İnsan hakları, ABD ve AB ülkeleri
ABD’de her yıl devlet destekli bazı kuruluşlar dünyanın başka ülkelerindeki özgürlük, demokrasi ve insan hakları seviyesini temel alarak değerlendirmeler yapıp ona göre o ülkelere puanlar veriyorlar. Sonuçta en yüksek puanları yine kendilerine ve Avrupa birliği ülkeleri gibi 1. ligdeki ülkelere veriyorlar. Dünyadaki az gelişmiş ve gelişme yolundaki ülkelere genel olarak en düşük, en olumsuz puanları veriyorlar.
Gerek ABD’nin, gerekse AB ülkelerinin tarihlerine bakıldığı zaman insan kakları konusundaki sicillerinin kapkara lekelerle dolu olduğu görülüyor. Ama geriye hiç dönmeden yalnızca bugüne ve özellikle son HAMAS-İsrail çatışmasına bakmak bile ABD’nin ve AB ülkelerinin insan hakları konusunda ne kadar samimiyetsiz, ne kadar ikiyüzlü, ne kadar çifte standart içinde olduklarını göstermeye/kanıtlamaya yeterlidir.
Çünkü bu ülkeler, HAMAS-İsrail arasında ortaya çıkan son çatışmada insan hakları noktasında hiçbir dikkat ve titizlik göstermeden, çocuk/kadın/hasta/yaşlı ayırmadan Gazze’yi bombalayan İsrail’i ölesiye, kraldan çok kralcı bir tutumla destekliyorlar.
Müslüman ülkelerin, Rusya’nın, BM’nin, Dünya Sağlık Örgütünün, Evrensel İnsan Hakları Kuruluşu’nun bombalanan Gazze’de çocukların, kadınların, hastaların gözetilmesi için yaptıkları uyarılara inatla destek vermiyorlar.
ABD’nin barbarlığını en açık deşifre eden tutumu ise, ABD’de dışişleri, savunma bakanlıklarında ve birçok resmi kurum ve kuruluşta HAMAS-İsrail arasında sürmekte olan savaşta ateşkesten, barıştan, soğukkanlı olunmasından söz edilmesinin yasaklanmış olmasıdır. İşte tam da bu, sözün bittiği yerdir.
Bu saatten sonra ABD, insan hakları ve barış konusunda ağzıyla kuş tutsa asla inandırıcı, ikna edici olamaz. Bu son olaydan sonra ABD’nin de, Fransa, Almanya, İtalya gibi AB’nin kodaman ülkelerinin ve Birleşik Krallığın da insan hakları, evrensel barış konusunda tek bir söz etmeye hakları yoktur. HAMAS-İsrail çatışması karşısında aldıkları tavırla, açık ettikleri görüşlerle bütün iddialarını kaybetmişlerdir. Bindikleri dalı kesmişlerdir.
Artık bugününün dünyasında hiçbir ülke insanı bunların demokrasi, insan hakları, eşitlik, özgürlük konusundaki ahkâm kesmelerine inanmaz, prim vermez.
ABD ve AB ülkelerinin insan hakları konusundaki samimiyetsizliklerini en doğru, en iyi şekilde bizim Ziya Paşamız söze dökmüştür:
“Onlar ki laf ile verirler dünyaya nizamât (iyilik buyrukları) / Bin türlü teseyyüp (kötülük, sahtekârlık) bulunur hanelerinde.”
ABD ve AB; söz, iş ve eylemleri uyuşan, örtüşen ülkeler oluncaya kadar çok uzun testlerden, denemelerden, eskilerin deyimiyle çilelerden geçmeye başka hiçbir ülkenin muhtaç olmadığı kadar muhtaç ülkelerdir!
İsmail ÖZCAN & Eğitimci Yazar
Yorumlar