‘Güvenlik kamerası çalışmıyordu’ makul bir cevap mı?
ANKARA – TÜHA HABER / Güvenlik kameraları artık hayatımızın her alanında. Bulundurmak için yasal bir zorunluluk olmasa da görüntü taleplerine verilecek olumsuz yanıtlar, işletmeleri ciddi cezalarla karşı karşıya bırakabilir.
Yürüdüğümüz sokaklar, oturduğumuz bir restoran, alışveriş yaptığımız işyeri ya da diğer yerler… Kafamızı çevirdiğimiz hemen her yerde güvenlik kameralarıyla göz göze geliyoruz.
Madalyonun bir yüzünde ‘özel hayatın gizliliği’ tartışmaları sürse de aslında güvenlik kameraları özellikle kriminal olayların aydınlatılması ya da söz konusu yerde yaşananların net bir şekilde ortaya koyması açısından çok önemli rol üstleniyor.
[Güvenlik kameraları, özellikle hırsızlık başta olmak üzere kriminal olaylarda önemli roller oynuyor. ]
‘Kameralar o gün bozuktu’
Sıkıntılı bir durum yaşayanlar bulundukları alanlardaki güvenlik kameralarının incelenmesi talebinde bulunabiliyorlar. İlgili birimlerin onayıyla o ana dair kamera görüntüleri inceleniyor ve bu görüntüler süreç üzerinde belirleyici rol oynuyorlar.
Tam da bu noktada son dönemlerde sıklıkla benzer ifadeler karşımıza çıkıyor… İşletmeler, özellikle de işin bir tarafında kendileri ya da marka değerlerine zarar verecek bir durum varsa ‘Güvenlik kameralarımız o gün çalışmıyordu’ deyip işin içinden sıyrılıyorlar.
Konunun bir de ‘elde edilen görüntülerin silinmesi’ boyutu var. Eğer kameraların sahibini zorda bırakacak bir durum yaşanmışsa görüntüler silinebiliyor… Peki bu kadar kolay mı? Gerçekten de ‘o gün bozuktu’ diyerek işin içinden sıyrılmak mümkün mü?
[Kalabalık grupların karıştığı olaylarda kimi zaman ‘tetiği çekenin kim olduğu’ sorusu da güvenlik kameralarıyla yanıt bulabiliyor.]
Kamera bulundurmak için yasal zorunluluk yok
Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Başkanvekili Avukat Rıdvan Yıldız ile bu konuları konuşmak üzere bir araya geliyoruz… Yukarıda bahsettiğimiz konulara geçmeden önce daha temel bir soru ile başlıyoruz… Bir işletmenin güvenlik kamerası takması zorunlu mu?
Kafe ve restoran gibi mekanların güvenliği yönünden genel olarak kamera kaydı kullanımı söz konusu olsa da yasal olarak bir zorunluluk bulunmadığı yanıtını alıyoruz. Yıldız, güvenlik kamera kayıtlarının tutulmasının bir takım yasal riskleri olduğundan bahsediyor.
“Özel hayatın gizliliğin ihlali, zaman zaman bu görüntülerin kamuoyunda ve sosyal medyada ifşası gibi hukuka aykırılıklar da meydana gelebilir” bilgisini paylaştıktan sonra idari kararlarla bazı kurumlarda kamera zorunluluğu söz konusu olabildiğine işaret ediyor.
Geçtiğimiz yıllarda Diyarbakır Valiliği’nin aldığı kararla kahvehane, otel gibi yerlere terör olayları nedeniyle kamera zorunluluğu getirdiğini anımsatıyor. Ancak bunların haricinde genel bir zorunluluğun söz konusu olmadığını söylüyor.
Kamera görüntülerinin yok edilmesi ciddi bir suç
Peki, kamera görüntülerinin yok edilmesi ya da değiştirilmesi? Avukat Rıdvan Yıldız bu konuya da açıklık getiriyor ve “Güvenlik kamera kayıtlarının tutulması her ne kadar zorunlu olmasa da tutulan kayıtlar bir suç meydana geldiğinde delil niteliğinde olacağından bu görüntülerin yok edilmesi, değiştirilmesi suç teşkil eder” diyor.
Gerçeğin ortaya çıkmasını engelleyen kişilerin bunun tespiti halinde cezalandırılacağının altını çizen Yıldız, böyle bir adımın hukuki karşılığının ne olduğu sorumuza da yanıt veriyor:
“Türk Ceza Kanunu’nun 281. maddesi ‘Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi, altı aydan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır’ şeklindedir.
Bu hükme göre güvenlik kamera görüntülerinin silinmesi suç delillerinin yok edilmesi suçunu oluşturur. Bunun da beş yıla kadar hapis cezası bulunmaktadır.
Dolayısıyla gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek amacıyla güvenlik kamera görüntülerini silen sorumlular, bunun tespiti halinde suç işlemiş olacaklardır. Ve yasaya uygun bir şekilde ceza alırlar.”
[TÜHA Haber Ajansı, 03 Şubat 2022]