İYİ Parti, Doğu Türkistan’da yaşananların “soykırım” olarak tanınması çağrısında bulundu Güncel
TÜHA HABER / İYİ Parti, Çin’in Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerine karşı uygulamalarının “soykırım” olarak kabul edilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne dilekçe verdi. Dilekçede, Kanada ve Hollanda parlamentolarında alınan kararlar örnek gösterilerek harekete geçme çağrısında bulunuldu.
İYİ Parti, Çin’in Uygur Türklerine karşı uygulamalarının soykırım olarak tanınması için bugün TBMM’ye dilekçe verdi.
Çin’e karşı devlet, hükumet ve parlamento seviyesinde resmi tepkilerin art arda geldiğini hatırlatan İYİ Parti, TBMM’nin bu konuda sessiz kalmasının kabul edilemez olduğunu vurguladı. Ayrıca TBMM’nin soykırım konusunda ortak bir karar alarak, uluslararası topluma ilan etmesi gerektiği çağrısında bulunuldu.
“KANADA VE HOLLANDA SOYKIRIMI KABUL ETTİ”
İYİ Parti’nin TBMM’ye verdiği dilekçenin tamamı şu şekilde:
“Son olarak Kanada Federal Parlamentosu, 23 Şubat 2021 tarihinde, Çin’in Uygur Türklerine yönelik uygulamalarını ‘soykırım’ olarak tanımlayan yasayı onaylamış, Hollanda parlamentosu ise 25 Şubat 2021 tarihinde, Çin’deki Uygur Türklerine yönelik uygulamaları soykırım olarak nitelendiren karar teklifini kabul etmiştir.
Doğu Türkistan’daki soydaş ve dindaşlarımızın yaşadıklarına karşı, dünya ülkelerinin devlet, hükümet ve parlamento seviyesinde resmî tepkileri art arda gelirken, isminin başında Türkiye olan Büyük Millet Meclisimizin sessiz kalması kabul edilemez. Bu hem milletimize hem tarihimize hem de Türk ve Müslüman Doğu Türkistan halkına karşı sorumluluğumuzdur.
“TBMM ULUSLARARASI TOPLUMA İLAN ETMELİDİR”
Bu çerçevede, İYİ Parti olarak Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşanan ‘MEZALİM (SOYKIRIM)’ konusunda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ortak bir karar alarak uluslararası topluma ilan edilmesi talebimizi arz ederiz.
9 Aralık 1948 tarihinde kabul edilen ve 12 Ocak 1951’de yürürlüğe giren Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 260 A (111) sayılı kararıyla kabul edilen ve 12 Ocak 1951’de yürürlüğe giren ‘Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ ulusal, etnik, ırksal veya dini temelde tanımlanabilecek bir grubun sırf o grup olduğu için imha edilmesine yönelik aşağıdaki beş eylemden herhangi birinin varit olması halinde fiillerin ‘soykırım’ olarak tanımlanmasına imkân vermektedir. Bu çerçevede ‘soykırım’ tanımlamasına esas teşkil eden filler şunlardır;
• Grubun üyelerinin öldürülmesi;
• Grup üyelerine ciddi bedensel veya zihinsel zarar verilmesi;
• Grubun tamamen veya kısmen fiziken yok edilmesine matuf olarak yaşam koşullarını haleldar edilmesi;
• Grup içinde doğumları önlemeye yönelik önlemlerin uygulanması;
• Grubun çocuklarını başka bir gruba zorla transfer edilmesi.
“BM, UYGUR TÜRKLERİNİN SERBEST BIRAKILMASI ÇAĞRISINDA BULUNDU”
Çin Halk Cumhuriyeti yönetiminin Doğu Türkistan’daki Uygur Türklerine ve diğer Müslüman kökenli uluslara yönelik olarak uyguladığı mezalim birden fazla boyutuyla Sözleşmenin yukarıda anılan koşullarını karşılamakta olup söz konusu fiiller ‘insanlığa karşı suç’, hatta ‘soykırım’ olarak tanımlanmalarını haklı kılacak boyutlara erişmiştir.
BM İnsan Hakları Konseyine üye ülkeler tarafından Çin’in Sincan Uygur Bölgesi’ndeki Uygur Türkleri ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik insanlık dışı uygulamalarını kınayan bir mektup yayımlanmıştır. Daha sonra Almanya’nın BM Daimi Temsilcisi Christoph Heusgen tarafından 6 Ekim 2019 tarihinde deklare edilen ve aralarında ABD, İngiltere, Fransa, İspanya ve İtalya’nın da bulunduğu 39 ülke tarafından imzalanan ortak açıklamada, ‘Çin tarafından toplama kamplarında zorla tutulan Uygur Türklerinin derhal serbest bırakılması’ çağrısı yapılmıştır.
ABD ise müstakil olarak, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde Müslüman Uygur Türklerine yönelik baskı politikalarından dolayı Çin’e karşı yaptırım öngören tasarıyı Senato’dan ve Temsilciler Meclisi’nden geçirmiş, 17 Haziran 2020 tarihinde ABD başkanının onayı ardından yürürlüğe koymuştur.”
[TÜHA Haber Ajansı, 04 Mart 2021]