İyi Giden Ekonominin Biden’a Neden Hayrı Yok?
* Wall Street Journal’ın bir anketine göre ne enflasyonun düşüş eğiliminde olması ne de ekonominin artan faizlere rağmen yeni istihdam yaratmaya devam etmesi seçmen tarafından Biden’ın başarısı olarak görülüyor.
* Enflasyonun bir yılda yüzde 9 seviyelerinden yüzde 3’e düşmesi ve bu süreçte her ay ortalama 236.000 yeni iş imkânı üretilmesi halkın gözünde ekonominin iyi gittiği algısını güçlendirmiş ancak Biden’ın enflasyonla..
TÜHA / TÜRKUAZ İnternational News Agency
Türkiye’nin bağımsız, tarafsız düşünce ve yayın kuruluşu SETA Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Washington D.C. Koordinatörü Kadir ÜSTÜN, “İyi Giden Ekonominin Biden’a Neden Hayrı Yok?” başlıklı yazısında, Wall Street Journal’ın bir anketine göre ne enflasyonun düşüş eğiliminde olması ne de ekonominin artan faizlere rağmen yeni istihdam yaratmaya devam etmesi seçmen tarafından Biden’ın başarısı olarak görüldüğünü açıkladı
SETA Washington D.C. Koordinatörü Kadir ÜSTÜN, şöyle devam etti:
Enflasyonun bir yılda yüzde 9 seviyelerinden yüzde 3’e düşmesi ve bu süreçte her ay ortalama 236.000 yeni iş imkânı üretilmesi halkın gözünde ekonominin iyi gittiği algısını güçlendirmiş ancak Biden’ın enflasyonla mücadele çabaları yetersiz bulunuyor.
Tarihi oranlarda düşük işsizlik oranı ve harcanabilir gelirin yüksekliği ekonomide resesyon beklentisini düşürmüş olsa da, fiyatların yüksekliği halkın endişelerini gidermeye yetmemiş görünüyor. Ekonomik göstergelerin genel olarak olumlu olmasına ve alt ve orta sınıfa yaptığı yatırımlara rağmen Biden’ın ekonomik politikalarının popülaritesinin düşük olmasının arkasında başka sebepler aramak gerekiyor.
Kutuplaşma Siyasetinin Gücü
Güçlü ekonomik göstergelerin Biden’ın popülaritesini artırmamasının önemli sebeplerinden birinin Amerikan siyasetindeki kutuplaşma olduğunu söyleyebiliriz. Ekonomik krizlerin ve savaşların son yirmi yılda sürekli aşırı sağ ve aşırı solu güçlendirmesi merkeze yakın siyasetin cazibesini yitirmesine yol açtı. Göçmenlik, silah hakları ve kürtaj gibi meselelerin toplumdaki fay hatlarını derinleştirmesi uzlaşma siyasetini zayıflatarak aşırı uçların siyaseti esir almasını sağladı.
Amerikan toplumunun Bush, Obama ve Trump gibi öyle veya böyle sistem dışı gördüğü isimleri seçmesi Washington’u değiştirme vaadinin gücünü gösteriyor. Buna karşın Biden gibi 50 yılı aşkın bir süredir Washington siyasetinin içinde olan bir ismin değişim iddiasından çok yeterlilik vasfıyla öne çıktığını gördük. 2020 seçimlerinde ayrıştırıcı siyasetin baş aktörü Trump’ın pandemi yönetimindeki yetersizliğinin kritik faktör haline gelmesi Biden’ın birleştirici siyaset önerisinin karşılık bulmasını sağlamıştı.
Başkan olur olmaz pandeminin ekonomik etkilerini kuşatmak adına 1,9 trilyon dolarlık harcama paketini Kongre’den sadece Demokratların desteğiyle geçirebilen Biden, uzlaşı siyasetinin ilk sınavında başarılı olamadı. Trump’ın attığı adımları büyük başarı olarak sunma yeteneğinden yoksun olan Biden, ekonomiyi pandeminin etkisinden kurtarıp normalleştirme çabasını halka anlatamadı. Sol progresif kanadın istediği yenilenebilir enerji yatırımlarını da içeren böyle devasa bir harcama paketinin enflasyonu tetikleyeceği uyarılarına da yeterince kulak asmadı.
Yaşlılık ve Hunter Biden Sorunları
Biden’ın olumlu ekonomik göstergelerin kredisini alamamasına ilaveten yaşlılığı ve dinamizmiyle ilgili soru işaretleri aleyhine çalıştı. Biden Amerikan tarihinin en yaşlı başkanı olarak işbaşı yaptı. Eskiden beri kekemeliği, dil sürçmeleri ve gaflarına alışık olunan bir siyasetçi olan Biden’ın pandemi tedbirlerini abartan görüntüsüyle birlikte yaşlılığı da gündeme geldi. Bazı konuşmalarında cümle ortasında başka bir konuya referans yapması veya aniden basın toplantılarını sonlandırması daha fazla soru işareti yarattı.
Başkan’ın oğlu Hunter’ın Ukrayna’daki iş ilişkileri ve babasının Başkan Yardımcısı olduğu dönemde siyasi etkisini kullanarak kazanç sağladığı iddiaları da Biden’ın başına dert oldu. Biden’ın başlarda oğluyla iş meselelerini hiç konuşmadığını iddia etmesine rağmen bunun tam olarak doğru olmadığına ilişkin iddialar yaygınlık kazandı. Daha sonra Hunter Biden iddialarına cevap vermeyi adalete müdahale etmemek adına reddeden Biden oğlu etrafındaki tartışmaların siyasi maliyet üretmesini engelleyemedi.
Görevden Alma Soruşturması
En son Temsilciler Meclisi’ndeki Trumpçı kanadın baskısıyla Biden’a karşı başlatılacağı açıklanan görevden alma soruşturması, Biden’ın kutuplaşma olgusunu tedavi edecek bir stratejiden yoksun olduğunu bir kez daha gösterdi. Kongre’de partizan siyaseti aşma sözü veren Biden’ın merkeze yakın Cumhuriyetçileri yanına çekmeyi başaramaması, karşı tarafın Başkan’ın yaşı ve oğlu gibi meseleleri büyük siyasi malzeme haline getirmelerine zemin hazırladı.
Biden uzlaşı siyasetine en çok inanan ve merkez siyasetin en eski temsilcilerinden biri olmasına rağmen Amerikan siyasetindeki kutuplaşma siyasetini aşacak bir formül üretememiş görünüyor. Bu sebeple de ekonomik göstergeler ne kadar iyi olsa da attığı adımların hakkını temsil edecek bir siyasi atmosfer olduğunu söylemek mümkün değil. Bütün bunlara yaşı dolayısıyla aday olmaması gerektiğini düşünen Demokratların çokluğu da eklenince Biden’ın popülaritesinin neden bu kadar düşük olduğu anlaşılıyor.
***
Yazar hakkında