İzmir Depremi Sonrası Bölgedeki Acil Toplanma Alanlarının Değerlendirilmesi

TÜHA HABER / TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şubesi 14. Dönem Yönetim Kurulu, İzmir Depremi Sonrası Bölgedeki Acil Toplanma Alanlarının Değerlendirilmesi konusunda (UHA) Uluslararası Haber Ajansı’na açıklamalarda bulundu.
Şube Yönetim Kurulu Başkanı Elvin Sönmez Güler, Ülkemiz jeolojik yapısı, topografyası ve iklim özellikleri bakımından her zaman çeşitli doğal ve insan kaynaklı afetlerle karşı karşıya olan bir ülkedir ve yeryüzü şekillerinin çeşitliliği, etrafının denizlerle çevrili oluşu ve yükselti değişkenliği doğal afetlerin tahribini de arttırmaktadır” dedi.
OECD tarafından yayınlanan “Bir Bakışta Devlet Yönetimi 2017” raporuna göre, 36 ülke arasında Türkiye’nin bir yıl içinde yaşanan afet sayısı bakımından dördüncü (1980–2016 döneminde yılda 7,2 afet), afetlerin yol açtığı hasarın büyüklüğü bakımından ise yedinci olduğunu söyleyen Başkan Güler, her bir afetin Türkiye ekonomisine verdiği zararın yaklaşık 1.67 milyar dolar olduğunun tahmin edildiğini ifade etti.
Elvin Sönmez Güler, Topraklarının yüzde 97’si deprem bölgesi olan Türkiye’de de en sık karşılaşılan ve en fazla ve yaygın hasara neden olan afet çeşidi deprem olarak karşımıza çıkmaktadır” dedi.
Birinci derece deprem bölgesinde yer alan İzmir için de benzer bir durumdan bahsetmenin mümkün olduğunu söyleyen Güler, yaşanılan coğrafyanın potansiyel afet riskleri göz önüne alındığında, jeolojik etüdlerin hassasiyetle analiz edildiği planlama çalışmaları ile daha güvenli kentler oluşturmanın ve kent planlamanın önemli kriterlerinden biri olmak durumunda olduğunun altını çizdi.
Başkan Elvin Sönmez Güler, mutlak Birinci derece tarım alanı olan alanların rant kaygısı ve plansız büyüme ile yapı alanlarına dönüştürülmesinin yanlış kullanım kararlarının ölümcül olduğunu, Bayraklı ve Bornova özelinde çok net gösterdiğine dikkat çekti.
“Kentlerin yaşanabilirliği, gıda güvenliği ve kentsel üretkenlik açısından son derece önemli olan bu alanların her ne koşulla olursa olsun yapılaşmaya açılmaması gerekirken, İzmir’in yeni kent merkezi olarak görülmesi sadece deprem açısından değil, gelecekte iklim krizi gibi çok sayıda çevresel soruna karşı İzmir’in dayanıklılığını azaltacak, kayıplara neden olacaktır” değerlendirmesinde bulunan Güler, “Günümüzde karşılaştığımız doğal afetler ve sağlık sorunları sonrası bir kere daha anlaşılmıştır ki, bu gibi durumlarla mücadele edebilmek ve yaşamsal fonksiyonların devam edebilmesi adına oluşturulacak alanlar önem arz etmektedir” diye konuştu.
Başkan Güler, depremlerin sıkça gerçekleştiği bir ülke olarak, bu noktada en önemli ihtiyaçların başında gelen alanların ise: Acil Durum Toplanma Alanları olduğunu hatırlatarak, Acil durum toplanma alanlarını AFAD’ın: “afet ve acil durumlar sonrasında geçici barınma merkezleri hazır olana kadar geçecek süre içerisinde paniği önlemek ve sağlıklı bilgi alışverişini sağlamak amacıyla halkın tehlikeli bölgeden uzaklaşarak toplanabileceği güvenli alanlar” şeklinde tanımladığını belirtti.
Dünyanın birçok yerinde, topluma ve çevreye ekolojik, ekonomik ve sosyolojik katkılar sunan kentsel açık yeşil alanların acil durum toplanma alanı olarak da değerlendirildiklerinin bilindiğini ifade eden Güler, fakat her açık yeşil alan ya da park niteliği taşıyan alanların buraların afet toplanma alanı olarak nitelendirilmesini sağlayamadığını aktardı.
Şube Yönetim Kurulu Başkanı Elvin Sönmez Güler, deprem riski gözetilerek tasarlanan acil toplanma alanlarının belli kriterleri bulunduğunun altını çizerek,
İzmir Afet Planında standart, kişi başı 2,5 metrekarelik bir alanın sağlanması yönünde belirtildiğini açıkladı.
Güler, “Toplanma yerleri düzenlenirken, deprem sonrası bir toplanma alanına ulaşacağı tahmin edilen kişi sayısına göre yapılan hesaplamayla belli bir bölge için gereken kişi sayısının gözetilmesi gerekmektedir. Buna ek olarak, afet toplanma alanları için maksimum uzaklığın 500 m ve 15 dakika yürüme mesafesi olması gerektiği belirtilmektedir” dedi.
Acil Durum Toplanma Alanlarının nitelikleri ile ilgili dikkat edilmesi gereken önemli hususlar bulunduğunu ifade eden Elvin Sönmez Güler, bu hususları şöyle sıraladı:
- Bölgedeki nüfus yoğunluğu,
- Alanın ulaşılma ve tahliye edilme kolaylığı,
- Mümkün olduğunca engebesiz düz arazilerde yer alması ve mümkün olduğunca engellilerin ve yaşlıların ulaşımına uygun olması,
- İkincil tehlikelerden uzaklığı,
- Konut alanlarına yakın ancak yapısal ve yapısal olmayan unsurlardan etkilenmiyor olması,
- Elektrik, su, tuvalet ve internet gibi temel ihtiyaçlar ve benzeri unsurların karşılanabileceği yapılara yakın olması şeklinde özetlenebilmektedir.
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şubesi 14. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Elvin Sönmez Güler, bu bağlamda kente ekolojik, ekonomik ve sosyal faydalar sağlayan açık-yeşil alanların afet sonrası toplanma, barınma, tahliye ve sağlık hizmetlerinin sağlanması gibi fonksiyonları göz önünde bulundurularak ele alınmasının oldukça önemli olduğuna vurgu yaptı.
- Afet riski yüksek yerleşim yeri olan İzmir genelinde afet parkları oluşturulmalıdır.
- Afet öncesi rekreasyonel hizmet veren bu parklar afet sonrası kent halkına farklı bir boyutta da hizmet verecek altyapıda olmalıdır.
İçgüdüsel bir davranış biçimi olarak insanların afetin hemen sonrasında afet alanından uzaklaşmak istendiğini ve özellikle depremlerde, binaların içinde bulunan kişilerin artçı sarsıntılardan ve olası daha büyük bir depremden korunmak için bulundukları binanın içinden çıkmak istediğini belirten Başkan Güler, “Bu durumda insanların gidecekleri ilk yer binalarının bulunduğu parseldeki açık alan, bulunmaması durumunda ise en yakın kamusal açık alandır” açıklamasını yaptı.
Elvin Sönmez Güler, Toplanma alanı/Acil toplanma olarak isimlendirilen bu alanların, afet sırasında ve sonrasında insanların ivedilikle ulaşması gereken, afet riski taşımayan güvenli alanlar olması gerektiğini hatırlatarak, “bu alanlar afetzedelerin bilgilendirildiği, yardım ekipleri ile koordinasyonun sağlandığı, kurulacak geçici barınma alanlarına yönlendirilmelerin yapıldığı merkezler olmalıdır” diye konuştu.
“Ön tahliye alanları olarak da ifade edilen bu alanlar genellikle kamuya ait ve konumu itibariyle bölgede yaşayanlar tarafından kolay fark edilebilen, hızlı ve düzenli bir şekilde erişilebilen, yeterli bir büyüklüğe sahip olan, ağırlıkla açık yeşil alanlardan oluşmaktadır” diyen Başkan Güler, bu nedenle yapılaşmadan korunmuş yeşil alanlar, spor alanları, otoparklar, meydanlar gibi açık yeşil alanlar afet anında çok hayati bir görevi yerine getirdiğinin altını çizdi.
Elvin Sönmez Güler, Bayraklı’nın depremden en çok etkilenen bu bölgesinde çok sayıda kent parkı ve açık yeşil alan bulunması büyük bir şansken bunların pek azında su, tuvalet, elektrik, internet gibi temel ve önemli ihtiyaçların planlanan eşikler içerisinde karşılanabilir olmasının böylesi bir afet durumunda sıkıntılara sebep olduğuna dikkat çekti.
Güler, “tüm bunlara ek olarak erişilebirlik konusunun en rahat olduğunu düşündüğümüz bu bölgede bile ulaşım konusunda hayati olan il 3 saat içerisinde ciddi sıkıntılar yaşanmıştır” ” dedi.
Barış Manço Parkı,Manavkuyu Mahallesi
TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şubesi 14. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Elvin Sönmez Güler, şöyle devam etti:
“Yapılan saha incelemelerimiz sonrası bir kez daha görülmüştür ki; Bayraklı’ da yer alan semt parklarının (Örneğin: Barış MANÇO Parkı, Şehit Teğmen Murat ARSLANTÜRK Parkı v.b.) Acil durum toplanma alanı niteliklerine uymamasına ve risk teşkil eden yapılara yakınlığından dolayı tehlikeli bölgede kalmasına rağmen, bölgedeki Acil Durum Toplanma Alanlarının yetersizliğinden dolayı, evlerinin güvenliğinin sağlanamayacağı endişesinden dolayı depremden etkilenen vatandaşlarımızın bu bölgelerde konaklama ihtiyacı duydukları gözlemlenmiştir. Buna ek olarak Mansuroğlu Mahallesindeki Doğanlar Apartmanının hemen yanında bulunan alanın afet toplanma alanı olarak gösterilmiş olması da yer seçimlerinde yapılaşmaya yaklaşımının önemini gözler önüne sermektedir”.
Başkan Güler, son olarak İzmir ölçeğinde genel bir değerlendirme yapmak gerekirse, ivedilikle her ilçede afet toplanma alanlarının durum tespitlerinin yapılması, standartlara uygun yeni sahaların planlanması ve mevcutların standartlara uygunluğunun sağlanabilmesi için aciliyetli düzenlemelere gidilmesi gerektiğini ifade etti..
Başkan Elvin Sönmez Güler, “TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şubesi olarak, yaşamış olduğumuz deprem felaketinden dolayı hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’ tan rahmet, yaralı olan vatandaşlarımıza ise acil şifalar diliyoruz. Kurtarma ve destek noktasında yardımlarını esirgemeyen herkese odamız adına minnetlerimizi sunarız. Bu tip olaylarda meydana gelebilecek can ve mal kayıplarının önüne geçebilmek adına doğru projelerin üretilebilmesi ve standartların belirlenmesi noktasında yapılan çalışmalarda peyzaj mimarlarının görevlerini yapabilmesi için yasa koyucuları – ilgili idareleri yasal düzenleme yapmaya davet ettiğimizi kamuoyu ile paylaşmaktan memnuniyet duyarız” diye kaydetti.
HABER : Müge ARSLAN & İzmir
[TÜHA Haber Ajansı, 08 Kasım 2020]