İran, Korona Diplomasisi ve Güvenlik
İran İslam Cumhuriyeti, korona virüs sürecinde sürekli evde kalma zorunluluğu uygulaması yapmamıştır. İşletmeler kapatılmış ve toplu halde bulunulan yerlerin de kapatılmasına ek, zaman zaman şehirlerarası seyahat yasağı uygulanmıştır.
Güvenlik sorununa evrilme potansiyeli dolayısıyla hükümetin ülke sathında bir toplu karantina yapması çok da beklenmeyen bir durumdur. Konu, güvenliğin toplumsal, politik ve ekonomik alt başlıkları halinde de düşünülebilir. İran korona döneminin ilk dört ayını, ABD’nin İran’a yönelik devam eden “maksimum baskı” politikası etkisinde geçirmiştir.
IMF’nin virüsle mücadele kapsamında devletlere yardım edeceğini açıklamasının ardından İran’ın IMF’ye yaptığı başvuru ABD’nin etkisiyle reddedilmiştir. İranlı yetkililer konunun insan haklarına aykırı olduğunu ve ABD yönetiminin bu tavrının insanlık dışı olduğunu belirtmiştir. Bu bağlamda, konu uluslararasında da yankı bulmuş ve İran’a yönelik yaptırımların pandemi sürecinde kabul edilemez olduğu Rusya ve Çin başta olmak üzere birçok ülke tarafından belirtilmiştir.
İran hâlihazırda, dünya genelinde Kovid-19 haritasında görülen vaka sayısına göre 9-10. sırada bulunmaktadır. İran’da, bir süredir sayıların artmasıyla salgının ikinci yükselişi yaşayacağı endişesi bulunmaktadır.
Ülkede bugün itibariyle enfekte olmuş insan sayısı 192.439’a ulaşmıştır. İran yönetimine yönelik olarak, salgının ilk kez ortaya çıktığı zaman ülke genelinde karantina ilan edilmeyişi eleştirilmiştir.
Öte yandan hükümet, ilk etapta salgının çıktığı Kum şehri’ni karantinaya almamakla da eleştirilmiştir. İran yönetimi ulusal karantinayı ya da en başta salgının ilk kez ortaya çıktığı Kum şehri’ni neden karantinaya almadığı eleştirilerine “halkın günlük ihtiyaçlarında sıkıntı yaşayacağını” gerekçe göstermiştir.
İran Cumhurbaşkanı temsilcisi Mahmoud Vaizi bu konuya şöyle açıklık getirmiştir: “Salgının en başında Sağlık Bakanlığındaki uzmanlar toplu karantinanın sorunu çözmeye yetmeyeceğini belirtmişlerdi. Bu noktada yarı karantina gibi bir ‘İran modelinin’ uygulanmasını kararlaştırdık.” şeklinde konuşmuştur. Vaizi, uzmanların önerilerine göre bu politikayı izlediklerini belirtmiştir.
Bu bağlamda, hükümetin bu kararı konunun uzmanlarına danışarak aldıkları karar olmasına ek olarak bir de güvenlik boyutunu barındırmaktadır. İran halkını Nevruz dönemi ve sonrasında uzun süreli olarak evde tutmanın toplumda rahatsızlık yaratarak tansiyonu yükselteceği de değerlendirilmiştir.
Öte yandan ülke çapında bir karantina kararı alındığı takdirde halkın bu karara ne kadar uyabileceği de değerlendirilmiştir. İran kolluk kuvvetleri bu kararı uygulatabilirdi fakat halka yönelik zoraki bir yaptırım ne etki yaratacaktır bu da düşünülmüştür.
Yaptırımlar ve ambargolar altında yıllardır yaşayan İran halkı virüs sebebiyle artacak katı kurallarla iyice bunalacağından İran’da kontrollü bir yarı karantina uygulanmıştır.
Hükümet bu noktada bir anlamda denge politikası izlemiştir. Her ülke salgına karşı kendi mücadelesini verirken uluslararası ilişkilere çoğunlukla kalıcı hasar bırakan pandemi sürecinde dikkat edilmesi gereken, İran’ı diğer ülkelerle karıştırmamak gerekliliğidir.
Halk açısından baktığımızda kısıtlamaların gevşemesiyle, kurallara ciddiyetle uyan bir çoğunluk olmayışı da bir diğer konu olarak çıkmaktadır.
Bu noktada bir kere daha vurgulamak gerekir ki, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’a uyguladığı “maksimum baskı” politikasının küresel salgın sürecinde birçok ülke tarafından eleştirilse de gevşetilmemiş olması İran’ın sadece ihtiyaçlarını karşılamak noktasında değil elindeki tüm imkanlarını seferber ederken, bir de yaptırımların etkisinde -yahut gölgesinde- bunu yaşamış olmasıdır.
İran’ın toplumsal psikolojisindeki ABD imgesi hafızalarda bir olumsuz sayfa daha bırakmıştır. Konu, korona sürecini çok sert geçiren ABD’de, Trump yönetimi tarafından insani bir konu olarak cevaplanmamıştır.
Trump ve Mike Pompeo pandemi sürecinde de İran’ın “bölgedeki ve dünyadaki tehlikeli faaliyetlerine karşı durmaya” devam etmektedir. Öte yandan ABD’nin bu politikasının İran’ın iç siyasasında Usulgera’nın elini güçlendireceği de değerlendirilmektedir.
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in 15 Haziran’da İstanbul’a yaptığı ziyarette Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile düzenlediği basın toplantısında da değindiği gibi, “İran’ın pandemi sürecinde dostlarıyla birlikte mücadele ederken, ABD’nin yaptırımları altında bu mücadeleyi sürdürdüklerini” belirterek Türkiye’ye de teşekkür etmiştir.
Toparlarsak, İran’da vaka sayılarında yaşanan artışın yakın ve orta vadede nasıl seyredeceği halkın dikkati ve tedbirli davranıp davranmayacağıyla da yakından ilgilidir. Fakat bunun uluslararası ilişkilere etkisi belki de yüz yılda bir yaşanan bu pandemi sürecinde, bölgede -genelde gergin olan ortamda- psikolojik açıdan unutulmayacağı gibi, komşular arasında ve uluslararasında da unutulmayacaktır.
Dr. Hazar VURAL JANE
Diplomatik İlişkiler ve Politik Araştırmalar Merkezi (DİPAM)
***
Özgeçmiş
2009 yılında Bahçeşehir Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. Yüksek lisansını 2012 yılında Harp Akademileri, Stratejik Araştırmalar Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler bölümünde “İran Toplum Yapısının Dış Politikasına ve Ortadoğu Güvenliğine Etkileri” başlıklı teziyle tamamladı. Yıldız Teknik Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde “Velayeti Fakih ve İran Dış Politikası: Ali Hamaney’in Konumu” başlıklı doktora tezini 2019 yılında savundu.
Dr. Vural Jane, İstanbul Aydın Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde öğretim üyesidir. İran, Ortadoğu Siyaseti ve Dış Politika Analizi başlıca araştırma alanları arasındadır.
***
Neden https://www.turkuazhaberajansi.com/?
Bağımsız bir haber ajansı olarak amacımız, insanlara hakikati ulaştırarak ülkede gerçek bir demokrasi ve özgürlük ortamının yeşermesine katkı sunmak. Bu nedenle abonelikten elde ettiğimiz geliri, daha iyi bir ajans gazeteciliğini hayata geçirmek, okurlarımızın daha nitelikli ve güvenilir bir zemin üzerinden bilgiyle buluşmasını sağlamak için kullanıyoruz. Çünkü banka hesabını şişirmek zorunda olduğumuz bir patronumuz yok; iyi ki de yok.
Bundan sonra da yolumuza aynı sorumluluk bilinciyle devam edeceğiz.
Bu yolculukta bize katılmak ve bir gün habersiz kalmamak için
Bugün https://www.turkuazhaberajansi.com/’a Abone Ol.
https://www.turkuazhaberajansi.com/; seninle güçlü, seninle özgür!
[TÜHA Haber Ajansı, 27 Haziran 2021]