İsrail turizmi ve Netanyahu
TurizmGüncel.com köşe yazarı Gazeteci Rıza ERSOY, “İsrail turizmi ve Netanyahu” başlıklı köşe yazısında, “Türkiye’ye gelmiş ve bu zulümden kaçmış binlerce İsrailli var. Netice itibariyle, merhametli Türk milleti bu zulümden kaçan ve Türkiye’ye sığınan ve hatta Netanyahu’yu lanetleyen İsraillilere ve ülkemizde yaşayan Türk vatandaşı ve sadece ve sadece dini farklı olan değerli Türk Yahudi yurttaşlarımıza asla ve kata bir sıkıntı yaratmamalı” diyor. (Ki benim de çok ama çok sevdiğim Türk Musevi arkadaşlarım var ve aksi durum beni de çok üzer).
TurizmGüncel.com köşe yazarı Gazeteci Rıza ERSOY’un “İsrail turizmi ve Netanyahu” başlıklı köşe yazısının detayı şöyle:
“Değerli Okurlar, senelerce İsrail ve Türkiye turizmi üzerinde zamanında mevcut hükümete ve değerli Cumhurbaşkanı Erdoğan’a son derece haksız eleştiriler getirildiğini düşünerek başladığım yazıma, farklı açılardan olaya yaklaşarak devam edeceğim.
İsrailliler Türkiye’yi çok severler. Buna gerek kendi turizm tecrübemden, gerekse de direkt bazı büyüklerimden aldığım bazı verilerle şahit oldum. İnşallah ülkemizi ziyaret etmeye devam ederler. Fakat hastane ve okul saldırısından sonra, turizmden ziyade Netanhayu denen mahluka bir miktar değinme gereksinimi hâsıl oldu. Şöyle ki;
Netanyahu gibi mahlûkatlarn hayatta tek amaçları vardır: Dünyaya sermaye / para yoluyla egemen olmak.
Bu tip mahlûkat, sadece başka dine, başka ırka ve başka millete mensup kişilerden nefret etmedikleri gibi, ‘’kendileri gibi düşünmeyen’’ kendi dininden, kendi ırkından ve kendi milletinden olan kişilerden dahi nefret ederler. O kadar ki, bu mahlûkatlar, kendi dininden ve kendi ırkından olan kişilere dahi kötülük yaparlar. Öldürmek dâhil.
Şimdi bunu sadece ben mi söylüyorum? Hayır. Lütfen izleyin bu belgesel filmi: “Rabin: The Last Day” Üstüne üstlük bu film, bir İsrail / Fransız ortak yapımı. Değerli ve Filistin’le barış yanlısı politikacı eski İsrail Cumhurbaşkanı ve eski Başbakanı, İzak Rabin’in nasıl suikasta kurban gittiğini anlatan bir belgesel film.
Bu film, Nobel Barış ödülü sahibi İzak Rabin’in, bu mahlûkat tarafından nasıl öldürüldüğünün belgeselidir.
Orada Netanyahu gibi mahlûkatın ki kendisi yolsuzluk ve kara para hususlarında İsrail halkı tarafından aylardır meydanlarda protesto ediliyor, bu belgesel filmde neler söylediğini ve nasıl davrandığını ve neticesinde sadece barış yanlısı olduğu için Izak Rabin’in suikastla nasıl öldürüldüğüne şahit olacaksınız.
Bu arada filmdeki şu hususlara özellikle dikkat çekmek isterim: ‘’Suikastın olduğu yerden hastane mesafesine, korumaların suikastı yapan kişiye koridor açmasına ve suikasta izin vermesine ve daha birçok detaya’’ şahit olacaksınız.
Kendi başbakanını dahi öldürenlerin, yolsuzluklar dâhil her türlü melaneti yapanların, kendi ümmeti (ki özellikle Ortodoks Yahudiler) tarafından hakarete maruz kalanların, sadece iktidarda kalabilmek ve ‘’Dünyaya egemen olabilmek için’’ daha nelere tevessül edebileceğini anlayabilmek zor olmasa gerek.
Mesela hastaneyi vurmak, sonra o hastaneyi İslami Jıhad örgütü vurdu demek, bu tıynetteki insanlar için zor olmasa gerek. Herkes her şeyi saklayabileceğini zannediyor. Oysaki o surattaki ‘’Deccal’’ ifadesi asla saklanamıyor. Kaos kimin faydasına? Kendi ülkesinde yolsuzluk suçlamaları ile halkı tarafından aylarca protesto edilen Netanyahu denen mahlûkatın.
Herkes zannediyor ki, bu dünya kendisine kalacak. Oysa ki dünya bu tür mahlûkatlar olmadığı sürece daha temiz kalacak ve hepimiz eninde sonunda öleceğiz. Tek gerçek bu. Ayrıca bu mahlûkatlar, kendi dinine, ırkına, milletine ait olmayanları da fevkalade kullanmaya bayılırlar. Neticede kazanan, o kullandıkları değil, kendileri olur. Ancak bilmezler ki, kaderin üstünde de bir kader vardır.
Hamas’ı da bu zulme ortak olduysa kınıyorum. Ancak benim mantığım başka türlü çalışıyor. Netanyahu gitmedikçe bu zulüm – hedef diye belirledikleri rezil bir sebep için kendi ırkını öldürmek dâhil- devam edecek.
İnşallah Izak Rabin gibi değerli ve vicdanlı ve barıştan yana biri gelir İsrail’in başına. Tek suçu barıştan yana olan biri!!!! Bahsettiğim belgeselde, Rabin’in eşinin gözyaşları, gerçekten çok üzücü.
Bu arada, Türkiye’ye gelmiş ve bu zulümden kaçmış binlerce İsrailli var. Netice itibariyle, merhametli Türk milleti bu zulümden kaçan ve Türkiye’ye sığınan ve hatta Netanyahu’yu lanetleyen İsraillilere ve ülkemizde yaşayan Türk vatandaşı ve sadece ve sadece dini farklı olan değerli Türk Yahudi yurttaşlarımıza asla ve kata bir sıkıntı yaratmamalı. (Ki benim de çok ama çok sevdiğim Türk Musevi arkadaşlarım var ve aksi durum beni de çok üzer).
Sözlerimi, Fatih Altaylı’nın Youtube videosunda konuştuğu birkaç cümle ile bitiriyorum ve araya bir başka mahlûk daha katıyorum: ‘’Bu kadar mı insanlıktan uzaklaştı dünyayı yöneten bu rezil politikacı güruhu. O Biden’ın var ya… Neyse!!! ‘’
***
Rıza Ersoy kimdir?
İlk, orta, lise eğitimini Tarabya Özel Dost Koleji’nde tamamladı. Marmara Üniversitesi İktisat Bölümü’nü bitirdi. Daha sonra, yüksek lisans eğitimini George Washington Üniversitesi School of Business MBA in Finance bölümünde tamamladı. Kısa bir süre DC ofislerinde Morgan Stanley’de ve ACDI- VOCA’da çalıştı. Eğitim hayatı boyunca, Türk Öğrenci Derneği Başkanlığı da olmak üzere çeşitli sosyal organizasyonlarda görev aldı. 2004 yılından itibaren Mersoy Otelleri’nde çalışmaya başladı. Güney Ege Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği’nde 2006’dan 2016’ta kadar görev yaptı. Galatasaray Kulübü Kongre Üyeliği olmak üzere çeşitli spor ve derneklerde üyeliği bulunmaktadır.