İsrail Gazı Nereye ve Nasıl Gider ?
ANKARA – TÜHA HABER – Hidropolitik Akademi Başkanı ve Su-Enerji Politikaları Uzmanı Dursun Yıldız’ın 2017 yılında yayınlanan Ateş ve Su Kitabı günümüzde de önemli bir kaynak oluşturuyor.
(TÜHA) TÜRKUAZ Uluslararası Haber Ajansı olarak, Su-Enerji Politikaları Uzmanı Dursun Yıldız’ın ele aldığı ‘Doğu Akdeniz Enerji Politiği ve İsrail Gazı Türkiye’den geçecek mi?’ bölümleri üzerine konuştuk.
Dursun Yıldız, 2017 Yılında yazdığı ‘Kuzey Irak’tan Kıbrıs’a ATEŞ VE SU‘ kitabının 78 inci sayfasından da alıntılar yapıp ve son gelişmeleri de dikkate alarak bu konudaki görüşlerini şöyle açıkladı:
“Bundan 4 yıl önce (2013) Türkiye İsrail ilişkilerinin gergin olduğu o dönemde İsrail Doğal gazı Türkiye’den geçecek analizi yapmıştım”
Bu cümlemin hemen altında “Bu hatla birlikte Türkiye’nin doğu ve kuzeyden gelen doğalgaz akışına bir de güney gazı eklenecek ve Türkiye’nin enerjide köprü ülke pozisyonu oldukça güçlenecek .Ancak Türkiye’nin köprü olmasının ötesinde bir doğalgaz HUB’ı olup olmayacağı hala netleşmiş değil. “
Dursun Yıldız, yaklaşık 20 yıldır Akdeniz ile ilgili gelişmeleri yakından takip ettiğini hatırlatarak, Master tezini de Akdeniz’deki Su Sorunları üzerine hazırladığının altını çizdi.
“Bu çalışmalarım bana Akdeniz’in her an yeni gelişmelere açık bir coğrafya olduğunu ve bu bölgede sürprizlere hazırlıklı olunması gerektiğini öğretti” diye konuşan Su-Enerji Politikaları Uzmanı Yıldız, “Bu sürprizlerden biri geçenlerde yaşandı . Amerika Birleşik Devletleri, İsrail ve Kıbrıs açıklarındaki doğalgaz keşiflerini anakara Yunanistan ve hatta İtalya’daki tesislere bağlayacak olan 6 milyar dolarlık bir deniz dibi güzergahı olan East Med Boru Hattı’na verdiği desteği geri çekti. Biden yönetimi, Yunanistan, İsrail ve Kıbrıs hükümetlerini yeni konumu hakkında bilgilendirirken proje ile ilgili ekonomik ve çevresel kaygılarını dile getirdi” dedi.
Daha önce, Avrupa Birliği’nin de (AB) enerjide petrol ve gaz projelerinden daha farklı, yenilenebilir enerji alanlarına yoğunlaşacağını belirterek bu projeye desteğini azalttığını ifade eden Dursun Yıldız, AB’in bu açıklaması ve Washington’un Doğu Akdeniz’deki East Med denizaltı boru hattı projesinden uzaklaşması ile denizaltından gidecek olan bu güzergahın uygulanabilirliğinin çok azaldığını açıkladı.
Yıldız, şimdi yeni bir güzergaha ihtiyaç olduğunu belirterek, bu güzergahın da Mısır ve İsrail ‘in halen çıkarttıkları gazın toplamının Türkiye üzerinden AB pazarına aktarılması olarak ortaya çıktığını söyledi.
Doğu Akdeniz’de Küresel Satrançta Doğalgaz Hamleleri
East Med boru hattının ekonomik uygulanabilirliğinin özellikle düşük petrol fiyatları döneminde birçok analist için her zaman sorgulandığına vurgu yapan Su-Enerji Politikaları Uzmanı Yıldız, “Proje’nin iki handikapı vardı. Bunlardan ilki projenin yüksek maliyeti ve düşük doğalgaz fiyatları, ikincisi de bölgede boruyu doldurmak için gereken gazın yıllar sonra hala çıkartılamamış olması” olduğunun altını çizdi.
Dursun Yıldız, bu handikaplara daha sonra bir diğerinin daha eklendiğini ifade ederek, onun da, Türkiye’nin boru hattı güzergahının ötesine geçen ve bu nedenle Ankara’ya itiraz hakkı verecek olan münhasır ekonomik bölgesinin güney sınırındaki duruşu olduğuna dikkat çekti.
ABD’nin kararının projeye öldürücü bir darbe olduğunun altını çizen Yıldız ve bunun Ukrayna kriziyle çakışmasının, İsrail’in Avrupa’nın önemli bir gaz tedarikçisi olarak Rusya’ya alternatif olma hayallerini suya düşürdüğünü, Kudüs’ün bölgede enerji oyuncusu olma ve çok büyük doğalgaz geliri elde etme umutlarının da söndüğünü aktardı.
Doğu Akdeniz’deki Sürekli Hareket ve Güç Dengeleri
“Akdeniz’in en hareketli bölümü olan Doğu Akdeniz’in çok hareketli tarihini ve jeostratejik önemini anlamadan yapılan analizler hep boşa düşmüştür” diyen Dursun Yıldız, şunları söyledi:
“Çünkü Doğu Akdeniz’deki bir gelişme dünyanın diğer bölgelerindeki jepolitik gelişmeleri doğrudan etkilediği gibi o bölgelerdeki gelişmelerden de doğrudan etkilenir. Bu nedenle bölgesel ve küresel güç dengelerinin etkili coğrafyası olma özelliği taşır. Bu nedenle Akdeniz tarihindeki sakin dönemlere aldanmamak gerekir. Bu dönemlerde Akdeniz’de hep gelecekteki çok daha hareketli günlere hazırlık yapılmıştır”.
İsrail’in Gaz Rezervleri ve AB’nin İhtiyacı
Su-Enerji Politikaları Uzmanı Yıldız, “BP Dünya Enerji İstatistikleri İncelemesine göre, İsrail 2020’nin sonunda 600 milyar metreküp (bcm) kanıtlanmış gaz rezervine veya küresel toplamın sadece yüzde 0,3’üne sahipti. Buna karşılık, dünyanın ilk üç gaz ülkesi 37.400 bcm (yüzde 19.9) ile Rusya, 32.100 bcm (yüzde 17.1) ile İran ve 20.700 bcm (yüzde 13.1) ile Katar olmuştur. ABD rezervleri bile (12.600 bcm veya yüzde 6.7) İsrail’in gaz rezervlerini gölgede bırakmıştır” dedi.
Avrupa’nın yılda yaklaşık 540 milyar m3 gaz tükettiğini söyleyen Dursun Yıldız, Bunun yaklaşık yüzde 40’ının Rusya Federasyonu’ndan geldiğini, Rusya’nın Avrupa’ya yılda 200 milyar m3’ten daha fazla gaz ihraç ettiğini ifade etti.
Yıldız, İsrail’in açık deniz Leviathan sahasından yapılan gaz ihracatının sadece 10 bcm civarında bulunduğunu ve diğer ana saha olan (Tamar)’dan elde edilen gazın ise ülkenin kendi enerji talebini karşılamak için kullanıldığını dile getirdi.
AB ve ABD’nin East Med projesinden desteğini çekmesinin İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ı hayal kırıklığına uğratmış olabileceğine vurgu yapan Dursun Yıldız, “Ancak bu proje bu ülkeleri diplomatik olarak bir araya getirmek gibi değerli bir amaca hizmet etti. Ancak bu birliktelik Yunanistan ve Kıbrıs için bir bölgesel rakip olmaya devam eden Ankara’yı içine alamadı” dedi.
Türkiye’den Boru Hattı İçin Teklif
Türkiye’nin bölgede oluşan bu yeni durumda aktif davrandığını açıklayan Yıldız, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın boru hattının Türkiye’den geçebileceğini ima ederek şartların oturulup konuşulur dediğini hatırlattı.
İsrail Cumhurbaşkanı’nın Şubat ayı içinde Türkiye’yi ziyaret etmesi beklendiğini de ifade eden Dursun Yıldız, ancak ilişkilerdeki tüm bu gelişme eğilimine rağmen yeni bir doğalgaz boru hattının çok kısa vadede gerçekleşmesinin kolay olmayacağını, çünkü bu kararın Doğu Akdeniz’de yeni bir Enerji Denkleminin oluşmasına neden olacağının altını çizdi.
Su-Enerji Politikaları Uzmanı Yıldız, “Doğu Akdeniz’de yapılacak her büyük hamle mutlaka karşıtını da oluşturur. Masada çıkartılan gazın yüksek voltajlı bir elektrik hattı ile İsrail, Mısır, Kıbrıs, Yunanistan’a dağıtımı gibi başka öneriler de duruyor. Ancak bu önerilerin güzergahları Türkiye’nin yasal itirazlarıyla karşı karşıya kalabilir” dedi.
Doğu Akdeniz’in Gazı’nın En Öncelikli Pazarı Kıyı Ülkeleridir
Bu yıl, İsrail, Mısır ve Kıbrıs Adası kıyılarında daha fazla gaz arama ve geliştirme kuyusu sondajları yapılacağını ifade eden Dursun Yıldız, bununla birlikte, her durumda, herhangi bir yeni keşifin Avrupa’dan önce Doğu Akdeniz’e kıyısı bulunan ülkelerin ihtiyaçları için önem taşıyacağını belirtti.
Yıldız, İsrail Enerji Bakanı Karine Elharrar’ın geçen ay, ülkesinin 2022 sonuna kadar doğalgaz arama ve üretim faaliyetini durduracağını söylemesinin bu bölgede yeni bir enerji işbirliğine olan ihtiyacı gösterdiğini ifade etti.
2017 yılında İsrail Enerji Bakanının “Doğu Akdeniz gazını pazara çıkartmak için iki proje üzerinde duruyoruz” açıklamasındaki projelerden birisi olan East Med Projesinin de gözden düştüğünü açıklayan Dursun Yıldız, Masada şimdi İkinci proje olan 600 km’lik Türkiye’ye boru hattı projesi bulunduğunu hatırlattı.
Su-Enerji Politikaları Uzmanı Yıldız, bu projenin halen bölgede çıkartılan doğalgaz miktarının, Rusya-Ukrayna geriliminin, ABD’nin LNG ihracatı ile AB’nin Doğalgaz’da Rusya’ya artan bağımlılığı gibi konuların dikkate alınarak geliştirilebilecek bir proje gibi göründüğüne dikkat çekti.
“Ancak Doğu Akdeniz’deki gelişmeler için yapılacak analizlerde çok ihtiyatlı olunması gerekiyor” diyen Dursun Yıldız, “Çünkü bu bölgedeki gelişmeler sadece bu coğrafyaya değil aynı zamanda Orta Doğu coğrafyasına da bağlı olarak şekillenecek. Bu nedenle bu bölgeyi ORTA DOĞU Akdeniz olarak ele almak gerekiyor” şeklinde kaydetti.
[TÜHA Haber Ajansı, 01 Şubat 2022]