Irak’ta Saddam Hüseyin sonrası ilk nüfus sayımı
Irak 27 yıl sonra ilk kez nüfus sayımı yapıyor. Ancak Irak’ta nüfus sayımının etki edeceği kritik konuların fazlalığı, endişeleri de beraberinde getiriyor.
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Irak’tan Deutsche Welle’nin Muhaberi Cathrin Schaer’in haberine göre, bu hafta sonunda, Irak genelinde iki gün boyunca sokağa çıkma yasağı uygulanacak. Bunun nedeni de 27 yıl sonra ilk kez yapılacak olan nüfus sayımı. Sınırların açık kalacağı ülkede 43 ila 46 milyon Irak vatandaşının Çarşamba ve Perşembe günleri işe ya da okula gitmemeleri konusunda uyarı yapıldı.
Nüfus sayımının amacı, ülkede kaç kişinin yaşadığını, ne yaptıklarını ve nasıl yaşadıklarını belirlemek.
Sayım için özel eğitim alan 120 bin ila 140 bin civarında görevli, vatandaşlardan 70’ten fazla soruyu yanıtlamalarını isteyecek. Cevaplar tabletlerde kaydedilecek ve yetkililere göre ön veriler 24 saat içinde, tüm sonuçlar ise iki ay içinde hazır olacak. Siyasetçiler bu nüfus sayımının ekonomik kalkınma için hayati önem taşıdığını savunurken, bazıları bu sürecin siyasi hassasiyetleri artırabileceği ve tehlikeli olabileceği endişesini taşıyor.
Paris merkezli Fransız Irak Araştırma Merkezi Direktörü Adel Bakawan DW’ye verdiği demeçte, “Irak’taki durum genel olarak patlamaya hazır bomba gibi. Çünkü Şii Müslümanlar, Sünni Müslümanlar ve Kürtler arasındaki temel sorunların hiçbiri çözüme kavuşturulmadı” dedi.
Bakawan’a göre, Şii çoğunluk nüfus sayımını “ulusal bir zorunluluk” olarak görürken, Sünniler bunu Şiilerin ülke üzerindeki hâkimiyetinin bir aracı olarak değerlendiriyor. Kürtler ise nüfus sayımını merkezi hükümetin kendilerine karşı kullandığı bir silah olarak algılıyor.
Son sayım Saddam Hüseyin döneminde yapılmıştı
Irak’ın son nüfus sayımı 1997 yılında Saddam Hüseyin döneminde yapılmıştı. Ancak, 2003’teki ABD müdahalesiyle Saddam Hüseyin’in devrilmesinden sonra bir daha nüfus sayımı gerçekleştirilmedi. Esasen 2007’de planlanan sayım, “ülkenin istikrarını tehdit edebileceği” gerekçesiyle defalarca ertelendi. 2009’daki bir girişimde ise Musul’da bazı sayım görevlileri silahlı kişiler tarafından öldürüldü.
Bu kadar uzun süre nüfus sayımı yapılmamasının sebeplerinden biri olarak, 2003’ten itibaren Irak’ın siyasi sisteminin, büyük demografik gruplara güç garantisi veren bir kota sistemine dayanması gösteriliyor . Bu sistemde Başbakan her zaman bir Şii, parlamento başkanı bir Sünni ve cumhurbaşkanı bir Kürt oldu. Sistem, ABD’li yöneticiler tarafından grupların yeterince temsil edildiğini hissetmeleri ve güç mücadelesine girmemeleri amacıyla oluşturulmuştu.
Sayım parlamentoda dengeleri değiştirebilir
Irak’ta güncel ve doğru bir nüfus sayımı, siyaseten de mevcut dengeyi değiştirebilir. Milletvekili sayısı artabilir; çünkü Irak’ta her 100 bin vatandaşa bir milletvekili düşüyor ve ülke nüfusu şu anda 43 ile 46 milyon arasında. Adel Bakawan DW’ye verdiği demecinde, federal parlamentodaki sandalye sayısının 329’dan yaklaşık 450’ye çıkabileceğini öngördüğünü dile getiriyor.
Iraklıların genelde kendi demografik gruplarından politikacılara oy verdiğini ve Şii nüfusun doğum oranlarının Kürtlere kıyasla çok daha yüksek olduğunu dile getiren Bakawan, bu durumun Şiilerin ülkedeki demografik hâkimiyetini daha da güçlendirebileceğini vurguluyor. Ancak bu tür değişiklikler, parlamentodaki ve yerel konseylerdeki güç dengelerini etkileyerek topluluklar arasında gerilimlere de yol açabilir.
Kürtler ve Araplar sonuçtan hoşlanmayabilir
Irak’ın nüfus sayımıyla ilgili bir diğer konu da ülkenin “tartışmalı bölgeleri” olarak adlandırılan alanlarını kapsıyor. Bu bölgeler, Kürtlerin kuzeydeki yarı özerk bölgenin parçası olduğunu iddia ettiği, ancak Irak hükümetinin federal Irak sınırlarında gördüğü yerler. 2005 Irak Anayasası, bu bölgelerin durumunu çözmek için nüfus sayımının bir parçası olması gerektiğini belirtiyor. Ancak bir nüfus sayımı hem Kürtlerin hem de Arapların hoşuna gitmeyecek sonuçlar doğurabilir.
Petrol gelirleri faktörü
Irak’ın petrol gelirleri de nüfus sayımıyla bağlantılı bir diğer kritik konulardan. 2023 yılında aylık ortalama 8 milyar dolar (7,6 milyar euro) olan bu gelirin, ülkenin farklı bölgeleri arasında eşit bir biçimde dağıtılması planlanıyor. Ancak bu bölgeler arasında nüfusu az olan yerler gelirden daha az pay alıyor.
Bu ve bu sınıfa dahil edilebilecek birçok faktör Irak’ta yapılacak nüfus sayımının ne denli kritik olduğunun bir göstergesi. Herhangi bir çatışma yaşanma ihtimaline karşı da bir dizi önlemler alınıyor.
Çatışmadan kaçınma yolları
Irak hükümeti halka yöneltilecek 70 soru içinden etnik köken ve mezheple ilgili soruları çıkarttı. Bu soruları nüfus sayımı kapsamından çıkararak sorunların bazıları aşılmaya çalışılıyor. Crisis Group düşünce kuruluşundan Joost Hiltermann DW’ye bu kararın nüfus sayımını daha az riskli hale getirdiğini belirtiyor. Uzman, “Dünya genelindeki standart nüfus sayımları bu tür soruları içermez çünkü etnik grupların büyüklükleriyle ilgili siyasi hassasiyetlere yol açabilir. Irak hükümetinin bu soruları çıkarması, sayımı daha az siyasi hale getiriyor” dedi.
Joost Hiltermann nüfus sayımının genel etkisinin olumlu olacağını düşünüyor. Hiltermann ayrıca güncel ve doğru verilerle kalkınma stratejilerinin gerçeklere dayandırılabileceğini de ifade ediyor.
Gazeteci* Cathrin Schaer, DW