İsrail yine güç gösterisinde bulunuyor
İsrail tarafından İran’a yönelik bir saldırıyı simüle eden askeri tatbikatlar, iç kamuoyunu etkilemeyi amaçlıyor zira bir devlet aralıksız olarak hem küçük hem de büyük ölçekli askeri tatbikatları arka arkaya yürütüyor ve bunları takıntılı bir şekilde yerel medyada ilan ediyorsa, bu genellikle ele alınması gereken bir iç sorun olduğu anlamına gelir.
Bir devlet aralıksız olarak hem küçük hem de büyük ölçekli askeri tatbikatları arka arkaya yürütüyor ve bunları takıntılı bir şekilde yerel medyada ilan ediyorsa, bu genellikle ele alınması gereken bir iç sorun olduğu anlamına gelir.
Endişe içindeki bir halka, devletin varsayılan bir tehdide karşı askeri hazırlığına ilişkin şüphelerinin yersiz olduğuna dair güvence verilmelidir. Bu tam da İsrail’in Mayıs ayının son haftasında başlayacağını duyurduğu, hava, deniz ve kara kuvvetlerinin yanı sıra İsrail savaş uçaklarının hedeflerine ulaşmasına yardım etmekle görevli ABD’nin yakıt ikmali uçaklarını içeren bir aylık askeri tatbikat için geçerli.
İsrail Halkla İlişkileri, bu tatbikatların İran’a ve bölgedeki – Lübnan’daki Hizbullah ve Gazze Şeridi’ndeki Hamas ve İslami Cihat gibi – müttefiklerine karşı İran’ın nükleer tesislerini yok etmeyi amaçlayan tam ölçekli bir savaşı simüle edeceğini söyledi.
Salı günü Reichman Üniversitesi’nde düzenlenen bir sempozyumda konuşan İsrail Savunma Bakanı Benny Gantz, İran’ın Natanz nükleer tesisinde yer altına kurmak için 1.000 gelişmiş IR6 uranyum zenginleştirme santrifüjü yapmaya başladığını ve nükleer savaş başlığı geliştirmeye her zamankinden daha yakın olduğunu iddia etti.
İsrail askeri kurumu bu tatbikatları ve açıklamaları askeri seçeneğin hala masada olduğunu ve ABD’nin İran’ın nükleer tesislerini yok etmek için herhangi bir savaşta ortak olmaya devam ettiğine işaret etmek için kullanıyor.
Son on yıldır İsrail tatbikatlar yürütüyor, tehditler savuruyor, saldırgan eylemler düzenliyor ve İranlı nükleer bilim adamlarına suikastlar düzenliyor. Yine de İran nükleer programını inşa etmeye, uranyum zenginleştirme seviyelerini yükseltmeye, füze sistemlerini geliştirmeye ve müttefiklerinin askeri yeteneklerini geliştirmeye devam etti.
Bu propaganda çalışmasının amacı, nükleer anlaşmanın yenilenmesi konusunda Viyana müzakerelerinde taviz vermesi için İran’ı korkutmaksa, bu kaybedilmiş bir bahistir. Bu yaklaşımın, İran’ın her zamankinden daha fazla birlik içinde olan mevcut siyasi ve askeri liderliği ile etkisiz olduğu kanıtlandı.
İran, ABD ile, mevcut popüler olmayan Demokrat Biden yönetiminin iktidarı kaybetmesi durumunda birkaç yıldan fazla sürmeyecek bir nükleer anlaşmaya varmak için acele etmiyor. Zaman, özellikle ABD ve Avrupalı müttefikleri Ukrayna’da maliyetli bir yıpratma savaşına karışmışken İran’dan yana. ABD, tarafsızlık numarası yapan ve her tarafa oynamaya çalışan bir İsrail devleti adına Ortadoğu’da başka bir paralel savaşa girişecek kadar aptal olamaz.
İran güçlü bir konumda. ABD ablukasını kırmayı başardı ve şimdi üç katına çıkmış ve yakında daha da yükselebilecek fiyatlarla günde yaklaşık iki milyon varil petrol ihraç ediyor. Kendi şartları tam olarak yerine getirilmedikçe, Viyana müzakerelerinin başarılı olması için Washington tarafından talep edilen tavizleri vermek noktasında çok az zorlayıcıa sebep var. Bu bir teslimiyet olarak görüleceği için ABD’nin bunu kabul etmesi pek mümkün değil.
İsrail istediği tüm askeri tatbikatları yapabilir. Nükleer tesislerini yok etmek için İran’a saldırmayı bile deneyebilir. Ama sonra ne olacak? İran ve müttefikleri Lübnan, Gazze, Irak, Yemen ve Suriye’de darbeyi yedikten sonra öylece durup, misilleme yapmayacaklar mı?
İran’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı General Ali Şamhani bir süre önce böylesi bir durum karşısında ne olacağının cevabını verdi. O, İsrail savaş uçakları İran’a hava saldırısı düzenlerse geri dönemeyeceklerini, çünkü inebilecekleri havaalanı kalmayacağını belirtti. Bundan ne olabileceğini anlayabilirsiniz.
Abdulbari Atvan, Rai Al Youm Gazetesi
***
Abdulbari Atvan, 17 Şubat 1950 doğumlu, bir Arap dünyası dijital haber ve fikir sitesi olan Rai al-Youm’un genel yayın yönetmenidir. Londra merkezli Pan-Arap gazetesi Al Quds Al Arabi’nin 1989’daki kuruluşundan itibaren Temmuz 2013’e kadar genel yayın yönetmenliğini yaptı.
ÖZ GEÇMİŞİ:
[TÜHA Haber Ajansı, 25 Mayıs 2022]