FUEN Başkanlığı ve Azınlık Konseyi, azınlık örgütünün daha da geliştirilmesi konusunda yapıcı diyalog içinde

Danimarkalı azınlık, Friz etnik grubu, Sorb halkının yanı sıra Alman Sinti ve Romanların temsilcileri ve Avrupa azınlıklar, FUEN, çeşitlilik arz eden bir Avrupa’daki siyasi ve sosyal zorlukların üstesinden gelecek olan organizasyonun daha da geliştirilmesi için bir strateji üzerinde birlikte çalışmak üzere Berlin’de (30 Ocak 2023) bir araya geldi.
Slav Azınlıkları Çalışma Grubu (AGSM) sözcüsü Angelika Mlinar, Türkiye’den Uluslararası Haber Ajansı (UHA)’na yaptığı açıklamada, amaçlarının özellikle de Avrupa ulusal azınlıklarının önemli ortak hedeflerinin -azınlık haklarının daha iyi korunması ve geliştirilmesi- gözden kaybolmamasını sağlamak olduğunu dile getirdi.
Toplantının başlangıç noktasının, 2022 sonbaharında Berlin’de düzenlenen FUEN Kongresi’nde demokrasi, hukukun üstünlüğü ve FUEN’in öncelikleri üzerine yapılan tartışma olduğunu hatırlatan Angelika Mlinar, Dört azınlık örgütünün, FUEN’in kendisini açıkça demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne adaması ve ayrıca FUEN’in ulusal devletlerden aldığı finansmanın siyasi yönelim ve yerleşim üzerinde hiçbir etkisinin olmadığını beyan etmesi gerektiği yönünde bir önerge sunduğunu açıkladı.
Organizasyon için konular konusunda da konuşan Sözcüsü Angelika Mlinar, toplantıda Ancak önergenin sunulmasının kısa sürmesi nedeniyle oylamaya sunulmadığını belirterek, bunun, daha sonra bazı üye kuruluşların kamuoyunda tartışmalara neden olduğunu, FUEN Başkanlığı’nın daha sonra, Almanya’da bulunan ve Azınlık Konseyi’nde birleşmiş dört yerli ulusal azınlığın temsilcilerininin bu konu hakkında daha fazla fikir alışverişinde bulunmaya davet ettiğini söyledi.
FUEN Başkanlığı ile son derece yapıcı bir diyalog içerisinde bulunduklarını ifade eden Sözcüsü Mlinar, azınlık örgütünün temel belgelerinin ortaklaşa daha da geliştirilmesi konusunda bir anlaşmaya yol açtı hatırlatarak, “Buna tüzük, FUEN tüzüğü ve prosedür kuralları dahildir. Gelecekte organizasyonun büyüklüğünü ve çeşitliliğini yeterince yansıtmak için bunların kısmen değişen çerçeve koşullarına uyarlanması gerekecektir. Özellikle, demokrasinin değerleri daha fazla detaylandırılmalı ve güçlendirilmelidir” dedi.
Bu bağlamda FUEN Slav Azınlıklar Çalışma Topluluğu sözcüsü Angelika Mlinar, Slav azınlıkların artık FUEN Başkanlığı’nda temsil edilmemesinden duyduğu hayal kırıklığını dile getirdi ve tüm üyelerin FUEN Başkanlığı’nda temsil edilmesini sağlayan uzun vadeli bir çözüm çağrısında bulunduğunu ve Başkanlık Divanı seçim yönetmeliğine dahil edileceğini ifade etti.
Bir Lusatian Sorbe ve dört otokton ulusal azınlık ve etnik grubun Azınlık Konseyi’nin şu anki Başkanı olan Dawid Statnik toplantıdan sonra Türkiye’den Uluslararası Haber Ajansı (UHA)’na yaptığı açıklamada, FUEN’in, 70 yılı aşkın bir süredir Avrupa’daki yerli ulusal azınlıkların bağımsız temsil organı olduğunu, Demokrasi ve hukukun üstünlüğünün, Avrupa’da etkili ve verimli bir azınlık politikasının temeli olduğunu belirtti.
Dawid Statnik, bireysel devletlerden gelen destek ne olursa olsun, Avrupa devletlerindeki hukukun üstünlüğü yapılarıyla ilgili açıkları açıkça adlandırmanın kendileri için her zaman önemli olduğunu, çünkü bunların yakından ilişkili durumda bulunduğunu ve Azınlık haklarının korunmasına ilişkin tartışmalarda bu konuda görüş birliği sağlandığını söyledi.
FUEN Başkanı Loránt Vincze de, İyi bir diyalog kurduklarını ve doğru yolda olduklarına vurgu yaparak, “Tüzüğümüzün daha da geliştirilmesiyle, bir kuruluş olarak gelecekte de Avrupa’daki azınlıkların korunması için çok şey başarmanın temelini oluşturacağımızdan eminim. Özellikle MSPI’nin olumsuz kararına karşı son temyiz bağlamında. Kasım 2022, FUEN’in birlik ve özgüvenle hareket etmesi önemlidir.”
FUEN 36 ülkede 100’den fazla üye kuruluşuyla, Avrupa’daki en büyük azınlık kuruluşu olup, 1949’da kurulduğundan bu yana amacı, demokratik değerleri istikrara kavuşturmak ve azınlıklarla ilgili olarak somut hale getirmek. Örgütlenmenin büyümesi nedeniyle artık, bu demokrasi anlayışına ilişkin yeni meydan okumaları beraberinde getiren geniş bir temsile sahip. Bu, azınlık bağlamından kopuk olsa bile, Avrupa Topluluğu’nun münferit devletleriyle olan ilişkisini tekrar tekrar ortaya koyar.