İzmir Tabiat Müzesinde Dünya Tarihine Yolculuk
TÜHA HABER / Anadolu’da fillerin, gergedanların, zürafaların yaşadığını biliyor muydunuz? Farklı coğrafyalara ait olduğunu düşündüğümüz bu hayvanlar, dünyanın tarihi açısından bakıldığında kısa denebilecek bir süre öncesine kadar Anadolu topraklarında da yaşıyordu.
Kahramanmaraş’taki Gavur Gölü bataklığında bulunan ve Ege Üniversitesi Tabiat Tarihi Müzesi’nde sergilenen 3.500 yıllık filin iskeleti bunun örneklerinden biri.
1973 yılında kurulan müze, sergilenen binlerce objeyle sadece Anadolu topraklarındaki yaşamın değil, evrenin ve canlılar dünyasının evrimini de geçmişten bugüne aktarıyor. VOA Türkçe’ye konuşan müzenin müdürü Prof. Dr. Tanju Kaya, Türkiye’nin coğrafi konumunun bugün olduğu gibi yüz milyonlarca yıl önce de büyük önem taşıdığını söyledi: “Türkiye jeolojik dönemler açısından da çok önemli bir noktada bulunuyor. Avrupa, Asya ve Afrika arasındaki karasal hayvan göçlerinin büyük bir kısmı Türkiye üzerinden olmuş. Yani Türkiye’deki fauna çok önemli. Hem Türkiye’ye özgü formlar var hem de bütün hayvanların atasal formlarını içeren çok zengin bir faunası var.”
Her yaş grubuna hitap ediyor
Müzedeki farklı galeriler, dünyanın ve canlı hayatının farklı aşamalarını gösteriyor. Kaya, “Tabiat tarihi müzelerinde geçmişten günümüze materyaller belli bir düzen içinde sergilenmektedir. En başta kayaçlardan başlıyoruz. Sonra mineraller, omurgasız ve omurgalı fosilleri, güncel örnekler ve kuşlarla beraber geçmişten günümüze bir anlamda zaman tünelinde bir yolculuk yapıyoruz” diye konuştu.
Ege Üniversitesi dışında hiçbir üniversitede Tabiat Tarihi Müzesi olmadığına dikkat çeken Kaya, müzenin akademik bir işlev gördüğünü de sözlerine ekledi.
Anaokulu çağındaki öğrencilerden yaşlı vatandaşlara kadar çok sayıda kişinin müzeyi gezdiğini kaydeden Kaya, her yaş grubundan insanın burada kendine göre bir şeyler bulduğunu ifade etti: “Bazı çocuklar kuşlarla ilgileniyor, bazıları kayaçlarla. Bazıları fosil avcılığına merak sarıyor. Zaten tabiat tarihi müzelerinin en önemli amaçlarından biri de insanlarda merak uyandırmaktır”. Kaya, özellikle üniversite giriş sınavlarına hazırlanan öğrencilere, meslek seçimi yapmadan önce Tabiat Tarihi Müzesi’nin gezmelerini tavsiye etti.
55 milyon yıllık fosil
Müzedeki objeler Türkiye’nin farklı bölgelerindeki jeolojik, paleontolojik (fosil bilim) ve biyolojik çalışmalar sonunda toplanmış. Bir kısmı ise müzeye bağışlanan objeler. Bu objelerdeki etiketler, bağışçıların isimleriyle birlikte yazılıyor. Yaklaşık 25 bin yıl öncesine ait insan ayak izi, Türkiye’deki tek dişli balina iskeleti, Zonguldak bölgesinden 350 milyon yıl öncesine ait 20-30 metre büyüklüğündeki bitki fosilleri, nesli tükenen Anadolu panteri ve 12 metre uzunluğu ve 5 metre yüksekliğiyle orijinal boyutunda polyesterden yapılmış bir Tyrannosaurus rex (dinozor)müzenin en fazla ilgi çeken objeleri.
Kaya, “En eski fosilimiz 550 milyon yıl öncesine ait tribolitler. Bunlar günümüzdeki eklembacaklıların ataları. Omurgalılara ait en eski fosiller ise yedi milyondan yıl öncesinden başlayıp 18 milyon yıl öncesine kadar giden fil fosilleri. Ayrıca Amasya Çeltek’de bulunmuş, 35 milyon yıl öncesine ait günümüzdeki hiçbir hayvana benzemeyen bir hayvanın fosili de var” diye konuştu.
HABER : Soner KIZILKAYA & Oğulcan BAKİLER (İzmir)
[TÜHA Haber Ajansı, 19 Ekim 2020]