“Kassam korkusu İsrail’i bitirir. Mücahitlerin kaybedecek şeyleri yok. Sıkıştırılmış kedinin aslandan daha yırtıcı olduğunu yakından gördüler. Başlangıçta, Filistinlileri bombalarla sıkıştırıp yurtlarını terk etmeye zorluyorlardı. 7 Ekim’den bu yana Filistin’e Hiroşima’nın 3 katı büyüklüğünde 65 bin ton bomba yağdırdılar. Filistinli bacılar, “Başka ülkede sığınmacı olmaktansa, vatanımızda ölmek daha onurludur” diyorlar.
İsrail çetesi Gazze’yi bitirmek istiyor. Önce Sina Çölü’ne sürmeyi planladı. Şimdi, yüksek paralar, lüks yaşantı karşılığında “gönüllü göç”ü öneriyorlar. Siyonist İsrail’in Ulusal Güvenlik Bakanı İtamar Ben-Gvir, “Dünyada bize yardım edecek ortaklarımız var” demişti. İki gün önce İsrail’in kirli planı basına yansıdı. Ruanda ve Çad’la görüşmeler yapılıp Filistinlilerin bu ülkelere gönderilmesi girişimleri içindeler.
Terör ve provokasyonlar uluslararası boyut kazandı. HAMAS’ın ikinci ismi Salih el-Aruri’nin Beyrut’ta şehit edilmesi; Türkiye, İran ve Lübnan’daki saldırı ve provokasyonlar; Suudi Arabistan’da bir maç üzerinden geliştirilen provokatif söylemler ve Türkiye gündemini meşgul eden kışkırtıcı gündemler toplumda korku ve endişe oluşturmaktan başka hangi amaca hizmet eder, dersiniz?
İNGİLTERE’YE DİKKAT
İSRAİL ordusunda yılgınlık ve halkın Tel Aviv’de “Savaşı durdurun!” gösterileri yapması; bundan sonra İsrail’de yaşamaktan ümitlerini kesmeleri ABD ve Batı ülkelerini telâşlandırdı. İngiltere’nin önde gelen Yahudi hahamlarından Elhanan Beck, “İsrail’in Yahudiler için güvenli bir yer olmaktan çıktığını” (29.12.2023) açıkladı. Soykırımcılar Uluslararası Adalet Divanında yargılanmaktan korkmaya başladı.
Katil İsrail’in zor duruma düşmesi İngiltere’yi çok rahatsız etti. Yemen’deki Husiler, İsrail’e giden ticaret gemilerini Kızıldeniz’den geçirmiyorlar. Hele, Husilerin İsrail ve ABD’ye yaptırım uygulayacak yeni stratejileri olduğunu söylemeleri İngiltere’yi çılgına çevirdi. Husilere karşı harekete geçme hazırlığı başlattılar. İlk olarak İngiliz enerji şirketi British Petroleum’la irtibata geçtiler.
İsrail, şimdi de savaşın bitmesinden sonra, Gazze şeridindeki Filistinli mültecileri Batı ülkelerine yerleştirmek için eski başbakan Tony Blair’i arabuluculuk yapmaya ikna turlarında! İsrail her yolu deneyerek Filistinlileri bölgeden uzaklaştırma tuzakları peşindedir. Asıl işgalcinin işgal ettiği topraklardan çekilip gitmesi gerekirken, bölgenin asıl sahiplerinin topraklarının gaspını sürdürmek ne büyük küstahlıktır!
Filistin işgalinin bugünkü noktaya gelmesinde İngiltere’nin büyük rolü vardır. Baş sömürgeci, önce Osmanlı’nın yıkılması konusunda nice yöntemler denedi. Çanakkale’de perişan olduktan sonra, rövanşını almak için Irak Cephesi’ne yöneldi. Kût-ul Amâre’de de büyük yenilgiye uğradı. İşin peşini bırakmadı. 16 Mayıs 1916’da Osmanlı’yı yıkmak, İslâm dünyasını yok etmek için “gizlice” Fransa ile Sykes-Picot Antlaşması’nı yaptı.
İSRAİL’İN İŞGALİ
İNGİLTERE 1917’de Balfour Deklarasyonu’nu yayınlayıp İsrail’i işgal etti. Dünyanın çeşitli yerlerindeki Yahudileri Filistin’e yerleştirmeye başladı. Bölgede iki farklı toplum oluşturdu. Anlaşmazlıklar, çatışmalar dönemine girildi. Konuyu BM’ye taşıdı. BM iki ayrı toplumun varlığını tanıdı. Böylece İsrail adı verilen suni bir yapı oluştu. 1948’de İngiltere işgal görevini İsrail’e bıraktı. Kolay sömürebilmek için terörist yapının bölgedeki varlığını çıkarlarına uygun buldu.
Siyonist İsrail Filistin işgalini sürdürdü. Batı sömürgecidir, ama İngiliz sömürgeciliği daha kapsamlıdır. “Üzerine güneş batmayan imparatorluk” idealine sahiptir. Sömürgeler Bakanlığı dünyayı kuşatacak şekilde planlanmıştır. İngiltere’nin dünyadaki konumunu bilmeden Filistin konusunu kavrayamazsınız! İngiltere sahnede görünmüyorsa dublör kullanmaktadır. Ortadoğu değerlendirilirken İngiltere unsuru her zaman dikkate alınmalıdır.
İsrail 7 Ekim’de çetin ve kararlı bir güce tosladı. Kassam Tugayları İsrail’in burnunu sürttü. Hezimete uğrattı. İçlerine korku saldı. Türkiye ve İslâm dünyası görevini yaparsa Filistin’deki İşgalin bitmesi uzun sürmez. İşgalci geldiği yere gönderilir. İslâm dünyasının mazlumdan ve kutsallarından yana olmasından daha tabiî ne olabilir? Bölgenin huzuru Müslümanların “onurlu duruşu”na bağlıdır.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Anadolu Gençlik Derneği’nin(AGD) toplantısında, “Filistin direnişi hepimize örnek olmalıdır” diyerek şöyle konuştu: “Filistin’de insanlar acımasızca katlediliyor. Gelişmiş bilinen ülkeler kör, sağır ve dilsizleri oynuyor. İslâm ülkeleri sessizce bekliyor. Türkiye de bunlardan birisidir.” Ukrayna’ya İHA’lar, Azerbaycan’a SİHA’lar gönderen Türkiye’nin tavrı kardeşliğe sığmıyor.