İnsan Hayatı ve Ayrımcılık (1)
TÜHA HABER / Hayatı yaşamak, hayata tutunmak ve hayatta kalmak; insan için büyük bir servetle dahi ölçülemeyen çok değerli bir hazinedir.
Yüce Allah, insanı en güzel biçimde yaratmış onu şan ve şeref sahibi kılmış, yeryüzünde gökyüzünde ve ikisi arasında bulunan her şeyi onun hizmetine sunmuştur.
Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’e göre insanların farklı renkte yaratılış hikmeti de Hucurat Suresi 13ncü Ayette şöyle açıklanmaktadır:
‘ Ey insanlar, gerçekten Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle (kolaylıkla) tanışmanız (ve farklı yetenek ve faziletlerinizden yararlanmanız) için sizi (değişik) kavimler ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün sayılanınız (ırk yada soyca değil) takvaca (kötülükten sakınma, iyilikte yarışma konusunda) en ileride olanlarınızdır.,
Bir insan hangi dine mensup olursa olsun yaşamı kutsaldır, korunmaya muhtaçtır ve insanlar Hazreti Ademin evlatlarıdır.
Peygamber efendimizde miladi 632 yılında Veda Haccı münasebetiyle ashabına yaptığı hitabında kısa, veciz tavsiyesinde; ‘Bütün insanların aynı atadan türediğini, kimsenin birbirinden farklı olmadığını ve bütün insanların eşit olduğunu, Arap’ın Arap olmayana herhangi bir üstünlüğü olmadığını, vurgulamıştır.
İnsan hayatı ile ilgili temel gerçek bu şekilde olmasına rağmen; insanlık, tarih boyunca insan hayatının hiçe sayıldığı binlerce olay yaşadı.
Naziler’in Dachau Toplama Kampı
Tarihin kaydettiği hafızalarımızda yer alan, temelinde ayrımcılık ve ötekileştirme yatan insanların katledildiği bazı insanlık dışı olaylardan örnekler verelim:
Günümüzde de katliamlar dünyanın değişik bölgelerinde işlenmeye devam ediyor. Avrupa’da ırkçı ve İslam dini karşıtı olan liderler, bulundukları ülkelerde Müslümanlara yönelik söylem ve eylemlerini sürdürüyorlar.
Yakın tarihte de dinsel veya ırk farklılığı nedeniyle insanlık çok sayıda katliam yaşadı. 26 Şubat 1992 tarihinde ‘Hocalı Katliamı, ile bine yakın Azeri Türkü Ermeniler tarafından katledildi.
Eski adı Burma olan Myanmar’ın Arakan bölgesinde Budistler, binlerce Müslümanı katletti, çok sayıda Müslümanda komşu ülke olan Bangladeş’e sığınmak zorunda kaldı.
Katliamlar, Afrika’da da çirkin yüzünü gösterdi. Avrupalı sömürgeciler geçmişte Afrika’nın yerel zenginliklerine sahip olmak amacıyla yüzbinlerce insanı katletmişti. Afrika ülkelerinden Ruanda’da Nisan 1994 te gerçekleşen katliamda 1 milyona yakın insan ırk ayrımı çatışması sonucu katledildi.
Terör örgütleri ve bu örgütlere beyinlerini kiralamış teröristlerle, seri katiller dinsel veya ırksal nedenlerle çok sayıda insanı katlettiler.
Örnek olması açısından Norveç’te 22 Temmuz 2011 tarihinde seri katil Anders Behring Breivik’in 77 insanı katletmesi olayı hafızalarımızdadır. Mahkeme işlediği bu katliam sonucu kendisini 21 yıl hapis cezasına mahkum etti, verilen bu cezanın azlığı tüm dünyada şaşkınlığa neden oldu.
İstanbul Ortaköy’deki eğlence mekanı olan Renda’da 2017 yılının ilk saatlerinde bir diğer seri katil Abdulkadir Masharipov’ungerçekleştirdiği terörist saldırısında da 39 insanımız yaşamını kaybetmişti.
PKK terör Örgütü de kurulduğu 1984 yılından günümüze muhtelif tarihlerde asker, polis, koruyucu ve sivil halk (öğretmen, öğrenci veyaşlısından kundaktaki bebeklere kadar) ayrımı göstermeksizin binlerce vatandaşımızı katletti.
İnsanoğlu yaptığı buluşlarla sağlık alanında bazı ölümcül hastalıkların önünü alabiliyor ama insanların hayatını hedef alan katliamların önü alınamıyor.
Değeri altın, gümüş ve para ile ölçülemeyecek kadar kıymetliolan insan hayatının, katliamcıların gözünde ne kadar değersiz olduğuna dair verdiğimiz örnekler ne yazık ki ırkçı ayrımcılığı beyinlerine kodlayan katliamcılar için bir anlam ifade etmiyor.
Aynı başlıkla hazırladığımız yazımızın ikinci bölümünde, uluslararası kuruluşların olaylara yaklaşımı ve ayrımcılığın çeşitleri üzerinde durulacaktır.
Atıf ÖZGEN
(*) İnsani Değerler Derneği Kurucu ve Yönetim Kurulu Üyesi
e-mail: ozgenatif@gmail.com
[TÜHA Haber Ajansı, 14 Ekim 2020]