Eski Bakan Akarcalı’dan Başkan Erdoğan’ın Türkiye liderliğine övgü: Devrimci bir yaklaşımla yönetti.
* Anavatan Partisi kurucularından Eski Bakan Bülent Akarcalı, Türkiye’nin 21 yıl yılda yaşadığı değişime dair önemli tespitlerde bulundu.
* Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iradesini yapacağı işe yansıtan bir karakterde olduğunu söyleyerek hayata geçirdiği projelerle devrimci bir yaklaşımı benimsediğini söyledi.
* Akarcalı, CHP’nin bürokratik bir parti olduğunu belirterek “Son seçimlerde görüldü ki halk CHP’ye güven duymuyor, sorun çözeceğine inanmıyor. Tayyip Erdoğan’daki güçlü irade ışığı CHP’de ve altılı masada bulunmuyor.” dedi.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Eski Bakan Anavatan Partisi kurucularından Bülent Akarcalı, Türk siyaseti üzerine önemli tespitlerde bulundu.
Sabah’a konuşan Akarcalı, AK Parti’nin 21 yıllık iktidarında ülkede devrimci bir anlayışın benimsendiğini dile getirdi. Akarcalı şu açıklamalarda bulundu: “1800’lerden itibaren Osmanlı kendini sorgulamaya başlayınca ıslahat kavramı ortaya çıktı. Ancak Osmanlı’nın Avrupa’yla arasındaki fark ıslahatlar ile kapatılmaya yetmedi. Cumhuriyet dönemine baktığımızda ise cumhuriyetin kurulması bir devrimdi.
1950’lerden sonra da Türkiye’de yapılan hep olanı iyileştirmeye çalışmaktı yani ıslahattı, baştan sil baştan yenileme değildi. Bunu bir Turgut Özal ekonomi ve fikir özgürlüğü alanında biraz yapmaya çalıştı ancak o dönemde ciddi bir askeri ve sivil bürokrasinin baskısı altında kaldık.
Dönemin medyası yapılacak büyük değişikler konusunda iş dünyasının keyfine göre tavır alıyordu. Türkiye Cumhuriyeti’nin bu ıslahat dönemi 2002 yılında AK Parti iktidara gelene kadar sürdü.”
GÜÇLÜ BİR İRADE ORTAYA KOYAN ÜÇ LİDER
“Tarihte yaptığı şeyleri güçlü bir iradeye dayalı olarak yapan üç şahsiyet görüyorum. Biri Fatih Sultan Mehmet’tir ki 19 yaşında “İstanbul’u alacağım” demiştir ve bunu gerçekleştirmek için İstanbul’un surlarını döven topları kendisi düşünmüştür. Bu bir irade ortaya koymaktır. Elinde o toplar yoktur ama inanmıştır. Mustafa Kemal Atatürk 1918’de Suriye’den İstanbul’a döndüğünde Haydarpaşa’dan bindiği tekneyle işgalci düşman zırhlıları arasından geçerken cebinde beylik tabancası dışında hiçbir bir gücü olmamasına rağmen “Geldikleri gibi giderler” demiştir. Bu bir irade ve inanmışlıktır ve nitekim de işgalciler milli mücadele sonunda geldikleri gibi gitmişlerdir.”
GEÇTİĞİMİZ 20 YIL DEVRİMCİ BİR YAKLAŞIMIN ÜRÜNÜDÜR
“2002 yılında Tayyip Erdoğan, 15 bin kilometre çift yol yapacakları söylediğinde inanamamıştım. Türkiye’nin böyle bir şeyi yapacak imkânının olduğuna inanamadım ama sonuçta Tayyip Bey’in ortaya koyduğu irade bunu yaptı. Neden çünkü o da inanmıştı ve bir irade ortaya koymuştu. Bunu Tayyip Bey’in kendisine de söyledim. İşte bu anlamda baktığımızda geçtiğimiz 20 yıl alt ve üst yapı açısından bir ıslahat değil, bir devrim dönemidir.
Tayyip Bey ve AK Parti ‘mevcut yolları iyileştirelim, eski yolları genişletelim, mevcut köprüleri iyileştirelim‘ demedi. Devrim yaparak sıfırdan yenilerini en iyilerini inşa etti. Bakınız, köprüler, havaalanları, hızlı trenler vs. bunların hepsi hızla büyüyen Türkiye için devrimci bir yaklaşımdı. Teknofest’e baktığımız zaman da karşımıza devrimci bir yaklaşım çıkıyor. Devrimci bir fikir ve uygulamadır. Son derece de başarılıdır. Ne yapıyor? Her yıl yüz binlerce genci oraya çekiyor. Bu gençler içinden belki yüz kişi çıkacak ve dünya ile mücadele edecek.”
CHP’NİN BAŞINA SİYASİ, SOSYAL VE EKONOMİK BİR BİRİKİMİ OLAN BİRİ GEÇMESİ LAZIM
CHP içinde yaşanan lider krizine de değinen Akarcalı, “CHP’nin başına hem siyasi hem sosyal hem de ekonomik bir birikimi olan bir adayın çıkması lazım” diye konuştu. Tayyip Erdoğan’ın siyasi birikimini örnek veren Akarcalı, ” Şimdi bakıyorsun Tayyip Bey İstanbul İl Başkanlığı’ndan geliyor. Refah gibi gece gündüz çalışan bir partide il başkanlığına seçilebilmek için diğer kimselerden çok daha fazla çalışmak gerekiyor. Belediye başkanlığında sabah dörtte asfalt döküyordu. Dolayısıyla ve başbakanlık koltuğuna oturduğunda ciddi bir birikim vardı arkasında. CHP’de liderlik için adı geçenlerin böyle bir birikimleri yok” dedi.
CHP BÜROKRATİK BİR PARTİDİR
“Bugünkü CHP’yle Mustafa Kemal’in kurduğu CHP arasında güney ve kuzey kutbu kadar fark var. CHP bir Atatürk ideolog değildi. Sağcı veya solcu değildi. Gerçekçi birisiydi. Kurulan partinin adı Halk Fırkası‘dır. Halkın partisidir. Halkın partisi bir sağ partidir. Merkez sağ partidir. Bugün Avrupa’nın merkez sağ partilerinin büyük bir kısmının adı Halk Partisi diye başlar. Halk Fırkası olarak kurulan Atatürk’ün kurduğu parti aslında 1940’lardan sonra mutasyona uğramıştır. Yapısal ve fikri zihni olarak değişmiştir ve o zamanın aydın kesimi de gücünü Mustafa Kemal’den alabilmek için Kemalizm dediler.