enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
SON DAKİKA
00:34 9 terörist etkisiz hale getirildi
00:16 Ali Yerlikaya’dan 35 yıl önce PKK’nın katlettiği 28 kişi için anma mesajı
00:06 DSİ’ye 515 personel alınacak
00:05 Ömer Çelik: Türkiye’nin gündeminde erken seçim söz konusu değil
00:05 Bakan Bayraktar Gabar’da öğretmenlerle bir araya geldi
00:03 Karadeniz’in gizli cenneti Giresun’un doğa harikası Dereli Kuzalan-Göksu Travertenleri ziyaretçilerin ilgisi çekiyor
00:03 Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş’den: Deprem ve Heyelan Tehlikesi
00:03 Ankara’daki ‘Giresun Zirvesi’nden bölgenin kalkınması için 180 milyon lira destek çıktı
00:02 Giresun’da etkili olan yağmur nedeniyle yol çöktü, jandarma geçişleri durdurdu
00:02 Bakan Kurum, Türkiye’nin en büyük şantiyesi İndere bölgesini ziyaret etti
00:02 Yayımlandığı döneme damga vuran TRT’nin efsane dizisi ‘Yeşil Deniz Milenyum’ geri döndü
00:02 Siber Suçlar ve Yapay Zekanın 2024 yılında dünyaya maliyeti 9.5 trilyon Amerikan doları
00:02 Cumhurbaşkanı Erdoğan Putin ile görüştü
00:01 Yılın ilk üç çeyreğinde doğal afetlerden kaynaklanan kayıplar 258 milyar doları aştı
00:01 Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD): Türkiye’nin geleceğini bilişim sektörünün belirleyecek
23:38 AB’den Yeni ‘Sevilla Haritası’
22:59 Yurdumuza Balkanlar üzerinden giren soğuk hava dalgası birçok ilde etkili oldu
00:08 Suriye ve Irak’ın kuzeyinde 7 terörist etkisiz hale getirildi
00:07 20 bin öğretmen ataması sonuçları açıklandı
00:07 ABD’nin yeni Başkanı Trump ekibine Türk Direktör seçti
TÜMÜNÜ GÖSTER →

Gizlemeyin artık söyleyin

Gizlemeyin artık söyleyin
15.04.2023
A+
A-

AKŞAM Gazetesi Yazarı Emin PAZARCI, kaleme aldığı ‘Gizlemeyin artık söyleyin‘  başlıklı yazısında, Yıllardır adeta paralıyoruz kendimizi. Yazıyoruz, çiziyoruz, söylüyoruz, anlatıyoruz. Buna rağmen, Kemal Kılıçdaroğlu‘nun TBMM‘de HDP Eş Başkanlarını ziyaretinin ardından yine aynı soru soruldu:

-Ne görüştüler, neyin pazarlığını yaptılar?

Oysa, orada da söylediler. Satır aralarında gereken mesajları verdiler. HDP‘liler, görüşme yeri olarak özellikle Meclis‘in seçildiğini belirttiler. “Kürt sorunu TBMM’de çözülür” dediler. Kemal Kılıçdaroğlu da onayladı.

Herkesin olduğu gibi Kürt vatandaşlarımızın da sorunları olabilir bu ülkede. Ama “Kürt sorunu” denildiğinde başka bir mesaj veriliyor topluma. Selahattin Demirtaş başta olmak üzere, pek çoğu bunu defalarca söylediler. “Biz, Kürt sorunu derken, kültürel ya da sosyal haklardan bahsetmiyoruz. Statü istiyoruz” dediler.

Nedir statü?

Konumdur, durumdur, pozisyondur, ayrılıktır. Kimi bunu toprak talebi, kimi özerk bir yapı, kimisi bayrak, kimi de daha farklı şekillerde değerlendiriyor.

İşte bunu görüşmüşler. Kendileri de üstü kapalı bir şekilde söylediler ve söylüyorlar zaten.

 

 

 

Bu görüşmenin ardından, birer birer dökülmeye başladılar. 100 yıllık cumhuriyetin temellerinden yıkılması gerektiğini ifade edenler bile çıktı.

HDP’nin Van adayı Sinan Çiftçi, herkesin anlayacağı şekilde net bir dille ortaya koydu. “Meclis’te Kürdistan’ın özerkliğini konuşacaklarını” ilan etti.

Cengiz Çandar ise, Kemal Kılıçdaroğlu‘nun HDP‘den sonra Kandil’le de müzakereye ve Anayasa‘yı değiştirmeye mecbur olduğundan bahsetti. Hasan Cemal gibi isimler de benzer laflar etti.

Bakın bunları ben söylemedim, onlar dediler. Yıllardan anlatmaya çalıştıklarımızı kabul ettiler. Bu yüzden hâlâ “Ne görüştüler, neyin pazarlığını yaptılar?” diye sormanın anlamı var mı?

 

 

 

Söz, Hasan Cemal ve Cengiz Çandar‘a gelince, yazmasam olmaz:

Ayrıntıları, halen piyasada olan Kara Kutu isimli kitabımda yazıyor. 1970 yılında, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğrenci Yurdu‘nda bir cinayet işlendi. Mustafa Kuseyri öldürüldü. Olay, sol arasındaki bir çekişmenin sonucuydu. Ama gizlenip örtülendi. “Faşistler katletti” yaygarası koparıldı. Yetmedi, bu cinayet üzerinden ordu destekli silahlı bir halk ihtilali gerçekleştirmek için büyük çaba gösterildi.

Yıllar geçti, olay hukuken zaman aşımına girdi. Hasan Cemal de “Kimse kızmasın, kendimi yazdım” isimli kitabında gerçekleri ortaya koydu:

Kuseyri‘nin yakın arkadaşı Nejat Arun tarafından vurulduğunu, kaçarken bıraktığı kan izlerinin de Cengiz Çandar’ın da aralarında bulunduğu arkadaşları tarafından silindiğini itiraf etti.

Biz tahmin ediyorduk zaten. Bilmeyenler de öğrenmiş oldu.

Olayın hemen ertesi günü Anayasa’ya Saygı Yürüyüşü düzenlenip, faşizm telin edildi. İşte o yürüyüşe bunlar da katıldı.

Dün, Türkiye‘de bu oyunları oynayanlar, hep birlikte el ele verip yine piyasaya çıktılar.

Ne yapmak istediklerini, Türkiye‘yi nereye götürmeye çalıştıklarını da itiraf etmeye başladılar. Ama hâlâ eskiden olduğu gibi illüzyonlarla milleti aldatmaya çalışıyorlar. Millete bunların kim olduklarının iyi anlatılması, milletin de görüp tanıyarak oyunu kullanması lazım.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.