonra 10 Ağustos 2019’da tutuklu bulunduğu Manhattan’daki Metropolitan Cezaevi’nde ölü olarak bulundu!
Yıllardır Epstein hakkında haberlere imza atan Amerikalı soruşturmacı gazeteci Julie K. Brown, “Ne FBI ne ABD Adalet Bakanlığı beni Epstein’ın intihar ettiğine ikna etmedi. Neden mahkemeye çıkmadan pes etsin ki?” diye soruyor. Brown, bununla birlikte bir dizi başka karanlık ayrıntıya dikkat çekiyor: Epstein’ın ölmeden evvel boynundaki üç kemiğin kırılması ve onu hapishane hücresinde gözetlemesi gereken iki gardiyanın gizemli bir şekilde uykuya dalması gibi…
Epstein’ın kendisi gibi Yahudi olan eski sevgilisi Ghislaine Maxwell, Birleşik Krallık medya ve yayıncılık devlerinden Robert Maxwell’in kızıydı. Robert Maxwell de Epstein gibi MOSSAD casusu idi. Hatta Jeffrey Epstein’ı MOSSAD’la tanıştırıp onun bağlantısını kuran kişinin Robert Maxwell olduğuna dair ciddi itiraflar var.
Robert Maxwell kimdir?
Ian Robert Maxwell, 10 Haziran 1923’te Çekoslovakya’da fakir bir Ortodoks Yahudi ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmişti.
Robert Maxwell, Nazi işgalinden kaçtıktan sonra genel olarak Yahudilerin stratejik sektörlerden biri olarak görerek ilgi duydukları medya sektörüne girdi. Pergamon Press’i büyük bir akademik yayıncıya dönüştürdü. Diğer yayıncılık şirketlerinin yanı sıra British Printing Corporation, Mirror Group Newspapers ve Macmillan Publishers’ı arka arkaya satın aldı. Ama sadece medyada yer edinmedi, finans işlerinin yanı sıra siyasete de girdi, parlamenter oldu, tarihin en büyük dolandırıcılarından birine dönüştü.
Seneler sonra 2 milyar dolar değerindeki krediyi temerrüde düşürüp, kaçınılmaz iflasıyla yüzleşmeyi reddecek, şirketinin emeklilik fonundan milyonlarca sterlin yağmalayacak hatta kendi personelinin emekli maaşlarından çalacaktı.
1991 yılında, yatından denize düştüğü/atıldığı anlaşılan cesedi Atlantik Okyanusu’nda bulundu. MOSSAD’ın suikast timinin, yatta etkisiz hale getirdiği Maxwell’in ensesine boyun damarından hava enjekte ettiği, sonra da Atlantik sularına attığı ifade ediliyor. Maxwell’in cesedine otopsi yapan İspanyol yetkililer, “Geniş otopsi için Maxwell’in cesedini Madrid’e göndermek istedik. Ancak İsrailli yetkililer buna izin vermedi. Bu çok ilginç” diyerek, imalı açıklamada bulunmuşlardı. Çünkü MOSSAD, cinayetin örtülü kalmasını istiyordu.
Pulitzer ödüllü ABD’li gazeteci Seymour M. Hersh, ‘The Sampson’s Option’ adlı kitapta Robert Maxwell’in MOSSAD ajanı olduğunu açıkladı. Suiksatten bir süre önce yapılan bu açıklama, MOSSAD tarafından da yalanlanmamıştı. (devam edecek-Epstein meselesi nedir ve ne değildir?)
***
Yazar hakkında
Alper TAN, 20 Mayıs 1966’da Kahramanmaraş’ın Andırın ilçesinde doğdu. Tahsilini Andırın, Kadirli, Osmaniye, İstanbul ve Konya’da tamamladı. Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesi Tarih Bölümü’nden mezun oldu. Gazeteciliğe, 1989’da Konya’da başladı. 1994 yılında Amasya ve Van/Erciş’te askerlik görevini tamamladı. Çeşitli yayın kuruluşlarında gazeteciliğe devam etti. 1997’den 2018’e kadar Kanal A’da yöneticilik, İcra Kurulu Başkanı ve Genel Yayın Yönetmeni olarak görev yaptı.
1997’den itibaren, “Seçmen Soruyor” “Gözden Kaçanlar” adlarında haftalık programları yayınlandı. Merhum Büyükelçi Gündüz Aktan, merhum Büyükelçi İnal Batu ve eski Dışişleri Bakanı Yaşar Yakış’la birlikte “Gündem Ankara” adıyla sadece “dış politika” konuşulan programı hazırlayıp sundu. Yakın tarihe dair “Dünden Yarına” isimli seri belgesel programın konsept danışmanlığını yürüttü. Ayrıca Kanal A’da hafta içi her sabah yayınlanan “Manşetlerin Dili” isimli, günlük gazetelerin kritik edildiği kuşak programı ve Pazartesi akşamları da, “Sivil Düşünce” isimli haftalık programı yaptı. Çeşitli dergilerde düzenli olarak makaleler yazdı.
Yurt içi ve yurt dışında çok sayıda konferanslar verdi. Sarı basın kartı sahibi olan Alper Tan, ülke, bölge ve dünya meseleleri hakkında Kanal A’da “Analiz” adıyla video yorumlar yayınladı. Ayrıca kanalahaber.com, sde.org.tr ve turktime.com sitelerinde de makaleleri yayımlandı.
Türkiye’nin ilk strateji merkezlerinden Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE)’nin kurucularından olan Alper Tan şu an itibariyle SDE başkan yardımcısı olarak görev yapıyor ve sde.org.tr’de yazıyor..
Üyesi olduğu veya görev yaptığı kuruluşlar:
Stratejik Düşünce Enstitüsü SDE YİK Üyesi, TOBB Medya Meclisi Başkan Yardımcısı, Televizyon Yayıncıları Derneği (TVYD) Yönetim Kurulu Üyesi, TİAK AŞ (Televizyon İzleme Araştırmaları Kurumu) Yönetim Kurulu Üyesi, RATEM (Radyo TV Yayıncıları Meslek Birliği) üyesi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Üyesi,Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD) Üyesi.