Gıda güvenliği riskte: Küresel ısınma tarımı tehlikeye atıyor
* Küresel ısınmayla her geçen gün daha sıcak olan dünyada tarım ürünleri de tehdit altında.
* Tarım bölgelerinde yaşanan aşırı hava olayları ciddi verim düşüşlerine yol açıyor.
* Araştırmalara göre, gelecekte daha etkin önlemler almak ve sürdürülebilir tarım uygulamalarını yaygınlaştırmak, küresel gıda güvenliğini sağlamak için önemli bir unsur.
El Nino’nun yanı sıra küresel ısınmayla beraber önümüzdeki senelerde sıcaklıklar daha çok hissedilecek. Kışların daha kısa geçmesi bile muhtemel. Fakat bu durum sadece hava sıcaklıklarını değil, tarım ürünlerini yani gıda güvenliğini de tehdit ediyor. Üstelik bu tehdit sadece bir öngörü değil.
Nature Communications dergisinde yayınlanan araştırma, küresel ısınma ve aşırı hava olaylarının, tarım üretimi ve gıda güvenliği açısından ciddi tehditler oluşturmaya başladığını ortaya koydu.
Yıllar arasında karşılaştırma yapıldı
Çalışmada, 1960 ile 2014 yılları arasında gözlem ve iklim modellerine ait verilerle, 2045 ile 2099 yılları arasındaki olası senaryolar tahmin edildi. Araştırmacılar, dünya genelinde tarım üretimine etki eden hava koşullarını belirleyen jet akıntısının etkisine odaklandı.
Araştırmacılar, jet akıntısında yaygın olarak görülen “güçlü meandrlar” olarak adlandırılan büyük ölçekli dalga yapılarının, dünyanın en önemli tarım bölgeleri üzerinde güçlü korelasyonel etkilere sahip olduğunu gösteriyor. Kuzey Amerika, Doğu Asya ve Doğu Avrupa’daki bu bölgelerin, sadece jet akıntısı hareketlerinden dolayı bile yüzde 7’ye kadar hasat kaybına uğradığı tespit edildi. Öyle ki, bu durum, diğer iklim faktörleriyle birleşerek dünya çapında eş zamanlı mahsul başarısızlıklarına da yol açmış.
Çalışmada verilen birçok örnekten biri 2010 yılında yaşananlar… O yıl, jet akıntısı troposferin hemen altında geniş bölgelerde güçlü dalgalanmalara başladığında, Pakistan’daki büyük tarım bölgelerini yıkıcı sel felaketleri sarmışken, Rusya’da rekor düzeyde yüzey sıcaklıkları yaşanmıştı. Bu olaylar, yüksek irtifalarda ve aynı anda geniş alanlarda meydana gelmiş ve mahsullerde kayba yol açmıştı.
Yapılan araştırmalar, bu tehdidin küresel gıda sistemlerine olan etkilerini gözler önüne seriyor.
[Fotoğraf: AA]
Aşırı hava olayları daha çok yaşanıyor
Küresel ısınmanın etkisiyle sıklıkla görülen aşırı hava olayları, hem kuraklık hem de aşırı yağış şeklinde kendini gösteriyor. Sıcak hava dalgaları, kuraklığa ve tarım alanlarında su kaynaklarının azalmasına yol açarak verim düşüşlerine neden oluyor. Aynı zamanda, aşırı yağışlar da seller ve taşkınlarla tarım arazilerini tahrip ediyor ve ürün kayıplarına sebep oluyor.
Yapılan araştırmalara göre, jet akıntısının etkisiyle ortaya çıkan dalga desenleri, dünya genelinde senkronize hava olaylarını tetikleyerek hasat başarısızlıklarına yol açıyor.
Bunların özellikle Kuzey Yarımküre’de yaz aylarında yüksek amplitüdlü dalga-5 ve dalga-7 olarak adlandırılan desenler olduğu belirtiliyor.
[Taşkınlar, tarım alanlarına hasar verebiliyor. Foto: AA]
En büyük tehdit mısır ve buğdayda
İşte şimdi ise çalışmalar bu olayın çok daha büyük tehditlere yol açacağına işaret ediyor. Araştırmacılar, bu eş zamanlı hava olaylarının, büyük tahıl üretim bölgelerinde tahıl ürünlerini vurduğunu ve gıda güvenliği açısından ciddi tehditler oluşturduğunu söylüyor.
Özellikle mısır ve buğday üretiminin büyük bir kısmını karşılayan bu bölgelerdeki tarımsal üretimdeki düşüş, dünya genelinde gıda tedarik zincirlerini olumsuz etkileyebilir.
Araştırmacılar, iklim ve ürün modellerinin, bu eş zamanlı hava olaylarını ve bunların tarım üretimine olan etkilerini doğru bir şekilde simüle etme konusunda eksiklikler olduğunu da belirtiyor.
Bu nedenle, gelecekte tarımsal üretim ve gıda güvenliği açısından daha kesin projeksiyonlar yapmak için daha fazla çalışma ve iyileştirmeye ihtiyaç olduğu ifade ediliyor.
“Keşfedilmemiş sularda ilerliyoruz”
Çalışmanın baş yazarı Kai Kornhuber, küresel ısınmanın dünyamızı değiştirdiğini belirtiyor.
Takımının çalışmasıyla ilgili yaptığı son röportajda, “Sera gazlarının daha yüksek konsantrasyonlarını atmosfere pompalamamıza rağmen, gerçekten karşılaşacağımız aşırılıklar konusunda kesin bir fikre sahip olmakta zorlandığımız keşfedilmemiş sularda ilerliyoruz” diyor.
Analizleri sırasında yaptıkları önemli keşiflerden biri, jet akıntısının davranışına yakından bakmaktı. Jet akıntıları, atmosferin en yüksek katmanlarında, yani stratosfer-troposfer sınırında, hala hava bulunan en yüksek katmanlarda binlerce mil uzunluğundaki bölümlerde hareket eden yüksek hızlı hava desenleridir.
Bu rüzgarlar hızlı eserken, yüzey düzeyinde meydana gelen büyük ölçekli iklim döngülerini büyük ölçüde etkileyemeyecekleri düşünülmüştü. Ancak araştırmacılar, jet akıntılarının aslında yeryüzü seviyesindeki hava olaylarına önemli etkileri olabileceğini keşfetti.
[Fotoğraf: AA]
Acil strateji çağrısı
Uzmanlar, bu tehditler karşısında alınacak önlemlerin ve iklim değişikliğiyle mücadele stratejilerinin acil olduğunu vurguluyor. Tarım sektörünün, sürdürülebilir yöntemlerle ve daha dayanıklı ürün çeşitleriyle güçlendirilmesinin önemine dikkat çekiliyor.
Bu araştırmalar, küresel ısınmanın ve hava olaylarının tarım sektörüne olan etkilerini anlamak ve gelecekteki gıda güvenliği için önlemler almak açısından önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Bilim insanları, tüm dünya genelinde iklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilir tarım uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiğine dikkat çekiyor. Ancak bu şekilde, gelecekteki gıda güvenliği için daha dirençli ve sürdürülebilir bir tarım sistemi oluşturulabilir.