Fransa’da “İslamcı Ayrımcılıkla Mücadele” Tasarısı Tamamlandı
TÜHA HABER / Fransa’da yaşanan terör saldırılarının yarattığı toplumsal tartışmaların ardından Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, “siyasal İslam’la mücadele planı” olarak sunduğu, laikliği güçlendirme ve ayrılıkçılıkla mücadele yasasının hazırlıkları tamamlandı.
İslam dini ile devlet ve toplumsal kurumların ilişkilerini yeniden belirlemek amacıyla hazırlanan yasa tasarısı 57 maddeden oluşuyor. Tasarı, 9 Aralık’ta Bakanlar Kurulu’nda ele alındıktan sonra Ocak ayında Meclis gündemine gelecek.
Hükümetin çalışmasını tamamladığı tartışmalı tasarı, Danıştay, Ulusal Meclis ve Senato başkanlıklarına gönderildi. Taslak metinde yasanın başlığından, “ayrılıkçılık” ve “laiklik” kelimelerinin kaldırılarak, “Cumhuriyet İlkelerini Pekiştiren Yasa Tasarısı” olarak adlandırılması dikkat çekti.
Yasada, dini nedenlerle Cumhuriyet ilkelerine aykırı eylem ve davranışlarda bulunanlarla ilgili yeni suç tanımlamaları yapılırken, mevcut cezalar da arttırılıyor. Pek çok dini kurum ve derneğin işleyiş biçimi ve denetimi değiştiriliyor.
Sürpriz fişleme maddesi
Yasa taslağında olması beklenmeyen en önemli yenilik 3. madde ile düzenlenen, provokasyon veya terör eylemlerini savunma suçlarından hüküm giymiş kişilerin terör suçları fişleme sistemi ‘Fijait’de kayıt altına alınmaları. Terör suçlularını övme suçunun fişlenmesi, yetkili mahkeme aksine karar vermedikçe, otomatik olarak yapılacak. Bu düzenlemeyle, terörist nitelikteki fikirlere veya eylemlere bağlılıklarını gösteren kişilerin, özellikle kamu ile temas halinde bunu yapmalarını önlemek amaçlanıyor.
Fijait, 2015 İstihbarat Yasası ile “terör suçlarının tekrarlanmasını” önlemek ve faillerinin tespitini kolaylaştırmak amacıyla oluşturuldu. Bu fişleme kapsamına alınanların, her üç ayda bir karakola veya jandarmaya rapor vermek, adres değişikliğinde ya da yurtdışına seyahatten önce bildirimde bulunmak gibi, son derece kısıtlayıcı yükümlülükleri yerine getirmesi gerekiyor.
Samuel Paty cinayeti yasada
Hükümet yasa tasarısında, Hz. Muhammed’in karikatürlerini yayınladığı için internet üzerinden aleyhinde kampanya başlatılan Samuel Paty adlı tarih öğretmeninin başı kesilerek öldürülmesinin Fransa toplumunda yarattığı infiali de göz önünde bulundurarak, bu konuyla ilgili yeni düzenlemeler getirdi. 25 ve 26’ncı maddeler ile yeni bir suç tanımı yapılarak, “bir kişinin kimliğini belirlemeyi veya yerini belirlemeyi mümkün kılan özel veya mesleki yaşamına ilişkin bilgileri yayarak, o kişilerin ya da aile üyelerinin yaşama hakkı, fiziksel ya da zihinsel bütünlük ya da mülküne zarar verme riski” suç olarak tanımlanıyor. Hükümet madde gerekçesinde, “Böylece, 1881 basın ve ifade özgürlüğünü kalkan olarak kullanan ve bu yasanın arkasına saklanarak şiddet söylemini kullananların doğrudan hakim karşısına çıkarılması sağlanmış olacak” denildi.
Bu hükme uymayanlar, kişisel bilgileri yayma hiçbir etki göstermese bile, 3 yıla kadar hapis ve 45 bin Euro para cezasına çarptırılacak. Eğer bu suç bir kamu görevlisine karşı işlenirse, cezalar 5 yıl hapis ve 75 bin Euro para cezasına kadar çıkabilecek.
Yasanın getirdiği bir başka yenilik de “dini gerekçelerle kamu hizmeti görevlilerine yönelik tehdit ve sindirmeden sorumlu olanların mahkemelerde yargılanmasını” sağlayan 4’üncü madde. Hükümet, bu konuda da yeni bir dini tehdit suçu tanımı yaparak, bunun genel tehdit suçlarından ayrılmasını sağlıyor. Bu maddeyle de hastanelerde ya da okullarda dini nedenlerle tehdit edilen kamu görevlilerinin korunması hedefleniyor. Bu yasağa uymayanlara da 5 yıl hapis, 75 bin Euro para cezası getiriliyor. Bu suçu işleyen kişi bir yabancı ise Fransa topraklarına giriş yasağı da verilebilecek.
Dernek kapatma süreci hızlanacak
Cumhuriyet’in “temel direklerinden” birisi olan derneklerin, siyasal İslam’ın hedefi haline geldiği belirtilen yasada, derneklerin yönetim ve mali yapısının daha fazla incelemeye tabii tutulacağı belirtiliyor.
Taslağın 6’ncı maddesi ile, devlet yardımı isteyen derneklerden, bu yardım karşılığında “insan onuruna, kardeşlik, eşitlik, özellikle kadın erkek eşitliği ve nefreti reddetme gibi Cumhuriyet ilkelerine ve değerlerine saygı göstermeyi” taahhüt edecekleri bir sözleşme imzalamaları istenecek. Bu sözleşmeyi imzalamayan derneklere mali yardım yapılmayacak. Yapılan hibeler de geri alınacak.
Yasanın 8’inci maddesiyle, 1936 yılında tanımlanan “dernek feshetme” gerekçeleri güncelleniyor ve derneklerin bir ya da daha fazla üyesi tarafından Cumhuriyet’e karşı bir suç işlediğinin tespit edilmesi durumunda derneklerin kapanması düzenlemesi getiriliyor.
Bundan böyle “şiddet eylemlerine neden olan” bir dernek feshedilebilecek. Fransız hükümeti, BarakaCity ve Fransa İslamofobi Karşıtı Komite (CCIF) gibi derneklerin ay sonuna kadar tasfiye edilmesinin ardından, diğer derneklerin denetimini de hızlandırmak istiyor.
Acil durumlarda İçişleri Bakanlığı’na, dernek faaliyetlerini üç ay süreyle tedbir amaçlı durdurma yetkisi veriliyor. Bu maddeyi ihlal eden dernek sorumlularına, 1 yıl hapis ve 15 bin Euro para cezası verilmesi öngörülüyor.
Bir ibadethanede işlenen “nefret veya şiddete teşvik” suçunun cezası 7 yıla çıkarıldı. Valiler, nefret söyleminin yapıldığı bir ibadethaneyi bir süreliğine idari olarak kapatabilecekler.
Bağış fonları üzerindeki artan devlet kontroluna ek olarak, tasarının 9’uncu maddesiyle Vergi İdaresi’ne, vergi indirimlerine izin verecek şekilde bağış alan kuruluşları inceleme yetkisi geliyor. Kara para ile mücadele kurumu Tracfin’in faaliyet alanlarının bu dernekler için genişletilmesi planlanıyor.
Dini derneklere sıkı denetim
Fransa’da din ile devlet işleri birbirinden ayrılırken, dini faaliyetler 1905 Laiklik yasası ve 1901 Dernekler Yasası ile düzenlenmişti. Diğer dine mensup derneklerin büyük çoğunluğu daha sıkı bir mali denetim öngören 1905 Laiklik Yasası’na tabi iken, Müslüman ve cami derneklerinin yüzde 8’inin Dernekler Yasası’na tabi olduğu belirtilen taslak metinde, bu derneklerinin tümünün daha iyi kontrol edilebilmesi için, 1905 Laiklik Yasası’na geçirilmesi öngörülüyor.
Bu derneklere ibadetleri için gereken gayrimenkulleri finanse etme hakkı geliyor ancak bu finansmanın sıkı kontrol altına alınması düzenleniyor. 1901 yasasına bağlı olan dini derneklere ise, yıllık hesap tutma, bir muhasebe firması tarafından da bu hesapların onaylanması şartını getiriyor.
Her iki yasaya bağlı kurulan dini derneğe de yurt dışından gelen mali yardımları bildirme zorunluluğu ve devletin buna itiraz olasılığı da tasarıda yer alıyor. Ayrıca, yurtdışından yapılan 10 bin Euro üzerindeki tüm yardımlar devlete beyan edilecek.
Siyasal İslam’ı hedef alan düzenlemeler
Yasayla 1905 Laiklik Yasası’nda bir değişikliğe gidilerek, derneklerde yönetimlerin radikal İslamcı grupların eline geçmesini önlemek için, “darbeye karşı önlemler” adlı bir başlık açılıyor. Hükümet, bu düzenlemenin gerekçesinde “dini derneklerin yönetimlerini güçlendirmeyi ve azınlık grupların kontrolu ele geçirmesini engellemeyi” hedeflediklerini belirtiyor.
Taslak aynı zamanda “camilerde siyaset yapmayı” ya da “terör eylemlerini, şiddet ve nefreti öven provokatif söylemlere sahip kişilerin ibadet yerlerinde görev alması, vaaz vermesi ya da eğitmen olmasını” yasaklıyor.
Bu alanda getirilen bir başka yenilik de “terörizm suçundan mahkum olanların 10 yıl boyunca bir kültür derneğini yönetmesi veya yönetime üye olması”nın yasaklanması.
Eğitime ve okullara yeni düzenlemeler
Cumhurbaşkanı Macron’un “siyasi İslam’la mücadele yasası” olarak sunduğu yeni yasa taslağında, özellikle okullarda karşılaşılan sorunlardan yola çıkarak bir dizi yeni düzenleme de yer alıyor. Öncelikle zorunlu eğitim ilkokuldan anaokuluna gerileyerek 3 ile 16 yaş arasında eğitim zorunlu hale getiriliyor. Çocukların evde eğitim görme gerekçeleri son derece sınırlı koşullara indirgeniyor. Yasanın 18’inci maddesinde, “hiçbir çocuk, çok sınırlı nedenlerle imkansız hale getirilmesi haricinde, bir kamu veya özel eğitim kurumuna devam etme yükümlülüğünden muaf olamaz” ifadesi yer alıyor.
Buna göre, hiç kimsenin eğitim hakkından mahrum kalmaması için çocuklar anaokulundan itibaren zorunlu eğitime tabi olacak, evde eğitim gören her öğrenciye “özel görevli” atanacak.
Yasanın 21’inci maddesiyle, geçen yıl başkent Paris’in banliyölerinde tespit edilen, kötü binalarda, burkalı eğitmenler eşliğinde türban takan küçük çocukların devam ettiği yeraltı okulları kapanacak. Ayrıca suç ve radikalleşme merkezlerine dönüşen spor salonları tespit edilerek kapısına kilit vurulacak.
Medeni Kanun değişiklikleri
Fransa Medeni Kanunu’nda zorunlu evlilik, çok eşli evlilik ve çocukları cinsiyetinden dolayı mirastan mahrum etmek yasak. Ancak yasadaki boşlukların bunların devam etmesine olanak sağladığı belirtilen taslak metninde, kadına ayrımcılığı engelleyen bu yasaklar güçlendiriliyor. Yeni tasarının 14’üncü maddesiyle, bundan böyle yabancıların giriş, oturum ve sığınma hakkı kararı verilirken, çok eşlilik oturum izni taleplerinin reddi ya da iptaline gerekçe olacak.
Zorla evlilikleri engellemek amacıyla da nikah memurları, “evlilikte rıza” şüphesi durumunda, eşleri ayrı ayrı kabul ederek konuşabilecek; şüphenin güçlenmesi durumunda ise konuyu savcılığa sevk etme yetkisi olacak.
Yasanın 17’nci maddesiyle, evlenecek kadından “bekaret testi” istenmesi yasaklanacak. Buna uymayan sağlık personeline 1 yıla kadar hapis, 15 bin Euro da para cezası verilecek.
Yabancı imamların durumu
Macron, Fransa’daki yabancı imamların durumunu belirlemek için Fransa İslam Konseyi’ni Elysee Sarayı’nda kabul ederek, Konsey’e “İmamlar Konseyi” hazırlıklarını yapmaları için 2 hafta süre verdi. Bu nedenle yabancı imam ve öğretmenlerin durumu yasada yer almadı.
Haber: Arzu Çakır / VOA
[TÜHA Haber Ajansı, 20 Kasım 2020]