Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Kapanacak Mı?
‘Pelin Çift ile Gündem Ötesi’ her Cumartesi günü “Gönül Dağı”dan sonra saat 00.15’te TRT 1 Ekranlarında..
İSTANBUL – TÜHA HABER / Münevver Karabulut cinayeti sırasında başlatılan mücadele sonrası 2010 yılında kurulan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’ne ‘‘kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürütme’’ iddiasıyla açılan kapatma davası bugün İstanbul Adalet Sarayı’nda görüldü.
İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi hayatını kaybetmiş kadınların ailelerinin ve baroların mahkemeye katılma taleplerini reddetti.
Kav: ‘‘Bizim davamız İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekilmesiyle başlayan hukuksuz sürecin bir devamı niteliğinde’’
Duruşma 5 Ekim 2022 tarihine ertelendi.
Paltformun başkanı Gülsüm Kav, derneğin kapatılma süreciyle İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma kararının eş anlı olduğunu ifade ediyor.
Kav, ‘‘Bu süreçten de güçlenerek çıkacağımıza, bu hukuksuzluğu ve haksızlığı yapıldığı yerden geri döndüreceğimize inanıyorum. Aslında bu bizim davamız, İstanbul Sözleşmesi’nden imza çekilmesiyle başlayan hukuksuz sürecin bir devamı niteliğinde ve yine bugün yaşadığımız çeşitli özgürlüklere ve haklara müdahalelerin de bir tür öncülü niteliğinde. O yüzden de bu, hepimizin davası oldu. Bugün artık sadece bizim derneğimizin değil, bütün baroların, çeşitli kadın kurumlarının, kişilerin, basından arkadaşlarımızla sizlerin, herkesin sahiplendiği bir davaya dönüşmesinin temeli de budur. Hepimizin davasıdır. O yüzden de çoğunluk biziz. O yüzden de umutluyuz. Başka illerden gelenler var. Çok sayıda avukat yetki belgesi almış durumda, 300’e yakın. Barolar ciddi biçimde sahipleniyor davayı. Bu da bize kuvvet veriyor. Çok sayıda kişi ve kurum sahipleniyor’’ dedi.
‘‘Biz çocukların gözleri önünde annelerinin öldürüldüğü bir dünyayı istemiyoruz’’
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Başkanı, platformun kapatılması için bir davanın görülmesinin etik sorun olduğunu dile getirdi.
Gülsüm Kav, ‘‘Önceki gün İstanbul’da bir kadın cinayeti yaşandı. Saadet Polat beşinci kattan düşerek hayatını kaybetti ve oğlu ‘annemi babam itti’ diye gerçeği söyleyen olmak zorunda kaldı. Biz çocukların gözleri önünde annelerinin öldürüldüğü bir dünyayı istemiyoruz. Bu açıdan kadınların öldürülmediği çocukların güldüğü şiddetin bütün biçimlerinden kurtulduğumuz bir dünya için bunu arzu edenler büyük bir çoğunluğuz. Çünkü ele aldığımız sorun çok özellikli bir sorun. Herkesin sahip çıkacağı bir sorun. Bizim derneğimize ‘ahlaka, kanuna aykırı faaliyet’ diye iddiada bulunmuşlar ama annelerin çocuklarının gözünün önünde öldürülmesi ile ilgili dünya tarihinde insanlık tarihinde bir ahlak yok. Bu açıdan bu dava aynı zamanda bir etiğin de davasıdır. Yani güzel ahlak kazanacak, etik kazanacak, hukuk kazanacak diye inanıyoruz.
Moroğlu: ‘‘Sürecin nasıl işleyeceğini bir hukuk devletinde adım adım söyleyebilirim’’
İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı Nazan Moroğlu ise demokrasi ve insan hakları için mücadele eden bir platforma açılan davanın reddedilmesi gerektiğini söyledi.
Moroğlu, ‘‘Sürecin nasıl işleyeceğini bir hukuk devletinde adım adım söyleyebilirim. Ancak saat 10’daki duruşma bugün 2’ye alındıysa diğerlerinde de neler olabileceğini tahmin edersiniz. Dolayısıyla umuyoruz, biliyoruz adaleti işletirler, hukuk kurallarına göre işler. Bu gerçekten insan hakları ihlalini önleyebilmek için yapılan mücadeledir. Böyle kararlı kadın hakları için, demokrasi için yaşam hakkı için mücadele eden kurumları gözbebeği gibi korumak gerekirken davalar açılıyor. Bunu kınıyoruz. Bu nedenle de bütün kadın hareketi olarak buradayız. Açılan davanın reddedileceğini umuyorum. Çünkü sivil toplum kuruluşu olarak dernek görevini yapıyor. Amacına uygun çalışmalarını yapıyor bunun dışında da herhangi bir şey yok’’ diye konuştu.
Avukat Yeşilırmak: ‘‘Bunun siyasi bir dava olduğunu düşünüyoruz’’
Platform avukatlarından Esin Yeşilırmak yargılamanın siyasi olduğunu düşündüklerini çünkü hukuki verilere dayanmadığını belirtti.
Avukat Yeşilırmak, ‘‘Öncelikle dosyada çok fazla usul eksikliği vardı. Yani hukuka uygun bir soruşturma yapılmamıştı. Öncelikle bu konuda itirazlarımız olacak ve tabii ki de derneğimizi anlatacağız. Biz neler yapıyorduk? Türkiye’de nasıl kadın mücadelesine destek verdik? İnsanlar nasıl derneğimize üye oldular? Öncelikle bunu anlatacağız. Ailelerimiz konuşacak. Ailelerimiz kendi dosyalarından, derneğin onlara ne gibi bir faydası olduğundan bahsedecek. Derneğimizi anlatacağız ve davanamedeki usulü eksiklikleri tartışacağız. Bunun siyasi bir dava olduğunu düşünüyoruz. Çünkü hukuki bir veri yok’’ dedi.
Ailelerden platforma destek: ‘‘Kapatılmasına gönlüm razı değil, inşallah kapatılmaz’’
2018 yılında tecavüz edildikten sonra Ankara’da öldürülen Şule Çet’in babası İsmail Çet de birçok eylem gibi Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun Çağlayan adliyesinde görülen yargılamasına katıldı.
VOA Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan İsmail Çet, ‘‘2018’de Şule Çet’i Ankara’da kaybettim. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu bizim her zaman arkamızda oldu. Bu sebepten dolayı Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun ben de hep arkasında duracağım. Kapatılmasına gönlüm razı değil. İnşallah kapatılmaz’’ diye konuştu.
‘‘Biz şiddeti, tacizi durdurmak istiyoruz; eşitsizliği ortadan kaldırmak istiyoruz’’
Kadın Cinayetleri Platformu aktivisti Hazal Kaynar ise bu kapatma davasına tek yürek olarak karşı çıktılarını söyledi.
Kaynar, ‘‘Samsun’dan geldik. Çünkü durumun önemini biliyoruz. Yani olabildiğince uzaktan gelen arkadaşlarımız da var; Diyarbakır’dan, Bitlis’ten bir sürü arkadaşlarımızda var ve hepimiz aslında bunun bizimle alakalı olmadığını, bütün toplumla alakalı olduğunu biliyoruz ve bunun değişmesi gerektiğini düşünüyoruz. Şu an bir kapatma davası var. Evet buna karşı çıkıyoruz. Çünkü bunun yanlış olduğunu hukuksuzca bulunduğunu düşünüyorum. Kendi adıma arkadaşlarım adına da söyleyebilirim. Çünkü biz her zaman bunu bastıra bastıra söyledik. Biz cinayetleri durdurmak istiyoruz. Biz şiddeti, tacizi durdurmak istiyoruz. Eşitsizliği ortadan kaldırmak istiyoruz. Elimizden geleni yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz’’ dedi.
HABER : Hilmi HACALOĞLU & Umut ÇOLAK
[TÜHA Haber Ajansı, 03 Haziran 2022]